Kadrajdakiler: Hollywood'un en iddialı genç ünlülerinden biri; Finn Wolfhard

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Finn Wolfhard'ı ve filmografisini yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Gerek konuşma şekli gerek görünüşü gerek genç bir delikanlının savunmasızlığı ile kendine has bir duruşu olan ve bu sıra dışı özellikleriyle yeni nesli yakalayan Finn Wolfhard, müzik alanındaki farklı girişimlerinin yanı sıra televizyon ve film projeleri ile kariyerine devam etse de o aynı zamanda film yapımcılığının püf noktalarına da aşırı meraklı biri.

Bu da onun sinema endüstrisi içinde daha aktif olmasını ve yaratıcılığını kullanmak için tüm fırsatları kovalamasını sağlıyor.

Finn Wolfhard bu çalışkanlığıyla iş birliği yapabileceği ve özdeşleşebileceği güzel insanlara sahip olduğu sürece her şeyi denemeye de devam edecek gibi görünüyor.


Hollywood'un en iddialı genç ünlülerinden biri; Finn Wolfhard
 

 

Fransız, Alman ve Yahudi kökenli bir aileye sahip, Kanadalı bir aktör, müzisyen, senarist ve yönetmen olan Finn Wolfhard 23 Aralık 2002 tarihinde doğdu.

Erken eğitimini, Kanada'nın en batısındaki eyaleti olan Britanya Kolumbiyası'ndaki yerel bir Katolik Lisesi'nde tamamlayan Finn, yüksek öğrenimini de yine Kanada'daki özel bir kolejde tamamladı.
 

Finn Wolfhard ve Ailesi.jpg
Finn Wolfhard ve ailesi

 

Çocukluğundan beri şarkı söylemeye ve oyunculuğa meyilli olan Finn'in her zaman eğlence sektöründe bir kariyer yapma hayali vardı.

Bu hayali doğrultusunda da çok genç yaşta sektöre adım atmayı başardı ve kısa süre içinde de eğlence endüstrisinde tanınan ünlülerden biri olmayı başardı.
 

 

Finn Wolfhard'ın kariyerinin başlangıcından beri birlikte çalıştığı menajeri Tyler Grasham, 2017 yılında diğer genç aktörler tarafından cinsel tacizle suçlanınca, o sırada on dört yaşında olan Finn, iddiaları duyduğunda, kendisi herhangi bir taciz ve saldırıya uğramamış olsa da bu kişiden zarar gören insanlar için çok kötü hissettiğini söyleyerek iki kere düşünmeye gerek duymadan menajerini işten kovdu ve onunla ilişkisini sonlandırdı.

Finn bu süre içinde, tıbbi bakıma muhtaç müzisyenlere yardım eden bir organizasyon olan Sweet Relief için fon toplamak amacıyla düzenlenen bir yardım konseri olan "Strange 80s"e ev sahipliği yaptı.
 

 

Ayrıca etkinlikte erken yaşlarında kurmuş olduğu müzik grubu Calpurnia ile üç parça seslendirdi ve Sweet Relief ile yaptığı çalışmalardan dolayı Televizyon Endüstrisi Savunuculuk Ödülleri'nde ödülle taçlandırıldı.

Yedi yaşında bas gitar çalmaya başlayan Finn, oyunculuğunun yanı sıra, 2019 yılında resmen dağılana kadar Vancouver merkezli rock grubu Calpurnia'nın baş vokalisti ve söz yazarlığını yaptı.

Ancak grup dağıldıktan birkaç hafta sonra Calpurnia'nın davulcusu Malcolm Craig ile birlikte kurduğu yeni grubu The Aubreys'in "The Turning" adlı filmin müziklerine imza atmaları onun için yeni bir müzikal yolculuğun kapılarını araladı.
 

 

The Aubreys'in 2020 yılında ilk teklisi "Loved One" ve ilk uzun çalarları "Soda & Pie" AWAL aracılığıyla piyasaya sürüldü.

Sonrasında ise birbiri ardına "Smoke Bomb", "No Offers" ve "Sand in My Bad" adlı teklilerinin yanı sıra ilk stüdyo albümleri olan "Karaoke Alone" yayımlandı.


O sizin bildiğiniz erkeklerden değil

Çıkık elmacık kemikleri, koyu kahverengi kıvırcık saçları ve koyu kahverengi parlak ve güzel gözleri ile çekici bir görünüme sahip olan Finn Wolfhard kişilik olarak da zeki ve atılgan bir karaktere sahiptir.

Her ne kadar güçlü bir karaktere sahip olsa da en korktuğu şey günün birinde kaygı ve endişe sorunlarına sahip olmaktır.
 

 

Finn'in en sevdiği yemek donut, en sevmediği yemek ise neredeyse meyvelerin tamamı ama özellikle muzdan oldukça nefret ediyor.

Kırmızı ve mavinin en sevdiği renkler olduğunu söylüyor.

Finn'in en sevdiği kıyafetleri arasında her ikisini de rag & bone'dan aldığı kısa kollu yeşil gömlek ve siyah beyaz çizgili bir kazak olduğunu belirtiyor.

Her türde ayakkabı giyen ve spor ayakkabısına öyle özel bir ilgisi olmayan Finn yine de hem çok rahat olduğu hem de ayaklarına tam olduğu için Air Jordan 1 model ayakkabısını ondan vazgeçemeyecek kadar çok seviyor.
 

 

Yedi yaşından beri kaykay kullanan Finn kendisini özgür hissettirdiği için her yere kaykayıyla seyahat etmekten büyük keyif alıyor.

Dikkatini dağıttıkları için stres çarklarından nefret eden Finn sabahları ise kahve yerine bol bol su içmeyi tercih ediyor.

Hayatında olmazsa olmazları arasında; hareket halindeyken bile müziklerini kaydetmesini sağlayan kullanıcı dostu ve portatif özellikteki Focusrite Scarlett mixer, Japonya'daki bir ikinci el mağazadan almış olduğu Gibson B-25N model gitarı, yine Japonya'dan almış olduğu ve sıklıkla insanların portrelerini çekmek için kullandığı Contax marka fotoğraf makinası, onunla fotoğraf düzenlemekten senaryo yazmaya varıncaya kadar pek çok şey yaptığı Macbook Pro bilgisayarı ve elbette arabada, uçakta, yolda nerede olursa olsun sürekli müzik dinlediği için asla vazgeçemeyeceği kulaklıkları yer alıyor.
 

 

Bu arada "King Gizzard & the Lizard Wizard", "Skaggs" ve "Alessi Brothers" en çok dinlediği gruplar arasında yer alıyor.

Etrafında doğru nedenlerle olan iyi, hoş insanları tutmaya çalışan Finn, iletişim kurmayı çok seviyor ve insanlarla sürekli iletişim halinde olması gerektiğini hissettiği için telefonunu çok önemsiyor, bu yüzden de iPhone'nunu hiçbir zaman yanından ayıramayacağı şeylerden biri olduğunu belirtiyor.

Z kuşağı klişesine meydan okuyan Finn her ne kadar Instagram ve TikTok'taki akranları gibi sosyal medya şöhretine aç biri olmasa da doğru bir şekilde kullanmaya çalıştığı sosyal medya hesaplarında ilham verici içerikler ve fotoğraflar yayınlamaya devam ediyor.
 

 

Video oyunu oynamayı da çok seven Finn fırsat buldukça "War Zone", "Call of Duty" ve "Battle Royale" başta olmak üzere ilgisini çeken hür türde oyun için de kendisine vakit yarattığını söylüyor.

Kendisini iyi hissetmek ve güzel kokmak için her zaman yanında deodorant taşıdığını söyleyen Finn, neden olduğu hakkında tam olarak bir fikri olmasa da kendi üzerinde daha iyi durduğunu düşündüğü için son zamanlarda kadın deodorantlarını çok daha fazla kullandığını belirtiyor ve bu yüzden de kendisini geleneksek tipteki erkeklerden biri gibi görmüyor.

Her ne kadar Netflix, Hulu ve TV üzerinden de pek çok şey seyrettiğini söylese de özellikle klasik filmleri genellikle Blu-ray ile izlediğini söyleyen ve hatırı sayılır bir koleksiyona da sahip olduğunu belirten Finn'i en çok korkutan filmler arasında "The Thing" ve "It Follows" yer alıyor.
 

 

Bu arada Finn, boğalardan ve palyaçolardan gerçek anlamda çok korktuğunu itiraf ediyor, ama sinemada daha karanlık temaları keşfetmeyi de her zaman ilginç bulduğunu söylüyor.

Ayrıca zombi filmleri gibi pratik efektlere sahip fantastik türünü de çok seviyor ve bu türe her nedense farklı bir ilgi duyuyor.

Finn aynı zamanda 80'lerden, genel olarak filmlerden ve pop kültüründen gerçekten çok hoşlanıyor.
 

 

Filmografisi

Kariyerinin başında böyle bir şey planlamamış olsa da distopya ve korku filmlerinin aranılan isimlerinden birine dönüşen Finn Wolfhard genç yaşında kendisine pek çok önemli isimle çalışma imkânı sağlayan filmografisindeki yapımları aşağıda sizin için özetlemeye çalıştım.


O

Yönetmen: Andy Muschietti / Oyuncular: Finn Wolfhard, Jaeden Martell, Jeremy Ray Taylor, Sophia Lillis, Chosen Jacobs, Jack Dylan Grazer, Wyatt Oleff, Bill Skarsgård, Nicholas Hamilton, Jake Sim, Logan Thompson, Owen Teague, Jackson Robert Scott, Stephen Bogaert, Stuart Hughes, Geoffrey Pounsett, Pip Dwyer, Molly Atkinson, Steven Williams, Elizabeth Saunders, Megan Charpentier, Joe Bostick, Ari Cohen, Anthony Ulc, Javier Botet, Katie Lunman, Carter Musselman, Tatum Lee, Edie Inksetter, Martha Gibson, Kasie Rayner, Isabelle Nélisse, Jocelyn Mattka, Donald Tripe, Liz Gordon, Paige Rosamond, Neil Crone, Sonia Gascón, Janet Porter, Memo Díaz-Capt, Chantal Vachon, Roberto Campanella, Amos Kaden Chea, Cyndy Day, David Katzenberg, Bobby Leigh, Aimee Lenihan, Kylie Lenihan, Kate Moyer, Sherry Nelson, Jimmy Star, Zac Tiessen, Kelly Van der Burg, Becky Wolf / Süre: 135 dakika
 

 

Stephen King'in 1986 yılında yayımladığı aynı adlı popüler romanından sinemaya "yeniden" uyarlanan IT adlı bu film; küçük bir kasabada çocukların kaybolmasıyla gün yüzüne çıkmaya başlayan bir gizemin peşinden giden bir grup çocuğun hikayesini anlatıyor.

Maine'in küçük bir kasabasında yaşayan yedi arkadaş okullarında dışlanan bir gruptur, ancak en büyük sorunları bu değildir.

Bu yedi arkadaş bir yandan hayatın getirdiği sorunlarla, bir yandan da ergenlikle uğraşırken, başlarına beklemedikleri bir bela daha açılır.

Kasabada çocuklar gizemli bir şekilde kaybolmaya başladığında bu yedi arkadaş da en büyük korkularıyla, yüzyıllardır katil ve vahşet hikayeleriyle bilinen Pennywise adında şeytan palyaço ile yüzleşmek durumundadır.
 

 

Kurbanlarının korkularına göre şekle girebilen Pennywise, ürkütücü bir palyaço kılığında bu yedi çocuğa dehşet saçmaya başlayınca çocukların okulda yaşadıkları sorunları, verecekleri hayatta kalma mücadelesinin yanında bir hayli önemsiz kalır.

Ama tüm bu süre içinde bu yedi arkadaş, antik çağlardan gelen korkunç bir kötülükle mücadele ederken bir yandan da kasabalarındaki yobazlık, cinsiyet ayrımcılığı ve Yahudi düşmanlığına karşı durmak zorundadır.

Stephen King'in önde gelen korku romanından uyarlanan bu filmin finalinde kurdukları gruba Kaybedenler Kulübü adını veren bu yedi arkadaş kanalizasyon tünellerinde Pennywise'i alt ettikten günler sonra, açık havada oturmuş güneşin tadını çıkarırlar.
 

 

Derry'i ortadan kaldırmasına ramak kalan tehlikenin gerçek boyutundan sadece onlar haberdarlardır ve bu yüzden kan yeminiyle bir ant içerler: Eğer bu kötücül varlığı yok etme çabaları yetersiz kalmışsa, eğer Pennywise bir gün yeniden dönerse, onlar da bu kasabaya geri döneceklerdir.

Çocukları tüm bu sorunlar ve kötülüklere karşı birleştiren şey ortak inançlarıdır, ama eğer inanmak günü zaferle kapatmalarını sağlayacaksa çocukların yetişkinlerden çok daha fazla inanma gücü olduğunu unutmamalısınız.

Televizyon dünyasında, özellikle de Stranger Things dizisindeki performansıyla zaten yükselişte olan Finn Wolfhard, 2017 yılında sinema dünyasına adım attığı bu ilk filmde "Richie Tozier" karakterini canlandırmıştır.
 

 

Başlangıçta filmin yönetmenliğini üstleneceği söylenen Cary Joji Fukunaga'nın projesinde "Richie" rolü için seçilen Finn Wolfhard, Fukunaga yaratıcı farklılıklar nedeniyle projeden ayrılınca rolü iptal edildi.

Bu yüzden Andy Muschietti bu film için yönetmen koltuğuna oturduğunda Finn Wolfhard "Richie" rolü için yeniden seçmelere girmek zorunda kaldı, ama bu rolün onda kalmasını sağlamayı başardı.


Köpek Günleri

Yönetmen: Ken Marino / Oyuncular: Finn Wolfhard, Nina Dobrev, Vanessa Hudgens, Adam Pally, Eva Longoria, Rob Corddry, Tone Bell, Jon Bass, Michael Cassidy, Ron Cephas Jones, Thomas Lennon, Tig Notaro, Lauren Lapkus, Jessica St. Clair, Ryan Hansen, Tony Cavalero, Jessica Lowe, Mo Gaffney, Jasmine Cephas Jones, Elizabeth Phoenix Caro, Casey Deidrick, Phoebe Neidhardt, John Gemberling, Arielle Vandenberg, Toks Olagundoye, Ken Marino, David Wain, Megan Park, Matt Cordova, Riley Marino, Gina Chiara Ward, David Bradfrod, Darnell James, Rafael Amadeu, Joseph Bezenek, Adam Burnette, Diane Morgan Carpenter, Dalmatian Chloe, Megan Ashly Cutler, Debby Gerber, Christina V. Ginger, Tye Halé Johnson, Christine Kent, Brandi Lux, Mannix The Dog, Faith Alexis Oliver, Jailyn Osborne, Max Purget, Antonio Rosa, Mike Rosenstein, Amelia Su-Lin / Süre: 113 dakika
 

 

2018 yılına ait Dog Days adlı bu filmde; Los Angeles'ta köpek sahibi olan bir grup insanın sevimli dostları sayesinde bir araya gelişinin hikayesi anlatılıyor.
 

 

Hallmark yapımı filmleri anımsatan bu aile komedisinde, insanlar her zamanki gibi insanca sorunlarla boğuşmaktadırlar; mükemmel ilişkiyi bulmak için bitmeyen bir arayıştalardır, ama aynı zamanda birbirleriyle de sürekli çatışma halindelerdir.

İşte tam da bu noktada köpekler devreye girer ve sahiplerine koşulsuz sevgi gösterirler.
 

 

Aşk ve aile hakkında iç içe geçmiş farklı hayat hikayelerinde bir grup insan ve köpeklerinin yolları kesiştiğinde onların da hayatı beklenmedik bir şekilde değişmeye başlar.
 

 

Yürekleri ısıtan samimi karakterleri ve olay örgüsüyle Dog Days, köpek severler ve kendini iyi hissetmek için iyi bir komedi arayanların mutlaka listesinde bulundurması gereken bir filmdir.
 

 

Finn Wolfhard bu filmde, yaşlı, yalnız ve dul bir kadının kaçan köpeğini bulması için yardım etmeye çalışan "Tyler" adında fedakâr ve düşünceli bir pizza teslimatçısını canlandırmıştır.


Howard Lovecraft ve Delilik Krallığı

Yönetmen: Sean Patrick O'Reilly / Oyuncular: Finn Wolfhard, Kiefer O'Reilly, Jeffrey Combs, Tyler Nicol, Michelle O'Reilly, Sean Patrick O'Reilly, Alison Wandzura, Mark Hamill, Vijary Vaibhav Saini, Ashleigh Ball, Scott McNeil, Nick Wolfhard, Christopher Plummer, Doug Bradley, Summer O'Reilly, Harmony O'Reilly, Phoenix O'Reilly / Süre: 75 dakika
 

 

Amerikalı korku yazarı H.P. Lovecraft'ın yazılarından ilham alarak Bruce Brown tarafından yazılan çizgi roman serisine dayanan, 2018 yılına ait Howard Lovecraft and the Kingdom of Madness adlı bu animasyonda genç Howard Lovecraft, önceki macerasından döndükten sonra, Antartika'nın derinlerinde saklanan Cthulhu'nun uyanmasını önlemek için babası Winfield, amcası Randolph ve Miskatonic Üniversitesi'nden Dr. Henry Armitage'in de aralarında bulunduğu bir keşif gezisine liderlik eder.
 

 

Olağanüstü bir seslendirme kadrosuna sahip olan bu yapımda Finn Wolfhard de sesiyle "Herbert West" karakterine hayat vermiştir.


O Bölüm 2

Yönetmen: Andy Muschietti / Oyuncular: Finn Wolfhard, Jessica Chastain, James McAvoy, Bill Hader, Isaiah Mustafa, Jay Ryan, James Ransone, Andy Bean, Bill Skarsgård, Jaeden Martell, Wyatt Oleff, Jack Dylan Grazer, Sophia Lillis, Chosen Jacobs, Jeremy Ray Taylor, Teach Grant, Nicholas Hamilton, Javier Botet, Xavier Dolan, Taylor Frey, Molly Atkinson, Joan Gregson, Stephen Bogaert, Luke Roessler, Stephen King, Peter Bogdanovich, Will Beinbrink, Jess Weixler, Martha Girvin, Ryan Kiera Armstrong, Jackson Robert Scott, Jake Weary, Katie Lunman, Kelly Van der Burg, Jason Fuchs, Joe Bostick, Megan Charpentier, Juno Rinaldi, Neil Crone, Ry Prior, Owen Teague, Jake Sim, Logan Thompson, Connor Smith, Amanda Zhou, Rob Ramsay, John Connon, Doug MacLeod, Brandon Crane, Erik Junnola, Josh Madryga, Peter George Commanda, Kiley May, Lisa Cromarty, Kevin Allan Hess, Stephen R. Hart, Rocky L. Burnham Jr., Billy Merasty, Sladen Peltier, Ari Cohen, Alex Bird, Brody Bover, Edie Inksetter, Martin Julien, Sonia Maria Chirila, Colin McLeod, Declan Prior, Marko Vujicic, Eric Woolfe, Kate Corbett, Shawn Storer, Janet Porter, Scott Edgecombe, Anthony Ulc, J. Bogdan, Louise Stratten, Laura Thorne, Thomas Duhig, Carla Guerrier, Liam MacDonald, Chris D'Silva, Tristan Levi Cox, Torian Matthew Cox, Lola Del Re Hudson, Thiago Dos Santos, Angelica Alejandro, Bentivegna Angelina, Jarett Armstrong, Amos Kaden Chea, Charlotte Coles, Todd Davis, Dee Dee Divine, Lyla Elliott, Chris Jiggins, Elena Khan, Tatum Lee, Colin Mercer, Andy Muschietti, Aaron Richards, Michael E. Rogachefsky, Noah-Anthony Smith, Chris Tarpos, Andrew Ventura, Shannon Widdis / Süre: 169 dakika
 

 

İlk film eleştirmenlerin beğenisini kazanmakla kalmayıp, dünya çapında 700 milyon dolardan fazla ciro yapıp korku türüne yeni bir boyut katarak bu türün sevenlerini ihya edince yönetmen Andy Muschietti, tüm zamanların en yüksek hasılatlı korku filminin kahramanlarını It: Chapter Two adlı bu filmde yeniden bir araya getirir.

Aslında bu bir devam filmi değil, bütün bir hikâyenin ikinci yarısı.

Artık birer yetişkin olan Kaybedenler Kulübü üyeleri çoktan kendi yollarına gitmiş ve Derry'den uzakta kendi düzenlerini kurmuşlardır.

İç dünyaları dışarıdan göründüğü gibi olmasa da görünürde hepsi başarılı bir yetişkindir; Bill Denbrough çok-satan bir korku yazarı ve senaristtir, Beverly Marsh kocasıyla birlikte yönettiği bir kadın giyim markasının sahibidir, Ben Hanscom kendisine ait bir mimarlık ofisinin yöneticisidir, Eddie Kaspbrak kıdemli bir risk değerlendirme uzmanıdır, Stanley Uris bir muhasebecidir, Richie Tozier ise sevilen bir stand-up komedyenidir.
 

 

Tek istisna, doğup büyüdüğü kasabayı asla terk etmemiş olan ve asistan olarak çalıştığı kütüphanenin üzerindeki saat kulesinde yaşayan Mike Hanlon'dur.

Fakat Kaybedenler Kulübü tarafından yenilgiye uğrayan Pennywise, kötülüğün tekrar ortaya çıkması için seçtiği, her şeyin başladığı yer olan Derry kasabasında yıllar sonra dehşet saçmak için yeniden ortaya çıkar ve yeniden insanlar ortadan kaybolmaya başlar.

Hal böyle olunca kulübün kasabada kalmış olan tek üyesi Mike diğer arkadaşlarını teker teker arayarak onları kasabaya davet eder.

Böylelikle uzun zamandır yolları birbirinden ayrılmış olan grup yirmi yedi yıl sonra birer yetişkin olarak yeniden bir araya gelirler.

Buraya geldiklerinde Derry kasabasının ruhunun yirmi yedi yıl önceki döneminden çok daha kötü olduğunu görürler: Yobazlık, nefret, empati yoksunluğu had safhadadır, üstelik her yeri sis kaplamıştır ve kasaba sakinleri bunun bir kötülüğün işareti olduğunu bilmiyordur; bu aslında büyünün bir parçasıdır.

Öyle ki Pennywise uyuduğu dönemde bile yenilgiye uğradığı bu kasabayı avucuna almıştır; adeta kasaba O'na tamamen teslim olmadan önce son nefesini veriyormuş gibi bir umutsuzluk havası hakimdir.

Geçmişin deneyimlerinden dolayı yıpranmış olan kulüp üyelerinin Pennywise'i bu kez sonsuza dek ortadan kaldırabilmek için kendi en derin korkularıyla yüzleşmeleri gerekecektir, ama bu konuda oldukça çaresiz görünmektelerdir çünkü yirmi yedi yıl sonra yeniden O'nun karşısında durduklarında elleri öncekine göre çok daha zayıftır.
 

 

Üstelik artık birer yetişkin olarak artık büyüye değil, dünyevi şeylere inanıyorlardır ve daha da ötesi onların çok eksik bir yanları vardır: Yalnızca birlikte olduklarında şekillenen bir yapbozun parçaları olduklarını hatırlamıyorlar.

Yani, hepsinde kayıp bir şey var ve henüz anlamadıkları şey kayıp olan şeyin birbirleri olduklarıdır.

Bu yüzden O'nu alt edeceklerse, bunu yapmalarının tek yolu çocukluklarını yeniden keşfetmek, canavarlara inanmak ve Pennywise ile yeni şartlar çerçevesinde yeniden savaşmaları gerekecektir.

Derry'ye geri çağrılıp yeniden bir araya geldiklerinde birdenbire kendilerinin tekrar bir bütün olduklarını hisseden ve adete kendilerini yeniden bulan Kaybedenler Kulübü bu düşüncelerle işi uzatmadan, her zamankinden daha da ölümcül ve şekil değiştirmekte ustalaşmış olan şeytani palyaçonun doğrudan yoluna çıkarlar.

Bu arada yedi arkadaşı, Mike'ın çağrısına kulak verip doğup büyüdükleri kasabaya geri dönmeye zorlayan bir dizi neden olsa da diğer taraftan Pennywise da onlardan intikam almak için onların geri dönmesini istemektedir ki bu, daha filmin başında açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Mike, kasabanın çıkışına yakın bir köprüde işlenen cinayet nedeniyle olay mahalline gittiğinde orada kanla yazılmış "Eve Dönün" mesajıyla karşılaşır ve bu mesajla Kaybedenler Kulübünün kasabada kalan tek üyesini kışkırtmayı başarır.

Pennywise, ikinci bölümde çok şifreli mesajlar veren bir karaktere dönüşmüştür ama bir konuda oldukça nettir, O da intikam için bu kasabaya geri dönmüştür.

Korkuyu her zaman kendisine bir silah olarak kullanan Pennywise yeryüzündeki varlığı boyunca insanlara korku salmayı başarsa da Kaybedenler'le karşılaşana kadar bunun nasıl bir his olduğunu hiç anlamamıştır, ama nihayetinde onlar sayesinde kendisi de bu korkuyu hissetmiştir.

Bu yüzden Kaybedenler ile garip bir bağ kurmuş olan ve neredeyse kendisine denk bir rakibinin olmasını ilginç bulan Pennywise geçmişteki amacı her ne kadar çocukları korkutup kaçırmak olsa da şimdi onların geri dönmesini istemektedir, çünkü O da kendince bu çocukları özlemiştir, ama bu özlem onu daha da güçlü ve daha da kötü bir varlığa dönüştürmüştür.

Ve tabiri caiz ise uzun süre uzak kalındığında özlenen şeylere aşermek gibi O da kendisini geçmişte alt eden bu çocukları aşermektedir.
 

 

Artık birer yetişkin olan karakterlerin omuzlarındaki yükler nedeniyle daha karanlık bir ton ve daha karanlık bir ruh haline sahip olan bu film her ne kadar artık birer yetişkin olan Kaybedenler'in yirmi yedi sonraki hikayelerini anlatsa da bu yedi yetişkin arkadaş kendileri için çok önemli olan bir şeye erişmek hem kim olduklarını hem de aralarındaki müthiş bağı hatırlamak için hatıralarına geri dönmeleri gerekecektir.

Bu yüzden Kaybedenler Kulübü'nün tüm genç üyeleri bu filmde eski rollerine geri dönerken Finn Wolfhard bir kez daha "Richie Tozier" karakterine hayat vermek için kamera karşısına geçmiştir.

Richie her zaman pek çok şeyi inkâr etmiştir, geçmişinde asla yüzleşmek istemediği şeyler vardır ve tabii ki Pennywise'ın besleneceği şeyin bu olacağından dolayı da çok korkmaktadır.

Duygularına her zaman odadaki fil muamelesi yapan ve hayatı boyunca acıyı mizahla savuşturmaya çalışan Richie tüm korkularına rağmen kasabada arkadaşlarının yanında kalır çünkü Kaybedenler'in birbirlerini yanında olduğuna olan inancı tamdır.


Saka Kuşu

Yönetmen: John Crowley / Oyuncular: Finn Wolfhard, Oakes Fegley, Ansel Elgort, Nicole Kidman, Jeffrey Wright, Luke Wilson, Sarah Paulson, Willa Fitzgerald, Aneurin Barnard, Ashleigh Cummings, Aimee Laurence, Robert Joy, Boyd Gaines, Carly Connors, Luke Kleintank, Hailey Wist, Ryan Foust, Jack DiFalco, Austin Weyant, Collin Shea Schirrmacher, Denis O'Hare, Angela Cove, Alton Fitzgerald White, Joey Slotnick, Dylan Boyd, Gordon Winarick, Nicky Torchia, James Donahower, Don Castro, Robert Turano, Alma Cuervo, Hank Rogerson, Ryan Katherine Stearns, Tiana Youtzy, Peter Jacobson, Caroline Day, Kevin Owen McDonald, Karl Jacob, Raphael Corkhill, Matteo van der Grijn, Gerson Oratmangoen, Mark Kingsford, Bill Barberis, Milan Sekeris, Brandon Chen, Sandy Lopez, Misha Osherovich, Puja Desai Mehta, David Makman, Harry Smith, Harry Adam, Anne-Marie Agbodji, Phoebe Amirault, Olivia Anne, Piper Baine, Kian Thomas Barry, Veronica Bikowicz, Chloe Bloom, Rick Bolander, Roger Brenner, Regina Byrne, Jake Cerny, Raina Cheng, Gabrielle Chevalier, Jackson Cottrell, Willa Dana, Rachel de la Torre, Pamela Dunlap, Scott Eliasoph, Nancy Farrell, Robert John Gallagher, Gavin Gershon, Minnie Giannetti, Ta'Nika Gibson, Kathryn Grace, Ben Hollandsworth, Kimberly L. Jackson, Sallie Johnson, Aidan Kennedy, Avery E. King, Hannah Kurczeski, Jarrod LaBine, James LaPrelle, Abbie Grace Levi, Sarah Kathryn Makl, Caden Asher Mazurek, Doris McCarthy, Kevin D. McGee, Anna Memija, Ilira Memija, Jalina Mercado, Donna Mitchell, Sylvie Mortenson, Peyton Noga, Tara Pacheco, Alexa Rayne, Natalie Rosati, Juliana Scherer, Leanne Sepanek, Mathieu Silverman, Sophia Rose Spiegel, Jake Taber, Vincent Tumeo, Dante Zuccaro / Süre: 149 dakika
 

 

2014 yılında Plitzer ödüllü ve Andrew Carnegie madalya sahibi Donna Tartt'ın çok satan romanından uyarlanan ve Warner Bros Pictures & Amazon Studios iş birliği ile gösterime giren, 2019 yılına ait The Goldfinch adlı bu film; annesi Metropolitan Sanat Müzesi'ne yapılan bombalı saldırıda hayatını kaybettikten sonra varlıklı bir aile tarafından evlat edinilen Theodore Decker'ın hikayesini anlatıyor.
 

 

Theo Decker ve annesinin o gün müzede olmaları gerekmiyordur, ama Theo bir olaya karıştığı için okul yönetimi annesini çağırmıştır.

Fakat okula erken varmışlardır ve hava da yağmurludur, bu yüzden müzeye dalıverirler.

Annesi serginin Hollanda'ya ait başyapıtlarından daha çoğunu görmek için uzaklaşırken, Theo'nun bakışları kızıl saçlı bir genç kıza takılıp kalır.

Saniyeler sonra… bir koşuşturma, ardından o dehşet verici patlama.
 

 

Annesinin Metropolitan Sanat Müzesi'nin galerilerinden bir diğerine girişi, on üç yaşındaki Theo Decker'ın onu son görüşü olur.

Birkaç saniye sonrasında ise bir bomba patlayarak paha biçilmez sanat eserlerini ve Theo'nun hayatını sonsuza dek paramparça eder.

Hayatını değiştiren bu trajedi, onu matem ve suçluluk, yeniden doğuş ve kefaret, dostluk ve hatta aşk ile harmanlanmış, sarsıntılı bir yolculuğa sürükler.
 

 

Bombalama olayının hemen akabinde, Theo bir okul arkadaşının ailesinin, Barbour'ların yanına yerleştirilir: Sanata duydukları karşılıklı hayranlık vasıtasıyla Bayan Barbour ile bir bağ kurmaya başlar.

Theo, yetişkinliğe uzanan çalkantılı ergenlik yılları boyunca, gizlice, bir tek nesneye sıkı sıkıya tutunur.

O korkunç günde kaybettiği annesiyle arasındaki yegâne bağ olan bu paha biçilmez nesne, tüneğine zincirlenmiş küçücük bir kuş tablosudur: Saka Kuşu.
 

 

Theo patlama esnasında gri bir boğucu toz, enkaz ve ölüm bulutunun içinde kendine geldiğinde molozların arasında o tablo duruyordur: Annesinin en sevdiği, daha birkaç saniye önce oğluna işaret edip gösterdiği tablo; Carel Fabritius!un Saka Kuşu (Altın İspinoz) tablosu.

Yaşlı bir beyefendi, son nefesini verirken küçük çocuktan tabloyu almasını rica eder.
 

 

Hâlâ kendine tam olarak gelememiş, şok içindeki Theo çok değerli bu sanat eserini çantasına tıkıştırır ve müzeden ayrılır.

Hayatını değiştirecek bu eylemin çok geniş çaplı yansımaları olacaktır.

Başlangıçta annesini aniden ve çok sarsıcı bir şekilde kaybeden küçük bir çocuk vardır ve sonra bu çocuk bütün hayatını insanlarla bağ kurma çabasıyla geçirir.

Fakat Theo ne zaman o bağı bulduğunu düşünse, uzaklara sürüklenir, işte bu yüzden, elinden alınmış dünyanın yerine koyduğu o nesneye, o tek tabloya sıkı sıkıya tutunmaktadır.
 

 

Hikayesi on dört yıl aralıklı iki zaman dilimi arasında örüldüğü için, çeşitli rollerin iki ayrı kuşaktan oyuncular tarafından canlandırılmaları gereken film boyunca göreceğiniz belirli nesnelerle ya da sanat eserleriyle bir anıyı bağdaştırmak mümkün.

İşte bu yüzden konu nesneden çok onun sizde uyandırdığı duygu ve sizi nasıl bambaşka yerlere götürebildiği üzerine kuruludur.

Mateme ve utanca ilginç bir şekilde bakış atan, çok güzel yoğurulmuş bir ergenlikten yetişkinliğe geçiş hikayesinin yanı sıra samimi duygulara ve nefes kesici bir tasarımına sahip olan bu filmde Finn Wolfhard, Ukraynalı bir öğrenci ve baş belası olan "Boris Pavlikovsky" adlı karakterin gençliğini canlandırmıştır.

Finn Wolfhard'in hayat verdiği Genç Boris, hayatta kalmak için kendi kurallarını yaratmak zorunda kalmıştır: Kendiyle ilgili her şeyi kafasında çözmüş, trajediler yaşamış ama bir şekilde bunlarla barışmayı bilmiş ve nihayetinde hayatını doyasıya yaşayan birine dönüşmüştür.

Dostoyevsky okuyor, sigara ve içki içiyor, ağzından çıkan sözleri hiç umursamıyor.

Düşündüğü şeyi öylece düpedüz söylemenin tadını çıkarıyor, fakat Boris bir yandan da zeki ve yaşına göre çok olgun.

Theo hayatına girdiğinde, Boris bilgeliğini paylaşacak birini bulmanın heyecanı ve sevincini yaşıyor.

Ancak, Boris'in paylaştığı tek şey bilgeliği değildir; alkol, uyuşturucu ve dükkanlardan bir şeyler aşırma eğilimini de paylaştığı için, Theo'nun üzerindeki etkisi pek de iyi ilerlemiyor.
 

 

Yapımcılar, genç Theo rolü için olduğu gibi, Boris rolü için de çok sayıda oyuncuyu değerlendirdiklerinden bahsederken hiçbirinin Boris'in karizmasına ve bu çocuğun başını pek çok belaya sokabileceği ama kurnazlığıyla da bu belalardan kurtulabileceği hissini veren o haylaz havaya sahip olmadıklarını söylüyorlar.

Bu rolün seçmelerine katılan Finn Wolfhard da aslında yönetmenin ilk tercihi değildi çünkü yönetmen "Boris" için gerçek bir Rus aktör seçmek istemişti, ancak Finn'in seçmelerdeki mükemmele yakın Rus aksanı, onun bu rolü almasına yardımcı oldu.

Ayrıca Finn Wolfhard seçmelere geldiğinde ondaki doğal enerjiye hayran kaldıklarını söyleyen yaratıcı ekip, aradıkları tüm özellikleri onda gördükleri için de düşünmeden onu kadroya dahil ettiklerini belirtiyorlar.


Addams Ailesi

Yönetmen: Greg Tiernan, Conrad Vernon / Oyuncular: Finn Wolfhard, Oscar Isaac, Charlize Theron, Chloë Grace Moretz, Nick Kroll, Snoop Dogg, Bette Midler, Allison Janney, Martin Short, Catherine O'Hara, Tituss Burgess, Jenifer Lewis, Elsie Fisher, Conrad Vernon, Aimee Garcia, Scott Underwood, Mikey Madison, Chelsea Frei, Pom Klementieff, Deven Green, Maggie Wheeler, Harland Williams / Süre: 86 dakika
 

 

Karikatürist Charles Addams tarafından yaratılan, sinema ve televizyon tarihi boyunca birçok kez yeniden uyarlamayla izleyici karşısına çıkan ünlü Addams Ailesi'nin 2019 yılına ait animasyon sinema filmi The Addams Family'nin bu versiyonunda; kocasına ve çocuklarına kendini adamış bir kadın olan Morticia, ailesini bir arada tutan soluk tutkaldır.
 

 

Güler yüzlü, kötücül ve tutkulu bir şekilde karısına âşık olan aile babası Gomez, her zaman girişimci ruhunu korumaktadır.

Ailenin çocukları da oldukça şahsına münhasır bireylerdir; uzun örgüleri ve iğneleyici mizahı ile zeki genç kız Wednesday ve bulabileceği en büyük tehdit ve tehlikelerin peşinden koşan on yaşındaki Pugsley.
 

 

Ancak evin bireyleri bunlarla sınırlı değildir; ailenin çılgın amcası Fester iyi huylu, neşeli ve her şekilde kargaşaya yol açabilirken, büyükanne ise yarasalar ve kafatasları gibi şekiller vererek pişirdiği şekerli kurabiyeleri seven torunlarına tapar.

