Güney Asya'da neler oluyor? Hindistan'ın bölgesel yaklaşımını yeniden yapılandırması gerek...

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Sajjad Hussain/AFP

Son olay ile başlayalım: Bangladeş Başbakanı Sheikh Hasina hükümetinin devrilmesi, istikrara ulaşmakta zorluk çeken Güney Asya'daki politik kargaşanın son örneğidir; bölgenin başat gücü Hindistan için ciddi güvenlik ve ekonomik risklere gebe.

Hasina, Bangladeş'teki en güçlü siyasi figürdü; 10 yıldan fazla bir süre boyunca ülkeyi demir yumruk ile yönetti ve muhalifleri ile sert bir biçimde mücadele etti.

Ancak tarihi olarak otokratik rejimlere meydan okuması ve kurtuluşu desteklemesi ile bilinen Bangladeş halkı ona karşı ayaklandı ve Bangladeş'in kurucu lideri Sheikh Mujibur Rahman'ın kızı Hasina'yı başbakanlık görevinden istifa etmeye zorladı.

Ülkeyi dahi terkeden Hasina şu anda Hindistan'da kalıyor ve güvenli bir ülkede sığınacak bir yer arıyor.

Bir zamanlar Bangladeş'te büyük bir halk desteğine sahip Hasina'nın Hindistan ile çok yakın bir ilişkisi olduğu tartışmasız.

Bunun için çok sayıda tarihi, politik, stratejik ve ekonomik neden var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hindistan'ın iktidar parti sözcüsü 2022'de Hz. Muhammed'e (S.A.S.) hakaret içeren ifadeler kullandığında birçok Müslüman çoğunluklu ülkenin öfkesini kazanırken Hasina'nın hükümeti konuyu bir "iç mesele" olarak ilan etmişti.

Hasina'nın partisi laik Awami Birliği, radikal İslamcı grupları hedef aldı; rakiplerinin aksine, Hindistan karşıtı militan grupların Bangladeş'te üs kurmasına izin vermedi.

İktidarı kaybederse Bangladeş'in Hindistan'ın ulusal güvenliğine tehdit oluşturan İslamcı grupların üreme alanı haline geleceği senaryosuna sahip Hindistan Hasina'yı herkesi dışlayarak destekledi.

2024 seçimlerinde Hasina tartışmalı bir biçimde dördüncü dönemini kazandıktan sonra Hindistan Amerika'ya demokratik gerileme nedeni ile Bangladeş'e baskı yapmayı bırakması için lobi yaptı.

Hasina yükselen ekonomik büyümeye başkanlık etti ve ordu dahil tüm devlet kurumlarını kontrol etti ve sonuç olarak Hindistan protestolara karşın onun yönetmeye devam edeceğini varsaydı.

Hasina'nın düşüşüne yol açan kaos döneminde bazı Hindistan karşıtı unsurlar da vardı, ancak doğrusu yine de bu Bangladeş'in iç meselesi; Bangladeş'te çoğunun Hindistan karşıtı olduğu köktendinci örgütlerin varlığı yeni bir şey değil.

Ancak aynı zamanda Bangladeş'teki istikrarsızlığın Bangladeş ile geniş bir kara sınırını paylaşan Hindistan için doğrudan sonuçları olacaktır.

Başka bir dramatik olay, Rajapaksa kardeşlerin hanedan rejiminin dağıldığı 2022'de Sri Lanka'nın nüfuzlu politik lideri, üç dönemli başbakanlık ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Mahinda Rajapaksa ile kendisi başbakan iken cumhurbaşkanlığı görevini yürüten kardeşi Gotabaya Rajapaksa istifa etmeden askeri bir jet ile ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Bir zamanlar Mahinda Rajapaksa'ya oy veren Sri Lanka halkı onu kayırmacılık, yolsuzluk ve ekonominin büyük ölçüde kötü yönetilmesi ile suçladı ve hükümetine karşı protesto gösterileri düzenleyerek sokaklara döküldü.

İnsan hakları ihlalleri ile suçlanmasına karşın Sri Lanka'daki birçok kişi iç savaşı sona erdirdiği için Rajapaksa'ya hayranlık duyuyordu.

Halkın desteği ile beslenen, kendisini dokunulmaz bir politik figür olarak gören popülist bir liderdi.

Çin ile güçlü bir ittifak sürdürdü, ekonomiyi kötü yönetti ve Çinli şirketlere ayrıcalıklı koşullar sundu.

Lankalılar sonunda onu sorumlu tuttu ki dolayısıyla Hindistan karşıtı duygular ile ilgili Sri Lanka'da kaygı verici bir durum söz konusu değil.

Aynı yıl Pakistan'da muhalifleri tarafından başbakanlıktan uzaklaştırılan popüler İmran Khan, Pakistan ordusunun gözünden düştükten sonra şimdi yolsuzluk suçlamaları ile hapiste. İmran Khan ordunun önemli bir etkiye sahip olduğu bir ülkede kontrolü ele geçirmeyi amaçlıyordu.

Dolayısıyla sivil hükümet ile askeri liderlik arasında bir güç mücadelesi vardı ki otoriteyi ilan etme çabaları Pakistan ordusunu huzursuz etti.

Sonuç olarak iktidardan uzaklaştırıldı ve ordu daha sonra seçimler yolu ile geri dönüşünü engellemek için adımlar attı.

Ancak bir yandan bu olaylar Pakistan'a özgü ve Hindistan ile ilgili değil iken bir yandan da Hindistan ve Pakistan arasındaki karmaşık ilişki Güney Asya'da hala çok önemli bir sorun.

Bir başka ani ve dramatik olay, 2021'de Afganistan Cumhurbaşkanı Ashraf Ghani Taliban'a hiçbir meydan okumadan ülkesinden kaçtı.

Şu anda Birleşik Arap Emirlikleri'nde olan Ghani Afganistan'ın seçilmiş bir lideri iken Taliban'ı militan bir muhalif güç olarak ayakta tutan yolsuzluk ve kaynakların büyük ölçüde kötü yönetildiğine dair raporlar ortaya çıktı.

Taliban'ın Pakistan ile yakın bağları kaygılara yol açsa da Taliban'ın yeniden canlanmasının Hindistan karşıtı duygular ile ilgisi olmayan benzersiz bir durumu sembolize ettiğinden Hindistan genelinde bu artık doğrudan bir tehdit olarak görülmüyor ki ayrıca Hindistan artık onlarla hem resmi hem de gayrıresmi olarak ilişki kuruyor.

Bölgedeki en büyük ülke olan ve her Güney Asya ülkesi ile sınır paylaşan Hindistan için mahalledeki siyasi krizden öyle ya da böyle etkilenmesi kaçınılmaz bir olgudur.

Hindistan'ın daha küçük komşuları ile samimi ilişkiler ve ekonomik sinerji geliştirmeyi amaçlayan "Önce Komşuluk" dış politikası sınır anlaşmazlıkları ve ikili anlaşmazlıklar, Hindistan'ın kalkınma projelerini geç yürütmesi ve bölgedeki artan Çin etkisi nedeni ile kısa sürede sekteye uğradı.

Hindistan Hasina'yı görev süresi boyunca tam olarak destekledi ve diğer paydaşların ve Bangladeş halkının kaygılarını sıklıkla görmezden geldi.

Hindistan daha küçük komşularının çoğuna bu yaklaşımı benimsedi ve bu bazen talihsiz sonuçlar doğurdu.

Hindistan'ın komşuluk diplomasisine yönelik aşırı güvenlikçi yaklaşımı aksine komşularında güvensizlik yaratıyor.

Hindistan'ın 10 yıldan fazla süredir kendi dış politikasını ve güvenlik zorunluluklarını sahadaki durumu ve ilgili halkı dikkate almadan yönlendirdiği Bangladeş, Nepal ve Myanmar örneklerinde görüldüğü gibi.

Bangladeş'teki son yaşanan politik kargaşada görüldüğü üzere Hindistan sınır polisinin sert yaklaşımı, su paylaşımı gibi henüz tam olarak çözüme kavuşmamış şikayetleri tetikliyor.

Myanmar'da Hindistan, Hindistan'ın jeopolitik ve jeoekonomik çıkarlarının yumurtalarını 2021'de darbe ile iktidarı ele geçiren tartışmalı askeri cuntanın sepetine koymuş durumda.

Milliyetçi Afganlar ile uzun süredir devam eden ilişkileri ihmal ederek Taliban yöneticileri ile dostça bağlar kurdu.

Nepal'de yeni anayasanın tasarımı ve amacından özellikle Terai ovaları boyunca sağcı Hindu yanlısı örgütlerin yayılmasına kadar bir dizi konuda açıkça müdahaleci oldu; 2015'te Nepal'in kendisini laik bir cumhuriyet ilan etmesi üzerine Nepal'e bir ticaret ablukası başlattı.

Geçen yıl bazı Maldivli bakanların Hindistan Başbakanı Modi'yi eleştirdiği iddiası ile diplomatik bir anlaşmazlık yaşanmasının ardından Modi'nin destekçileri Hint turistler için Maldivler'i boykot etme kampanyası başlattı.

Hindistan'ın kendi mahallesindeki politika başarısızlıkları yalnızca dış olaylardan değil, aynı zamanda kendi mevcut iç politikasından da kaynaklanıyor.

Hindistan'ın güvenliği, dış politikası ve özellikle son zamanlarda aşırı sağcı Hindu ideolojik zorunlulukları bölgesel politikayı birlikte yürütüyor.

Hindistan uzak diyarlarda yükselen bir güç olarak selamlanıyor olabilir; ancak bu, komşuları tarafından hala nispeten zayıf bir güç olarak görüldüğü gerçeğini gizlemiyor.

Üstelik, daha küçük komşularının Hindistan ile çalışması gerektiğini dikte eden coğrafya olgusu gibi kaçınılmaz bir gerçek de var.

Bölgedeki istikrarsızlık düzeyi aynı zamanda Hindistan çıkarlarının kısıt düzeyini belirler.

Hindistan'ın dünya sahnesinde daha büyük bir rol oynamaya çalıştığı bir zamanda, Hindistan'ı bölgesel olarak zorlayabilecek çok şey var.

Ufukta ilk görünen felaket senaryosu olarak, Bangladeş'teki fiili darbe ve Myanmar'daki dışarıdan beslenen iç savaş, Myanmar'ın istikrarsızlığını Bangladeş ve Kuzeydoğu Hindistan'a kadar yayma ve böylece daha büyük bölgesel gerginliklere yol açma riski akla geliyor.
 


Son sözler ...

Geleneksel dış politika ve strateji alanında özellikle Hindistan'da mahalle genellikle stratejik uydular olarak hafife alınabilecek küçük ülkelerden oluşmuş olarak, bir başka deyişle Hindistan'ın arka bahçesi olarak görülüyordu ki bu, 19'uncu yüzyılın sonlarından bu yana Britanya Raj'ı (İngiliz Hindistanı) için dahi tampon devletlere ve güvenlik araçlarına odaklanan Hindistan devletinin stratejik çerçevesiydi.

Bugün iyi olan, ziyaretler açısından Nehru'dan bu yana hiçbir önceki Başbakan'ın Modi'nin yaptığı gibi Hindistan'ın tüm komşularına bu kadar çok ziyarette bulunduğunu görmüyorum.

Şimdi de iyi olmayana gelelim: Siyasi etki alanınız ne denli olursa olsun, iddialı bölgesel gündeminizi uygulamanız için tek başına yeterli olmayacaktır; bürokratik sistemin geliştirilmesi, ekonomik engellerin ortadan kaldırılması, ticaret ve yatırımların geliştirilmesi ve sınırötesi bağlantı projeleri uygulanması gerekir.

Ancak Hindistan siyasi iradesinde komşu ülkeler ile daha fazla ekonomik bağ ve daha iyi altyapı aracılığı ile bağlantı kurmanın önemine ilişkin stratejik bir anlayış oluştu.

Buna göre, küçük komşularınızla daha fazla karşılıklı bağımlılık yaratarak ekonomik büyüme, bölgesel güvenlik ve siyasi nüfuz gibi stratejik uzun vadeli çıkarlara ulaşılacaktır.

Bunu pratikte sürdürmek kolay değil, Hindistan'ın sınırlarını oldukça zorluyor; onlarca yıllık izolasyona, farklı bakanlıklar arasında yavaş ve bürokratik karar almaya, merkez-devlet gerginliklerine dayalı zayıflıklarını açığa çıkarıyor.

Aslında son zamanlarda Güney Asya ülkeleri çekim merkezi Hindistan olan geleneksel Güney Asya bölgesinden uzaklaşırken Hindistan aslında her zamankinden daha fazlasını yapıyor.

Bu arada tarih bilmiyorsanız, gelecekteki politikaları şekillendirecek yapıcı fikirler bulmak çok zordur.

Aynı hataları yaparsınız veya her şeyin yeni olduğunu varsayarsınız.

Karmaşık mahalle politik oyunlar için harika bir malzeme sunar.

Bu yüzden her hükümet bölgedeki büyük başarısını siyasallaştırmak isterken muhalefette olan herkes büyük çoğunlukla mahalleyi her zaman başarısızlık olarak görme eğilimindedir.

Ve işin püf noktası, karmaşık ve çeşitli bir bölgeye her baktığınızda her zaman başarı veya başarısızlık anlatılarını zorlayacak durumlar bulabilirsiniz.

Kategorik yargılarda bulunmak için birden çok farklı komşu ülkeyi aynı sepete nasıl koyabilirsiniz?

Burada uzun vadeli sosyo-ekonomik bağımlılığa odaklanan daha işlemsel bir yaklaşım gerekliliğinin ortaya çıktığını görebilirsiniz.

Ve burada önemli olan, dış politikayı belirli sektörlere bağlamaktır.

Dolayısıyla örneğin Hindistan bağlamında stratejik özerkliğin ne olduğu, tarafsızlığın ne olduğu, Hindistan'ın Amerika ve Çin arasında nasıl denge kuracağı hakkında büyük jeostratejik tartışmalara odaklanmak yerine, yani "yalnızca" bunlara odaklanmak yerine, -ki bunların hepsi son derece önemli sorular ancak büyük ölçüde felsefi- dış politikanın sağlık, eğitim, göç, teknoloji ve diğer işlevsel alanlar ile bağlantılı bölgesel, küresel, ikili veya çok taraflı boyutları çok daha fazla ilgiyi hak eder ve bu her bağlama oturtulabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU