Şamima Begüm'ü televizyona değil mahkemeye çıkarın

Onun bir canavar ve hain olup olmadığını, şimdi ve geçmişte hafifletici sebeplerin neler olduğunu bilmemiz gerekiyor

(Reuters)

İfade özgürlüğünün bir anlamı varsa, o da kişinin nefret ettiği kişileri dinleme hakkıdır; sizi yok etmek isteyenleri bile. Tüm kalbinizle idam etmek istediklerinizi.

Bunu unutmadan, Şamima Begüm'ün Hikayesi adlı harika belgeselini yayımlamakta BBC son derece haklıydı. Onu görünce midesi bulanan ve sırf televizyonlarında yer almasına izin verildiği için lisans ücretlerini ödemeyi reddeden kişilerin haberlerini gördüm. Hatta bazıları kurumun kapatılmasını bile isteyebilir.

Yeterince makul; bu onların hakkı. Ancak yanılıyorlar.

Josh Baker'ın filmi, Begüm'ün yaptığı şeyleri neden yaptığını anlamak için çok önemliydi. Begüm'le bir yıl boyunca yapılan röportajlar yumuşak değildi ama sorular sakince soruldu ve Begüm'ün yanıtları sorgulandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Begüm'ün IŞİD'le olan yaşamına dair anlattığı farklı hikayeler ortaya kondu ve o sırada Suriye'de bulunan bağımsız tanıklar Begüm'ün doğruluğunu sorguladı. Baker, eşi Yago Riedijk'in izini sürmeyi bile başardı. Halka açık infazlar ve mahkumların demir kafeslerde diri diri yakılması gibi IŞİD'in suçlarını aklamaya ya da mazur göstermeye yönelik hiçbir girişimde bulunulmadı.

Bizzat Begüm, IŞİD'i 21. yüzyılda yaşanan en kötü şey olarak tanımladı. Begüm'ün 15 yaşındayken IŞİD'in sözde hilafetine birlikte gittiği Amira Abase ve Kadiza Sultana adlı iki arkadaşı artık hayatta olmadıkları için onların hikayelerini dinleyemiyoruz. Onlardan önce kaçan ve Begüm'ü peşlerinden gitmeye ikna eden diğer kız Şermine Begüm (akrabalık bağı yok) ise belli ki hâlâ IŞİD'le birlikte. O da bu bağlamın bir parçası ve onun hakkında da biraz bilgi ediniyoruz.

Bu, (kötü şöhretli bir kişi, dilerseniz bir hain de diyebileceğiniz) Begüm hakkındaki önemli bir hikayeyi mümkün olduğunca tarafsız anlatmaya çalışan dengeli bir belgesel. İzlemek zorunda da değilsiniz.

Begüm'ün geçmişte (veya şu anda) bir terörist olması, onun söz söyleme hakkını ortadan kaldırmaz. Britanya devletinin onu vatandaşlıktan çıkarmış olması da öyle. Ne de onun pekala hiç doğmamış olmasını dileme ihtimalimiz. Bu bir insan hakkı ve pek çok kişi onun ekranda ve medyanın başka yerlerinde görünmesini rahatsız edici bulsa da o hâlâ bir insan.

İnsan hakları evrenseldir. Sözleri de şu anda kimse için bir tehdit oluşturmuyor ve gerçekten de pişmanlık ve IŞİD'e karşı nefret dolu görünüyor (görünüyor). Tamamen samimi mi, yoksa bir gözü Britanya'ya dönmesine izin verecek yasal işlemlerde mi, karar izleyiciye bırakılıyor.

Pek çok kişi onun davasının düzgün bir şekilde görülmesi ve bir Britanya mahkemesinde yargılanması gerektiğini düşünüyor. IŞİD propagandasıyla büyütüldüğü ve bir çocuk kadar saf olduğu konusunda çok az şüphe var. Ama aynı zamanda öldürücü bir felsefeye bağlı olduğu ve eski fikirlerinden ancak IŞİD'in düşüşünden sonra vazgeçtiği konusunda da çok az şüphe var.

Farklı yönlere işaret eden pek çok kanıt mevcut. Bunların bir mahkeme aracılığıyla elenip karara bağlanması gerekiyor gibi. Herkesin adil yargılanma hakkı var, değil mi? Savaş suçluları bile mi? Hükümetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden ayrılmakla tehdit ettiğini biliyorum ama bu hakları hâlâ kutsal sayabiliriz, değil mi?

Dolayısıyla Begüm'le ne yapılacağı gibi güncel bir mesele de söz konusu. Sadece 23 yaşında olduğunun söylenmesi hâlâ biraz sarsıcı. Bethnal Green'den ayrıldığından beri bir ömür geçirdi ve söylediği gibi, hayatını Suriye'deki tozlu bir gözaltı merkezinde geçirmeye mahkum görünüyor. Fakat bu da gerçekçi gelmiyor, çünkü bu tür kamplar o kadar uzun faal kalmıyor ve Begüm, er ya da geç muhtemelen serbest bırakılacak ve (yasal ya da yasadışı yollarla) bir yere yerleşecek.

Britanyalılar da dahil başkaları için bir tehdit oluşturabilir de oluşturmayabilir de. Eğer oluşturursa, düzgün bir şekilde ve hukukun üstünlüğü altında hapsedilmesi gerekir. Onun bir canavar ve hain olup olmadığını, şimdi ve geçmişte hafifletici sebeplerin neler olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu en iyi jürili bir yargılama belirleyebilir.

Dediğim gibi, Begüm'le ilgili yarım kalmış bir mesele olduğu ve Britanya'nın onun kaderindeki rolünden kaçınamayacağı hissi var (her ne kadar artık yasal anlamda Britanyalı olmasa da). Bu, onun bir sona ihtiyacı olduğu anlamına gelmiyor, çünkü meselenin özü bu değil. Mesele Britanya'nın bir son muhasebeye ihtiyaç duyması, çünkü Begüm çok bölücü bir figür ve yasal ve ahlaki belirsizlikte devam eden varlığıyla neredeyse ülkeyi rahatsız edip alay ediyor.

Er ya da geç, Şamima Begüm'ün hikayesinin bir son noktası olacak.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU