Suriyeli muhalif güçlerin 27 Kasım'da başlattığı taarruzunai Rus basını fazla yer vermezken, yabancı ülkelerdeki Rus dilli medya gelişmeleri farklı yönleriyle izlemeyi sürdürüyor.
Nesnel analizler, Suriye diktatörü Beşşar Esad'ın elinin kolunun giderek daha fazla bağlandığını, Moskova'nın Şam'a destek verme ihtimalinin neredeyse imkansız hale geldiğini ve Türkiye'nin ise gelişmeleri kendinden emin bir biçimde izlemeyi sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
İşte Rusça yayın yapan yabancı medyadaki bazı haberler:
BBC Rusça Yayınlar Servisi:
Suriye'deki yeni savaşla ilgili 10 soru: Halep'i kim, nasıl ele geçirdi?
İsyancılar ne elde edebildi?
Aralık başında isyancılar Halep'i ele geçirerek Hama kentinin de kontrol altına alındığını duyurdular. Suriye devlet medyası, 1 Aralık'ta devlet güçlerinin savaş çizgisini Hama'nın kuzeyinde tutmaya çalıştığını haber verdi. Esad'ın ordusu, isyancıların Hama'nın güney kısmına ilerlemelerini engellemeye çalışıyor. İsyancıların koalisyonuyla anlaşan Kürt halk savunma grupları, Halep'in kuzeydoğusunda kontrol altında tuttukları mahalleleri terk ediyorlar. Böylece, bu bölgenin sivil ahalisi, Kürtlerin kontrolünde bulunan kuzeydoğu bölgesinin diğer alanlarına gidebilecekler. Bu durum, Kürtlere, Türkiye yanlısı Suriye Özgür Ordusu'yla çatışma girmekten kaçınma fırsatı oluşturacak.
2024 yılında Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığı artış gösterdi. Rus askeri güçleri daha önce İran'ın kontrolü altında bulunan bölgelere yerleştiler. Suriye'deki Rus askeri güçleri lojistik konusunda sıkıntı yaşıyor; öyle ki artık askeri gemiler Türk boğazlarından geçemiyor.
Askeri birliklere havadan destek de zorlaştı; Moskova'dan havalanan uçağın Hmeymim askeri üssüne varması için önce Astrahan kentinde, ardından ise Bahreyn'de iniş yapması gerekir. Onun için halihazırda Suriye'de bulunan Rus askeri güçlerinin devlet ordusu saflarında savaşa katılmaya gücü yetmiyor, çünkü o güçlerin her şeyden önce kendi güvenliklerini temin etmeleri gerekiyor.
Diğer taraftan, Rusya hava kuvvetleri Suriye devlet ordusuna havadan da destek veriyor. Önemli sayıdaki bu desteğin etkisi, geçmiş yılların deneyiminin gösterdiği üzere, Suriye askerlerinin hedef gösterdiği dönemlerde azaldı. Şimdilik Rus askerlerinin Suriye'deki sayısının hızla artırılması imkânı bulunmuyor; çünkü öncelikle Rusya, Ukrayna'da geniş çaplı kanlı bir savaş yürütürken orada da asker gücü yeterli olmamakta ve öte yandan, bu kadar uzak bir bölgeye lojistik destek vermek de aşırı güçleşti.
Suriye'deki iç savaşın yeni aşamasının neyle sonuçlanacağı şimdi belli değil. Eminlikle söylenebilecek tek şey, senelerce süren iç savaştan sonra zaten acıklı durumda bulunan Suriye'nin daha da zayıflayacağıdır. Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin kendi etkisini güçlendirme ihtimali yüksek.
Gerek kendi nizami ordusu, gerekse desteklediği muhaliflerin yardımıyla sınır bölgesini kontrol eden Türkiye zaten bölgede esas aktörlerden biri. Muhtemelen Suriye'nin merkez kısmında birkaç bölgeyi kontrol eden IŞİD, bu durumdan yararlanmaya çalışacak. Muhaliflerin taarruzuna bu grup henüz herhangi bir tepki vermemişken, örgütün bir dizi taraftarı sosyal medyada yeni bölgeler işgal edebileceklerini ifade etti.
Detaylar (İsrail)
İsrail'de Rusça yayın yapan Detaylar gazetesinde Aleksandra Appelberg'in yazısı özetle şu şekilde:
ABD ve BAE, Esad'a yönelik yaptırımların kaldırılmasını görüştü
İran ile ilişkilerini kesmesi ve Lübnan'daki Hizbullah'a silah sevkiyatı yollarını kesmesi durumunda, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri, Suriye devlet başkanı Beşar Esad'a karşı uygulanan yaptırımların kaldırılma ihtimalini görüştü. Durumdan haberdar kaynaklara istinaden bunu Reuters ajansı yazdı.
Kaynakların aktardığı bilgilere göre, isyancıların yeni saldırısı, Esad'ın İran ile ittifakında BAE-ABD girişimi müelliflerinin kullanmaya hazırlandıkları zafiyeti ortaya çıkardı. Ancak Esad'ın karşı taarruz için İran desteğini kabul etmesi durumunda, aralarındaki ilişkilere çomak sokma durumu ortaya çıkabilir.
İran'ın müttefiklerine, İsrail'in saldırı düzenlediği sıralarda, Esad'a uygulanan yaptırımların yumuşatılma durumu, Suriye'nin İran ve Hizbullah ile ilişkilerinde "kamçı ve kurabiye" metodunu uygulama "fırsatını" ortaya çıkarmıştır.
Dikkat çeken husus, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasından sonra Suriye'nin "Direniş oku"ndan uzaklaşmasıdır. Tahran'ın özellikle Hizbullah ve Yemen Husileri gibi müttefiklerinin hızla hazır duruma gelmelerine rağmen, hatta İsrail'in Şam'daki İran diplomatik misyonuna darbeler indirdiği sıralarda bile Esad, o güçlere birleşmekten uzak durdu.
ABD'li bir yetkili, bundan sonraki İsrail saldırılarından kaçınma amacıyla Esad'ın savaşı "yerinden kıpırdamadan" seyrettiğini ve İran'a, Suriye topraklarını kullanarak Hizbullah'ı yeniden silahlandırma fırsatını tanımaması için "muazzam bir baskı" altında bulunduğunu söyledi.
İsrail, Suriye'yi gözlediğini herkese gösterdi. Geçen hafta Lübnan ile ateşkes anlaşması imzalanırken, Binyamin Netanyahu, İsrail'in, İran, Hizbullah ve Suriye devlet ordusunun Lübnan'a silah sevk etmesinin önünü kestiğini söylemişti.
Kommersant:
Kommersant gazetesinde Nil Kerbelov'un yazısı özetle şu şekilde:
Suriye'ye kendi başının çaresine bakması önerildi
Hizbullah, Şam'a yardım etme konusunu ağırdan alıyor
Şii askeri örgütü içindeki kaynaklar, Batı medyasına 'İslamcıların kapsamlı saldırısı karşısında Lübnan'daki Hizbullah grubu, Suriye'ye ek güç sevk etmeyeceğini' ifade ettiler. Az sayıda İran yanlısı grup, Şam iktidarına yardıma komşu Irak'tan geliyor.
Bu arada, Suriye'deki durumun normalleşmesinin uluslararası düzeydeki garantörleri Rusya, Türkiye ve İran yeni bir buluşmanın üzerinde kafa yoruyorlar. Tahran, görüşmelere bir zamanlar Suriye'deki iktidar karşıtı güçleri destekleyen Doha'nın ev sahipliği yapabileceğini belirtti.
"Artık uluslararası oyuncuların dikkati Türkiye'ye çevrildi: Saldırıyı başlatanlar, onun etki alanında faaliyet gösteren gruplardır."
Ankara'daki yönetim elitinin moral durumunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın parlamentodaki koalisyon ortağı, milliyetçilerin lideri Devlet Bahçeli'nin yorumları çok iyi ifade ediyor.
3 Aralık'ta partisinin parlamento grubunda konuşan Bahçeli, Halep'in "beyinden kemiğe Türk olduğunu" belirtti. Bahçeli aynı zamanda ultimatom tarzında Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ı "hiçbir önkoşul olmaksızın" Ankara ile acil diyalog kurmaya ve "ilişkilerin normalleşmesi yönünde ortaya irade koymaya" çağırdı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish