Libya: Kalenin sahibine karşı bir savaş

Görsel: AA

Burada kale ile tarihsel olarak ve halk arasında Kızıl Saray olarak bilinen Türk kalesini değil, tam arkasında yer alan ve İtalyanlar tarafından Trablus'taki İtalyan Genel Valisinin karargâhı olarak inşa edilen kaleyi kastediyoruz. Bağımsızlık döneminde İtalyanların Libya'dan ayrılmalarının ardından kale, Libya Merkez Bankası'nın genel merkezine dönüştürüldü. Orada pek çok kişi ikamet etti, ancak mevcut Merkez Bankası Başkanı el-Sıddık Ömer el-Kebir bunların en ünlüsü, makamında en uzun süre kalanı ve en tehlikelisi olarak kabul ediliyor. “Kral yapıcı” unvanını sonuna kadar hak ettiği düşünülüyor.

Şimdiki Merkez Bankası Başkanı, onu görevinden alma, tarihi kaleden uzaklaştırma, hazinelerinin anahtarlarına el koyma amacıyla halihazırda çeşitli taraflardan kendisine yöneltilmiş bir savaşa maruz kalıyor. Ancak onu sahne dışına itmek kolay değil ve daha önceki birçok deneyiminden savaşları yönetme ve galip gelme sanatını öğrendi. Buna ek olarak, içeriden ve dışarıdan güçlü müttefiklerin desteğini almadan bir savaşa girmiyor. Bu savaş ona karşı yürütülen son savaş olmayacak ve bu savaştan da büyük olasılıkla zarar görmeden ve zaferle çıkması bekleniyor çünkü elinde iki koz var; Büyükelçi Richard Norland tarafından temsil edilen Amerikan desteği ile Temsilciler Meclisi Başkanı Müsteşar Akila Salih'in desteği. Elbette onu pençeleri ve dişleri ile korumaya hazır silahlı örgütler de var. Karşı tarafta ise Başkanlık Konseyi, Milli Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe ve diğerleri saf tutuyor.

Seyirci koltuğunda oturup olup biteni izleyen bizler, yangının ne tür bir kıvılcımla başladığını ve ne zaman başladığını tahmin edemiyoruz. Ama görünen o ki, daha önceki diğer kıvılcımlardan hiçbir farkı yok. Libya'da çeşitli taraflar arasındaki savaşlar küçücük bir kıvılcımla patlak veriyor ve tek bir amaç için yürütülüyor; Merkez Bankası kasasındaki kamu parasının yağmalanması. Kasaların anahtarları da Başkanın elinde. O ise makamını şiddetle savunuyor ve daha önce savaşlardan kaçtığı görülmüş değil. Savaşın genel kuralı, parası olan veya parayı kullanabilen tarafın, kazanmasa da savaşı kaybetmeyeceğidir. Orduların mideleri üzerinde yürüdüğüne dair eski bir askeri söz vardır. Ancak Libya'daki savaşçılar, mideleri ceplerle değiştirerek bu söylemi dönüştürdüler.

Üç üyesiyle birlikte Başkanlık Konseyi, pazar günü sürpriz bir karar ile Merkez Bankası Başkanını görevden alıp yerine başka birini atadı. Bundan bir gün önce de önleyici bir adım olarak Konsey, 2018 yılında Muhammed eş-Şukri'yi Merkez Bankası Başkanı atayan kararını görev süresi o görevini üstlenmeden dolduğu için askıya aldı. Ertesi gün Konsey Başkanı, Konsey adına, kamu hazinesinin kontrolünü ele geçirmek amacıyla Başkanı görevden almaya yönelik girişimleri kınayan, Merkez Bankası'na zarar verilmesini önlemek için Başsavcıya müdahale etme çağırısında bulunan bir bildiri yayınladı. Bildiri ayrıca, Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu'nu, zararlı olarak tanımladığı bu girişimlere karşı net ve ciddi bir duruş sergilemeye çağırdı. Siyasi anlaşmayı açıkça ihlal ederek, Libya Merkez Bankası'nı tehdit eden riskler konusunda Güvenlik Konseyi'nin bilgilendirilmesi çağrısı yaptı. ABD Büyükelçisi Norland ise olup bitenleri kınadı ve bankanın yönetiminin veya başkanlığının zorla değiştirilmesini reddettiğini vurguladı.

Diğer taraftan, silahlı kişiler pazar sabahı Libya Merkez Bankası Bilgi Teknolojileri Müdürünü evinin önünden kaçırdılar. Kaçırılma olayına karşılık olarak Merkez Bankası Başkanı, kaçırılan kişi ailesine ve işine dönene kadar bankanın kapatıldığını ve tüm bankacılık işlemlerinin askıya alındığını duyurdu. Karaborsada dolar fiyatları anında yükseldi. Kaçırılan kişi, aynı günün akşamı serbest bırakıldı. Ancak serbest bırakıldığı saate kadar neler yaşadığını ve ondan ne tür bilgilerin alınmış olabileceğini kimse bilmiyor.

Daha önce Merkez Bankası Başkanını güç kullanarak görevden almak için birçok girişimde bulunulduğunu, ancak bunların başarısız olduğunu belirtmekte fayda var. Keza Başkan ile Trablus Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe arasındaki ilişkilerin en düşük seviyede olduğunu ve ikili arasındaki düşmanlığın kamuoyuna yansıdığını da söylemeliyiz. Merkez Bankası Başkanını benzeri görülmemiş ve beklenmedik bir adımla Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih ile hızla ittifak kurmaya iten de bu olabilir. Başkanlık Konseyi'nin bu savaşı başlatma gerekçesi ve zamanlaması hakkındaki sorunun cevabı ise şu ana kadar belirsizliğini koruyor. Bu gerekçenin, Konseyin kararında belirttiği gerekçelerle büyük olasılıkla hiçbir ilgisi yok.

 

Şarkul Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU