Bunu Embraer Legacy'nin kaderine mi bağlayalım yoksa ona binenlerin bahtsızlığına mı; bilemiyorum.
Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in en çok itimat ettiği şahıslardan biri olan Yevgeni Prigojin'in içinde bulunduğu Embraer Legacy, 23 Ağustos 2023'te Moskova'dan havalandıktan kısa süre sonra düşerken, 24 Ağustos 2024'te Embraer Legacy ile Bakü'den Paris'e giden Telegram kanalının kurucusu Pavel Durov, Le Bourget Havaalanı'nda gözaltına alındığını dünya âlem gördü.
Yazının kaleme alındığı sıralarda Durov'un gözaltı süresi devam ediyordu.
Rusya vatandaşlığının yanı sıra, Fransa vatandaşlığı da bulunan Durov'un olayında "konsolosluk müdahalesi"ne izin verilmesi için Dışişleri Bakanlığı Mariya Zaharova, Fransa makamları nezdinde başvuruda bulunduklarını açıkladı; ancak Durov'un "Fransa vatandaşlığının öncelik arzettiği" gerekçe gösterilerek Moskova'nın diplomatik kanallardan yaptığı girişimler sonuçsuz bırakıldı.
Durov'un belirli süreden bu yana Fransa'da değil, başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere farklı ülkelerde ikamet ettiği belliyken, en son Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 18-19 Ağustos tarihlerinde Azerbaycan'da bulunduğu sıralarda kendisiyle buluşmak amacıyla günler öncesinden Bakü'ye gittiği ancak Putin'le buluşamadığı yazılıp konuşulmuştu.
Putin'in gezisinden 5 gün sonra Bakü'den Paris'e uçan Pavel Durov'un orada yakalanacağını bildiği halde gitmekten vazgeçmediği de ortaya atılan iddialar arasında yer alıyor.
2013 yılında kurulmuş Rus Telegram kanalının 39 yaşındaki sahibi Pavel Durov'un gözaltına alınma nedenleri arasında "uyuşturucu trafiği", "terör", "dolandırıcılık, para aklama, çocuk pornosu" gibi iddialar yer almakta olup, yazının kaleme alındığı saatlerde işadamının gözaltı süresinin doksan altı saate kadar uzatıldığı açıklanmıştı.
Pavel Durov'un Rusya'daki avukatı müvekkilinin gözaltına alınmasını "Avrupa yasalarına aykırı" diye nitelendirirken, aslında Telegram kanalının kontrol edilmesi için gereken şifreleri Rusya devletine vermemesinden dolayı işadamının daha önce sorunlar yaşadığı ve 2021 yılında Fransa vatandaşlığına geçtiği ifade ediliyor.
Diğer yandan vatandaşlığa geçerken Fransa devletine sadakat yemini etmiş Pavel Durov'un yine aynı sorunla karşılaşmasından dolayı gözaltına alındığını iddia edenler var.
Onun haklarını savunanlar gözaltına alınmayı "siyasi bir karar" olarak nitelendirmelerine rağmen, Pavel Durov'a karşı "terör, uyuşturucu ticareti ve teröre destek" suçlamalarıyla dava açılabileceğini de istisna etmiyorlar.
Bunun sebebi olarak ise birkaç sene önce Rusya devletinin yaptığı gibi, Fransa devletinin de Telegram kanalını kendi kontrolüne alma ve gerektiğinde önemli yazışmaları bloke etme arzusu gösteriliyor.
Halihazırda dünya çapında 500 milyon kullanıcısının olduğu Telegram kanalının Rusya Federasyonu ve Fransa kimlikleri taşıyan sahibine karşı "terör, uyuşturucu trafiği ve çocuk pornosu" suçlamalarıyla dava açılma ihtimalinin olması, Pavel Durov'un doğrudan bu suçlara karışması anlamını taşımayıp, Telegram kanalı üzerinden gerçekleştirildiği iddia edilen bu suçları önlememesinden kaynaklanıyor.
Telegram kanalının sahibine karşı yöneltilecek suçlamaların içeriğini gördükten sonra daha isabetli yorumlar yapılabileceği için, Pavel Durov'un Paris'in Le Bourget havaalanında gözaltına alınmasından önceki gelişmelere ilişkin soruları gündeme getirmek mantıksız olmayacaktır.
İşte o sorulardan bazıları:
Telegram kanalının sahibi Pavel Durov, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in gelişinden birkaç gün önce Bakü'ye gerçekten Putin ile buluşma olanağı aramak için mi gitmişti?
O niyetle gittiyse kendisine bu olanağı yaratma sözünü kim verdi?
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in bu konuda bir isteğinin olmaması durumunda Pavel Durov kalkıp da Bakü'ye gitme cesaretini kendinde bulabilir miydi?
Yoksa kendisini Vladimir Putin ile buluşturma sözünü Rusya Cumhurbaşkanı'nın en yakınındaki isimlerden biri mi verdi?
Öyleyse bu buluşma neden gerçekleşmedi?
Veya gerçekleşti de bugüne kadar basına herhangi bir bilginin sızmasının önüne mi geçildi?
Telegram kanalının sahibi neden Rusya Federasyonu Devlet Başkanı'nın Bakü'yü terk etmesinden sonra 5 gün daha Bakü'de kaldı?
Kaldıysa kimlerle bir araya geldi? Bir araya gelmediyse 5 günü dinlenerek mi geçirdi?
Pavel Durov'un Paris'e ille de Bakü'den gitme kararı almasının arkasında hangi amaçlar olabilir?
Son aylarda Fransa ile Azerbaycan'ın arası çok bozuk iken Telegram kanalının Fransa vatandaşlığı bulunan sahibi Bakü'deki hamlelerinin ürün vermediğini görüp vatandaşı olduğu devletle gizli anlaşmaya vararak ve üzerindeki baskıları hafifletmek için örneğin Dubai'ye değil de Paris'e gitmeyi tercih etmiş olabilir mi?
Ve Fransa devleti, kendi sömürgesi konumundaki Caledonya'ya verdiği açık destekten dolayı Azerbaycan ile bundan sonraki ilişkilerinde Pavel Durov'un bildiği sırları koz olarak kullanıp hizmetlerinden yararlanabilir mi?
Örnek mi arıyorsunuz: İşte çok uzağa gitmeden Rıza Zarrab örneğini bir daha gözünüzün önünde canlandırın. Caledonya konusunda Rusya Azerbaycan'ı desteklerken ve Azerbaycan da Fransa sömürgesine desteği aksatmayacağını ve hatta bunun için kendi aç-yalavaç vatandaşının nafakasını daha da kısarak Caledonya'ya yardım vakfı kurmuşken, bu işlerin çok su kaldıracağını tahmin etmek zor değil.
Hele Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'i, "Fransa'nın giyecek donu bile yok, Paris'in ümüğünü sıktın mı Caledonya'yı bağımsız yapman işten bile olmayacak" şeklindeki sözlerle fişteklemelerin havada uçuştuğu bir ortamda Bakü'nün geri adım atacağını düşünmek aşırı çocuksu bir durum olurdu...
Şimdilik bunlara girmeyip Pavel Durov'un gözaltında bulunduğu sırada yaşanan gelişmeleri izleyelim...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish