Kılıçdaroğlu: Bize hiç oy vermeyenlerle de konuştuk, bu oranı korumamız lazım

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Öcalan’ın mektubu MHP tabanına etki etti mi bilemiyorum

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM’deki makamında bir grup gazeteciyi ağırlayıp 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimleriyle ilgili değerlendirmeler yaptı.

Gazete Duvar'da yer alan habere göre Kılıçdaroğlu 31 Mart’taki 13 binlik oy farkının 23 Haziran’da 800 bine yükselmesi ile ilgili böyle bir oy farkı beklemediğini, en fazla 300 binlik bir oy farkı öngördüğünü söyledi.

CHP lideri bu farkın ardındaki nedenin seçmende oluşan haksızlık duygusu olduğunu düşünüyor:

Bir kişiye haksızlık yapıldığı duygusu. Gittiğim her yerde duydum. Biz ağırlıklı olarak kanaat önderleriyle toplantılar yaptık. Hemen hepsinde haksızlık yapıldığını ifade ediyorlardı.

“1989 yanılgısına düşmemeliyiz”

Türkiye’nin uluslararası siyaset arenasında sorunlarla boğuştuğunu ve dışlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, erken seçimin gündemlerinde olmadığını yineledi; İstanbul’da edinilen oyun kalıcı hale gelmesi için ise izledikleri politikayı sürdüreceklerini belirtti. 

CHP’nin ulaştığı oy oranını koruması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye genelinde yüzde 32.76’lık oy oranını yakalayan ve o dönem birinci parti gelen Sosyaldemokrat Halkçı Parti’yi (SHP) anımsatıp “1989 yanılgısına düşmek istemiyoruz” dedi.

SHP iki yıl sonra düzenlenen genel seçimlerde yaklaşık yüzde 12 oy kaybına uğramış, Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına seçildiği 1994’teki yerel seçimde ise hem İstanbul’u kaybetmiş hem oy oranı ülke çapında yüzde 17’ye kadar inmişti.

Şimdi bunu sürdürülebilir kılmamız lazım. Grup toplantısında 7 madde açıkladım. Bu 7 madde gerçekten çok kritik. Biz ona halkçı belediyeciliğin temel kuralları diyoruz. Gerçekten işi ehline verecek. Geçen dönemki belediye başkanlığından kaldı, bunu hemen sürelim, değil. Bu kişi görevini çok iyi yapıyorsa, o görevde tutmak lazım, kalsın, zaten o işi yapıyor. Buna benzer, yoksul mahallelere hizmet götürme gibi belirlediğimiz 7 kurala belediye başkanları uyacak, biz de genel merkezden takip edeceğiz. Yani bir ‘89 travmasını yaşamak istemiyoruz.

Öcalan’ın mektubu

Gazetecilerin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın seçim öncesi İmralı’dan gönderdiği mektubun AK Parti açısından ters etki yaratıp yaratmadığı ile ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:

Bilemiyorum, çünkü bunu değerlendirme fırsatı bulamadık. Yalnız ben şunu gözlemledim. Siirtliler, Bitlisliler, Eruhluların kahvehanelerine gittim. Eruhlularla bir özel toplantı yaptım. Onları hiçbir şekilde etkilemediğini gördüm. Yapılan atraksiyonun onları etkilemediğini gördüm, gayet kararlılardı. Bir de tabii çok mağdur edildiklerini söylüyorlar. ‘Bizi perişan ettiler’ diyorlar. Böyle bir algı var. Demokrasinin olmadığını, tamamen perişan edildiklerini söylüyorlar. Tabii bu MHP tabanında bir şey yaptı mı onu bilmiyorum.

“HDP demokrasiye duyduğu ihtiyaçtan böyle bir karar aldı”

CHP, İYİ Parti ile kurduğu Millet ittifakıyla yerel seçimlere girdi ama özellikle İstanbul’da HDP’nin verdiği desteğin İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesinde önemli payı olduğu yorumu yapıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu, hem HDP’nin niye böyle bir karar aldığını anlattı hem CHP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki varlığına değindi:

İttifakın içinde HDP yoktu. Burada HDP kendi inisiyatifi ile demokrasiye duyduğu ihtiyaç nedeniyle böyle bir karar aldı. Bu iyi. Ama şunu da kabul etmek lazım: Biz son 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu’da çok çalıştık. Sorunların çözümü, Kürt sorununun çözümü konusunda emek harcadık, çalışmalar yaptık. Ben hiç gitmediysem en az 5-6 kez Doğu ve Güneydoğu’ya gidip sivil toplum örgütleriyle, bazen medyaya açık, bazen kapalı toplantılar yaptık. Dolayısıyla Doğu, Güneydoğu’ya gidemeyen bir CHP yok. Biz toplumun hemen hemen her kesimiyle rahat diyalog kurabiliyoruz. HDP ayrı parti, İYİ Parti ayrı parti, biz ayrı partiyiz.  Şimdi orada hem iktidar partisi hem de HDP ile ayrıştığımız temel bir nokta vardı: Onlar sorunun çözümünü başka mecralarda arıyorlardı, biz en başından beri çözümün adresi olarak parlamentoyu gösteriyorduk. Bugün, benim anladığım kadarıyla hem AK Parti hem HDP ‘Bu sorun Meclis’te çözülür’ noktasına geldi. Bu bizim için çok önemli bir şey. O adreste biz bu sorunu çözeceğiz, demektir.

“Hiç CHP’ye oy vermemişler ile görüştük”

Kılıçdaroğlu, CHP’nin ilk kez kendi seçmen kitlesinin dışına ulaşabildiğini, iletişim kurmaya başladığını söyledi:

Hayatında hiç CHP’ye oy vermemiş gruplarla görüşüyoruz. Toplantılarımızda “aklınıza CHP ile ilgili ne gelirse sorabilirsiniz. Acaba genel başkana sorarsam ayıp olur mu diye düşünmeyin, şu soruyu sorarsam CHP genel başkanı üzülür mü diye düşünmeyin. Ben de size çok samimi cevap vereceğim” diyorum. Bizim samimiyetimize güvenmeye başlıyorlar, söylemlerimize güvenmeye başlıyorlar. Bu kolay olmadı aslında, uzun süredir devam ediyordu. Vaizelerle, ilahiyatçılarla, Rizelilerle, Bayburtlularla toplantıları düşünün. Bütün bu değişik gruplar, bize mesafeli, hayatında oy vermemiş kişiler. Bir de bunları davet etmek zor…

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimali

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “tam bir halk adamı” olarak tanımladığı Ekrem İmamoğlu ile ilgili şimdiden Cumhurbaşkanlığı adaylığının konuşulmaya başlandığı tespiti için “Bugünden konuşmak onu yıpratır. Hiç gerek yok” yorumu yaptı. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU