Morgan Freeman'ın Katar'da ne işi var?

Şimdiye kadar bu Dünya Kupası tam bir kendi kalesine gol atma ziyafetine döndü: Fifa, Beckham, Freeman, Gary Neville, kurumsal sponsorlar ve elbette Katar'ın kendisi

(AA)

Morgan Freeman, Katar'ı yücelterek ne yapıyor? Muhtemelen birkaç dolar kazanıyor (ancak tam ücretten haber yok) ve biraz tartışmaya açılmış itibarını parlatıyor (2018'de hakkında cinsel taciz iddiaları vardı).

Bir çeşit dünya kültür mirası gibi meşru bir küresel hazine olduğundan buna pek ihtiyacı olmasa da belki bir çeşit “kefaret” peşindedir. Gezegendeki en ilgi çekici sese sahip olmayı sürdürüyor, adeta insan hakları konusunda en berbat cehennem çukurlarına bile uygulanabilen bir tür zengin, derin, parlak kaplama; ki böylece Katar'ın onu Dünya Kupası'nın açılışı için tutarak ne kazandığını görebilirsiniz. Ama Morgan ve Katar? Gerçekten mi? Nasıl yapabildin?

Bu neslin önde gelen aktörlerinden biri olan Freeman ironi yapabilir ancak açılış töreninde patlattığı havalı, iyi hissettiren konuşmasında ironiye dair hiçbir iz yoktu. Körfez ülkesindeki yaşamla ilgili belgelere dayanan bazı vurucu gerçekler hatırına, BBC bu konuşmayı haklı olarak görmezden geldi.

Megastar konuşmasında sabit bir tonla, "Burada büyük bir kabile olarak toplandık, Dünya da hepimizin yaşadığı çadır" ifadelerini kullandı. Görünüşe bakılırsa Freeman şu gerçeğe yabancıydı: Bu büyük kabilenin bazı üyeleri, bu büyük kabilenin aynı cinsiyete sahip başka üyelerinden hoşlanacak olursa hepimizin yaşadığı bu çadırdan zorla alınacak ve Katar'daki bir polis hücresinde uzun süre geçirecek, zira Katarlı bir yetkilinin dediğine göre "zihinleri hasar görmüş" ve engelliler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Katar'da herkesin hoş karşılandığını söylüyorlar ama bu yalnızca özel ilişkileriniz oradaki bağlama uyduğu sürece doğru.

Freeman en yavan sözleri bile İncil kehanetlerinin gücüyle donatabilecek bir belagat gücüne sahip, böylesine karizmatik ve ödül üstüne ödül kazanan bir simayı seçmelerinin nedeni de muhtemelen tam olarak bu. Ancak yine de ona fazlasıyla zırvalardan oluşan bir konuşma verdiler:

Futbol dünyayı kapsıyor, bu güzel oyuna yönelik sevgileriyle ulusları birleştiriyor. Ulusları bir araya getiren aynı zamanda toplumları da bir araya getirir. Hepimizin futbolla ve bizi nasıl bir araya getirdiğiyle ilgili bir hikayesi var ve bu toprakların da kendine ait bir hikayesi var.

Joe Lycett, David Beckham'ı küçük düşürerek kafa bulurken, Morgan'ın hiçbir West Bromwich Albion maçını izlemediği aşikardı. (Üzgünüm West Bromwich camiası.)

Acı gerçek şu: Katar o kadar toksik bir rejim ve turnuva öylesine bir sportif keşmekeşe dönüyor ki Freeman ve Beckham gibi birinci sınıf ünlülerin bile itibarları dahil oldukları için zedeleniyor.

Her gün beraberinde yeni tartışmaları, göçmen işçilerin acı çektiği daha fazla hikayeyi, taraftarların öfkelenip şaşkın hale gelmesiyle sonuçlanan son dakika plan değişikliklerini getiriyor gibi görünüyor. Fifa'nın Sepp Blatter'dan daha kötü bir bostan korkuluğuna sahip olamayacağını düşünürken, şanssız bir isme sahip Gianni Infantino kafa karıştırıcı "Kendimi gey hissediyorum" vaazıyla birlikte geldi.

Taraftarlar güneş çarpması geçirirken en azından birer bardak bira alabileceğini düşünürken, yetkililer bu süre zarfında tüm barları kapattı.

Katarlı taraftarların çoğu, Ekvador'a karşı oynadıkları ve sıkıcı buldukları maçın ikinci yarısında stadyumda kalma zahmetine bile katlanamadı. "Bordolar" lakabı verildiği görülen Katar kadrosu ilk yarıda sadece 2-0 geriye düşmüştü ki kaleciniz alışılmadık derecede yetersiz olsa bile bu durum nihai zafer için aşılamaz bir engel değildir. Ancak takımın, ev sahibi taraftarları arkalarında olmadan karşı koyma şansı çok daha az.

En temel seviyede Fifa'nın halihazırda dünyanın bu köşesine futbol çılgınlığını aşılamada başarısız olduğu izlenimini alıyoruz.

Yani gelecek birkaç hafta boyunca Fifa sürüncemede kalmayı sürdürecek. Fifa'nın yaptırım tehditlerinden sonra Harry Kane gibi yıldızlar "yanlış türde" pazıbendi takmayacak, hayranlar göz ardı edilecek ve gazeteciler zorbalığa uğrayacak. Dünyanın Katar ve Katarlılar hakkında yegane öğrenecekleri de eşcinsellerden nefret etmeleri, devasa stadyumlarını ve aşırı gösterişli otellerini inşa eden göçmen işçileri insandan aşağı ve harcanabilir canlılar olarak görmeleri, tamamen yozlaşmış bir yer olması, uluslararası spor etkinliklerine ev sahipliği yapmaya asla uygun olmaması, her yerde klima olmadan neredeyse yaşanamaz olması ve ince zevkten tamamen yoksunlukları olacak.

Şimdiye kadar bu Dünya Kupası tam bir kendi kalesine gol atma ziyafetine döndü: Fifa, Beckham, Freeman, Gary Neville, aralarında Budweiser, Coca-Cola ve McDonalds'ın da bulunduğu kurumsal sponsorlar ve elbette Katar'ın kendisi.

200 milyar dolarlık Dünya Kupası masrafını, turizm kurulu için yapılacak bazı güzel reklamlara harcayıp dünyanın bu nispeten meçhul mini devlet hakkındaki mutluluk verici cehaletini sürdürmesine izin verselerdi Katar için çok daha iyi olurdu. Bunun insanlık tarihinin en pahalı halkla ilişkiler felaketi olduğuna hiç şüphe yok. Bu maharetleriyle tüm dünyayı şaşkınlıkla dehşete düşmekte birleştirdiler ki sanırım bu da bir şeydir.

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU