Tercihiniz, Malazgirt Zaferi mi yoksa Büyük Taarruz mu?

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Son yıllarda Malazgirt Zaferi'ni, 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ile karşılaştırma, birini diğerine üstün gösterme ya da yok sayma gayretlerine üzülerek tanık oluyoruz.

Malazgirt Zaferi, bize artık tamamen yurt edineceğimiz Anadolu'nun kapılarını sonuna kadar açtı.

Büyük Taarruz ise yüzyıllar sonra elimizden gitmekte olan vatanımızı işgalden, düşmandan kurtarmamızı sağladı.

Atalarımızdan Sultan Alparslan'ın arkasına saklanarak, bir diğer atamız Atatürk'ün zaferlerini küçümsemek ve yok saymak ya da Mustafa Kemal'in arkasına saklanarak Alparslan'ın Zaferi'ni değersizleştirmeye çalışmak sadece cahillik değil terbiyesizliktir.

Büyük Taarruz yok sayılacak, öylesine geçiştirilecek ya da başka zaferle karşılaştırılıp, yarıştırılacak bir olay değildir.

1389 yılında Sırpları yenerek kazandığımız Kosova Zaferi'ni kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü Kosova bugün sınırlarımız içinde değil.

1396 yılında Haçlı Ordusu özelliğindeki düşmanı yenerek kazandığımız Niğbolu Zaferi'ni kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü Niğbolu Türkiye sınırları içinde değil.

1444 yılında Macar ordusunu yenerek kazandığımız Varna Zaferi'ni kutluyor mu muyuz?

Hayır, çünkü Varna bugünkü sınırlarımız içinde değil.

1516 yılında kazandığımız Mercidabık Zaferi'ni kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü bugün Lübnan, Filistin, Suriye topraklarımız içinde değil.

1526'da Macarları yenerek kazandığımız Mohaç Zaferi'ni kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü Mohaç bugün sınırlarımız içinde değil.

Bağdat'ı, 1534 ve 1638 yıllarında 2 kez fethettiğimiz zaferleri kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü Bağdat ülkemizin sınırları içinde değil.

1669'da Venedikleri yenerek Girit'i fethettiğimiz Zaferi kutluyor muyuz?

Hayır, çünkü Girit bugün sınırlarımız içinde değil.


Bu listeyi uzatarak vaktinizi almak istemediğim için diğer zaferleri siz ekleyin ve asıl soruyu soralım:

İstanbul'un Fethini neden kutlayabiliyoruz?

Çünkü, İstanbul Türkiye sınırları içinde.

Mustafa Kemal'in ısrarla yok sayılmaya çalışıldığı, gökyüzünden bulutların arasında gelen evliyaların sayesinde kazandığımız palavrası atılan Çanakkale Zaferi'ni neden kutlayabiliyoruz?

Çünkü Çanakkale sınırlarımız içerisinde.

Malazgirt Zaferi'ni neden kutlayabiliyoruz?

Çünkü Malazgirt Türkiye sınırları içinde.

İşte can alıcı nokta burada.

Eğer 30 Ağustos Zaferi kazanılmasaydı ne İstanbul'un fethini ne Çanakkale Zaferi'ni ne de Malazgirt Zaferi'ni kutlayacağımız Türkiye olmazdı.

İşte bu nedenle kimse Büyük Taarruz ile Malazgirt Zaferi'ni yarıştırmasın.

Malazgirt Zaferi'ni ve diğer zaferleri kutluyorsak, bunu 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'a borçlu olduğumuzu da kimse unutmasın.

30 Ağustos'u küçümseyenler, "Mustafa Kemal Atatürk'ün Büyük Taarruz için neden 26 Ağustos'u seçtiğini" biliyorlar mı?

Lütfen buraya dikkat edin, 26 Ağustos 1071 tarihindeki Malazgirt Zaferi ile zaten çok daha önce bulunduğumuz Anadolu'yu artık yurt edinmeye başladık.

Oğuz boyları hızla Anadolu'nun her bir köşesine bu zaferden sonra yayıldı. 

Yurt edindiğimiz bu topraklar, Birinci Dünya Savaşı sonrası düşman tarafından işgal edilmişti.

Tarih bilinci ve bilgisi çok yüksek olan, Türk tarihini çok iyi bilen Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz için Malazgirt Zaferi'nin günü 26 Ağustos'u özellikle seçmişti.

Çünkü Malazgirt Zaferi'nin anlam ve önemini biliyordu.

Atatürk, bu seçimiyle yurt edindiğimiz toprakları yeni bir zafer kazanarak koruyacağımızı ve düşmanı silip atacağımız mesajını vermişti.

Atatürk düşmanlığının egemen kılınmaya çalışıldığı bir tarih kurma peşinde koşanlardan, Atatürk'ün bu çok anlamlı mesajını anlamalarını zaten beklemiyoruz.

Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal başta olmak üzere Türk Milletine 30 Ağustos Zaferi'ni kazandıran askerlerimizi, aralarında Erzurum-Horasan'dan Konya-Akşehir'e gelerek öküz arabasıyla aylarca orduya cephane ve silah taşıyan Dedem Hacı Feyyaz'ın da bulunduğu isimsiz kahramanları, minnet ve şükranla anıyor, Allah'tan rahmet diliyorum.

Aynı şekilde Malazgirt Zaferi'ni tarihe altın harflerle yazan, Anadolu'yu bize yurt edindiren atamız Sultan Alparslan ve askerlerini de şükranla ve rahmetle anıyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU