Yerel bir olayı anlamlandıramıyorsanız, daha büyük bir harita alın. Ukrayna'da neler olduğunu anlamak için iki büyük haritaya bakmakta fayda var: Coğrafya ve zaman. Ayrıca hepimizin Sör Halford Mackinder'ın teorilerini inceleme zamanı da geldi.
Okullu coğrafyacı Mackinder'ın 100 yıl önceki jeopolitik içgörüleri, herkesçe bilinen şu eski gerçeklikle tutarlı: Tarih, halkların coğrafyalarıyla ne yaptığıdır. Mackinder'ın teorisine göre deniz hakimiyetinin hüküm sürdüğü 20. yüzyıl bir Atlantik yüzyılıydı ve bir sapmaydı. Şimdi, 21. yüzyıldaysa coğrafyanın yeniden ağırlığını koyduğunu görüyoruz. Bu yüzyıl Avrasya yüzyılı olacak gibi görünüyor. Ukrayna istilası, bu yeni gerçeklik belirginleşirken tektonik plakaların yer değiştirdiğine dair erken bir işaret oldu. Daha istikrarlı bir küresel düzen ortaya çıkmadan önce daha fazlasının yaşanacağı da beklenmeli.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Batı'da bizim zihinlerimiz, dünyanın II. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan kurallara dayalı düzene bağlı kalmasını beklemeye şartlanmış. Fakat Oxford'daki eski hocam Profesör Archie Brown, bana komünizmin Rusya'ya bıraktığı mirasın ahlaksızlık olduğunu söylemişti: Onların tek kuralı kazanmaktır. Dünya görüşlerindeki böyle bir asimetri, Putin'in göz göre göre yaptıklarını neden yaptığını açıklamaya yardımcı oluyor. Biz bunu gerçekten yapacağına inanamadık. Oysa tehlike işaretleri yıllardır ortadaydı.
Felsefi açıdan küreselleşmeyi reddederken medeniyetçiliği en açık şekilde savunan Putin'di; hem de bunu sadece ekonomiyle değil, değerlerle ilgili olarak da yaptı: Liberal demokratik kapitalizmi insanlığın doğal düzeni olarak gören "herkese uygun" neo-muhafazakar ideolojiyi reddetti. Ekonomi alanında da Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi, küresel rezerv para olarak doların egemenliği dışında ticaret yapmaktan bahsediyor ve bunu başarmak için adımlar atıyor.
Son yıllarda doğrudan bu şekilde yapılan ticaret miktarını ikiye katladılar. Askeri açıdansa iki ülkenin yakın zamanda İran'la ortak düzenlediği askeri tatbikat, ABD'nin İran'ı yalnızlaştırma girişimlerinin başarısızlığa uğradığı ve dünya sahnesinde giderek yalnızlaşanın ABD olduğu anlamına geliyordu.
Ukrayna'daki ayrılıkçı yerleşim bölgeleri, Putin'in komşu ülkelerdeki en yeni didiklemelerinden başka bir şey değildi. Ukrayna'yla ilgili yorumlarıyla eylemlerini meşrulaştırması bizi "tarihi anomalileri çözme" ifadesiyle tanıştırdı, ki bu gelecekteki sayısız çatışmanın (Baltıklar, Balkanlar, Kafkaslar) da gerekçesi olacak çünkü Putin, 20. yüzyılın en büyük trajedisi diye nitelediği Sovyetler Birliği'nin çöküşünü telafi etmeye çalışıyor. Çin'in bu görüşü onaylaması hem Tayvan'ın hem de Güneydoğu Asya'nın içini ürpertmeli.
Peki ne yapmalı? Rus istilasına direnirkenki askeri seçenekler çok da iç açıcı değil. Güç eşitsizliği göz önüne alınırsa, Ukrayna ordusunun geri çekilmemesi felaketle sonuçlanır. Ağır teçhizatlı, istilacı Rus kuvvetleri bunun üstesinden gelmek için eğitilmiş ve hazırlanmış. Direnişin amacı geri çekilmemekten ziyade dünyaya Rusya'nın hoş karşılanmadığını göstermek ve Rusya'ya mümkün olduğunca çok ceset torbası göndermek.
Bildiğim kadarıyla dün Rusya, Suriye'de 8 yılda kaybettiğinin yaklaşık 4 katı kadar (400'den fazla) asker kaybetti. NATO müdahale etmeyeceğini söylediği anda Putin askeri zaferini sezmiş olmalı. Ancak uzun süreli ve kanlı bir işgal, Sovyetler Birliği'ne Afganistan'daki yenilgiyi getiren yurtiçindeki zorlukların aynısını Putin'in de karşısına çıkaracak. Bu savaş internet/sosyal medya çağında verildiği ve hem Ukrayna hem de Rus halklarının tamamen kontrol edilmesi zor olacak gelişmiş kişisel ve teknolojik bağlantıları olduğu için çatışma muhtemelen Putin'in Rusya'da konuşulanlar üzerindeki kontrolünü de sınayacak. Elektronik samizdat Putin'in hakimiyetine karşı önemli bir meydan okuma olacak.
Bu yüzden Ukraynalılar, bir halkın istilacı işgal gücünü yenmek üzere nasıl seferber edilebileceğine dair dersler için Lübnan'daki Hizbullah'a, Irak'taki Mehd Ordusu'na ve Afganistan'daki mücahitlere bakmalı. Putin'in Rusya ve Ukrayna'nın kardeş olduğunu iddiasına Ukrayna devlet başkanı "Kabil ve Habil gibi" yanıtını verdi. Putin daha önce Çeçenya'da kanlı bir gerilla savaşını bastırmıştı ama orası gerçekten "hiçbir şey bilmediğimiz çok uzak bir ülkeydi". Çeçenya'da işe yarayan aynı acımasız taktikleri gerçekten Ukrayna'da da kullanabilir mi? İnternet ve sosyal medya çağında? Hem de "kardeş" ulusa karşı?
Ukraynalılar, Ruslardan nefret etmek için her türlü sebebe sahip. Çünkü Stalin'in dayattığı kollektifleştirme politikalarının yol açtığı 1930'ların büyük kıtlığı sırasında ölen 5,5 milyon kişiyi hatırlıyorlar. Savaştan sonra Stalin bu bölgelere Rusları yerleştirdi, Doğu Ukrayna'daki Rus yerleşim bölgeleri de bu şekilde oluştu. Benzer şekilde, (2014'te "kurtarılan") Kırım'da da sadece Ruslar vardı çünkü Stalin, Tatarları Orta Asya'ya sürüp onların yerine Rusları getirmişti. Baltık uluslarının tümünde de etnik nüfusu seyreltmek üzere siyasi gerekçelerle kasten oraya taşınan geniş ama çoğunluğu oluşturmayan Rus nüfusları mevcut.
Yani, Putin'in rövanşizminin kapsamı çok büyük. Üstesinden gelmenin en riskli olduğu ülkeler NATO ülkeleri, bu nedenle bir sonraki hedefler Kafkaslar ve Balkanlar olabilir. Fakat Baltık ülkelerini de Rus hakimiyetine almak istiyorsa Putin, NATO yeniden silahlanma şansı bulmadan ve ABD Çin'le, Avrupa ise Kovid ve ekonomik durgunlukla meşgulken şimdi saldırmanın en iyisi olduğunu fark edebilir.
En kötüsüne hazırlanmak mantıklı bir askeri düstur ve Putin'in gerçekten Baltıklara saldırabileceğine inanmak için de iyi nedenler var. Kişisel tercih ve paranoyak sağlık kaygıları nedeniyle Putin kendisini birçok normal insani etkileşime kapadı. Kovid döneminin çoğunu daçasından evden çalışarak, çok az ziyaretçiyle geçirdi. Televizyonda yayımlanan ulusal güvenlik konseyi brifinginde görüldüğü üzere Putin'in siloviki danışmanlardan (güvenlik ve askeri servisten yetişen politikacılar için kullanılan terim -çn.) oluşan çevresi giderek daha çok bir yankı odasına benziyor.
Putin, ne kadar üst düzey olursanız, istihbarat kaynaklarınızın o kadar kurbanı olacağınız gözleminin somut bir örneğini teşkil ediyor. İkaz veya çelişkiye pek de yer yok gibi görünüyor: Gücün karşısında hakikat dile getirilmiyor. Bir judocu olarak Putin, en iyi saldırı anının rakibinizin dengesini kaybettiği an olduğunu da biliyor.
Batı'nın dengesi bozulmuş gibi görünüyor. O halde kendimizi Baltıklardaki kanlı savaşa hazırlasak iyi ederiz çünkü NATO'nun 5. Maddesi sınanırsa, Batı Avrupa'nın tüm güvenlik mimarisinin çökmesini önleme yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz gerek. Putin/Şi işbirliğinin nihai sınanmasıysa, Baltıklara ve Tayvan'a yönelik saldırılarını koordine ederek gerçekten de Batı'nın karar döngüsüne girmeye karar verip vermemeleri olacak.
Bu bizim liberal zihinlerimize çılgınca gelse de sanırım hem Şi hem de Putin için "insan hayatta suların yükseldiği anı iyi kollamalı; o an geldiğinde davranıp denize açılırsan, emeline erişirsin." Şimdi değilse ne zaman?"
Tümgeneral Jonathan Shaw, Birleşik Krallık özel kuvvetler direktörü (DSF) ve Güney Irak'taki Birleşik Krallık kuvvetlerinin 2007'deki komutanıdır
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent