Akdeniz'in ortasında Avrupa Birliği'ne (AB) üye, küçük bir ada devleti olan Malta, geçen günlerde tüm dünyanın ilgisini çeken bir kararla gündeme geldi.
Malta, esrarın kişisel amaçlarla yetiştirilmesi ve kullanılmasını yasallaştıran ilk Avrupa Birliği (AB) ülkesi oldu.
Alınan karar kapsamında kişilerin evlerinde en fazla dört bitki yetiştirmesine ve üzerlerinde de en fazla yedi gram esrar taşımasına izin verildi.
Ancak kamusal alanda veya çocukların önünde içilmesi yasa dışı sayıldı.
Almanya, Lüksemburg ve İsviçre'nin de Malta'da alınan karara benzer planlamaları olduğu ifade ediliyor.
Dilipak, kenevir üretiminin yaygınlaştırılmasını savunanların sözcüsü durumunda
Türkiye'de direkt esrar olmasa bile esrarın hammaddesi olan kenevir üretiminin serbest bırakılmasını ve yaygınlaştırılmasını savunanlar bulunuyor.
Bunların en bilineni Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak.
Dilipak, izinle kısıtlı miktarda kenevir üreten kişilerin kurduğu Kenevir Kooperatifi'nin sözcüsü durumunda.
Bilindiği gibi Türkiye'de sadece izinle kısıtlı miktarda kenevir üretilebiliyor.
Dilipak, yazılarında sık sık kenevirin faydalarına değinerek, üretiminin önündeki yasal engellerin kaldırılarak, artırılması gerektiğini savunuyor.
18 Şubat 2020'de Independent Türkçe'ye verdiği röportajda Dilipak, Diyanet İşleri Başkanı'na kenevirden seccade hediye ettiğini belirtmişti.
Malta'nın aldığı kararı değerlendirmesi amacıyla telefonla aradığımız Dilipak, güncel gelişmeye dair sorularımızı yanıtladı.
"Kenevir ormandan daha fazla oksijen sağlıyor"
Malta'nın kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Malta'nın kararına bakınca ABD, Kanada, Avustralya, Hindistan ve bazı Asya ülkeleri gibi geleneksel anlamda kenevir tarımı yapılan ülkelerle Avrupa grubunun kararlarının aynı yönde ileri doğru geliştiğini gösteriyor. Öyle olması gerek. Bu konu özellikle Kovid-19 sonrası 'iklim komplosu' sürecinde gerçekçi bir proje. Çünkü iklim politikalarında en önemli unsur karbon salınımının azaltılması ve oksijen salınımının artırılması. Kenevir ormandan daha fazla oksijen sağlıyor. Dahası toprağı da kimyasallardan arındırıyor. Faydalı bakterileri besliyor, zararlılarını engelliyor. Ayrıca; hava, su, toprak açısından bu anlamda değişen dünya şartlarına uyum performansı çok yüksek bir bitki. Bu anlamda ekonomik olarak gıdadan tekstile, demirden ahşaba, plastikten kağıda, gıdadan sağlığa, tıptan petrol ve petrokimyaya her sektörde kullanılabilir. Dünyada içine kenevir katamayacağınız hiçbir ürün yok. Üstelik en düşük maliyetle, en kısa sürede, en yüksek katma değer üretimine imkan veren bir üründen söz ediyoruz.
"Malta izin vererek kimyasal uyuşturucuların önüne geçmek istemiş olabilir"
Peki Malta'nın özel olarak esrarı serbest bırakmasındaki amacı ne olabilir?
Malta sınırlı THC (esrarın etken maddesi) kullanımına izin vererek aslında bonzainin, kimyasal uyuşturucuların önüne geçmek istemiş olabilir. Türkiye, bu konuda daha dengeli, hatta uyuşturucu bağımlılarının tedavisi için de bu ürünü kullanabilir. Bu arada, diğer çok önemli bir konu, kenevir çok yüksek seviyede radyasyon emicidir. Starlink, 5G-6G derken, dijitalleşen dünyada radyasyon kirliliğine karşı canlı hayatı en iyi koruyan ürün olarak gelecekte hayatımızda daha önemli bir bitki haline gelecektir.
"Her anlamda Türkiye için hayati bir ürün"
Benzer bir düzenleme Türkiye içinde gerekiyor mu?
Evet, her anlamda Türkiye için hayati bir ürün. Ekonomi, istihdam, sağlık, depreme karşı dayanıklı konut ihtiyacı açısından çok önemli bir üründen söz ediyoruz. Fosil yakıt ya da petrokimya bazlı plastik yerine kenevir yağı çok önemli. Kenevir yağını sadece petrokimya yerine değil doğrudan petrol yerine de kullanabilirsiniz. Geç kaldık maalesef. Oysa aynı zamanda özellikle taraf bölgeleri ve kırsalda önemli bir istihdam konusu.
"Kenevir üretimi için bürokrasinin azaltılması şart"
Gerekiyor ise nasıl bir düzenleme olabilir?
Yapılması gerekenlere gelince, önce mevzuatın ıslahı gerekiyor. Aynı şekilde bürokrasinin azaltılması şart. Bürokrasinin eğitilmesi gerek. Muhtemel sorunların çözümü için bir birim oluşturulabilir. Konu İçişleri Savunma, Adalet, Gıda-Tarım, Sağlık, Teknoloji, Şehircilik Bakanlığı gibi birçok bakanlığı ilgilendiriyor. Ciddi bir teşviğe ihtiyaç var. Bu ürünlerin işlenmesi için üniversitelerin özellikle makine başta olmak üzere ilgili birimlerinin, ilahiyattan ekonomiye hemen her fakültenin akademik çalışmalar yapması gerekiyor. TÜBİTAK, TOBB, Tarım Koop., KOSGEB işbirliği ile dokuma ve diğer alanlarda ihtiyaç duyulan teknolojilerin bir an önce üretilmesi, ya da mevcutların çeşitlendirilmesi ve yeni ürünler ve ihtiyaçlar için modifiye edilmesi de gerekir.
"Keneviri kalkınma sürecine katmadan bu işin faturası daha ağır ve uzun sürecek"
Kenevir üretiminin arttırılmasının ekonomiye sıkıntıların bitirilmesine bir faydası olabilir mi?
Kamu maliyesinde, tüketici, tarım sektörü, küçük esnaf, orta ölçekli sanayi ve ticaret, turizm bu üründen doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecek. İç ve dış ticaret açısından son derece önemli. Türkiye sunta için granül ithal ediyor ya da kağıt için selüler, petrol ve petrokimya ürünleri ithal ediyoruz. Yani döviz kaybını önleyecek ve döviz girdisi sağlayacak bir üründen söz ediyoruz. Çevreci. Kesinlikle keneviri kalkınma sürecine katmadan bu işin faturası daha ağır ve daha uzun sürecek. Her şey yolunda gitse bile daha güzel, sağlıklı bir gelecek için keneviri görmezden gelmek akıl ve mantıkla açıklanamaz.
© The Independentturkish
