Scarlett Johansson'ın benzerinin kullanılması için gelen talepleri reddetmesine rağmen OpenAI'ın yeni sohbet botu için aktrisin sesine benzer bir ses kullanma kararı büyük eleştiri aldı. Bu olay, yapay zeka sektörünün yaratıcı topluluklarla çalışma konusundaki bazı karanlık uygulamalarına yeni bir ışık tuttu. Yapay zeka, şirketlerin sanatçılara ve yaratıcı kişilere ücret ödemeden veya onlardan izin almadan sömürdüğü bir araç haline geldi. Johansson, OpenAI'ye karşı koyarken çoğu yaratıcının müzakere ya da itiraz etme gücü çok daha az.
Aktris, OpenAI'ın CEO'su Sam Altman'ın aylardır sesini kullanmak için kendisine yalvardığını ve hatta lansmandan iki gün önce son bir talepte bulunduğunu iddia ettiği bir açıklama yayımladı. Aktris bu talebi reddetmiş olmasına rağmen OpenAI yine de Johansson'a benzeyen "Sky" adlı sesi piyasaya sürdü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
OpenAI daha sonra geri adım atmaya çalışarak "Sky'ın sesinin Scarlett Johansson'ın bir taklidi olmadığını" ve "yapay zeka seslendirmelerinin kasten bir ünlünün özgün sesini taklit etmemesi gerektiğini" iddia etti. Sam Altman, OpenAI tanıtımının yapıldığı gün "Aşk" (Her) diye tweet atmadı mı? Aşk onun en sevdiği film değil mi? Bunu eleştirenlerin neredeyse evrensel tepkisi, bu sesin ürkütücü bir şekilde aktrise benzediği yönünde değil miydi?
Tüm bu tartışmanın ürpertici cinsiyet dinamikleri dikkat çekici. Kadınlara karşı sistematik olarak düşmanca davranan ve bazen rıza olmaksızın "hızlı hareket etme" eğilimindeki sektörü çok açık bir şekilde özetliyor.
OpenAI daha sonra sesi kaldırdı ancak asıl geniş çaplı endişe, tüm sanatçıların haklarını savunmak için Johansson kadar şöhrete ve güce sahip olmaması. 2023'te İrlandalı seslendirme sanatçısı Remi Michelle Clarke, Bing'i seslendirmek için Microsoft'la sözleşme imzalamıştı ancak daha sonra sesinin sentetik bir versiyonunun başka bir şirketin yapay zekayla seslendirme sitesinde pazarlandığını keşfetmişti. Clarke sözleşmenin, üçüncü tarafların onun kayıtlarını süresiz olarak kullanmasına izin verdiğini o dönemde fark etmemişti. Avukatları, sözleşmenin etik olmayabileceğini ancak şirketin onun sesinin bir benzerini kullanmasını engellemek için sınırlı yasal yolları olduğunu bildirmişti.
Bu olayların her biri, teknoloji şirketleri ve sanatçılar arasındaki potansiyel olarak sömürücü bir ilişkiyi gösteriyor. Sanatçılar, yapay zeka şirketlerinin onların eserlerinin taklitlerini üretip ödeme yapmadan veya atıfta bulunmadan satan araçları piyasaya sürmesinden haklı olarak endişe duyuyor. Örneğin, yapay zeka yazılımı Midjourney'nin kurucusu David Holz, şirketin yapay zeka destekli görüntü oluşturma aracını eğitmek için yaşayan sanatçıların hâlâ telif hakkına sahip çalışmalarını onların izni olmadan kullandığını itiraf etmişti.
Bu eylemler sanatçıların, insan yaratıcılığı ve emeğinden beslenen doymak bilmez bir makine için yalnızca girdiye dönüştürülen hammaddeler olduğu bir zihniyeti yansıtıyor. Bu durum, aynı zamanda Apple'ın yeni iPad Pro için hazırladığı ve dev bir hidrolik pres kullanarak yaratıcı enstrümanları ezip çip haline getirdiği kötü şöhretli reklamını da anımsatıyor. Bu duyarsız mesaj, birçok teknoloji yöneticisinin insan yaratıcılığını nasıl gördüğünü ortaya koyuyor: En son cihazlarını üretmek için sıkıştırılacak bir şey.
Yüzyıllar öncesine dayanan telif hakkı yasası, bu teknolojideki ilerlemelere ayak uydurmakta zorlanıyor. Üretken yapay zeka şirketleri, yazılımlarını eğitmek için telif hakkıyla korunan eserleri "adil kullanım" istisnası kapsamında yasal olarak kullanma hakkına sahip olduklarını ileri sürdü. Sanatçılar ve yayıncılar bu duruma mahkemelerde şiddetle itiraz ediyor.
Bu davaların sonucu ne olursa olsun, şirketler ve sanatçılar arasındaki bu sömürücü ilişkinin yapay zekayla başlamadığını anlamak önemli. Feeding the Machine: the Hidden Human Labour Powering AI (Yapay Zekayı Beslemek: Gizli İnsan Emeği Yapay Zekayı Nasıl Güçlendiriyor) adlı kitabımız için yaptığımız araştırma kapsamında hayatları yapay zeka tarafından dönüştürülen sayısız sanatçıyla konuştuk. Bu kişiler, dengesiz güç dinamiklerinden sözleşmelerindeki adaletsiz şartlara ve çalışmalarından gelecekte elde edecekleri gelire ilişkin haklarından feragat etmelerinin istenmesine kadar uzanan bir dizi soruna işaret etti. Bir seslendirme sanatçısının bize söylediği gibi:
Yaratıcının değer zincirindeki en önemsiz kişi olması ve diğer herkesin onun üstünde yer alması sorunu ezelden beri var. Yapay zeka sömürü sorununu yaratmadı, sadece daha beter hale getirdi.
Sorun teknolojide değil, teknolojinin şirketler tarafından kârlarını artırmak ve sanatçıları daha fazla sömürmek için kullanılmasında. Sanatçılar her zaman eserlerinin kopyalarını yapan kişilerle karşı karşıya kalmıştı ancak yapay zeka daha önce hiç görülmemiş bir ölçekte tamamen yeni bir tehdit oluşturuyor. Sanatkarlar mücadele ediyor ancak hükümetler yaratıcı topluluğun haklarını koruyan yeni yasalar çıkarmak için devreye girmeli.
Dr. James Muldoon, Essex Üniversitesi'nde yönetim alanında doçent ve "Feeding the Machine: the Hidden Human Labour Powering AI" kitabının (Mark Graham ve Callum Cant'la birlikte) yazarı.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Gökçe Uçak
© The Independent