Halihazırda büyük bir IT yazılım merkezi olan Hindistan, yarı iletkenler ve mikro işlemci çipler konusunda da yükseliyor.
2024 yılı, savaş ve krizlerle dolu bir yıl oldu ve gerginlikler azalacak gibi görünmüyor.
Ekim ayının ilerleyen haftalarında Kazan'da yapılacak BRICS Zirvesi büyük bir merakla bekleniyor.
BRICS ortaklarının bile rekabet ettiği konulardan biri, küresel yarı iletkenler (semiconductors), mikro işlemci çipler ve bilgisayar çiplerinin kıtlığından kaynaklanan mikro işlemci çipler ve yarı iletkenler konusu.
Bu bileşenler, bilgisayarlar, bilgi ve teknoloji (BT) ekipmanları (uluslararası piyasalarda yaygın kullanılan kısaltması kullanılacaktır: Information Technology – IT), telekomünikasyon sunucuları ve istasyonları ile Elektrikli Araçlar (uluslararası piyasalarda yaygın kullanılan kısaltması kullanılacaktır: Electric Vehicles – EV) teknolojisi için hayati önem taşıyor.
Günümüzde dünya çapında önemli bir IT yazılım merkezi olan Hindistan, yarı iletkenler ve mikro işlemci çipler konusunda da yükseliyor.
Hindistan, zaten dünya genelinde Bilgi ve İletişim Teknolojileri (uluslararası piyasalarda yaygın kullanılan kısaltması kullanılacaktır: Information and Communications Technologies (ICT) alanında önemli bir merkez.
Hindistan, en iyi yazılım mühendislerinden bazılarına sahip. Bunun yanı sıra, yarı iletken üretiminde de önemli bir merkez olarak gelişiyor.
Bu makale, küresel yarı iletkenler endüstrisinin önemini ve bu stratejik bileşenleri üretme yeteneğini ele alıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hindistan, yarı iletkenler ve mikro işlemci çiplerin üretiminde yükselen bir destinasyon
Özellikle Hindistan'ın, Tayvan gibi önceki destinasyonlara alternatif olarak ortaya çıktığını gözlemlemek dikkat çekici.
Tayvan'ın anakara ile yaşadığı sorunlar bir yandan gerginlik ve belirsizlik ortamı yaratıyor.
Ayrıca, Güney Çin Denizi'ndeki gerginliklerden bağımsız olarak, Tayvan birçok sismik aktiviteye maruz kalıyor, bu da yatırımcıları alternatif üretim destinasyonları aramaya itiyor.
Hindistan ve özellikle Bangalore, Haydarabad ve Chennai gibi Güney Hindistan şehirleri, ICT endüstrisindeki yatırımcılar için hâlihazırda bilinen ve kümeleşmenin olduğu merkezlerdir.
Hindistan'ın büyüyen ekonomisi ve gelecekteki büyüme beklentileri, onu cazip bir destinasyon haline getiriyor.
Ayrıca, önemli ölçüde tedarik zincirleri seçeneklerini çeşitlendirmiş, liman kapasitesi ve üretim kabiliyetleriyle Hindistan, giderek küresel bir ekonomik güç konumunda.
Yazılım ve bilişim teknolojilerinin önemli bir merkezi olan Hindistan, çeşitli teknoloji ürünleri üretimi için bir alternatif olarak ortaya çıkıyor.
Önemli uluslararası yatırımcılar, özellikle Foxconn ve Stellantis, Hindistan'a yatırım seçenekleri üzerinde duruyorlar.
Aslında, dev telekomünikasyon ekipmanı üreticisi Foxconn ve otomotiv devi Stellantis, Hindistan'da otomobil yarı iletken teknolojileri için bir Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Ortak Girişimi (Joint Venture – JV) kuruyor.
SiliconAuto, Hollanda merkezli Stellantis NV ve Hon Hai Technology Group (Foxconn)'un ortak girişimidir.
SiliconAuto, otomotiv sektörü için yarı iletken ürün tasarımı ve sistem-çip geliştirme üzerine, Bengaluru'da bir Ar-Ge merkezi kurdu. Ayrıca, Foxconn Hindistan'da bir elektrikli araç üretim tesisi kurma sürecinde.
Foxconn'un, elektrikli araçlar (EV'ler) için kilit bileşenlerden biri olacak bir batarya üretim birimi kurma planları da var.
Hindistan'a yapılacak diğer önemli bir yatırım duyurusu da, Hollandalı NXP Semiconductors şirketinden geldi.
NXP'nin CEO'su Kurt Sievrs, Yeni Delhi yakınlarındaki Semicon India konferansında, NXP'nin Hindistan'a önümüzdeki birkaç yıl içinde 1 milyar dolardan fazla yatırım yapacağını açıkladı.
Bu yatırım ile şirket, mevcut araştırma ve geliştirme faaliyetlerini iki katına çıkarmış olacaktır.
Yarı iletkenlerin stratejik önemi nedeniyle yalnızca özel sektördeki yatırımcılar değil, hükümetler de ICT üretimi konusunda işbirliği fırsatlarını geliştirmek için stratejik ortaklıklar kuruyorlar.
Eylül 2024'te, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Hindistan Yarı İletken Misyonu, küresel yarı iletkenler endüstrisinin çeşitlendirilmesi için bir işbirliği yapacaklarını ilan ettiler.
Bu ABD-Hindistan ortaklığı, entegre bir ekosistem yaratarak daha dirençli, güvenli ve sürdürülebilir bir küresel yarı iletken tedarik ve değer zinciri oluşturmayı hedeflediklerini duyurdular.
Bu yarı iletkenler üzerindeki ortaklık, ABD-Hindistan stratejik işbirliğinin genel olarak da genişlemesini yansıtıyor.
Bu tesadüf değil, çünkü Hindistan'da yarı iletkenler endüstrisinin gelişimi, Hindistan'ın dış politika hedefleriyle yakından bağlantılı.
Hindistan'ın yarı iletken endüstrisini güçlendirmesi, ABD ile olan stratejik işbirliği ile bağlantılı, ancak Tayvan ve Singapur gibi Asya Pasifik'teki daha küçük, bölgesel ortaklarla da işbirliği devam ediyor.
Hindistan Başbakanı Modi, 27 Eylül'de Tata ve Tayvan merkezli Powerchip Semiconductor Manufacturing Company (PSMC) ile bir araya geldi.
Görüşmenin gündem maddesi, Hindistan'da üretim yapılması konusunun görüşülmesiydi.
Çip tasarımına odaklanan startup'lar da Hindistan-ABD işbirliğinin, yarı iletkenler alanında ilerleme sağlayabilmek için hayati önemde olduğunu gösteriyor.
3rdiTech Holding'e ait Bharat Semi, Hindistan Teknoloji Enstitüsü'nün kuluçka merkezinde kurulan bir girişimdir.
Bharat Semi, bundan dört yıl önce Kaliforniya Üniversitesi Berkeley teknolojik hızlandırıcısında yer buldu.
Yarı iletkenler endüstrisindeki bu ve benzer gelişmeler, Türkiye'nin de bu sektördeki fırsatlardan yararlanması gerektiğinin önemini ortaya koyuyor.
Türkiye'nin ileri düzeyde milli savunma sanayisi ve elektronik üretim sektörleri için, yarı iletkenler olmazsa olmaz parçalardır.
Ayrıca, bataryalar ve EV'ler için çiplerin ve bu tür yarı iletken teknolojilerin Türkiye'de geliştirilebilmesi hayati önem taşıyor (Milli Teknoloji Hamlesi).
Türkiye, Avrupa pazarlarına daha yakın olması ve hâlihazırda otomotiv ile savunma sanayii teknolojileri konusunda avantajlara sahip.
Türkiye de milli teknoloji hamlesi kapsamında yarı iletken ürünler ve onlarla ilgili teknolojileri geliştirmeli.
Bazı teknolojiler "yerli ve milli" olabilirken, genel anlamda Türkiye'deki üretim kapasitesi, Hindistan'ın yaptığı gibi, doğrudan yabancı yatırımcıları çekerek de hızlandırılabilir.
Türkiye'nin önemli bir stratejik hedefi, küresel ticaret ve tedarik zincirlerinin merkez ülkesi oluyor.
Bu yüzden, Türkiye'nin kendi tedarik zincir güvenliğini güçlendirebilmesi için, yabancı yatırımcıları çekerek, önemli üreticilerle işbirliği yapması gerekiyor.
Ayrıca, Türkiye'deki karar vericiler, Hindistan'daki mevcut uluslararası ortaklıklarla rekabet etmekten ziyade, işbirliği yapabilmesi gerekir.
Böylece, çip ve yarı iletkenler gibi kilit bileşenlerin üretiminin önemli bir kısmını Türkiye'de geliştirilmesi sağlanabilir.
Türkiye'nin lojistik kabiliyetinin geliştirilmesine ek, Hindistan gibi ülkelerle işbirliklerini de geliştirerek, stratejik bileşenlerin güvenli biçimde Avrupa ve Afrika pazarlarına erişimi sağlayabilmesi gerekir.
Tabii ki, Türkiye'nin yalnızca tedarik zincirinde değil, değer zincirinde de yer alması gerekli.
Dolayısıyla, bazı üretim ve araştırma tesislerinin de Türkiye'de kurulmaları, Türkiye ekonomisine katkı ve iş imkânları yaratılması bakımında gerekli.
Türkiye'nin bu adımı, otomotiv endüstrisini, insansız hava araçları (İHA) ve yeni teknolojileri daha da geliştirmek için lazım.
Hindistan'ın Doğrudan Yabancı Yatırımları (Foreign Direct Investment – FDI) çekme konusundaki başarısı, aslında büyük bir sır değil.
Nobel ödüllü Daron Acemoğlu'nun araştırmalarında sıklıkla belirtildiği üzere, güçlü kurumlar ve sağ duyulu ekonomi politikalarıyla yatırımcı çekmek mümkün.
Güçlü kurumları olan ülkelerin, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma konusunda daha başarılı oldukları ve toplumsal refahı arttırılabilmeleri daha kolay olabiliyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish