İran uzmanı Talebi: Hamaney’in amacı çok yönlü bir cumhurbaşkanı seçmekti

Leipzig Üniversitesi’nden Rıza Talebi, Mayis Alizade’ye konuştu

Fotoğraf: AA

İran’da ilk turu 28 Haziran, ikinci turu 5 Temmuz’da yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde “reformist” olarak lanse edilen eski rektör, milletvekili ve Sağlık Bakanı Mesud Pezeşkiyan’ın seçilmesinin yankıları sürerken uzmanlar ülkenin geleceğine ilişkin görüş belirtmeyi sürdürüyor. Almanya Leipzig Üniversitesi araştırma görevlisi Rıza Talebi, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni ve yeni kabinenin açıklanması öncesinde Independent Türkçe’nin sorularını yanıtladı.

 

Rıza Talebi


“Hamaney farklı bir yol izledi”

Başından beri Ali Hamaney’in amacının Pezeşkiyan olduğunu söylemiştim. Ülkenin ekonomik ve siyasi bir darboğazda olduğu, geçici çıkış yolunun olmadığı ve özellikle Mirbagheri gibi kişilerin yönlendirmesiyle farklı siyasi kanatların, özellikle muhafazakâr kanadın, siyasi açılımı zorlaştırdığı bir dönemde, Hamaney farklı bir yol seçti. Orta sağ ve sol kanattan bir dizi önemli figürün, örneğin Ruhani ve Haşimi’nin bir şekilde sahneden çekildiği, Hatemi ve takipçilerinin izolasyona zorlandığı, Taczade, Musavi ve Kerrubi gibi isimlerin hapsedildiği bir ortamda, böyle bir seçim, reformist kanada yeni bir soluk getirdi. Eski Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ve diğer reformistlerin desteği ve Laricani gibi orta yolcu muhafazakârların ardından Parlamento başkanı Kalibaf’ın da destek vermesiyle Hamaney’in amacının çok yönlü bir cumhurbaşkanı seçerek Said Celili ve Mirbagheri kanadının nüfuzunu sınırlamak olduğu kesinleşmiştir.

“Mirbagheri'nin etkisinin sürmesi ekonomik reform çabalarını sekteye uğratabilir.”

Bir din adamı olarak Mirbagheri felsefeye ve tasavvufa karşıt bir tutum sergileyen radikal muhafazakâr akımın manevi liderliğini, Misbah Yezdi’den sonra devralmıştı. Yandaşları, Ahmedinejad dönemi sonrası Hamaney’in desteği ve Misbah Yezdi’nin himayesiyle hükümetin tüm kademelerinde çöreklenmişti. Ve en son aşamada Ali Hamaney’i de kendi adaylarını kabul etmeye mecbur bırakmışlardı. Ancak, Müçteba Hamaney’in belirgin bir şekilde ortaya çıkışı ve tüm muhalif liderlerin tasfiyesi, onları görünüşte barışçıl bir seçim sürecine çekerek böylece hezimete uğratmıştı. Mirbagheri'nin radikal düşünceleri ve güçlü nüfuzu, İran'da uzun vadeli bir istikrarsızlık riski taşımaktadır. Onun ideolojik katılığı, toplumun çeşitli kesimlerini dışlayarak, özellikle reformist ve ılımlı gruplar arasında derin bir fay hattı oluşturabilir. Bu durum, hükümetin daha geniş bir toplumsal desteği kaybetmesine ve hoşnutsuzlukların daha da artmasına yol açabilir. Mirbagheri ve destekçileri, katı muhafazakâr politikalarını dayatmak için baskıcı yöntemlere başvurabilirler, bu da insan hakları ihlallerini katlar ve ülkenin uluslararası alanda daha fazla izolasyona maruz kalmasına neden olabilir. Mirbagheri'nin etkisinin sürmesi, İran'ın iç politikadaki açmazlarını daha da derinleştire ve ülkenin gelecekteki siyasi ve ekonomik reform çabalarını sekteye uğratabilir.

Pezeşkiyan’ın seçilmesiyle birlikte halkta, özellikle İran Türklerinde yeni bir umut yeşerdi. Geniş destek verdikleri Pezeşkiyan’ın merkez-çevre tartışmalarına girmesini talep ettiler. Pezeşkiyan’ın ayrımcılık ve merkez-çevre meselelerine dair söylemleri, bu alanda bazı değişimlerin olabileceğine dair küçük de olsa bir heyecan yarattı. Ancak, ayrımcılığın yanı sıra sivil sosyal ve siyasi aktivistlere karşı baskı ve tutuklamaların sürmesi hükümetin siyasi açılım konusunda geri adım atmadığını gösteriyordu. İşte tüm bunlardan dolayı Pezeşkiyan da yemin törenine kadar sessizliğini korumayı tercih ediyor. Kabine belirleme konusundaki tutarsızlık ve Pezeşkiyan’ın en yakın çevresine kötü nama sahip insanların sokulması siyasi arenada sıkıntı yaratma potansiyeline sahip bir belirsizlik oluşturuyor. Kadınlar, azınlıklar, ekonomi ve sosyal-siyasi özgürlükler gibi konuların yanı sıra sansürün kaldırılması da günümüz İran halkının en önemli talepleri arasında yer almakta. Ancak birçok insan seçimleri boykot etmişken, askeri ve güvenlik kurumlarının geniş kapsamlı politika değişiklikleri ve bakanlar kurulunun belirlenmesinden sonra Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde belirsizliklerin ortaya çıkma ihtimali güçleniyor. Bu durum Pezeşkiyan’ın Cumhurbaşkanlığının iki döneminde de Ali Hamaney’in halefinin belirlenmesiyle sonuçlanacak. Bu ismin Müçteba Hamaney olması kuvvetle muhtemeldir.

“Mücteba’nın liderliği daha katı ve merkeziyetçi bir yönetim anlayışını pekiştirebilir”

Müçteba Hamaney’in liderliğe yükselme durumu İran’ın siyasi sahnesinde önemli bir değişime işaret ediyor. Ali Hamaney’in oğlu olarak, siyasi ve dini liderlik için uzun süreden bu yana hazırlandığı bilinmektedir. Müçteba Hamaney’in yükselişi, reformistler ve muhalifler tarafından şüpheyle karşılanmakta ve yeni bir otoriter dönemin başlangıcı olarak görülmektedir. Babasının desteğiyle, Müçteba’nın liderliği daha katı ve merkeziyetçi bir yönetim anlayışını pekiştirebilir. Oğul Hamaney de İran'da yukarıdan aşağıya bir değişim süreci başlatabilir ve reformlar yaparken muhalefeti baskılayabilir.

Pezeşkiyan’ı, Ali Hamaney’in tam bir takipçisi olarak görmemiz mümkün. Seçim kampanyası sırasında İran İslam Cumhuriyeti Lideri’ne itaat ettiğini açıkça ilan etmiştir. Bakanları belirlemek üzere bir Yönlendirme Konseyi kurulması, her ne kadar birçok itirazla karşılaşsa da Pezeşkiyan’ın bu konuda sorumluluktan kaçınmasını sağlayacak bir adım olarak görülmüştür. Kadınlar, dini azınlıklar ve etnik grupların kabinede yer alacağına dair vaatleri, bu Konseyin birçok üyesinin muhalefetiyle karşılanmış olup, Pezeşkiyan’ın bu grupları iktidarın merkezine alıp alamayacağı merak konusudur. Yıllardır belirli reformistler ve muhafazakâr gruplar tarafından kontrol edilen ve sürekli olarak hizipsel çıkarlar ve liderin emirleri doğrultusunda hareket eden bu yapı üzerinde değişiklik yapabilmek zor görünüyor.

“Bu sorunlar çözülmeden Pezeşkiyan’a ümit beslemek zor”

Kürdistan, Belucistan ve Huzistan gibi yoksul bölgelere ivedilikle yatırımların yapılması, ülke yönetiminde Türklerin aktif rol üstlenmesi ve örneğin Urmiye Gölü’nün kurumasının önlenmesi gibi çevresel sorunlarının çare bulunmasının yanı sıra bir dizi diğer sorunların bir yandan, diğer yandan ise ülke içindeki siyasi açılım ve sosyal iyileştirme konuları İran liderliğinin onayına bağlıdır. Diplomasi, Batı ile sorunların yumuşatılması, nükleer müzakerelerine yeniden dönülmesi sona ermesi ve Avrupa ülkelerinin tetik mekanizmasını devreye sokma olasılığı, ABD’deki Başkanlık seçimleri ve İran liderliğinin Orta Doğu’ya politikası, Gazze ve Suriye savaşları vd. bu kabilden sorunlar kolayca çözülemeyecek önemli meselelerdir. Bu sorunlar çözülmeden Pezeşkiyan’a ümit beslemek de zorlaşacaktır. Umut beklemek zor olacaktır. Bu karanlık ortamda, belki de Ali Hamaney’in ülkeyi değişim götürmek için son şansıdır.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU