CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP milletvekillerinin imzasıyla, PKK'nın silah bırakarak terörün sonlandırılmasını hedefleyen "Terörsüz Türkiye" sürecinin, "TBMM odaklı ve şeffaf yürütülmesi, siyasi rant odaklı gizli ajandanın olmaması, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla hakim kılınması, toplumda yeni bir ayrışmaya yol açacak adımların atılmaması, gazi ve şehit yakınlarının incinmemesi yönünde gerekli hassasiyetin gösterilmesi" amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığı'na bir önerge verdi.
Komisyon kurulmasına ilişkin verilen önergenin gerekçesi şöyle:
Ülkemiz, yaklaşık 50 yıldır süren terör sorununun çözümü için tarihi bir fırsatla karşı karşıyadır. Terör örgütü PKK'nın silah bırakması ve 'Terörsüz Türkiye' hedefiyle yeni bir süreç başlamıştır. Söz konusu yeni süreç, Türkiye'de barış ve huzurun tesis edilmesi adına kritik bir dönüm noktasıdır. Fakat geçmiş tarihlerde PKK terörünün sonlandırılması amacıyla atılan adımların ve başlatılan süreçlerin başarısızlıkla sonuçlandığını göz önünde bulundurarak, hareket etmeliyiz.
"Gazi ve şehit yakınlarının incinmemesi yönünde gerekli hassasiyet gösterilmeli"
Geçmişte olduğu gibi bu yeni 'Terörsüz Türkiye' sürecinin çeşitli odaklar tarafından sabote edilmemesi konusunda gerekli tedbirler alınmalıdır. 'Terörsüz Türkiye' sürecinin, siyasi çıkar hesaplarına kurban edilmemesi, sürecin TBMM odaklı ve şeffaf yürütülmesi, siyasi rant odaklı 'gizli ajanda'nın olmaması, hesap verilmeyecek bir iş ve eylem içine girilmemesi, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla hakim kılınması, toplumda yeni bir ayrışmaya yol açacak adımların atılmaması, gazi ve şehit yakınlarının incinmemesi yönünde gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve milletimizin kalıcı bir barış ortamına kavuşması büyük önem arz etmektedir. Türkiye'nin uzun yıllardır karşı karşıya olduğu terör olayları ve Kürt sorunu, toplumun farklı kesimlerinde derin travmalara ve ekonomik, siyasi, sosyal alanlarda büyük kayıplara neden olmuştur. Yalnızca güvenlik eksenli politikalar, sorunu çözmek bir yana dursun, kutuplaşmayı daha da artırmış ve toplumun farklı kesimleri arasında güvensizlik ortamı oluşturarak sosyal birlikteliği zayıflatmıştır.
"Diyalog ve müzakereye dayalı, çoğulcu bir yaklaşım benimsenmelidir"
Sorunun çözümü için bugüne kadar farklı iktidarların yönetiminde devlet tarafından çeşitli girişimlerde bulunulmuş, ancak bu süreçler ya siyasi iktidarların oy kaygılarıyla siyasi malzeme olarak kullanılmış ya da halkın geniş kesimlerini kapsayacak bir barış ortamı sağlanamadan başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Terör olayları, başta şehit haberleriyle toplumumuzda manevi hasara yol açmış ve güvenlik harcamalarının artmasıyla da ülke ekonomisinin zarar görmesine neden olmuştur. Ayrıca Kürt sorununun uluslararası bir boyut kazanarak bölgesel istikrarsızlığı derinleştirmesi, emperyalist ülkelerin bu sorunu istismar etmesi, çatışma ortamının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan vatandaşlarımızın hayatını doğrudan etkilemesi, halkın ekonomik ve sosyal gelişimden mahrum bırakılması, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini de kısıtlamıştır. Sorunların çözümünün askeri ve güvenlik odaklı politikalarla kalıcı olarak çözümlenemediği, yaklaşık 50 yıllık deneyimlerle sabittir. Bu nedenle, toplumsal barışı zedeleyen bu sorunları demokratik siyaset kanallarıyla uzlaşı içerisinde çözmek, uygar ülkelerin vazgeçilmez seçeneğidir. Bu kapsamda farklı kesimlerin görüşlerini dikkate alan, diyalog ve müzakereye dayalı, çoğulcu bir yaklaşım benimsenmelidir. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 5. maddesi gereğince, devletine en temel görevlerinden biri 'kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak' ve 'toplumsal barışı korumaktır.' Devletin toplumun huzurunu sağlama görevini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle Meclis çatısı altında oluşturulacak bir araştırma komisyonu ile sorunun tüm boyutlarının araştırılması, ulusal ve uluslararası örneklerin incelenmesi, devletin geçmişte yaptığı hataların tespit edilmesi, önceki süreçlerin başarısızlıkla sonuçlanmalarının sebeplerinin belirlenmesi ve kalıcı bir barış ortamının tesis edilmesi için gerekli adımlar belirlenmelidir. 'Terörsüz Türkiye' adıyla başlatılan yeni süreç konusunda çözüm yeri Meclis olmalıdır. Süreç, şeffaf bir şekilde TBMM çatısı altında yürütülmelidir. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve halkın barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşama iradesinin güçlendirilmesi adına, 'Terörsüz Türkiye' hedefinin amacına ulaşması için toplumsal barışı zedeleyen olayların araştırılması ve çözüm yollarının geliştirilmesi için Meclis Araştırması açılması elzemdir.
Independent Türkçe, ANKA