Aile yaklaşan kutlamaları için hazırlıkların ortasındayken, Margaux Needler ortaya çıkar.
 

 

Margaux Needler sevilen bir reality-show programının kraliçesidir ve banliyö tipi pastel mükemmelliğe kendini adamıştır.

Bu iki farklı cephenin karşılaşmasını konu edinen filmde Finn Wolfhard sesiyle "Pugsley Addams"a hayat vermiştir.


The Turning

Yönetmen: Floria Sigismondi / Oyuncular: Finn Wolfhard, Mackenzie Davis, Brooklynn Prince, Barbara Marten, Joely Richardson, Niall Greig Fulton, Denna Thomsen, Kim Adis, Darlene Garr, Karen Egan, Mark Huberman / Süre: 94 dakika
 

 

Henry James'in 1898 yılında yayımlanan uzun öyküsü "The Turn of the Screw"ün modern sinema uyarlaması olan, 2020 yılına ait The Turning adlı bu perili ev film; ebeveynlerini yeni kaybetmiş iki kardeşin bir nevi mürebbiyeliğini yapmak üzere işe başlayan Kate'in gerek çocukların gerek kaldıkları yerin ürkütücü gizemler taşıdığını keşfetmesiyle gelişen olayları konu ediniyor.
 

 

Flora ve Miles, ebeveynlerini kaybeden iki kardeştir.

Flora ve Miles'ın yeğeni, çocukların sorumluluğunu üstlenir ve onlarla ilgilenmesi için Kate adında bir kadını işe alır.
 

 

Genç kadın, çocuklarla ilgilenmek için vakit kaybetmeden konağa yerleşir ama alışmaya çalıştığı ürkütücü konakta tuhaf durumlarla karşılan Kate, bir süre sonra hem çocukların hem de konağın karanlık sırlarla dolu olduğunu ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını keşfeder.
 

 

Finn Wolfhard bu filmde "Miles Fairchild" adlı karaktere hayat vermiştir.


Omniboat: Bir Sürat Teknesi Fantezisi

Yönetmen: Hannah Fidell, Alexa Lim Haas, Dan Kwan, Lucas Leyva, Olivia West Lloyd, Jillian Maye, The Meza Brothers, Terence Nance, Brett Potter, Dylan Redford, Xander Robin, Julian Yuri Rodriguez, Celia Rowlson-Hall, Daniel Scheinert / Oyuncular: Finn Wolfhard, Eliezer Castro, River Butcher, Luther Campbell Jr., Omar Caraballo, Rafael Castillo, Karel Curras, Adam Devine, Cameron Esposito, Michelle Feliciano, Jason David Frank, Cristina Garcia, Heinley Gaspard, Steve Gladstone, Jon Glaser, Mia Gonzalez, Wayne LeGette, Jaidi Marrero, Daneel McDonald, Tallie Medel, Yaxeni Oriquen, Adam Pally, Sharon Parra, Ross Partridge, Dylan Redford, Robert Redford, Mel Rodriguez, Danielle Schneider, Or Schraiber, Amy Seimetz, Sophia Takal, Jessica Williams, Casey Wilson, Daniel Gilchrist / Süre: 120 dakika
 

 

2020 yılına ait Omniboat: A Fast Boat Fantasia adlı bu film; 47 fitlik bir TopGun Cigarette sürat teknesi olan Lay'n Pipe'ın, başlangıcından insan uygarlığının sonuna kadar olan yaşamını anlatıyor.
 

 

Ama elbette bu sadece bir sürat teknesi yolculuğu değil, aynı zamanda bir Miami macerası.
 

 

Finn Wolfhard, tuhaf olduğu kadar yaratıcı, eğlenceli ve komik olarak nitelendirilen ve izleyicisini harika, iddialı, dramatik, vahşi ve çılgın bir yolculuğa çıkardığı için kült bir klasik olmaya aday gösterilen bu filmin oyuncu kadrosunda yer alan isimlerden biri olmuştur.


How It Ends

Yönetmen: Zoe Lister-Jones, Daryl Wein / Oyuncular: Finn Wolfhard, Zoe Lister-Jones, Cailee Spaeny, Whitney Cummings, Tawny Newsome, Nick Kroll, Logan Marshall-Green, Bobby Lee, Fred Armisen, Glenn Howerton, Bradley Whitford, Ayo Edebiri, Sharon Van Etten, Olivia Wilde, Paul W. Downs, Raymond Cham Jr., Lamorne Morris, Angelique Cabral, Rob Huebel, Paul Scheer, Helen Hunt, Colin Hanks, Charlie Day, Mary Elizabeth Ellis, Pauly Shore / Süre: 82 dakika 
 

 

2020'de Kovid-19 salgını sırasında çekilen ve izleyicisine kendisini iyi hissettirmeyi amaçlayan How It Ends adlı bu kıyamet komedisinde; Liza, her şey bitmeden son partisini yapmak umuduyla Los Angeles'ta eğlenceli bir yolculuğa çıkar ve yol boyunca birbirinden ilginç insanlarla karşılaşır.

Yetkililer, bir asteroidin dünyaya yaklaşmakta olduğunu ve dünyada yaşamın artık son bulacağını açıklar.

Genç bir kadın olan Liza, dünyadaki son gününü çılgın bir partiye giderek geçirmek ister, ancak bunu başarmak onun için pek de kolay olmaz.
 

 

Liza her şeyden önce, Los Angeles'taki bu partiye gitmek için yolculuğunu yürüyerek gerçekleştirmek zorunda kalır ve haliyle yol boyunca kendisini beklenmedik olayların içinde bulur.

Çok fazla trajedi olmadan dünyanın sonuna keyifle bakan bu filmde Finn Wolfhard, sadece sevdiği insanlarla iletişim halinde kalmaya çalışan "Ezra" adındaki bir karakteri canlandırmıştır.


Hayalet Avcıları: Öteki Dünya

Yönetmen: Jason Reitman / Oyuncular: Finn Wolfhard, Carrie Coon, Paul Rudd, Mckenna Grace, Logan Kim, Celeste O'Connor, Bill Murray, Dan Aykroyd, Ernie Hudson, Annie Potts, Sigourney Weaver, Bob Gunton, J.K. Simmons, Shawn Seward, Billy Bryk, Sydney Mae Diaz, Hannah Duke, Bokeem Woodbine, Paulina Alexis, Marlon Kazadi, Chiara Petersen, Danielle Kennedy, Artoun Nazareth, Crystal Roseborough, Dusan Rokvic, Emma Portner, Stella Aykroyd, Kim Faires, Josh Gad, Shohreh Aghdashloo, Ira Heiden, Bud Klasky, Tracy Letts, Faith Louissaint, Sarah Natochenny, Christy-Lee Pagé, Ivan Reitman, Daniel D'Angelo Sparks, Olivia Wilde, Shelby Young / Süre: 124 dakika
 

 

İlki 1984 yılında yayınlanan Hayalet Avcıları ve sonra da 1989 yılında yayımlanan Hayalet Avcıları 2 filmlerinden sonra bu eğlenceli seri filmi de sinema tarihi arasında suskunluğa gömülmüştü ta ki Jason Reitman'ın babasının mirasına sahip çıkan yönetmenin koltuğuna oturana kadar.

Kaderleri büyük babalarının mirasını devir almak ve yeniden dünyayı korkunç hayaletlerden kurtarmak olan çocuklar bu devam filminde kasabayı büyük çaplı bir hayalet istilasından kurtarmaya çalışır.
 

 

2021 yılına ait Ghostbusters: Afterlife adlı bu filmde; taşrada küçük bir kasabaya taşınan bekar bir anne ve iki çocuğu ilk hayalet avcılarıyla olan bağlantılarını ve büyükbabalarının ardında bıraktığı gizli mirası keşfetmeye başlarlar.

Bekar bir anne olan Callie, mali zorluklarla mücadele etmektedir.
 

 

Geçimlerini sağlamakta zorlanan Callie, çocukları Trevor ve Phoebe ile birlikte ölen babasından kalan eski eve taşınmak zorunda kalır.

Geldikleri bu ıssız ve sessiz maden kasabası olan Summerville'de kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışırlar.

Ancak fay hattı yakınlarında olmamalarına kaşın sürekli sallanan bu kasabada, meraklı çocuklar çevreyi tanımaya uğraşırken uzun süredir sessiz kalan ve hayaletli bir madeni de uyandırmış olurlar.
 

 

Yeni hayatlarından pek memnun olmayan Trevor, çok geçmeden evde büyükbabasının mirasıyla ilgili büyük bir sırrı keşfeder.

Büyükbabasının eşyalarının arasında onun Hayalet Avcıları'nın üyesi olduğunu gösteren ekipmanlar bulan Trevor, Phobe ve yeni arkadaşları ile birlikte bulduklarını kurcalarken kasabanın altında uyuyan bir tehlikenin de ortaya çıkmasına neden olurlar.
 

 

Başta korkan ve ne yapacağını bilemeyen çocuklar kısa süre içinde aslında kim olduklarını ve kaderin onları bu küçük kasabaya neden sürüklediğini keşfederler.

Finn Wolfhard bu filmde Trevor adındaki bir karakteri canlandırır; normal ama çevresine karşı uyumsuz bir genç olan Trevor Chicagolu bir şehir çocuğudur.

Evlerinden tahliye edildikleri için kendini Summerville, Oklahoma'daki kerbelanın ortasında bulur, üstelik cep telefonu bile çekmeyen bu yere gelmek zorunda kaldığı için şaşkınlık içindedir.

Bu yüzden Trevor her şeye sinirlenir, ta ki âşık olduğu kızı bulana dek; işte o zaman, yaşadığı her şey onun için değişir.


Dünyayı Kurtarmayı Bitirdiğinizde

Yönetmen: Jesse Eisenberg / Oyuncular: Finn Wolfhard, Julianne Moore, Billy Bryk, Alisha Boe, Jack Justice, Jay O. Sanders, Eleonore Hendricks, Catherine Haun, Annacheska Brown, Sara Anne, Marika Rose Sayers, Felipe Jeantete, Calhoun Koenig, Colin Miller, Adrian Mackenzie, Laura-Love Tode, Mimi Fletcher, Jordyn Aurora Aquino, Monica Sanchez, DezBaa', Kenneth McGlothin, Jeanette Aguilar Harris, Isabella Gloetzner, Darlene Kellum, Magnolia Marie, Crystal Mayes, Aaron Rogers / Süre: 88 dakika
 

 

Jesse Eisenberg tarafından yazılan aynı adlı oyundan sinemaya uyarlanan When You Finish Saving the World adlı bu film; birbirlerini ve kendilerini anlamaya çalışan üç kişinin hikayesini konu ediyor.
 

 

Babalığı keşfeden genç bir adam olan Nathan, dünyadaki ve romantik ilişkisindeki yerini bulmaya çalışan bir öğrenci olan Rachel ve kökenlerini arayan bir genç olan Ziggy'nin hayatına odaklanılan yapımda, büyümenin, çocuk sahibi olmanın ve uyum sağlamanın karmaşıklıkları konu ediliyor.

Aile içi istismardan kurtulanlar için bir sığınak işleten Evelyn tesisine sığındıklarında Angie ve genç oğlu Kyle ile tanışır.
 

 

Kendi oğluyla kurmakta zorlandığı bağı sığınakta karşılaştığı bu çocukla kuran Evelyn böylelikle Kyle'ı kanatlarının altına almaya karar verir.
 

 

Birbirlerinin değerlerini anlamayan bir anne ve oğlunun hikayesini anlatan bu filmde Finn Wolfhard, yatak odasındaki ev stüdyosundan hayran kitlesi için orijinal folk rock şarkıları seslendiren ama aynı zamanda ikiyüzlü ve narsist bir karaktere sahip olan lise öğrencisi Ziggy'e hayat vermiştir.


Ochi Efsanesi

Yönetmen: Isaiah Saxon / Oyuncular: Finn Wolfhard, Willem Dafoe, Emily Watson, Helena Zengel
 

 

Daha önce Björk, Panda Bear, Dirty Projectors ve Kanye West ile çalışan ünlü klip yönetmeni Isaiah Saxon'ın ilk uzun metrajlı filmi olan ve şu anda post prodüksiyon süreci devam eden The Legend of Ochi adlı bu animasyon türündeki film; evden kaçan küçük bir kızın, Ochi adındaki gizemli bir hayvan türü ile iletişim kurmayı öğrenmesini anlatıyor.
 

 

Bu animasyon için bir araya gelen güçlü isimlerle birlikte Finn Wolfhard da seslendirme kadrosu arasında yer alıyor.


Guillermo del Toro'nun Pinokyo'su

Yönetmen: Guillermo del Toro, Mark Gustafson / Oyuncular: Finn Wolfhard, Cate Blanchett, Ewan McGregor, Tilda Swinton, Burn Gorman, John Turturro, Christoph Waltz, Ron Perlman, David Bradley, Tim Blake Nelson, Gregory Mann
 

 

Oscar ödüllü film yapımcısı Guillermo del Toro'nun Carlo Collodi'nin, Geppetto adındaki yaşlı bir oymacının kalbini onarmak için sihirli bir şekilde hayata geçirilen ahşap kuklayla ilgili hikayesi için yönetmen koltuğuna oturduğu Guillermo del Toro's Pinocchio adlı bu film, klasik hikâyeye bambaşka bir soluk getiriyor.

Guillermo del Toro ve Mark Gustafson tarafından yönetilen bu tuhaf, stop-motion müzikal, Pinokyo'nun dünyada bir yer arayışındaki yaramaz ve itaatsiz maceralarını takip ediyor.
 

 

1800'lerde belirsiz bir zamanda geçen çoğu versiyonun aksine Guillermo del Toro'nun yönettiği bu versiyonunda olaylar 1930'ların İtalya'sında Benito Mussolini ve Ulusal Faşist Parti'nin yönetimi altında geçiyor.

Tahta bir kuklanın gerçek bir canlı çocuğa dönüştüğü bu klasik çocuk masalının daha karanlık bir versiyonunda Finn Wolfhard, bu yaramaz ama sevimli kuklanın en iyi arkadaşı olan "Candlewick" karakterine sesiyle hayat veriyor.


Bir Yaz Cehennemi

Yönetmen: Finn Wolfhard, Billy Bryk / Oyuncular: Finn Wolfhard, Fred Hechinger, Abby Quinn, D'Pharaoh Woon-A-Tai, Billy Bryk, Pardis Saremi
 

 

Yönetmenlik kariyerine 2020'de Fantasia Film Festivali'ne kabul edilen ve En İyi Kanada Yapımı Kısa Film Ödülü'nü kazandığı "Night Shifts" adlı kısa filmle başlayan Finn Wolfhard şimdi de ilk uzun metrajlı filmini yönetmeye hazırlanıyor.
 

 

Henüz senaryosuna dair detayların paylaşılmadığı ancak şimdilik bir yaz kampında geçeceği bilinen Hell of a Summer adlı bu slasher-korku-komedi türündeki filmin ortak yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Finn Wolfhard, aynı zamanda filmin başrolünde de yer alacak.


Diğer çalışmaları

Finn Wolfhard her ne kadar, 2016'da başlayan ve halen devam eden bir Netflix dizisi olan Stranger Things'deki "Mike Wheeler" rolüyle tanınsa da Craigslist'den aldığı bir iş teklifiyle televizyon dünyasındaki ilk çıkışını "The 100" adlı dizideki "Zoran" rolüyle yaptı.
 

 

Ardından "Supernatural" dizisindeki "Jordie Pinsky" rolü için kamera karşısına geçti.

Sonrasında herkese açık bir oyuncu seçme çağrısını gördükten sonra video aracılığıyla henüz belirsiz olan bir rol için seçmelere katıldı ve böylelikle 2016 yılında yayımlanmaya başlayan "Stranger Things" adlı popüler dizinin oyuncu kadrosuna katıldı ve oyuncu arkadaşlarıyla birlikte bu dizideki performansıyla "Üstün Performans Ödülü" kazandı.
 

 

2019 yılında ilk kez modelliğe başlayan Finn Wolfhard, Saint Laurent'in Sonbahar/Kış '19 kampanyasında yer aldı.

2020 yılında ise bir animasyon dizisi olan "JJ Villard's Fairy Tales" yapımında Rapunzel'in cinsiyet değiştirmiş bir versiyonu olan "Boypunzel" rolünü üstlendi.

Aynı yıl gösterime giren "World Central Kitchen" için para toplamak amacıyla Jason Reitman'ın yönettiği Quibi televizyon dizisi uyarlaması "Home Movie: The Princess Bride"a katıldı.

Finn Wolfhard, Ağustos 2020'de henüz on yedi yaşındayken komedi türünde bir kısa film olan Night Shifts ile ilk yönetmenlik denemesini yaptı ve ertesi yıl bu filmi YouTube'da yayınladı.

Ayrıca "Guest"Grumps", "SuperMega", "HeadGum", "Spendtime Palace", "Ninja Sex Party", "Weezer" gibi bazı web dizilerinde ve müzik videolarında yer aldı. 

Ve "If I Were You", "Lackluster Video", "Review Revue" ve "When You Finish Saving the World" adlı bazı popüler eserlerin sesli kitap podcastlerinde çalıştı.

Şu an post prodüksiyon sürecindeki bir bilimkurgu animasyon dizisi olan "New-Gen"de abisi Nick Wolfhard ile birlikte rol alacağı söylenen Finn Wolfhard'ın bu dizide abisiyle birlikte ikiz kardeşleri canlandırması bekleniyor.

Televizyon dünyasında olduğu gibi sinemada da hızla yükselişini sürdüren Finn Wolfhard'ın kariyerinin başından günümüze yer aldığı çalışmalar şöyle;

  • Facts: Retro Oceans (2012, Video müzik klipi)
  • Akıbet (Aftermath, 2013, Kısa film)
  • Diriliş (The Resurrection, 2013, Kısa film)
  • Hey Ocean!: Change (2013, Video müzik klipi)
  • PUP: Guilt Trip (2014, Video müzik klipi)
  • The 100 (2014, Televizyon dizisi)
  • Doğaüstü (Supernatural, 2015, Televizyon dizisi)
  • Pup: Sleep in the Heat (2016, Video müzik klipi)
  • Huysuz Misafirler (Guest Grumps, 2017-2018, İnternet dizisi)
  • Spendtime Palace: Sonora (2017, Video müzik klipi)
  • SuperMega: Finn Wolfhard İle Yemek Pişirmek (SuperMega: Cooking with Finn Wolfhard, 2017, İnternet dizisi)
  • Ninja Sex Party: Danny Don't You Know (2018, Video müzik klipi)
  • Calpurnia: Greyhound (2018, Video müzik klipi)
  • Genç Matematik Efsaneleri (Young Math Legends, 2018, Televizyon dizisi)
  • Calpurnia: Wasting Time (2018, Video müzik klipi)
  • Weezer: Take On Me (2018, Video müzik klipi)
  • Brawl with the Stars (2019, İnternet dizisi)
  • The Cold Open (2019, Kısa film)
  • Calpurnia: Cell (2019, Video müzik klipi)
  • Mike Tompkins: The Addams Family (2019, Video müzik klipi)
  • The Aubreys Feat. Finn Wolfhard: Getting Better - Otherwise (2020, Video müzik klipi)
  • Çalmak ya da Çalmamak (Carmen Sandiego: To Steal or Not to Steal, 2020, Kısa film)
  • The Aubreys: Loved One (2020, Video müzik klipi)
  • Gülümseyen Arkadaşlar (Smiling Friends, 2020, Kısa film)
  • JJ Villard'ın Peri Masalları (JJ Villard's Fairy Tales, 2020, Televizyon dizisi)
  • Ev Sineması: Prenses Gelin (Home Movie: The Princess Bride, 2020, Televizyon dizisi)
  • The Aubreys: Smoke Bomb (2020, Video müzik klipi)
  • Kurt Adamlar İçin Kurallar (Rules for Werewolves, 2020, Kısa film)
  • Gece Vardiyası (Night Shifts, 2020, Kısa film)
  • HeadGum: Off Days Games (2020, İnternet dizisi)
  • Carmen Sandiego (2019-2021, Televizyon dizisi)
  • Duncanville (2021, Televizyon dizisi)
  • The Aubreys x Lunar Vacation: No Offerings (2021, Video müzik klipi)
  • Tuhaf Şeyler (Stranger Things, 2016-2022, Televizyon dizisi)
  • Yeni Nesil (New-Gen, 2022, Televizyon dizisi)

Ödüller

Finn Wolfhard, müzik ve oyunculuk alanındaki kariyeri boyunca birçok önemli ödül kazandı.

Ayrıca, mücadele eden müzisyenler için yaptığı hayırsever çalışmaları nedeniyle 2017 yılında televizyon endüstrisi tarafından Savunuculuk Ödülleri ile onurlandırıldı.

2017'den 2019'a kadar Variety'nin Hollywood Gençlik Etkisi Raporu listesinde yer aldı.

2018 ve 2019'da The Hollywood Reporter, onu "18 yaşın altındaki en iyi 30 yıldızdan biri" olarak seçti.

2020 yılında ise Forbes, Hollywood ve eğlence alanında "30 yaşın altındaki en iyi 30 isim"den biri olarak gösterdi.

Bunların yanı sıra, "Young Artists Awards", "Teen Choice Awards", "People's Choice Awards" ve farklı kategorilerde birçok popüler ödüle aday gösterildi.

Uluslararası pek çok festivalde övgüler toplayan oyuncunun kısa süre içinde sahip olduğu belli başlı diğer ödülleri ise şöyle;

  • 2016 Vancouver Joey Ödülleri: Bir TV Dizisinde 12-15 Yaş Aralığında Başroldeki En İyi Genç Erkek Oyuncu (Stranger Things)
  • 2017 Genç Şovmen Ödülleri: Bir Televizyon Dizisinde En İyi Genç Oyuncu Kadrosu (Stranger Things)
  • 2017 Odyssey Ödülleri: Çığır Açan Yıldız (It)
  • 2017 Ekran Oyuncuları Birliği Ödülleri: Bir Dizide Üstün Topluluk Performansı (Stranger Things)
  • 2018 MTV Movie + TV Awards: En İyi Ekran Ekibi (It)
  • 2019 BAM Ödülleri: En İyi Oyuncu Topluluğu (It Chapter Two)
  • 2019 Korku Ölçer Ödülleri: En İyi Oyuncu Topluluğu (It Chapter Two)
  • 2020 Atlanta ShortsFest: En İyi Yönetmen (Night Shifts)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU