Dehak'ın karanlığından Kawa'nın aydınlığına çıkmaya çalışan Türkler ve Kürtler, bahara kavuşacak mı?

İbrahim Altun Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Dünyanın dört bir yanında çalınan zalim Dehakların savaş tamtamlarına inat bugün kuru dalın, donuk toprağın, çatlamış tohumların, börtü böceğin yeniden diriliş senfonisine ortak olan ve zalim Dehakların karanlığına karşı Demirci Kawaların yaktığı aydınlık bir ateşin etrafında toplanan gönüllere baharları muştulayan kutlu bir Nevroz'u yaşıyoruz.

Evet, bugün Nevroz.

Yani, özgürlüğün, barışın, dirilişin, direnişin, yeniden doğuşun, huzurun ve kardeşliğin bayramı. 

O halde gelin ey kırgınlığın çocuğu olan halkım birbirinize sımsıkı sarılın ve barışın. 

Bu barış ve kardeşliğin binlerce yıldır yanan ateşinin etrafında birleşin ve baharın muştusu olan bu kutlu Nevroz'un ruhuyla bahar kokulu yarınlarınızı kardeşçe selamlayın.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ey bu kadim coğrafyanın yetiştirdiği yiğit evlatların mirasyedi yaramaz çocukları olan Türkler ve Kürtler;

Biliniz ki;

Tarihin yeniden yazıldığı ve sadece bizlerin değil bizden çok sonra gelecek nesillerimizin kaderlerinin de belirleneceği bir dönemin içerisindeyiz.

Koca asrınızı mahveden ve her geçen gün hepinizi biraz daha çürüten ve küçülten, sadece nefret ve şiddet üreten, sizi birbirinize düşüren, gözlerinizi kör, yüreklerinizi kötürüm eden tüm kötü his ve düşüncelerden vazgeçin.

Sizi size ezdiren, sizi sizden bezdiren, sizi size nefret ettiren ve öldürten, her türlü nifakın, zehirli anlayışın ve dahi kirli ideolojilerin yüzüne tükürün.

Kin ve adavetin kılıcıyla ruhlarınızda açtığınız her bir yaraya sevginin, adaletin ve muhabbetin iyileştirici merhemini sürün. 

Yaralarınızla yüzleşin.

Değil mi ki bir yarayı gizlemek, o yarayı iyileştirmez bilakis daha da kötüleştirir.

Yaralarınızla yüzleşin zira bir yarayı iyileştirmenin yegâne şartı onunla yüzleşmektir.

Aranızda gerçek bir kardeşliğin hukukunu tesis edecek eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir yarını birlikte inşa edin.

Amasız bir samimiyetle birbirinize sarılın.

Hem de öyle yürekten sarılın ki ta ki birbirinize sıkılı tek bir yumruk bile kalmasın.

Bin yıllık kardeşliğinizi 100 yıllık bir kavganıza kurban etmeyin.

Kardeşlik hukukunuza zarar veren onu çiğneyen her türlü anlayışı ve söylemi kesin bir dil ve gönülle reddedin. 

İçi kan, acı, gözyaşı ve nefret dolu bir utancı değil; huzur ve sevinç dolu, onurlu bir barışı yarınlarınıza armağan edin.

Aksi halde gelecekteki evlatlarınızın ah dolu lanetini duyacaksınız!

Gözlerden yaş, göklerden taş yağmasın diye tüm ruhu canımla haykırıyorum.

BARIŞIN!

BARIŞIN!

BARIŞIN!

Biliniz ki bu son fırsat!

Gelin bu nevroz sadece baharın değil barışın da kokusunu yaysın yurdumuzun dört bir yanına.

Bir önceki sürecin heyecanı ve umuduyla barışın ve baharın sevinciyle yazılan ama sonrasında yıllar yılı bir kılçık gibi kursağımda kalan ve içimde durmadan acı acı kanayan "Bahar Kokulu Yarınlar" adlı şiirimi bugün paylaşmak nasip olacak.

Çok daha büyük bir umut ve heyecanla barış için çarpan her bir yüreğe armağan olsun.

Savaşın kurbanlarına ve yüreğinde bir evladın yasını taşıyan bağrı yanık her annemize saygıyla...

Bahar kokulu yarınlar

Ey halkımın kardeş çocukları!
Terk edip köhne varoşları
Aşın!
Dağları, 

Taşları,
Ovaları, 
Bayırları… 
Toprağın ta bağrına saçın!
Sessiz çığlıkları…

Haykırın!
Sevda dolu, 
Aşk dolu, 
Umut dolu…
Bahar kokulu yarınları...

Kıskandırın!
Güneşi, ayı,
Yıldızları…
Işıl ışıl titrerken
Gözlerinizde parıltıları,
Gölgenizde ısınsın
Tüm ışıkları

Ve…
Alıp yanınıza
En asil yalnızlıkları
Kadim aşklarla

Yakın!
İmkânsızlıkları

Dağıtın!
Kör dehlizli soğuk karanlıkları

Salın!
Korkuya kelepçelenmiş ruhları

Çıkarın!
Kafeslerinden kuşları

Derken…

Uçurun!
Özgürlük kokan kanatları
Kavgaların ayazına inat!
Köy köy,
Şehir şehir,
Ülke ülke,
Diyar diyar,
Dolaştırın!

Sımsıcak kardeşçe selamları
Sonra…
Haykırın!
Aşk dolu, sevda dolu, 
Umut dolu, hayat dolu…
Bahar kokulu yarınları!

Ve derken…
Mavi gökler ülkesinde
Gezdirin! Beyaz bayrakları

Utansın!
Savaşlar, kavgalar, 
Zehir saçan hırslar…

Utansın!
Kanlı aynalar ve
Kana susamış yamyamlar

Utansın!
Can alanlar, kan akıtanlar
Gönül yıkanlar, yürek yakanlar…

Ah!
Bir dile gelseydi acılar
Konuşsaydı eğer,
Canı yananlar,
Candan ve yardan olanlar

Kim bilir,
Neler neler anlatacaklardı?
Mezarda büyümeyi bekleyen çocuklar!

Çocuksuz oyunlar
Oyunsuz sokaklar…

Belki de utanırdı!

Dünyayı onlarsız,
Onları dünyasız bırakan

İn-san-cık-lar!
Haydi, ses verin!
Ey halkımın yiğit evlatları!
Durgun ve suskun volkanları

Kaldırın yerden!
Boynu bükük, eğik başları

Susturun!
Kanlı ağıtları,
Yas tutup ağlayanları

Durdurun!
Feryad-ı figanla
Yürek dağlayanları
Şimdi Kabartın kulakları

Dinleyin!
Bahara susamış,
Kıştan usanmış
Dağları, taşları, ağaçları,
Kuşları, ırmakları…

Sonra…

Hatırlayın!
Yarım kalmış sevdaları,
Tamamlanmamış şarkıları,
Unutulmuş yaşamları,
Yazılmamış destansı aşkları…

Gönülden dudaklara akan dualarla
Çağırın yaratanı
Ötelere ta ötelere ulaştırın!
Tutsak ve yasak arzuları
Derken…

Yıldızlara, 
En parlak yıldızlara doğru
Yol yapın!
Acıları, sancıları 
Ve dahi
Tüm yaşanmışlıkları

Şahlandırın!
Uyuyan küheylanları

Açın kapıları!
Adım adım ilerleyip
Koşturun kervanları
Zirvelere ulaşsın 
Halkımın ayakları

Haykırın!
Sevda dolu, 
Aşk dolu, 
Umut dolu
Hayat dolu şarkıları
Sonra…
Selamlayın!
Bahar kokulu yarınları…

Meriç'in, 
Dicle'nin,
Fırat'ın akıntıları,
Alıp götürsün!
Kırgınlıkları,
Dargınlıkları

Sakarya'nın
Botan'ın,
Murat'ın serin suları,
Silip süpürsün!
En izbe ayıpları,
Karanlıkları,
Ayrılıkları…

Ve en sonunda…

Medeniyet yurdu
Anadolu'mda,
Mezopotamya kokulu 
Sokaklarımda
Bahar yüzlü gülüşlerle
Boyansın oyunlar
Oyunlara koşsun çocuklar
Çocuklarla dolsun sokaklar

Derken…

Aşk dolu,
Sevda dolu
Umut dolu,
Hayat dolu…

Bahar koksun yarınlar!
Bir daha ölmesin,
Neşeyle büyüsün! 
Yarın doğacaklar…

Ve
Hiç ağlamasın,
Her dem gülsün!
Yarınları doğuracaklar…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU