Çalışanlar arasında yalnızlık küresel çapta artışta

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Çoğumuz yalnızlığı duygusal bir durum olarak düşünsek de insan teması eksikliği kronikleştiğinde beyinler ve bedenler üzerinde fiziksel bir etki yaratıyor. Yalnızlığın bunama, depresyon, anksiyete, kalp hastalığı ve felç riskini artırması da dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ortaya koyan çok sayıda araştırma bulunuyor.

COVID-19 salgınından bu yana, toplumsal izolasyon ve yalnızlık daha da kötüleşiyor ve artık büyük ölçüde yaşlı bireyleri ilgilendiren bir sorun olmaktan çıkıyor. Yalnızlık ve izolasyon dünyada çalışanlar ve gençler arasında yaygınlaşıyor.

Ruh sağlığının küresel olarak kötüleşmesi endişe verici

Gallup’un 2024 Küresel İşyeri Durumu raporuna göre, dünya genelinde çalışanların %20′si günlük hayatta yalnızlıkla karşı karşıya kalıyor. Dünya genelinde her beş çalışandan biri her gün yalnızlık yaşıyor ve genç çalışanlar bu duyguya daha da yatkın. Rapora göre her zaman evden çalışanlar ve 35 yaşın altındaki çalışanlar için yalnızlık oranı sırasıyla %22 ve %25 ile daha da yaygın.

Çalışmaya göre, küresel olarak çalışanların refahı 2023′te özellikle genç çalışanlar (35 yaş altı) arasında azaldı. Gallup anketine göre, küresel işgücü yalnızlık yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda stres, üzüntü ve öfke de artıyor. İş, kimliğimizde, sosyal hayatımızda, mali durumumuzda, sağlığımızda ve toplumumuzdaki itibarımızda ve katılımımızda merkezi bir rol oynuyorken bu verileri dikkate almak gerekiyor.

Yalnızlık bakanlığı

Yalnızlık hepimizin zaman zaman yaşadığı bir deneyim. Kronik hale geldiğinde kimlik, yaşam deneyimi, özgüven açısından daha fazla yoksullaşmaya yol açabiliyor. Bu nedenle ülkeler yalnızlığa çözüm arıyor. Bunlardan biri; yalnızlık bakanlığı… 2018'de Birleşik Krallık'ta kurulan ve 2021'de Kanada ve Japonya gibi diğer ülkelerde uygulanan yalnızlık bakanlığı ile yalnızlığın duygusal durumunu ve toplumdaki algısını şekillendiren politik ve sosyal yapılar üzerine bir düşünce geliştirmek amaçlandı.

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı almasının ardından, Avrupalılar bu kararın izole edilmiş, yalnız bir ada ülkesine yol açacağını söyleyerek alaycı bir tavır takındı. Ancak İngiltere'nin aslında yalnızlıkla ilgili ciddi bir sorunu vardı, araştırmalar bunu buldu. Jo Cox Yalnızlık Komisyonu'nun 2017'de yayınladığı bir rapora göre, ülkede dokuz milyondan fazla insan sık sık veya her zaman yalnız hissediyordu. Bu durum, o dönemin Başbakanı Theresa May'i yalnızlıktan sorumlu bir bakan atamaya yöneltti. Britanya, doğa yürüyüşleri, şarkı yazma atölyeleri ve topluluk çöp toplama gibi programlarla milyonlarca insanı bir araya getiren kamu-özel ortaklıkları oluşturdu. Elbette yalnızlık bakanı, bir savunma bakanı veya dışişleri bakanından daha az belirgin bir ihtiyaç ancak diğer ülkeler de bu duruma el attı: Japonya da yalnızlık bakanı atadı. İsveç'in bu konuyu agresif bir şekilde ele alan bir sosyal işler bakanı var. Avustralya ve diğer ülkelerde ise böyle bir görev için çağrılar yapılıyor.

Hükümetlerin durumu kabul etmesi önemli ancak sundukları tek şey, birkaç konuşmadan daha fazla taahhüt gerektirmeyen bir şey olmamalı. Uzun vadeli çözüm sağlayacak uygulamalara odaklanmalı.

San Mateo County, yalnızlığı halk sağlığı krizi ilan eden ilk ABD eyaleti oldu

Yalnızlık, San Francisco Körfez Bölgesi'nde yer alan ve Silikon Vadisi'nin bir kısmını da içinde barındıran Kaliforniya'nın San Mateo bölgesinde de resmen bir sağlık acil durumu olarak kabul edildi. 

Yalnızlıkla başa çıkmak

İnsanlar sosyal varlıklardır. Hepimiz hayatta kalmak ve gelişmek için başkalarına duygusal ve fiziksel olarak ihtiyaç duyarız. Yalnızlık salgın hale geldikçe, ona karşı korunmanın yollarını bulmak kritik önem taşıyor. Aslında sorun yalnızlık değil, yalnızlığı nasıl algıladığımızda… Eğer onu çok olumsuz algılıyorsak, doğal olarak buna tepkimiz çok olumsuz oluyor ve sonra sorun çığ gibi büyüyor. Bunun yerine, duyguyu daha etkili bir şekilde yönetebilmemiz için sağlıklı, dengeli ve tarafsız bir yaklaşım benimsememiz, duygunun kaynağını bulmamız gerekiyor. Her gün yeterli etkileşimden mi yoksunuz? Ya da çok sayıda insanın etrafında olmamıza rağmen, görülmediğimizi, anlaşılmadığımızı veya takdir edilmediğimizi mi hissediyoruz? Bu anlayışa sahip olmak, bir sonraki adımları belirlemeye yardımcı olacaktır. Mutlu bir hayatı anlamlı bağlantılar oluşturuyor. Bunlar olmadan doğal olarak, insanlar dünyadaki tüm konforlara sahip olsalar bile, kendilerini yalnız hissedeceklerdir. Sosyal etkileşim eksikliği hissediyorsak arkadaşlarımız ve iş arkadaşlarımızla anlamlı ilişkiler geliştirmek için çaba sarf etmeliyiz. İnsanlara bizi anlamaları için bir şans vermezsek, insanlarla etkileşime girmezsek, o zaman kendimize bir ilişki geliştirme fırsatı vermemiş oluruz. İlişkiyi geliştirmezsek, zor zamanlarda başvurabileceğimiz hiçbir şeyimiz olmaz. Ayrıca sağlıklı alışkanlıklar ve rutinler edinmek bizi bu durumlardan kurtarmaya yardımcı olacaktır. Kendimizi yalnız hissettiğimiz ortamdan dışarı çıkmalıyız. Eğer bütün gün evde kapalı kalmışsak ve kendimizi çok yalnız hissediyorsak, o zaman yapacağımız şey evden çıkmaktır. Yürüyüşe çıkmak, ailemizi aramak, arkadaşlarımızla öğle yemeğine gitmek de işe yarayacaktır. Yalnızlık anında bir eylemde bulunmak bu duyguyu dağıtmaya yardımcı olacaktır. Bu ilişkileri önceden geliştirmek, kapımızı çaldığında yalnızlıkla başa çıkmamıza yardımcı olacaktır.

Başlangıçta bazıları Facebook ve diğer sosyal medya platformlarının bizi bir arada tutacağını düşünmüştü ancak birçok uzman artık bu platformların bizi daha yalnız hale getirdiğini düşünüyor. İnsanlar Instagram akışlarına bakıyor ve herkesin eğlendiği sonucuna varıyor. Bu arada, ekranlarla geçirilen zaman, insanlarla geçirilen zamanın yerini alıyor. Tüm bunlar, yıllardır gençlerin ruh sağlığında yaşanan krizin nedenini açıklamaya yardımcı olabilir. Genellikle yaşlıların en yalnız olduğunu düşünürüz ancak anketler, genç yetişkinlerin yaşlılara göre iki kat daha fazla yalnızlık bildirdiğini gösteriyor.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU