Elektrikte özelleştirme yok, ikram var

İsmail Çetin Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA 

Ekonomik göstergelerin ibresi aşağıya vurdukça vatandaşımız tamamen gerçeklerle yüzleşmeye başladı. 

Ülkeyi yöneten iradenin kaşıkla verip kepçeyle alma politikası; pazar market fiyatlarında, doğalgaz, elektrik, su faturalarında alevlerin oluşmasına ve ülkemizin her noktasında büyük yangınlar çıkmasına sebebiyet verdiğini gözlemliyoruz.

Yıllardır bu kafayla ve bu sistemle yürümeye devam edersek balçığa saplanıp, topal ördek gibi yürüyeceğimizin altını her defasında kalın puntolarla çizmiş, sağır sultanın dahi kulaklarını duyuracak şekilde uyarılarda bulunmuştuk. 

Aynı tas aynı hamam, fark etmedi. Yanlış üstüne yanlış politikalar ile yola devam edilip Cumhuriyet kazanımlarının, Atatürk'ün mirasının tüketilmesiyle de beraber takke düşmüş kel görünmüştür.

Çarşı pazar karışmış; elektrik, doğalgaz, su gibi olmazsa olmaz kalemler piyasayı ve vatandaşı yakmıştır.

Buradan hareketle aslında siyaset toplumun huzur ve refahını sağlamak, ekonomik istikrarla ferdin hayat standartlarını yükselterek toplumun birliği, ülkemizin bütünlüğünü temin etmek için yapılması gerekir.

Bunun için de şahsi menfaatlerin toplum menfaatlerinin arkasına koymak, ötekileştirmeden 85 milyonu kucaklayıcı bir dil ve üslupla hareket edilmesi, kısaca Hacı Bektaşi Veli'nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" felsefesi ile hareket edilmesi gerekir.

Hal böyle olursa bizi bir beraber eder, 85 milyonun huzur içinde kardeşçe, ekonomik sıkıntıların yaşanmayacağı bir toplum yapar.

Gelin görün ki ülkemiz şu an durumu hiç de iç açıcı değil. Elektrik faturaları ampulü söndürürken cepleri yakmaya devam ediyor.

İsterseniz biraz elektrik fiyatları neden böyle bir hal aldı ona göz atalım.
Ülkemizdeki elektriğin TEİAŞ web sitesi 08 Şubat 2022 verilerine göre yüzde 40'ının ithal kömür (yüzde 18) ve doğalgazdan (yüzde 22) elde edildiğini, yani ithal kaynaklar olduğunu gözlemlemekteyiz. 

Diğer bölümü de güneş, rüzgâr, akarsu, barajlar, jeotermal, biokütle, linyit ve taş kömüründen elde edilmektedir.

Tabloya baktığımızda kendi kaynaklarımızdan enerji üretmek yerine, ithal doğalgaz ve kömürden yarısını karşılayacak elektrik enerjisi üretilmesi ülkemiz açısından mantıklı bir iş olmadığını görüyoruz.

Ne zaman bir doğalgaz cenneti oluruz işte o zaman doğalgazdan üretebildiğimiz bütün enerjileri üretebiliriz. Mantıklı bir iş yapmış oluruz.

Dışa bağımlı olduğumuz, enerjide kendi ellerimizle duble bağımlı hale getirmekte olduğumuz aşikârdır.

Enerjileri ve doğalgazı yerli yerinde kullanıp, elektriği de kendi kaynaklarımızdan sağlamaya çalışacak altyapıyı oluştursaydık bugün bunları yaşamıyor olurduk.

Dışarıdan ithal etmek zorunda olduğumuz enerjiyi, enerjiye dönüştürmek yerine baraj yapmış olsaydık, rüzgârgülleri vs. çoğaltsak kendi enerjimizi üretecek kaynaklarımızı kullansaydık işte o zaman doğalgaz ve elektrikte fiyat patlaması yaşamamış, kimseye bağımlı olmamış olacaktık. 

İşin önemli ve vahim olan kısmı ise özelleştirme adı altında kurumların belli kişilere ikram edilmesidir. 

Neden böyle diyorsunuz diyenleri duyar gibiyim.

Çünkü özelleştirme, devletin çok zarar ettiği, işletemediği bir kurumu ve kurumları daha iyi hizmet versin, topluma daha faydalı olsun mantığında devletin de kâr edecek şekilde ihaleye açarak devretmesidir. 

Hâl böyle olunca rekabet artar, fiyat düşer, hizmet daha iyi sağlanır. Özelleştirme adı altında atılan bu adımda devletimiz, işletmecimiz ve halkımız için hayırlı bir adım atmış oluruz. 

Bundan dolayı bu olayın önüne geçmek isteyen BTP Lideri Hüseyin Baş, günaşırı özelleştirme adı altındaki ikramları #gerialacağız hashtagıyla sosyal medya paylaşımlarıyla hem halkımızı bilinçlendirerek hem de iktidar olduğunda bunların hepsini geri alacağız mesajı vererek gönüllere su serpiyor.

Şu an yapılanlara bakacak olursak, kâr eden işletmeler belli kişilere ikram edilerek işletilmesi sağlanıyor.

Devletin imkânları ile bütün altyapısı oluşturulan kurumlar belli kişilere fatura kesip, tahsilât yapması için ikram edildiğini, basına ve sosyal medyaya düştüğünü gözlemliyoruz.

Kısacası ülkemizdeki rekabeti de kapatıp devletin elindeki tekeli şahıs tekeline çevirdikleri de basına ve sosyal medyaya yansıdığını gözlemliyoruz.

Büyük fotoğraftan bakacak olursak bir sosyal medya platformunun yaptığı paylaşımda, aynı zaman da basına düşen haberlerde bir enerji şirketine ikram edilen ihale ve neticesinde Ispartalılara elektriği kamudan 32 kuruşa alıp 137 ile 206 kuruşa sattığı haberi ayyuka çıktı.

Yapılan bu ikramın nelere sebebiyet verdiğini, halka nasıl yansıdığını, bugün gelinen noktanın neden bu şekilde olduğunu açık ve seçik bir şekilde gözler önüne serdi.

Buradan hareketle bu olumsuz tabloların pozitif bir hal alması, halkımızın hayat standartları yüksek, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmesi için, ekonomide bağımsız olmamız gerekmektedir.

Bu da ancak "Milli Ekonomi Modeli" ile mümkün olur. 

Kolay ve rant ekonomisi olan, aynı zamanda dışa bağımlı olduğumuz enerjiyi, enerjiye dönüştürmek yerine milli enerjilerimizi devreye koyar, ikramlardan da vazgeçersek işte o zaman hem devletimizin hem halkımızın rahat edeceğinden hiç şüpheniz olmasın.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU