Trump'ın kabinesindeki asıl radikal seçim, adını hiç duymadığınız biri

Yeni başkan, kilit devlet dairelerini yönetmek üzere bir dizi çılgın seçim yaptı. Matt Gaetz'in başsavcı olma yolculuğu fiyaskoyla sonuçlanmış olabilir ama Trump'a hem sadakat hem de aşırı ideolojiler sunacak başka pek çok kişi var

(AP)

Gazetecilik kariyerimin başlarında, belki de artık en çok Ghislaine'in babası olmasıyla tanınan, hayatını kaybetmiş Robert Maxwell'le bir iş görüşmem vardı. Hatırlamak için fazla genç olanlara söyleyeyim, Maxwell, Rupert Murdoch kadar zengin ve güçlü olmayı amaçlayan, baskıcı, gerçekçilikten uzak, değişken bir basın patronuydu. 1991'de açıklanamayan bir şekilde tekneden düştüğünde, bu amacını hâlâ gerçekleştirememişti. Ah, bir de sahtekar olduğu ortaya çıkmıştı.

Çeşitli dalkavuklar büyük adama diz çökmek üzere içeri alındığından görüşme bir saat ya da daha fazla gecikmişti. Zaman durmuştu. Beyaz eldivenli bir uşak etrafta koşuşturuyordu. Sonra sıra bize geldi, müstakbel editörüm ve bana.

Kısa süre sonra, patronum olacağını varsaydığım kişi beni istediği halde Maxwell'in istemediği açığa çıkmıştı. Maxwell, bana tonuyla harareti giderek artan bir dizi saldırgan soru ve hakaret yönelttikten sonra şöyle kükremişti:

Uyuşturucu kullanıyor musun?

Tüm kibarlıklar ve sosyal normlar ortadan kaybolmuştu. Bir otokratın sahasındaydım ve iki seçeneğim vardı: Onu kendi koşullarıyla kabullenmek veya odadan çıkmak. İşi (Washington'da büro şefliği) almayı epey istiyordum, bu yüzden sessizce herhangi bir madde bağımlılığını inkar etmiştim. Ardından "Komünist misin?" diye haykırmıştı.

Öyleysen bunu öğreniriz.

Kızıl olmadığıma dair ona güvence vermiştim.

Peki, eşin ne zaman benimle görüşme yapmaya gelebilir?

Hımm…

Her şey 20 dakikada olup bitmişti. İşe alınmıştım ama karizmatik otokratların nasıl çalıştığını da keşfetmiştim: Tüm kuralları çiğniyorlar. TÜM kuralları. Onları kendi koşullarıyla kabul etmezsen yanarsın.

Donald Trump'ın ikinci gelişine hoş geldiniz. Tıpkı Robert Maxwell gibi, işlerin nasıl yürütülmesi gerektiğine dair kalıpları yerle bir ediyor. Onun kurallarına göre oynuyorsunuz. Grease'te Scorpions çetesinin lideri Leo'nun John Travolta'ya dediği gibi:

Kurallar şu, hiçbir kural yok.

Böylelikle Fox News hafta sonu sunucusu Pete Hegseth, iki milyondan fazla kişinin çalıştığı ve yaklaşık 900 milyar dolarlık bütçesi olan bir birimi denetlemek üzere Trump tarafından Savunma Bakanı seçildi. QAnon'a yakınlık gösteren, aşı karşıtı RFK Jr., Sağlık Bakanı olmak için sırada. Başkan Beşar Esad'la samimi ilişkiler kuran ve Kremlin'in medya aygıtının gözdesi olan Tulsi Gabbard ise ABD'nin istihbarat kurumlarının başına getirilmek üzere seçilen kişi. Yani, neden olmasın?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Filistinli diye bir şey olmadığına, Batı Şeria, yerleşim yeri ve işgal diye bir şey olmadığına inanan Arkansas Valisi Mike Huckabee'den başka kim ABD'nin İsrail Büyükelçisi olabilir ki? Ona göre Birleşmiş Milletler'in bir önemi yok, İsrail'in sınırları Yüce Tanrı tarafından buyurulmuş. Sorun çıkmayacağına eminim.

Daha olgunlaşamamış Elon Musk'tan ya da Trump'ın gerçekten Başsavcı olmak üzere Adalet Bakanlığı'na atadığı, seks kaçakçılığı suçlamalarıyla FBI ve ABD Kongresi'nin soruşturmalarına konu olan Matt Gaetz'den bahsetmedim bile. Bu hafta Washington'da şoku hâlâ atlatamamış bir dizi seçkin avukatla görüştüm.

Avukatlar, haklı olarak Gaetz'in bir onay duruşmasından sağ çıkamayacağından şüpheleniyordu ve Gaetz'in kendisi de hakkındaki iddiaları her zaman reddettiği halde adaylıktan çekildi. Neden ilk başta onu aday gösterdiler ki? Trump, MAGA senatörlerinin sadakatini mi sınıyordu? Gaetz daha makul bir alternatif için ölçüsüz, göstermelik bir aday mıydı? İlgiyi diğer atamalarının korkunçluğundan başka tarafa çekmek için mi kullanıldı?

Ancak 4. bir ihtimal daha var: Trump, sadece bunu yapabildiği için böyle davranıyor olabilir. Maxwell'de olduğu gibi, bu kişinin davranışlarını mevcut kalıplar veya normlarla ölçmeye çalışmanın faydası yok. Onu, kendi kurallarıyla kabul etmeye zorlanıyorsun. An itibarıyla Amerikan halkı da bununla bir sorunu olmadığına karar verdi.

Bu durum, dünyanın geri kalanını bir çıkmaza sokuyor. İnsan, MI6 ve GCHQ'daki üst düzey ajanların, bu hafta eski Cumhuriyetçi başkan adayı Nikki Haley tarafından "Rus, İran, Suriye ve Çin sempatizanı" olmakla suçlanan Tulsi Gabbard'la yakın iletişim kurmak hakkında nasıl hissettiğini merak ediyor. Bu, ABD'nin ulusal istihbaratının başına geçmek için epey yüklü bir özgeçmiş.

Böylelikle (ticaret, çevre, NATO ve çok daha fazlası hakkında) dünya liderlerinin kafası karışık. Bu uyumsuzlar kadrosunu anlamlandırmaya çalışmanın bir manası yok. Onlar sadece sadakatleri nedeniyle seçildi. Trump, herhangi bir geleneksel çerçeveye göre Gaetz'in Başsavcı olarak atanmasının saçma bir seçim olduğunu biliyordu. Ancak onu aday göstermesi, bize bundan sonra olacaklar hakkında çok şey söylüyor.

Belki de en az bunun kadar endişe veren, niteliksiz olmasa da sadakatini aşırı ideolojilerle birleştirecek adaylar. İnternet de dahil olmak üzere medyayı soruşturmak ve/veya düzenlemek için kapsamlı yetkileri bulunan Federal İletişim Komisyonu'nun (FCC) başına geçme ihtimali yüksek olan Brendan Carr'ı düşünüyorum.

Trump, ABC, NBC ve CBS gibi büyük yayıncıların lisanslarının ellerinden alınmasını defalarca savunmuştu. Acaba Carr, Trump'ın emirlerini uysalca yerine getirecek mi? Başka neden orada olsun ki?

Carr, tüm içerik yönetiminin (doğruluk kontrolü de dahil olmak üzere sosyal medyanın en çirkin yanlarını engelleme girişimi) saf ve basit bir sansür olduğu konusunda arkadaşı Musk'la hemfikir. Bir "sansür karteli" olduğuna (bu kartelde Apple, Google, Meta ve Microsoft yer alıyor) ve bu kartelin dağıtılması gerektiğine inanıyor.

Son zamanlarda Carr'ın özel hedefi, insanların haber kuruluşlarının güvenilirliğini değerlendirebilmeleri için şeffaf bir derecelendirme sistemi geliştiren, Newsguard adlı gayet masum bir kuruluş. İnternetin yanlış bilgi (ve dezenformasyon), komplo teorileri ve seçim manipülasyonu girişimleriyle dolup taştığı bilgi kaosu çağında Newsguard gibi bir kuruluşun makul bir takdiri hak ettiğini düşünebilirsiniz. Ancak hayır, Carr, sansür kartelinin bir parçası olduğuna inanarak bu kuruluşu da hedef tahtasına oturttu.

İşte bu noktada, dünyanın geri kalanıyla yollar ayrılıyor. Avrupa ve Birleşik Krallık, geç de olsa zorbalık, nefret söylemi, dolandırıcılık, dezenformasyon ve çocukların cinsel istismarının yanı sıra intihara veya kendini yaralamaya yol açabilecek içerik salgınıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda kafa yormaya başladı. Dijital alanın bazı karanlık köşelerine şeffaflık ve düzenleme getirirken ifade özgürlüğüne değer verecek yasaların ilk günlerini yaşıyoruz.

Ancak Trump, Mask ve Carr bunların hiçbirini istemiyor gibi. Üçü de ifade özgürlüğü mutlakiyetçisi ve ABD anayasasının birinci değişikliğine dair son derece köktenci görüşlerine karşı olduğunu düşündükleri her şeyi reddediyor. Diğer birçok konuda olduğu gibi bunda da Trump'ın Amerika'sı, diğer pek çok demokrasiyle çarpışma yolunda ilerliyor.

Gelecek hafta ve aylarda, Trump'ın ortaya attığı bir dizi korkunç aday daha gündeme gelecek, Gaetz gibi spot ışığının altında yanıp toz olsalar bile. Ancak perde arkasında yaşananlara dikkat edin. İster medyaya yönelik saldırılar ister muhafazakar eğilimli yüzlerce hakimin atanması olsun, daha önce yüzleşmediğimiz durumlarla karşı karşıyayız.

Otokratlar sözkonusu olduğunda hiçbir kural yok. Maxwell bunu biliyordu. Trump da biliyor. Kemerinizi bağlayın.


independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İdil Barım

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU