Rus basınında Gazze savaşı: "75 yıllık apartheid rejiminin, 56 yıllık Filistin işgali ve 16 yıllık Gazze ablukasının incelenmesi gerekir"

Gazze savaşının 100. gününde Rus basını yaşananları nasıl görüyor?

Görsel: Kommersant

Independent Türkçe için 14-15 Ocak 2024 tarihlerindeki Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:

Gazze savaşının 100. gününde Rus basını yaşananları nasıl görüyor?   
 

Kommersant:

Kommersant'ın İsrail muhabiri Mikhail Gurevich'in haberi özetle şu şekilde:
 

 

Güney Afrika Filistinlileri koruma altına alıyor

İsrail soykırım suçlamalarına karşı çıkıyor

Önümüzdeki hafta Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı, davayı esastan incelemeye geçmeden önce Güney Afrika'nın İsrail'e karşı iddiasına ilişkin ilk kararını verecek. Pretoria, Yahudi devletini Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'yi ihlal etmekle suçluyor. Kommersant'ın İsrail muhabiri Mikhail Gurevich, hafta sonunda gerçekleşen duruşmayı yakından takip etti.

(…)

Söz konusu mahkemenin Lahey'de yerleşen Uluslararası Cinayet Mahkemesi olmadığı, BM yapısının bir parçası olan Uluslararası bir yargı kurumu olduğunun bilinmesi önemli.

Meslektaşlarından farklı olarak Uluslararası Mahkeme'nin hakimleri kişilerin tutuklanması için karar alamıyor ve prensipte kişisel konularla ilgilenmiyor. Yerine getirilme mecburiyeti bulunmayan bu Mahkeme kararı özünde BM Genel Kurulu kararı ile aynı ağırlığa sahip.

Ne ilginçtir ki, hakem heyeti içinde İsrail'i tanımayan ve onunla diplomatik ilişkileri bulunmayan Lübnan ve Somali'nin temsilcileri bulunuyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin pozisyonuna göre soykırım olguları Filistinlilerin Gazze'de total şekilde öldürülmesini, evlerinin yerle bir edilmesini, cebren sürülmesini ve/veya yer değiştirmesini, yiyecek ve su sevkine ve tıbbi yardımın yapılmasının engellenmesini içeriyor. Bunun ötesinde Güney Afrikalı hukukçular Filistinliler arasında doğumun azalması için tedbirler uygulayan İsrail'in hamile kadınlara gereken hizmetin gösterilmesine mani türetti. Ki bu da soykırım olgularından biri olarak dilekçede yer alıyor.

Şikayetçi dilekçesinde sadece 2023 yılı olaylarına değinilmemesi gerektiğinin altını çizdi:

"İsrail'in, Filistinlilere karşı davranışlarına daha geniş çerçeveden bakarak 75 yıllık Apartheid rejiminin,56 yıllık Filistin topraklarını işgalin ve 16 yıllık Gazze ablukasının incelenmesi gerekir."

Güney Afrika Cumhuriyeti hukukçuları Kudüs ve Mirastan sorumlu bakan Amihay Eliyahu'nun gazetecinin "Gazze'ye nükleer bomba atılması gerekir mi?" sorusunu "Bu, imkanlardan birisi" şeklinde yanıtlaması da dahil olmakla İsrail'in üst düzey yöneticilerinin gürültü koparan açıklamalarını da hatırlattılar.

İkinci gün savunma sırası İsrail'e geldi. Birleşik Krallık'tan olan Avukat Malcolm Shaw, "İsrail ile Hamas arasındaki askeri hareketlerin İsraillilere ve Filistinlilere korkunç zarar verdiğini" ifade etti. Ancak yaşanmış olayların nedeni Hamas'ın "İsraillilere ve Filistinlilere azami sivil kayıp verdirme stratejisidir."

Gazze Şeridi'ndeki geniş çaplı yıkımlarla ilgili konuşurken İsrailliler binlerce yapının mayınlanması veya askeri amaçlarla kullanılması yüzünden yıkıldığını ifade ettiler.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nin şikâyet dilekçesini değerlendiren İsrail temsilcileri dilekçede sorunun ikinci tarafının olmadığını, sanki Gazze'de sadece İsrail'in hareketler yaptığını ifade ettiler.

Bu tür süreçlerin deneyimi mahkemenin çok uzun sürebileceğini gösteriyor. O zamana kadar savaş bitecek, Gazze'nin yeniden yapımına başlanacak, muhtemelen İsrail, Suudi Arabistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin anlaşma imzalayacak. Ve işte bu yeni Orta Doğu sürecinin ortasında BM Uluslararası Mahkemesi soykırımın olup olmamasına ilişkin karar alacak.
 

 

Netanyahu savaşın sonunu Gazze'nin Mısır sınırının kontrolünün ele geçirilmesine bağladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "Gazze Şeridi'nin Mısır ile olan sınırını kontrol altına almadan İsrail, Filistin Hamas dövüşçüleriyle savaşı bitiremez" dedi.

Netanyahu'ya göre bu, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılmasının tek yolu.

Başbakan basın toplantısında "Biz bu deliği kapatmadan savaşı bitirmeyeceğiz. Zira aksi takdirde bizim Hamas'ı imha etmemizden, Gazze'yi silahsızlandırmamızdan sonra bu delikten yeni savaşçılar gelecek, yeni askeri araçlar, öldürücü silahlar sevk edilecek. Onun için bizim bu deliği kapatmamız gerekir" ifadelerini kullandı.
 

 

Radio Free Europe/Radio Liberty Rusça yayınlar servisi:

İsrail'in kuzeyindeki bombardımanda iki sivil hayatını kaybetti

Pazar günü İsrail'in kuzeyindeki Yuval kasabasında Lübnan'dan atılan bir tanksavar mermisinin bir konut binasına isabet etmesi sonucu yaşlı bir kadın ve oğlu olmak üzere 2 sivil hayatını kaybetti. İsrail ordusu ayrıca ülkenin kuzey sınırı yakınındaki çatışmalarda bir askerin öldüğünü bildirdi. 

İsrail Savunma Kuvvetleri'ne göre, pazar akşamı radikal Şii grup Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyindeki mevzilerine karşı hava saldırıları düzenlendi.

14 Ocak, Hamas grubunun (ABD ve AB'de terörist olarak tanınan) Gazze Şeridi'nden güney İsrail'e düzenlediği saldırının üzerinden tam 100 gün geçti.

Geçen yıl 7 Ekim'de 1.200'den fazla kişi öldürülmüş, 200'den fazlası rehin alınmıştı. 130'dan fazla kişi Hamas ve müttefiklerinin elinde rehin kaldı. İsrail, saldırıya Gazze Şeridi'ne operasyon başlatarak karşılık verdi.

İsrail-Lübnan sınırında da durum daha da kötüleşti; henüz tam kapsamlı bir düşmanlık olmamasına rağmen, İsrail ile Hizbullah arasında neredeyse her gün karşılıklı darbeler yaşanıyor.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah pazar günü yaptığı açıklamada, İran destekli örgütünün Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanana kadar İsrail'e saldırmaya devam edeceğini söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da "Ne Lahey'in ne de şer ekseninin" İsrail'in Hamas'la savaşta zafer kazanmasını engelleyemeyeceğini söyledi.

Lahey, İsrail'e yönelik soykırım suçlamalarıyla ilgili duruşmaların başladığı Uluslararası Adalet Divanı'nı, "şer ekseni" ise İran ve bölgedeki müttefiklerini ifade ediyor.
 

  

Mahaçkale'deki isyanlara katılan 901 kişi için protokoller hazırlandı

29 Ekim 2023'te Mahaçkale Havaalanı'nda yaşanmış antisemist olaylara katılmış 901 kişiyle ilgili inzibati tutanak tutuldu. 872 kişiyi yasadışı gösteri yapma, 25 kişiyle ilgili ise ahaliyi bir yere toplayarak kamu düzenini bozma ithamıyla tutanak tutuldu. 4 kişiyle ilgili havaalanında güvenliği ihlalden dolayı tutanak tutuldu.

İnzibati protokoller dışında Dağıstan nezarethanesinde kitlesel kaos olaylarına katılmış 100'ün üzerinde insan tutuluyor.

29 Ekim'de Tel Aviv'den gelen uçakta bulunan Yahudileri bulmak amacıyla Mahaçkale Havaalanı'nı işgal etmişti.

Havaalanına toplananlar İsrail'in, Gazze Şeridi'nde yaptıklarından dolayı Yahudilerin Dağıstan'dan kovulmasını talep etmişlerdi. Polis güçleri sadece toplananları sakinleştirmeye çalışmıştı.

İnsanların uçuş alanına girmesinden sonra Rusya Muhafız Alayı askerleri havaalanına girmişti. Muhafız Alayı askerleriyle karşı karşıya gelen 20'nin üzerinde insan zarar görmüştü.

Cumhurbaşkanı Vladimir Putin de dahil olmak üzere Rusya yönetimi temsilcileri karmaşanın belirli ölçüde Ukrayna'dan ve genel olarak yurtdışından organize edilmişti. Ukrayna yönetimi bunu reddediyor.
 

 

İzvestiya:

İsrail, Hamas'ın İsveç'teki büyükelçiliğe saldırı planlarından bahsetti

İsrail güvenlik güçleri Filistin Hamas hareketinin, bu ülkenin İsveç'teki diplomatik misyonuna İHA'larla saldırma planına ilişkin açıklama yaptı. Bununla ilgili bilgi Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisinden Mossad istihbarat örgütü adından yapılan açıklamada yer aldı.

İsrail, Hamas'ın Lübnan'da bulunan komutanlarının savaşçılar ağını yönlendirdiğini belirtildi.

Mossad'ın, İsveç'teki Hamas üye ağına dahil olan isimleri açıklamasına rağmen onların gözaltında olup olmamasına ilişkin bilgi verilmedi. Filistin hareketinden şimdiye kadar herhangi resmi bir açıklama yapılmadı.
 

 

Lenta.Ru:

"Bu ciddi bir düşman" 

ABD'nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırıları Ortadoğu'da neden yeni bir savaş başlatabilir?

Husiler, Hamas ve Hizbullah ile birlikte kendilerini İran'ın başında durduğu İsrail'e, ABD'ye tüm Batı'ya karşı "direniş oku"nun bir parçası olarak görüyorlar.

Husiler İran'ın ön kalesi olmayıp onun müttefiki ve partneri.

Husilerin kendi etraflarına toplamayı başardığı önemli sayıda insanı ve deneyimi vardı. Tüm bunlar Husileri çok ciddi rakip haline getirdi.

Husiler kendi yaptıklarını "Gazze Şeridi'ndeki Amerikan-İsrail işgaline karşı" cevap adlandırdılar.

"ABD ile çatışma tamamen başka bir savaş, onların mücadelesinin farklı bir cephesidir, o savaş Gazze Şeridi'nde İsraillilerin barbar hareketleriyle ilintili. Ve bu savaşın dinamiği sadece İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki hareketlerinden asılı olacak.

Husilerin amacı gemi taşımacılığının yolunu kesmek değil, onlar sadece İsrail ile alakası olan gemilere saldırıyorlar.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU