Bir tür, refahı ve nihayetinde hayatta kalması için muhtaç olduğu yaşam destek sistemlerinin yok edilmesine neden katılır? Kendimizi içinde bulduğumuz çıkmazın temel nedenleri neler?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İçinde bulunduğumuz sistemler patolojiktir. Siyasetimiz, medyamız ve yargı sistemimiz büyük ölçüde bizi yok oluşa götüren ve dünyanın dört bir yanındaki toplulukların yok edilmesi üzerine kurulu bir ekonomiye hizmet ediyor. Hastalıklı kültürümüz ve bireysel psikolojilerimiz, açgözlülüğü, eşitsizliği, tüketimciliği ve Küresel Güney'deki ailemizle doğal maddeleri işlemeye dayalı ilişkileri normalleştiren bir dünya görüşünün zehirleriyle enfekte olmuş durumda.
Yaşam ve refah yerine hissedarların kârına öncelik veren şirket yasaları ya da doğal maddeleri işlemeye dayalı kanserli ekonomik büyümeyi gerektiren faizli borçlar gibi basit, insan yapımı kurallar, sırf aşırı miktardaki kârları devam etsin diye dünyanın yanmasını ve çatırdamasını görmeye hazır psikopat faillerin (bankalar, petrol şirketleri, milyarderler, sahte çözümler satan şirketler) egemen olduğu bir ekonomi inşa etti.
Kaplumbağa Adası'ndan (Kuzey Amerika'ya verdikleri isim) Algonkin dilini konuşan yerli halkın bu patolojiye verdiği ad, Wetiko: İnsanların zihinlerini ele geçirebilen, bencilliğe, doymak bilmez bir açgözlülüğe ve tüketimi kendi başına bir amaç haline getirmeye yol açan yamyam bir ruh. Wetiko'nun Afrika'da Yurugu, Hinduizm'de Rakshasalar, Budizm'de Aç Hayaletler ve kültürümüzde vampirler ve zombiler gibi birçok başka adı var.
Bu mitolojiler topluluk üyelerine bir uyarı niteliğinde ancak diğer ulusların halklarını ve kültürlerini sömürgeleştiren, köleleştiren ve soykırım eylemleriyle yok eden Batı ekonomilerinde dikkate alınmayan uyarılar. Nitekim ilk halklar Wetiko'yu "beyaz adamın hastalığı" diye adlandırmıştı.
Küçük bir grupla 2018'de Yokoluş İsyanı'nı (XR) kurduğumuzdan beri, hatanın egemen siyasi partilerden biri ya da ötekinden ziyade temeldeki sistemde olduğunda netiz. Temel taleplerimizden biri, dar özel çıkarların yozlaştırıcı etkisini bertaraf etme gücüne sahip bir sistem müdahalesi oldu: İklim ve doğa üzerine bir yurttaş meclisi.
Yurttaş meclislerinin kökeni Batı Afrika'daki komünal karar alma süreçlerine ve "demokrasi" (kelimenin tam anlamıyla "halk yönetimi") teriminin ortaya çıktığı ve insanların bugün jürilerimizde olduğu gibi adli ve resmi konularda karar vermek üzere "kura" yoluyla rastgele seçildiği Antik Yunan'a kadar uzanır.
Modern çağda yurttaş meclisleri, son derece tartışmalı veya siyasallaşmış konularda karar almada dünya çapında bir geçmişe sahiptir. Sıradan insanları bir araya getirerek uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda adil ve ortak çıkarlara uygun tavsiyelerde bulunurlar.
Birleşik Krallık'ta XR, Upgrade Democracy adlı etkinlik kapsamında 30 Ağustos - 1 Eylül hafta sonu Windsor'daki Kral'ın çimenlik alanını kitlesel olarak işgal ederek iklim ve doğa konusunda acil bir yurttaş meclisi çağrısını kuvvetlendiriyor. Neşemiz, güzelliğimiz, yaratıcılığımız ve kolektif zekamızla bir araya gelerek yurttaş meclislerini ulusal konuşmamızın merkezine koyacağız.
Ancak yaşam karşıtı tahakküm sisteminin değişime karşı son derece dirençli olduğunu ve bu güçlerin bizi halihazırda iklim sisteminin yeni ve tehlikeli derecede yaşanılamaz bir duruma dönüşmeye yakın olduğu bir yere ittiğini biliyoruz.
Olaylar çözülürken, bilinçli ve düşünceli bir şekilde yaşam karşıtı yıkım sistemlerinden ayrılmayı seçebilir ve uygarlığımız çökerken ihtiyaç duyulacak demokratik altyapıyı inşa edebiliriz. İşbirliğini desteklemenin ve uygulamanın yolları hakkındaki anlayış giderek artıyor. Ve bir hareket olarak, Küresel Güney'deki ailemizin daha uzun ve daha zorlu mücadelelerini desteklemenin yollarını arayarak bu işbirliği çemberini genişletebiliriz.
Toprak adaleti ve kölelik karşıtı hareketler gibi direniş ve işbirliği hikayelerinden beslenelim. Sinir sistemlerimizi iyileştirmemize yardımcı olabilecek somatik uygulamalar, nefes, dans, seks ve tıp uygulamaları mevcut. Hepimizin kendimiz ve içinde çalıştığımız gruplar için en iyi olanları öğrenmeye ihtiyacımız var. Bu, içimizdeki sisteme dikkat etmemizin ve bu konuda bir şeyler yapmamızın önemli bir yolu.
Bir adanmışlık duası öneriyorum:
Hayatlarımızı, kendi içimizdekiler de dahil yıkım sistemlerini barındırmaya, zarara direnmeye, akıl sağlığı, sığınak ve kutsallık adalarını korumaya ve inşa etmeye adıyoruz. Ayrılık ve korkuya dayalı kibrimizin serbest bırakılmasını istiyoruz. Kendimizi ve birbirimizi affedebilmeyi diliyoruz. Kim olduğumuzu hatırlayalım, nereye ait olduğumuzu hissedelim, yeni gözlerle görelim. Gizeme, canlılığa ve sevgiye güvenelim. Teşekkür ederim.
Dr. Gail Bradbrook moleküler fizik alanında doktora derecesine sahiptir ve an itibarıyla 75 ülkede 1150 XR grubuna sahip olan Yokoluş İsyanı'nın kurucularındandır. Sivil itaatsizlik eylemleri nedeniyle birkaç kez tutuklanmış ve hüküm giymiştir
independent.co.uk/climate-change
Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal
© The Independent