Trump-Putin: Yeni dünya düzeni mi, eski hesaplar mı?

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Dünya, Donald Trump'ın ABD'nin 47. Başkanı seçilmesinin ardından, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve atacağı adımlar konusunda merakla beklemeye başladı.

Trump, kabinesini şekillendirmeye başladığı dönemde, bu kabinede yer alacak bazı isimlerin, Trump aleyhinde yazılar yazmış, raporlar hazırlamış ve açıklamalar yapmış kişiler olduğuna dair haberler gündemi meşgul etti. Bu kişilerin bir kısmı görevlere getirildi.
 

Elon Musk'ın rolü ve Cumhuriyetçi Parti'nin geleceği

Bu noktada, Elon Musk'ın üstleneceği görevler de önemli bir tartışma konusu oldu.

Trump ile ortak bir şekilde hükümetin etkinliğini artırmaya yönelik yeni bir bakanlık kurulması planlanıyor.

Musk'ın, kongreden yasalar geçireceği ve kendi servetini daha da büyüteceği iddiaları konuşuluyor.

Bu noktada, Elon Musk'ın Trump'ın iktidara gelmesinde kilit rol oynadığı, hatta Cumhuriyetçi Parti'nin tarihine Musk'ın müdahalesiyle veda ettiği yorumları yapılıyor.

Öne sürülen iddialara göre, Trump'ın iktidara gelmesinin ardından Musk'ın servetine 26,5 milyar dolar daha eklediği ifade ediliyor.


Trump-Putin ilişkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı

Rusya ile ilişkiler nasıl şekillenecek?

Türkiye dahil birçok ülkede, Trump'ın Putin ile hemen barış yapacağı, Ukrayna'nın ise tamamen yok olacağı gibi öngörülerde bulunuldu.

Ancak bu tür tahminler, Trump'ın Rusya-Ukrayna savaşına bakış açısının her dönem değiştiğini göz ardı ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Trump'ın 2014'ten bugüne kadar Putin, nükleer silahlar ve Ukrayna konusunda çeşitli açıklamaları olmuştu.

Şimdi de seçim kampanyası sırasında yaptığı açıklamalarda, 20 Ocak'ta iktidara devralır devralmaz, Rusya ve Ukrayna arasında masaya oturacağı ve barış sürecini başlatacağı söyleniyor.

Ancak, bu sürecin 2 aydan uzun süreceği ve savaşın devamında neler olacağı merak konusu.


Ukrayna'nın drone saldırıları ve Rusya'nın savunması

Ukrayna'nın drone saldırılarının önünde Rusya'nın zor durduğunu gözlemliyoruz.

Peki, Ukrayna, bu saldırılarını sürdürecek mi? Rusya ne yapacak?

Sonuçlar çok daha karmaşık olabilir. Rusya'nın Londra Büyükelçisi'nin BBC'ye yaptığı açıklamalarda, Kiev'e yönelik açıklamalarını inandırıcı kılacak bir gerekçe sunamadığı görüldü.

Ancak, Rusya'nın kaybı çok büyük. Türk medyasında yer alan yorumlara göre, Rusya aslında Kırım suçlamalarına maruz kalmamak için Ukrayna'yı tamamen yok etmek yerine daha temkinli bir yaklaşım benimsemiş.

Bu, pek inandırıcı bir argüman gibi görünmüyor çünkü Rusya, binlerce kayıp vermiş ve birçok stratejik adım atmış durumda.


Batı basınının manipülasyonları ve Trump'ın Putin ile ilişkisi

Bununla birlikte, Batı basınının da manipülasyon yapmaya çalıştığı bir ortamda, Trump ve Putin arasındaki ilişkiler oldukça dikkatle izleniyor.

Birçok yorumcu, Trump'ı iktidara getiren güçlerin, Rusya'nın gücünü de hesaba katmak gerektiğini savunuyor.

Bu bağlamda, Trump'ın göreve başlamasıyla birlikte, Rusya ile ilişkilerde çok daha dikkatli adımlar atılması bekleniyor.


Azerbaycan ve COP 29: Uluslararası İklim Zirvesi

Azerbaycan'ın COP 29'a ev sahipliği yapacak olması, bu yılın önemli uluslararası olaylarından biri oldu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, etkinliğe 195 ülkeden katılım olduğunu duyurdu.

Ancak bu ülkelerin hangi katılımcılar olduğuna dair soru işaretleri var:

Hangi ülkeler demokratik ve hangi ülkeler demokrasiyle yönetilenlerden oluşuyor?

Azerbaycan, bu kadar geniş bir etkinliğe ev sahipliği yaparken, içerdeki siyasi durumu ve özgürlüklerle ilgili eleştiriler de gündemde.

Bir yandan Batı'dan gelen baskılara ve insan hakları ihlalleriyle ilgili eleştirilere karşı, Azerbaycan yönetimi bu durumu nasıl değerlendirecek, zamanla göreceğiz.


Azerbaycan'daki insan hakları ihlalleri ve uluslararası baskılar

Azerbaycan'daki insan hakları ihlalleri ve baskılar da bu COP 29 etkinliğiyle tekrar gündeme geldi.

Özellikle, ülkedeki gazeteciler, aktivistler ve bilim insanlarının tutuklanması Batı basınının gündeminde.

Azerbaycan yönetimi bu konuda kendisini savunsa da uluslararası arenada aldığı eleştiriler oldukça güçlü.

Yeşil enerjiye geçiş ve petrol odaklı bir ekonomiyi çevreye duyarlı hale getirme çabaları, büyük tartışmalara yol açıyor.

Bu bağlamda, 195 ülkenin katılımıyla yapılan bu etkinliğin ne kadar verimli olacağı ise hala büyük bir soru işareti.


Azerbaycan'ın Sınır kapanması ve pandemi durumu

İşin ilginç yanı, Azerbaycan'ın sınırlarını pandemi bahanesiyle kapatması ve kendi vatandaşlarının ülkeye girmesinin yasaklanması, ancak yabancı vatandaşların bu kısıtlamadan muaf tutulması.

Bu da büyük bir çelişki oluşturuyor ve bu durumun sebebi tam olarak açıklığa kavuşmuş değil.


Azerbaycan'ın iç durumu ve refah sorunları

Son olarak, Azerbaycan'daki iç durumun ve ekonomik göstergelerin, ülkenin küresel arenada nasıl bir strateji izleyeceğiyle doğrudan ilişkili olduğu unutulmamalıdır.

Türk basınında bu konu çokça gündeme gelmişken, Türkiye'nin de bu uluslararası diplomatik çerçevede nasıl bir rol üstleneceği merak ediliyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, bazı konularda ülkesinin güçlü bir pozisyonda olduğunu savunsa da, özellikle kendi vatandaşlarının refahı ve sosyal hakları konusunda hala ciddi eksiklikler bulunuyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU