İsrail'in Hamas'a yönelik suikastları çok kolay bir şekilde kıyamete yol açabilir

Binyamin Netanyahu uzun zamandır İran'ın atom silahına sahip olmasını engellemek için saldıracağı uyarısında bulunuyordu. Ancak Tahran'da bir Hamas liderinin öldürülmesi, düşmanını mümkün olan en kısa sürede bomba yapmaya teşvik edebilir

Hamas'ın lideri İsmail Haniye, İsrail'in hedefli saldırısında Tahran'da öldürüldü (AP)

İsrail'in İran'ın başkentinin göbeğinde, kilit önemdeki Filistinli düşmanına gece yarısı ölümcül bir darbe vurabilmesi, ilk bakışta modern savaş alanındaki ustalığının bir kanıtı. Birkaç saat önce Beyrut'ta Hizbullah'ın kıdemli askeri komutanı Fuad Şükür'ün hedef alınmasında olduğu gibi, Hamas lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesi de İsrail'in düşmanları için saklanacak bir yer olmadığını gösterdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yine de İsrail'in, İsrail karşıtı şiddet eylemlerini organize edenleri bulup öldürmeye dair uzun listesi, halk desteği olan terörist grupları ve isyancıları bastırmak için suikastın bir çıkmaz sokak olduğunu gösteriyor.

Haniye'nin şehit edilmesi, onu çok sayıda İsraillinin hayatına mal olan ve Gazze'ye rehinelerin götürülmesine yol açan 7 Ekim saldırısının mimarı olarak gören pek çok İsrailli için şüphesiz tatmin edici olacaktır.

Ancak bu şehitlik onun inatçı davasına bir otorite kazandırabilir. Haniye, Gazze'de kışkırttığı katliamdan uzakta, Katar'da güven içinde yaşadığı sürece İsrail, Hamas liderinin stratejisinin insani maliyetine kayıtsız kaldığını iddia edebilirdi. Artık öldüğüne göre sıradan Gazzelilere şunu söylemek daha zor:

Siz açlıktan ölürken ve kan kaybederken Doha'da milyarder hayatı yaşayan bir adam için neden savaşasınız?

Hamas liderine suikast düzenlemek örgütü bir süreliğine sekteye uğratabilir ama Haniye'nin kendisi de İsrail'in Mart 2004'te kurucusu Şeyh Ahmet Yasin'i havaya uçurmasının ardından Hamas'ın başına geçen gruba mensuptu.

İsrail'in Haniye'yi vurmasından önce Gazze'deki Hamas can çekişiyor olsa bile (aslında büyük bir "eğer") Lübnan'daki Hizbullah, Irak'tan faaliyet gösteren Şii milisler ve Kızıldeniz'deki gemilere ve İsrail'in Eilat limanına saldıran Husilerle savaşın yayıldığına dair işaretler vardı. Gazze'deki çatışmanın Ortadoğu'da giderek büyüyen bir çatışmanın sadece birinci aşaması olduğu yakında görülebilir.

Bazı İsrailliler, Hamas liderinden kurtulmakla Binyamin Netanyahu'nun 7 Ekim'deki güvenlik zafiyetiyle kaybettiği siyasi otoriteyi yeniden kazanarak bir ateşkes anlaşması yapabileceğini öne sürdü. Ama bu fikir barış için iki tarafın da olması gerektiğini göz ardı ediyor. Hamas şimdi sadece intikam talepleriyle karşı karşıya kalmayacak, İran, Hizbullah ve Irak'taki diğer İran yanlısı gruplar ve Yemen'deki Husiler de devreye girecek. Katar bile arabuluculuk rolünün Haniye'nin öldürülmesiyle sona erdiğini açıkladı.

Netanyahu hiçbir zaman Filistinlilerle iki devletli bir çözüm istemedi ve artık ne İsrail'in ne de Filistinlilerin uzlaşmasını görmek mümkün değil. Aralarındaki güven 7 Ekim'den çok önce kaybolmuştu. Unutmamalıyız ki Netanyahu'dan nefret eden pek çok İsrailli bunu onu yozlaşmış ve kendine hizmet eden biri olarak görmelerinin yanı sıra Filistinlilerin saldırılarına karşı güvenliklerini garanti edemediği için de hissediyor. İsrail'de artık barış yanlısı bir hareket yok.

Netanyahu uzun zamandır İsrail'in İran'ın atom silahına sahip olmasını engellemek için bizzat saldıracağı uyarısında bulunuyor. Tahran'ın İsrail tarafından aşağılanması, onu mümkün olan en kısa sürede bomba yapmaya itebilir. Bu da Ortadoğu'da kıyamet tehdidini artırır.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İran'ın nisandaki füze ve drone saldırısının tekrarlanması halinde Amerika'nın İsrail'i savunmak için harekete geçeceği uyarısında bulunmuştu. Bu da İran ve Hizbullah gibi vekillerinin intikam saldırılarına hedef olan İsraillilere, ABD üslerinin bulunduğu Irak ve Suriye'deki Amerikalıları da ekleyebilir.

İran itibar kaybetti. İsrail ve Amerika intikam çağrıları karşısında geri adım atmak istemeyecektir. Bu, şiddet sarmalının reçetesi.

Mark Almond, Oxford'daki Kriz Araştırma Enstitüsü'nün direktörüdür



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU