Hazar Denizi'nde İran tatbikatı: Azerbaycan için bir tehdit mi?

Memmed İsmayılov Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Devletlerin silahlı kuvvetleri, ülkelerine yönelik potansiyel tehditler karşısında çeşitli askeri tatbikatlar gerçekleştirir. Bu tatbikatlar, bazen gözdağı vermek veya yaklaşan bir tehdide karşı hazırlıklı olduklarını göstermek amacıyla düzenlenir. Yazımıza bu çerçevede başlamamız tesadüf değildir.

31 Temmuz 2024 tarihinde, Hamas Siyasi Büro Lideri İsmail Haniyye'nin İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğramasının ardından İran'ın İsrail'e nasıl bir misillemede bulunacağı merak konusu oldu. Kimileri doğrudan İsrail'e yönelik bir saldırı olacağını söylerken, kimileri de İsrail'in farklı ülkelerdeki varlıklarına saldırı düzenleneceğini öne sürdü. Bu ülkelerden biri de Azerbaycan’dır.

İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra, İran, Azerbaycan'da İsrail'e ait tesisler bulunduğuna dair asılsız iddialarda bulundu. Bu iddialar, 27 Ocak 2023'te Tahran'daki Azerbaycan Büyükelçiliği'ne yapılan silahlı saldırıyla birlikte iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırdı.

İran'dan İsrail'e bir misilleme beklenirken, 11-13 Ağustos tarihlerinde İran Deniz Kuvvetleri Hazar Denizi'nde bir tatbikat gerçekleştirdi. Dört gün sonra, 17 Ağustos'ta Azerbaycan Savunma Bakanlığı, önemli tesisleri korumak amacıyla bir hava savunma tatbikatı düzenlediğini duyurdu. Bakanlık, uzun menzilli S-300 dahil olmak üzere hava savunma sistemlerinin "varsayımsal bir düşmandan" gelebilecek füze saldırılarına karşı aktifleştirildiğini belirtti. Bu tatbikatın zamanlaması ve Azerbaycan'ın kullandığı “önemli tesisleri korumak amacıyla bir hava savunma tatbikatı” ifadeleri, İran'dan Azerbaycan'a yönelik bir tehdidin mevcut olduğunu düşündürmektedir.

Ayrıca, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby’nin, İran'ın İsrail'e yönelik geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu açıklaması, Azerbaycan'ın tatbikatını daha da anlamlı kılmaktadır. Bu bağlamda, İran’ın doğrudan İsrail’e saldırmak yerine Hazar Denizi’nde tatbikat yapması, olası bir kışkırtmanın işareti olarak değerlendirilebilir.

Bu kışkırtmanın arkasındaki aktörler yabancı medya kuruluşlarıdır.  Son dönemde yabancı medya kuruluşları iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkilemek amacıyla asılsız iddialarda bulunmaktadırlar.  Örneğin, İsrail devlet televizyonu KAN, İsrail askeri yönetiminin Gürcistan ve Azerbaycan'daki personeline bu ülkeleri terk etmelerini emrettiğini iddia etti. Benzer şekilde, The Telegraph gazetesi de İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Azerbaycan ve Irak'taki gizli İsrail üslerinin vurulmasını önerdiğini yazdı. Ancak her iki iddia da ilgili makamlarca yalanlandı. İran karşıtı bir gazete olan Iran International da Azerbaycan’da İsrail üsleri bulunduğunu iddia etti.

Azerbaycan Medya Geliştirme Ajansı tarafından yapılan açıklamada, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik bilgi manipülasyonları kınandı. Ajans, Azerbaycan topraklarında herhangi bir yabancı askeri birliğin bulunmadığını vurguladı. Azerbaycan Medya Geliştirme Ajansı tarafından yapılan açıklama aşağıda verilmiştir:

“Son dönemlerde bazı ülkelerin medya kaynakları, güvenilirliği şüpheli olan kaynaklara dayanarak Azerbaycan hakkında gerçeği yansıtmayan ve yerli ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik bilgiler yaymaktadır. Yanıltıcı bilgilendirme altında olan “Iran International” televizyon kanalı, “The Telegraph” gazetesi ve “Kan” ajansı, Azerbaycan hakkında uluslararası gazetecilik standartlarıyla bağdaşmayan bilgi manipülasyonları yaparak, güya İsrail’in askerlerine Azerbaycan'da kalmayı yasakladığına dair dezenformasyon yaymışlardır.

Bildirmek isteriz ki, Azerbaycan topraklarında herhangi bir yabancı devletin askeri birliği mevcut değildir ve bu konuyla ilgili yalan bilgilere dayanan bilgi manipülasyonlarını ciddi şekilde kınıyoruz.”

Sonuç olarak, İran’ın Hazar Denizi’nde gerçekleştirdiği tatbikat, Azerbaycan’a yönelik bir gözdağı olarak yorumlanabilir. Bununla birlikte, yabancı medya kuruluşları tarafından yürütülen dezenformasyon kampanyaları da Azerbaycan’a karşı kışkırtıcı bir rol oynamaktadır.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU