Kazan Deklarasyonu (1): Helsinki Senedi 0 mı? BRICS in, AB out olur mu?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

16. BRICS Zirvesi, 22 Ekim Salı günü, 35 devletin iştirakiyle Rusya'nın Kazan kentinde toplandı ve bir deklarasyon yayımladı.

Bu deklarasyon metni şöyle başlıyor: 

BRICS ülkelerinin liderleri olarak, 22-24 Ekim 2024 tarihleri arasında Rusya Federasyonu'nun Kazan kentinde, 'Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi' temasıyla düzenlenen 16. BRICS Zirvesi için bir araya geldik. BRICS'in karşılıklı saygı ve anlayış, egemen eşitlik, dayanışma, demokrasi, açıklık, kapsayıcılık, iş birliği ve mutabakat ruhuna olan bağlılığımızı yeniden teyit ediyoruz.


Bu ifadelere bakınca esasen hümanist bir deklarasyon ruhu ön plana çıkıyor.

Dolayısıyla başta Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu'nun tabiri caizse çivisi çıkmış dünyaya bir ayar vermeye niyetlendiklerini de düşünebiliriz.

Katıksız AB taraftarı bazı arkadaşların hücumu ve linçine uğrama pahasına benim de bu deklarasyona ilişkin genel kanaatim şimdilik bu yönde.
 


Son günlerde daha sık konuşulan "Türkiye BRICS'e kabul edilecek mi?" tartışmaları şimdilik beri dursun, biz 43 sayfalık deklarasyon metninin ele aldığı önemli anekdotlara göz atalım: 


Rusya Ukrayna savaşı

Çatışmanın diyalog ve diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözülmesini amaçlayan ilgili arabuluculuk ve iyi niyet önerilerini takdirle karşılıyoruz. 


Filistin ve Ortadoğu krizi

İşgal Altındaki Filistin topraklarındaki durumun ve insani krizin kötüleşmesi, özellikle Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki şiddetin benzeri görülmemiş şekilde tırmanması konusunda ciddi endişelerimizi yineliyoruz. Güney Lübnan'daki durum konusunda endişe duyuyoruz. İsrail'in Lübnan'daki yerleşim alanlarına yönelik saldırıları sonucu sivillerin hayatını kaybetmesini ve sivil altyapıya verilen muazzam zararı kınıyoruz ve askeri eylemlerin derhal durdurulmasını talep ediyoruz.


Global yönetim ve G-20

Sonuç odaklı sonuçlara odaklanarak mutabakat temelinde G20'nin sürekli ve üretken işleyişinin önemini kabul ediyoruz. Karşılıklı çıkarlarımıza ve temel önceliklerimize dayalı BRICS dayanışmasını ve iş birliğini daha da artırmanın ve stratejik ortaklığımızı daha da güçlendirmenin önemini yineliyoruz. 


Yeni finansal mimari

Küresel finansal zorluklarla başa çıkmak için mevcut uluslararası finansal mimariyi yeniden şekillendirme ihtiyacının altını çiziyoruz. BRICS Bankalararası İşbirliği Mekanizması'nın yenilikçi finansal uygulamaları kolaylaştırma ve genişletme konusundaki odaklanmasını memnuniyetle karşılıyoruz.


Yeni sınır ötesi ödeme araçlarının yaygınlaştırılması 

Ticaret engellerini ve ayrımcılık yapmayan erişimi en aza indirme ilkesi üzerine kurulu, daha hızlı, düşük maliyetli, daha verimli, şeffaf, güvenli ve kapsayıcı sınır ötesi ödeme araçlarının yaygın faydalarını kabul ediyoruz.


BRICS Tahıl Borsası

BRICS içerisinde tahıl ticaret platformu kurulması yönünde Rus tarafının girişimini memnuniyetle karşılıyoruz.


Yoksullara yönelik ekonomik yaptırımlar durmalı

Yasa dışı yaptırımlar da dâhil olmak üzere hukuka aykırı tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin dünya ekonomisi, uluslararası ticaret ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması üzerindeki yıkıcı etkilerinden derin endişe duyuyoruz.


Yukarıdaki ifadelere baktığımda sorunlardan kaçmayan, politik manevra amaçlı kelime oyunlarına, laf cambazlıklarına girmeyen ve sorunlarla açıkça yüzleşen bir tutum ve anlayışın ifade edildiğini görüyorum.

Özellikle de dünya geneli siyasi ve sosyoekonomik krizler bu denli derinleşmişken, bölgesel ve küresel ölçekte savaş riskleri açıkça ortadayken, bu deklarasyon metninde  ifade edilen bakış açılarını son derece değerli ve özgün buluyorum.

Özellikle de Avrupa ve ABD'nin başını çektiği organizasyonlarda, son 50 yılda dünya kamuoyuna deklare edilen diğer alternatif metinlerin de, insanlığı beklentilerini karşılamadığı açıkça ortada.

Bu duruma en önemli örnek olarak gösterebileceğimiz, 1975 Helsinki Nihai Senedi'nin deklarasyon metninde insanlığa taahhüt edilen hangi hedefe tam olarak ulaşılabildi?

Esasen sadece Avrupa'yı kapsayacak şekilde kurgulanmasına rağmen, "ülkeler ve halklar arası karşılıklı güven anlayışının güçlendirilmesi, barış ortamına elverişli şartların geliştirilmesi ve demokrasi ile insan haklarının temel alınması" hedeflerini temel alan bu metindeki konsept, geride kalan yarım asra rağmen, gerçekleşebildi mi?

Herkesin aklı ve vicdanıyla düşünüp bu mukayeseyi yapması gerekiyor.

Zira "eski çamların bardak olacağı" bir döneme yaklaşılıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU