Ali Koç taraftarı tekrar kazanabilir mi?

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Fanatik

Düzenli olarak geri gidiyor Fenerbahçe. Bu geri gidişi ne zaman durdurmak istese Fenerbahçe yönetimi, ardından daha da hızlanarak geri gitmeye devam ediyor.

Ali Koç'un başkan olmasıyla güneşin doğmasını bekleyen taraftarlar için mevsim, sürekli kara kış artık.

Üstelik, şimdi çok büyük bir de sorun var.

Umutsuzluk.

En son yapılan Divan Kurulu toplantısında konuşmuştu Fenerbahçe Başkanı Ali Koç. Konuşmasında umut enjeksiyonu yapmak istese de ortaya çıkan görüntü ve sonuçlar, bir enerji yaratmış gibi de durmuyor.

Göreve geldiğinden beri, sportif kararlarda kafa karışıklığı yaşayan Ali Koç ve yönetimi, mevcut şartlarda hangi tercihleri yaparsa yapsın, yeni bir umut yaratması kolay değil.

Emre Belezoğlu'nun gelip gitmesi, büyük heyecan yaratan Mesut Özil transferi, sayısız teknik adam tercihi, Aziz Yıldırım döneminde çalışmış isimler ile çalışılması ve basketbol şubesinde yaşanan değişimler, sürekli arayışta olan bir başkan görüntüsü ortaya çıkarıyor Fenerbahçe adına.

Ve ortaya çıkan bu durum, kara bulutlardan umutsuzluk yağmasına sebep oluyor. Her ne kadar mali açıdan başarılı bir yönetim olsa da sportif başarısızlık Fenerbahçe'yi kara kışa hapsediyor.

Mesela çok iyi bir teknik adamın gelip, bir anda sihirli bir değnek ile her şeyi değiştirmesi kolay değil Fenerbahçe'de. Ne kadar iyi bir isim gelirse gelsin, bozulmuş sportif yapının düzelmesi ve kronikleşmiş sorunların çözülmesi için camianın sabretmesi gerekecek.

Bunun için de taraftarın, güvenine ve yeni bir hikâyeye ihtiyacı var yönetimin.

Bu hikâye belki de popülizmden uzak, uluslararası bir yapı, belki de yerel rekabet ve tartışmalardan uzak profesyonellerden kurulu bir yönetim şekli olacak.

Ve yerel rüzgarlardan, uzak durması gerekecek Ali Koç ve yönetiminin. Çünkü geçmiş 4 yılda, herkesin şekil vermeye çalıştığı bir kulüp gibiydi Fenerbahçe.
 

 

Arda Güler'in yarattığı romantizm

Bununla beraber dört yılda 3 kaleci, 11 stoper, 13 orta saha ve 12 forvet ve santrafor transfer eden Ali Koç yönetimindeki Fenerbahçe, son zamanlardaki en büyük mutluluğunu ise 16 yaşındaki Arda Güler'in, ilk 11'de başlaması ile yaşadı.

16 yaşında bir çocuğun ilk 11 de başlaması, çok büyük bir coşku yaratırken, uzun süredir şampiyonluğa aç olan Fenerbahçe, altyapıdan çıkacak genç bir oyuncuya sarılarak, kendi romantizmini yaratıyordu aslında.

Fakat asıl çelişki de burada yatıyor. Arda Güler'in oynaması için şampiyonluktan uzak olması gerekti Fenerbahçe'nin. Yani bir planlama içinde bu gençlerin kendine yer bulması, çok kolay değildi.

Mesela sene başında Avrupa maçında çok şık bir gol atan Muhammed Gümüşkaya da benzer coşkuyu yaşatmıştı. Fakat şimdi ise Giresunspor'da.

Bu yüzden gençlerin oynaması, gelişmesi, kendine yer bulması, belli bir düzen içinde olmayınca, geçici bir duygu selinden öteye geçemiyor bu coşkular.

Ve bu şekilde de zaten parıltılı hayatın içine girecek olan ve bir cevher gibi işlenmesi gereken bir çocuğa, kocaman spot ışıkları tutuluyor.

Sonuç olarak; Fenerbahçe camiası uzun süredir motive olmak için duygular üzerinden ilerlemeye çalışıyor.

Bu duygular bir hafta Arda Güler, bir hafta İsmail Kartal'ın ne kadar fedakâr olduğu, bir hafta da yapılan haksızlıklara karşı verilen mesajlar oluyor.
 

 

Fenerbahçe'nin içinde özeleştiri olan bir projeye ihtiyacı var

Ali Koç ve yönetiminin geçmiş dört yılında rasyonel ve uygulanabilir bir sistem değil, tamamen şartların belirlediği tercihler ile duygusal refleksler var.

Çok fazla tüketilmiş teknik adam, oyuncu ve genç futbolcular var. Sürekli artan tüketim hızı var.

Bir kültür içinde gençlerin oynamasının olağan olduğu ve şampiyonluk telaşında değil, öz kaynaklarının heyecanında olan, sonuç değil hedefi olan bir hikâyeye ihtiyacı var Ali Koç ve yönetiminin.

Ama önce taraftarı ikna etmesi gerek Ali Koç'un, içinde özeleştiri ve içerik olan bir hikâye ile.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU