Kültürel diplomasi: Yumuşak güç ve halklar arasında iletişim için etkili bir araç

Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dr. Faysal b. Abdurrahman Osra yazdı

Fotoğraf: AA

Yumuşak gücün önemli ve etkili bir aracı olan kültürel diplomasi, uluslararası ilişkilerde bir güç kaynağı olarak kullanılabilir. Kültürel diplomasi, bir dizi faktör, araç ve yöntem aracılığıyla karşı tarafı etkileyebilir ve gerekli iknayı sağlayabilir. Bu faktör ve araçlara şunlar örnek verilebilir: ‘Değerler, fikirler ve medya.’ Bilgi aktarımı, siyasi iletişimin etkinleştirilmesi, haberler ve kültürel programların yayınlanmasındaki önemli rolleri nedeniyle geleneksel medya, görsel, işitsel, yazılı medya ve sosyal medya tarafından temsil edilen modern medya da bu kısma dahildir.

Diyalog, çatışma veya anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir yöntem ve temel bir araç olarak kabul edilir. Yurtdışındaki üniversiteler ve dil programları gibi eğitim programları, ülkeler arasında bilimsel, akademik, profesyonel, kültürel ve sanatsal değişimi sağlar. Sanat, sınırları aşma ve dil bariyerini kırma kabiliyetleri sayesinde etkinliğini ve verimliliğini kanıtlamıştır. Konferanslar, dersler, edebiyat, sanat ve eğitim gibi yüksek veya elit kültür ile halkın genelini ifade eden popüler kültürü içeren genel olarak tüm kültür biçimleri toplum için değer yaratmaya çalışan bir dizi uygulamayı temsil eder. Bir ulusun kültürünün farklı yönlerinden faydalanılabilir.

Eski çağlardan bu yana uluslar ve halklar arasında kültürel iletişimin etkinleştirilmesine katkıda bulunan ve etkisi günümüze kadar uzanan edebiyat bunlardan biridir. Şiir, düzyazı, tiyatro sanatları, kültürün önemli bir aracı olarak kabul edilen ve popüler üretimin çevirisini içeren çalışmalar da bu gruba dahildir. Bunları yaymak için çalışmak yurtdışında ve sergilerde görüntüleme fırsatları sağlamak gereklidir. Tüm bu araç ve gereçler bir ulusun kültürünün diğer yabancı tarafa aktarılmasına katkıda bulunur.

İyi bilinmektedir ki diplomasi, bir grup ülke arasındaki iletişim ve temas sistemini oluşturan bir dizi araç anlamına gelir. Bu ülkeler uluslararası toplumun üyelerini oluşturur. Aynı zamanda bir ülkenin siyasi temsiliyetini ve dış ilişkilerinin yabancı bir ülke veya ülkeler grubuyla yönetimini ifade eder. Diplomasi, anlayış ve ortak paydalara ulaşmak için onlarla diyalog ve müzakere sanatını sembolize eder. Diplomasi, herhangi bir ülkenin dış politikasını uygulamak için önemli bir araçtır ve üç ana sütuna dayanır: ‘Siyaset, ekonomi ve kültür.’ İşte burada kültür devreye girer. Çünkü kültür, iletişimin en önemli araçlarından biridir, iletişimin temel taşı ve direğidir.

Dolayısıyla halklar arasındaki kültürel iletişim süreci, uygarlığın ilerlemesinin önemli bir unsurudur. Bir ülkenin gücü artık sadece ekonomisinin gücü, politikalarının etkinliği ve etkisi ya da askeri üstünlüğü ile ölçülmemektedir. Daha ziyade bir ülkenin gücü, kültürünün diğer ülkelerle güçlü ve verimli ilişkiler kurma, ortak fayda ve çıkarlar elde etme becerisinin kapasitesiyle ölçülür.

Bu açıdan bakıldığında, uluslararası ilişkileri yönetmenin etkili bir yolu olan kültürel diplomasi; kamu diplomasisi, geleneksel diplomasi ya da resmi diplomasinin önemli bir biçimi olarak kabul edilir. Hatta bazıları kültürel diplomasiyi karşılıklı anlayışı geliştirmeyi amaçlayan kamu diplomasisi ve yumuşak gücün bir unsuru olarak sınıflandırmaktadır. Yumuşak güç, sert güç kullanmak yerine kültür, değerler ve fikirler aracılığıyla ikna kabiliyeti ve etkileme yeteneği anlamına gelir. Sert güç genellikle askeri muharebeler, operasyonlar ve benzeri yollarla elde edilir. Dolayısıyla, yumuşak gücün en önemli unsurlarından ve etkili iletişim araçlarından biri olan kültürün rolü burada devreye girmektedir. Bu açıdan bakıldığında, kültürel diplomasinin rolü giderek artmakta ve daha yerleşik hale gelmektedir. Bazı uzmanlar kültürel diplomasiyi şöyle adlandırır: ‘Yirmi birinci yüzyıl diplomasisi.’

Arap, bölgesel ve uluslararası siyaset sahnesine ilgi duyan ve takip eden herkes, Suudi Arabistan diplomasisinin Arap çevresinde artan rolünü açıkça ve belirgin bir şekilde fark etmektedir. Şu sıralar Suudi Arabistan’ın bölgesel ve uluslararası düzeylerde güçlü ve etkili varlığına tanık olunuyor. Suudi Arabistan bunu, ılımlılık ilkesine dayalı diplomatik bir yaklaşım benimseyerek, barışı tesis ederek, pozisyonları ve çıkarları birleştirerek, entegrasyon ve iş birliği yaparak, verimli ve etkili ortaklıklar kurarak gerçekleştiriyor. Zira böylece denge kurulacak, küresel barış ve kalkınmanın sürdürülebilirliği pekiştirilecektir. Bu, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğindeki Suudi hükümetinin vizyonudur. Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın konumunu güçlendirmek, dünyanın çeşitli ülkeleri arasındaki öncü konumunu pekiştirmek, büyük kazanımlar sağlamak ve önemli başarılara ulaşmak için ülkenin en önemli araçlarından biri olarak etkili, aktif ve güçlü bir şekilde Suudi diplomasisini kullanıyor.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU