Onun filmlerinde çoğu zaman her şey toplumumuz ve korkularımız için bir metafordur; Blade Runner 2049'daki çarpıcı sinematografisinde, Scario'daki aksiyonlarında, Incendies'deki dramatik anlarda, Arrival'daki vizyonist yaklaşımında o muhteşem görsellerin ötesinde hep derin gizli anlamlar vardır.
Genellikle insan travması ve kimliği konularına odaklanan, görsel açıdan yaratıcı, hassas ve korkusuz filmler yapmadaki ustalığıyla tanınan ve gerilim, gizem, kartel filmi ya da büyük bütçeli bilimkurgu veya düşük bütçeli bağımsız film türleri arasında risk alarak özgürce dolaşan Denis Villeneuve kariyerinde alnının akıyla ve başarıyla ilerlemeye devam ediyor.
3 Ekim 1967 tarihinde Kanada'nın Québec eyaletine bağlı Centre-du-Québec ilçesinde yer alan Becancour adlı bir banliyöde doğan Denis Villeneuve, Fransız-Kanadalı bir film yönetmeni, yapımcısı ve senaristtir.
Annesi ev kadını ve güçlü bir feminist, babası ise noter olan Denis Villeneuve dört kardeşin en büyüğüdür.
O ve küçük kardeşi Martin günümüzde her ikisi de film yapımcısı olmalarına rağmen, Villeneuve'ün ebeveynleri özellikle sinemayla ilgilenmiyorlardı.
Günümüzün merakla takip edilen yönetmenleri arasında yer alan ve adını sinema tarihine altın harflerle yazdıran Villeneuve'ün erken dönemi ve akademik hayatı hakkında pek bir şey bilinmiyorsa da öğrenimine Séminaire Saint-Joseph de Trois-Rivières'de başladığını ve daha sonra Cégep de Trois Rivières'de bilim okuduğunu söylemek mümkün.
Bu sırada Villeneuve gençliğinde hokey oynadı, ancak zamanının çoğunu yedek kulübesinde hayal gücünü geliştirmek için harcadı.
Trois-Rivières yakınındaki şehir sineması Villeneuve'ün ilk film okuluydu; Star Wars, Ingmar Bergman ve Stanley Kubrick gibi kendisini etkileyen kült yapımları ve yönetmenlerini burada keşfetti.
Lise yıllarında kısa film yapma becerilerini geliştirdi ve arkadaşlarından "Spielberg" lakabını kazandı.
Başlangıçta bilime ilgi duyuyordu ancak film kariyerine odaklanmak için onu terk etti.
Sonrasında Université du Québec à Montréal'de sinema okudu ve burada kısa bir televizyon belgeseli olan La Course Destinasyon Monde adlı yapım da dahil olmak üzere birçok projeyi yönetme fırsatı buldu.
Ayrıca hırslı doğası ve zor konuların üstesinden gelme yeteneği sayesinde buraya devam ederken İngilizce konuşmayı da öğrendi.
Oldukça inatçı olması ve istediğini yapmasıyla tanınan Denis Villeneuve mezun olduktan sonra da kariyerinde önemli adımlar attı ve Kanada Ulusal Film Kurulu (NFB) ile çalışmaya başladı.
Burada önce efsanevi film yapımcısı Pierre Perrault ile birlikte Cornouailles (1996; Icewarrior) adlı belgeselinde çalışmak üzere Kuzey Kutbu'na, Ellesmere Adası'na gitti.
Daha sonra, Uluslararası Kalkınma Ajansı ve NFB ile iş birliği içinde olan Villeneuve bir yapımcı olarak farklı kültürlerde, farklı bir şekilde film yapmaya çalışma fikrini her zaman sevdiği için kendisine çalışma konusu olarak çok kültürlülüğü seçti ve NFB daha sonra Villeneuve'ün Jamaika'da fakir bir bölgede mahsur kalan bir fotoğrafçıyı kadrajına aldığı ilk kısa filmi REW-FFWD'yi finanse etti.
Yıllar içinde çektiği kısa ve uzun metrajlı filmlerle kendisini önemli bir yönetmen olarak kabul ettiren Denis Villeneuve hem gişe rekorları kıran Hollywood filmlerini hem de mesaj odaklı bağımsız yapımları ustalıkla yönetebileceğini herkese kanıtladı.
Ve nihayetinde Villeneuve dünyada en çok aranan ve takip edilen sinemacıların biri haline geldi.
En sevdiği film, Stanley Kubrick'in 2001: A Space Odyessy'sidir, Kanada yapımı bir film olan ve 1995'te çekilen Zigrail'de ‘Denis' karakterini oynadığı bir oyunculuk geçmişi de vardır.
İlk olarak Kanadalı film ve televizyon oyuncusu Macha Grenon ile evlendi ve bu ilk evliliğinden üç çocuğu oldu.
Şu an halen kültür muhabiri Tanya Lapointe ile evlidir.
Filmografisi
Denis Villeneuve, kariyerinin başlarında aslında tam olarak gelecek vaat eden bir film yapımcısı değildi.
Otuz bir yaşında yönettiği ilk uzun metrajlı filmi August 32nd on Earth 1998'de gösterime girdi ve ardından gelen Maelstrom ve Polytechnique filmleri festival dünyasında büyük beğeni topladı, ancak bu filmler ana vatanı Kanada dışında vizyonda pek ilgi görmedi.
Onu herkesin radarına sokan film kısmen Incendies adlı yapım oldu.
Prisoners adlı ilk Hollywood filmi ile Amerika'daki sinema sektörüne adım attı ve burada pek çok önemli isimle tanışma ve çalışma imkânı buldu.
Bu arada sürrealist psikolojik gerilim filmi olan Enemy, Prisoners'dan yaklaşık bir yıl önce çekilmesine rağmen 2014 baharına kadar vizyona girmedi.
2015 yılında Villeneuve, suç gerilim filmi Sicario için Amerika Birleşik Devletleri'ne geri döndü.
Villeneuve bir süredir bilimkurguya girmek istiyordu ama Chiang'ın hikayesini okuyana kadar hiçbir şey onu buna mecbur hissetmiyordu.
Böylelikle Arrival adlı filmi ile büyük bir finansal ve kritik başarısı elde eden Villeneuve yıllar içinde bilimkurgunun en büyük ve dikkate değer film yapımcılarından biri haline geldi.
Ortalama bir senaryoya olağanüstünün ötesinde bir yön vermeyi başaran Villeneuve'ün filmleri tipik olarak karanlık ve akıldan çıkmayan psikolojik dramalardır ve kötü bir kıyamet atmosferini vurgular, sıklıkla travma, kimlik ve hafıza temalarına odaklanır.
Filmlerinde el kamerasını sıkça kullanmasıyla tanınır; kasvetli renk kullanımı, uzun çekimler ve dikkat çekici yakın çekimler ile dramatik sahneleri vurgulayarak dramı yönetmede başarılıdır.
Şiddete gerçek bir his vermek için sabit kamera, dramatik sahneleri vurgulamak için kasvetli ama yoğun müzik notaları kullanır ve filmlerinin çoğunda en sevdiği grup Radiohead'den bir şarkıya sıklıkla yer verir.
Yönetmenin uzun zamandır merakla beklenen Dune filmi şimdilerde vizyona girmek için gün sayarken öncesinde Villeneuve'ün filmografisine bir göz atalım ve ses getiren bu filmleri hatırlayalım istedim ve aşağıda bu filmleri sizin için özetledim.
32 Ağustos, Dünya
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Pascale Bussières, Serge Thériault, Ivan Smith, Alexis Martin, Frédéric Desager, Estelle Esse, Joanne Côté, Evelyne Rompré, Emmanuel Bilodeau, R. Craig Costin, Richard S. Hamilton, Lee Fobert, Marc Jeanty, Stéphane Lefebvre, Paule Baillargeon, Venelina Ghiaourov / Süre: 88 dakika
1998 yılında, August 32nd on Earth (Un 32 août sur terre) adlı bu ilk uzun metrajlı filmi için yönetmen koltuğuna oturan Denis Villeneuve, yirmi birinci yüzyılın gişe rekorları kıran en büyük bilimkurgu filmlerinden bazılarını çekmeden önce, Fransız Yeni Dalgası'ndan etkilenerek X kuşağına bir bakış atan bu neşeli dramayı yönetti ve bu ilk filmiyle Cannes Film Festivali'ne girerek orada oldukça olumlu eleştiriler topladı.
Çarpıcı görselleri ve sinematografisiyle dikkat çeken ve varoluşsal krizin eşiğindeki fotomodel bir kadını kadrajın alan bu filmde; Simone, geçirdiği trafik kazası ile ölümle burun buruna gelir ve bu durum onun hayatını sorgulamasına neden olur.
Mucizevi bir şekilde yara almadan kurtulduğu bu kazadan sonra hayatını gözden geçiren Simone, boş hayatına anlam vermenin tek yolunun profesyonel kariyerini sonlandırarak bebek sahibi olmak olduğuna karar verir.
Genç kadın bunun üzerine kendisine yardımcı olabileceğini düşündüğü, platonik olarak âşık olduğu en yakın arkadaşı Philippe'i bulmak için yola koyulur.
Arkadaşının kendisinden bebek sahibi olmak istemesi Philippe'i kaygılandırır ve isteksizce bu teklifi kabul eder ama Simone'a kendilerine iyi geleceğini düşündüğü bir geziye çıkmayı teklif eder.
Böylelikle çölde bir yerde hamile kalması şartıyla, uygun bir yer bulmak için 24 saatlik bir gidiş-dönüş planıyla Salt Lake City'e gitmek için Montréal'den ayrılırlar.
Yabancı destinasyonların cazibesi ile yaşamlarımız için sahip olduğumuz vizyonlar ve her ikisini de gerçekleştirmenin getirdiği hayal kırıklıkları ve pratikliklerle ilgili bizi de derin düşüncelere sevk eden bu gezi onlara aşk, yalnızlık ve kendini keşfetme konusunda birçok ders verir.
Üzerinden yıllar geçtikçe daha da değerlenen, unutulmaz ve etkileyici Kanada yapımlarından biri olan bu harika ve şaşırtıcı film, olağanüstü oyunculuklar, şık ve çekici mizanseniyle görmek için zaman ayırmaya değecek, özellikle hayatınızı gözden geçirme eğiliminde olduğunuz bir zamanda seyrettiğinizde etkisi daha da güçlü olacak, seyretmek için değil hissetmek için çekilmiş filmlerdendir.
Girdap
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Marie-Josée Croze, Jean-Nicolas Verreault, Stephanie Morgenstern, Pierre Lebeau, Kliment Denchev, John Dunn-Hill, Marc Gélinas, Bobby Beshro, Marie France Lambert, Virginie Dubois, Daniel Turcot, Luis Oliva, Darrell Lloyd Tucler, Léo Arguello, Martin Boucher, Vuk Stojanovic, Valentina Blagodatska, Zhenhu Han, Robin Aubert, Alexis Bélec, Annie De Raîche, Sylvie Moreau, Alfonso Valles, Iréne Fossberg, Ragnhild Sveistrup, Clermont Jolicoeur, Paul Brian Impéchette, Richard Fréchette, Khanh Hua, Jean Chen, Alejandro Morán, Belinda Hum, Jean Mustaki, Eric Lehner, Raymond Bélisle, Jacques Lavallée, Armand Vachon, Pierre Collin, Diane St-Jacques / Süre: 87 dakika
Berlin ve Montreal gibi önemli festivallerden topladığı ödüllerle dikkat çeken Maelström adlı bu filmde; zengin ve nüfuzlu bir ailenin kızı olan, lüks bir giyim mağazasını işleten ve muhteşem bir evde yaşayan yirmi beş yaşındaki Bibiane Chamagne'in gecelerini çoğunlukla kulüplerde eğlenerek geçirdiği, görünüşte mükemmel bir hayatı vardır.
Fakat günlerden bir gün kürtaj yaptırdıktan sonra kendini kötü hissetmeye ve hayatını boşlamaya başlayan Bibiane'nin iş performansı düşer ve nihayetinde çalıştığı aile şirketinden kovulur.
Bunun üzerine iyice depresyona giren Bibiane, bir gece tek başına yine bir bara gider, ardından yağmurlu bir yaz akşamında sarhoş bir şekilde araba kullanırken yoldan geçen birine çarpar.
Bu talihsiz kazayla birlikte elli üç yaşındaki bir balıkçının yaralanmasına sebep olan ve adamı öylece yaralı bir şekilde yolun ortasında bırakan Bibiane'nin daha önce mükemmel olan hayatı o andan itibaren tamamen altüst olur.
Ancak tüm bu olanlardan sonra daha da depresif bir ruh haline giren Bibianne, sık sık ölümü düşündüğü sırada vur-kaç kazasında öldürdüğü Norveçli balıkçının oğluna âşık olur.
Norveç açıklarında iki akıntının oluşturduğu ünlü anafor Maelström, yalnızca filmin adı olmakla kalmamış, ayrıca doğrusal olmayan anlatısına da işaret etmiştir ki filmin doğrusal olmayan anlatımı, nispeten basit bir mesajı karmaşıklaştırıp hikâyeyi kafa karıştırıcı bir döngüye sokuyorsa da Denis Villeneuve, 2000 yılına ait, bu ikinci uzun metrajlı filminde; tuhaf anlatımı ile ama yine yoğun biçimde stilize edilmiş görsellerle hünerini sergilemeyi devam ettirmiştir.
Politeknik
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Maxim Gaudette, Sébastien Huberdeau, Karine Vanasse, Martin Watier, Evelyne Brochu, Johanne-Marie Tremblay, Natalie Hamel-Roy, Pierre-Yves Cardinal, Pierre Leblanc, Francesca Barcenas, Eve Duranceau, Mathieu Ledoux, Adam Kosh, Larissa Corriveau, Manon Lapointe, Kim Lavack Paquin, Mireille Brullemans, Pier-Olivier Paquet, Louise Proulx, Lily Thibeault, Robert Reynaert, Stéphane Julien, Pierre-Xavier Martel, Marc-Andre Brisebois, François-Xavier Dufour, Sophie Desmarais, Antoine Touchette, Emmanuelle Girard, Anne Trudel, Nathalie Girard, Eve Gaudouas, Marie-Évelyne Baribeau, Valerie Cadieux, Valérie Charland, Cathy Labrecque, Cynthia Wu-Maheux, Josee Lacombe, Alexis Lefebvre, Julien Maranda, Alexandre St-Martin, Jonathan Dubsky, Marc Francoeur, Dawn Ford, Chantale Bilodeau, Eugénie Beaudry, Denis Lehoux-Faucher, Marc Gourdeau, Jean-Marc Dalphond, Nir Assayag, Melantha Blackthorne, Alexandre Dubois, Steve James, Ludwig Manahan, Michael Mast / Süre: 77 dakika
6 Aralık 1989'da Monteral'deki bir okula baskın düzenleyen silahlı bir genç, on dört kadını öldürmüştür.
Silahlı adam, kadınların mühendislikte çalışmaması gerektiğini savunuyordu ve feminist olarak tanımladığı kadınların bir listesini yapmıştı.
Denis Villeneuve'ün tartışmalara sebep olan, 2009 yılına ait, Polytechnique adlı bu üçüncü uzun metrajlı filmi; Polytechnique Katliamı olarak geçen bu vahşeti, yaşananlara şahit olan iki öğrencinin gözünden anlatıyor.
Şahit oldukları bu katliamın yarattığı travma ile yaşamak zorunda kalan Jean-François ve Valérie adlı iki öğrencinin bakış açısıyla aktarılan film vizyona girdiği dönem Quebec'te büyük tartışmalara yol açmasına rağmen Kanada'da en çok gişe geliri elde eden filmlerden biri oldu.
Ekranda kanın görünmesini engellemek için siyah-beyaz çekilen ve anti-feminizm ve kadın düşmanlığına vurgu yapan bu film çoğunlukla Gus Van Sant'ın 2003 yılında çektiği Elephant adlı film ile karşılaştırılsa da Villeneuve'ün kurgusal kötü adamı, feminizme karşı bir öfke ve intikam arzusuyla motive olan gerçek bir tetikçiyi yansıtırken daha iyimser bir yaklaşım benimsiyor ve empatinin öfkeyi durdurabilecek tek şey olduğunu öne sürüyor.
Villeneuve, failin gelip-giden akıl sağlığını ve yılmaz zalimliğini sergilemeye fazlasıyla istekli olsa da filmde adından bir kez bile bahsetmiyor; bunun yerine, katliamın tüm çilesi, hayatta kalanların gözünden seyirciye aktarılıyor.
Bazıları şiddeti yücelttiğini ve bir trajediden para kazanmak için kendisine kolay bir yol seçtiğini söyleyerek onu eleştirirken, bazıları ise trajediyi sansasyonel hale getirmekten kaçınarak duyguyu olağanüstü bir şekilde aktarabildiği için övdüğü Villeneuve'ün diğer filmleriyle karşılaştırıldığında Polytechnique daha mütevazı bir yapımdır, ancak yine de filmografisinde unutulmazlar arasında yer almayı başarmıştır.
İçimdeki Yangın
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Mustafa Kamel, Hussein Sami, Rémy Girard, Mélissa Désormeaux-Poulin, Maxim Gaudette, Dominique Briand, Lubna Azabal, Frédéric Paquet, Hamed Najem, Ahmad Massad, Bader Alami, Majida Hussein, Asriah Nijres, John Dunn-Hill, Nadia Essadiqi, Chaouki Charbel, Axel Garbi, Amine Benzenine, Joyce Raie, Celine Soulier, Sumaya Al-Attia, Mohammad Rasheed Ajlouni, Nabil Koni, Laila Qutub, Raja'a Hikma, Rand Faris, Hayef Majeed Mubarak, Sulwan Daoud, Nafeh Niam, Widad Shafago, Baker Kabbani, Basel Karim Hazem, Jackie Sawiris, Noura Waleed, Kamal Fanni, Abdallah Hweidi, Firas Fanni, Ramzi Fanni, Fadel Abdel Latif, Ali Hussein, Zeinab Mohammad, Rehab Hazim, Baraka Rahmani, Yada Mahmoud, Hadeel Hisham, Hind Kamel, Rasmeyeh Leftey, Lara Atalla, Sajida Hussein, Raya Qaraein, Ahmad Srour, Ali Elayan, Anton Atalla, Karim Shiyab, Kamal Al Muhaisen, Marwan Dudin, Maria Mohammedi, Zalfa Chelhot, Michael Zananiri, Shadi Bishara Jou'aneh, Robert Auclair, Belkacem Lahbairi, Nabil Sawalha, Camille Rizkallah, Abdelghani Ben Rafalia, Abdelghafour Elaaziz, Baya Belal, Georges Khayat, Allen Altman, Christine Aubin Khalifah, Mohammad Sami, Sam Jamal, Jihad Hazem, Ram Qabil, Yousef Soufan, Yousef Shweihat, Jabar Risheq, Karim Babin, Adel Ladikani, Mher Karakashian, Mohamed Majd, Aladeen Tawfeek, Sam Chamas / Süre: 131 dakika
Wajdi Mouawad'ın ünlü oyunundan 2010 yılında sinemaya uyarlanan ve Akademi Ödülleri'nde En İyi Yabancı Film dalında Oscar'a aday gösterilen Incendies adlı bu yürek burkucu trajedi, anneleri Nawal'ın ölümünün ardından Lübnan'a doğru yola çıkan Simon ve Jeanne adlı ikizlerin hikayesini kadrajına alıyor.
Hayatını kaybeden annelerinin vasiyetini okumak üzere aile avukatlarının yanına giden ikiz kardeşler Jeanne ve Simon, burada hiç beklemedikleri bir istekle karşılaşırlar.
İkiz kardeşlerin annesi Nawal Marwan, çocuklarından hakkında hiçbir şey söylemediği babalarını bulmalarını vasiyetinde belirtmiştir.
Simon ilk başta isteksiz davransa da bir süre sonra o da kardeşi Jeanne'e katılmaya karar verir.
Böylelikle annelerinin gizli geçmişini aramak için Kanada'daki yaşamlarını bırakıp kanlı bir iç savaşın ortasındaki Ortadoğu'ya seyahat eden ikiz kardeşler
Lübnan'a doğru bir yolculuğa çıkarlar.
Annelerinin geçmişine rahatsız edici bir ışık tutarak onları çarpıcı bir gerçekle karşı karşıya getiren bu serüven, tüm iniş çıkışların sonunda bir şok etkisi yaratarak izleyicileri de kendi ahlakları ve miras kalan kimlikleri üzerinde düşünmeye zorlayan bir hikâye ile baş başa bırakır.
Aradan geçen yıllar, ailenin tarihini karmaşık bir hale getirmişse de çocuklar bu serüvenin izlerini sürmeye kararlıdır.
Sinematografisinden savaşı simule eden özel efektlere kadar her şey etkileyici bir şekilde Villeneuve'ün karmaşık anlatısını desteklerken, şiddet dolu bir geçmişi modern bir bakış açısıyla ele alan film bir iç savaşın en karanlık dönemine ışık tutarak önemli bir göç mesajını ve insan haklarının önemini izleyiciye iletmeyi başarmıştır.
Ayrıca kadrosunda güçlü isimlerin yer aldığı bu film, Villeneuve'ün Hollywood'a kaçınılmaz geçişini hızlandırmış, yönetmenin ismini stüdyoların yeni filmlerinde görmek istediği sinemacılar listesinde üst sıralara taşımıştır.
Bu film muazzam olumlu eleştirilerin yanı sıra 39 ödül ve En İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülü adaylığı da dahil olmak üzere 17 ödül adaylığı kazanmıştır.
Tutsak
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Viola Davis, Maria Bello, Terrence Howard, Melissa Leo, Paul Dano, Dylan Minnette, Zoë Soul, Erin Gerasimovich, Kyla-Drew, Wayne Duvall, Len Cariou, David Dastmalchian, Brad James, Anthony Reynolds, Robert C. Treveiler, Sandra Ellis Lafferty, Victoria Staley, Todd Truley, Brian Daye, Alisa Harris, Robert Mello, Jeff Pope, Rodrick Goins, Mark Drum, Lana Yoo, Pam Smith, Gloria Webber, Michelle Keller, John Atwood, Stacy Melich, J. Omar Castro, Jane McNeill, Chance Bartels, Vernon Beckstrom, Becky Boyd, Melvin Breedlove, Frederick Carpenter, Dennis Christopher, Takara Clark, Jason Davis, Katrina Despain, Faith Dillon, Andrew Fincher, John Fleischmann, Reeva Forrester, Micky Francis, Nyah Gantt, Mike Gassaway, Fred Griffith, C.C. Ice, Billy James, Kevin L. Johnson, Jerome Joyce, King, Ryan-Iver Klann, Scott Ledbetter, Sharon McHenryPower, Arnold Montey, Tiffany Morgan, Dave Moro, Isaiah Motz, Ryder Norris, Joseph Oliveira, Max Perethian, Brody Rose, Mary Shaw, Jordan M. Sloane, Tom Thon, Josh Turner, Michael J. Walker / Süre: 153 dakika
Artık sadece olay örgülerini değil, karakterlerin ruh halini betimleme yeteneği de güçlenen Denis Villeneuve'ün 2013 yılına ait Prisoners adlı bu tüyler ürpertici anlarla dolu yavaş ilerleyen filmi; Pennsylvania banliyösünde adaleti kendi elleriyle sağlamaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor.
Maccachusetts eyaletinin Brockton bölgesinde, Şükran Günü'nü kutlamak için bir araya gelen Dover ve Birch aileleri her şeyin yolunda gittiği bu yemek esnasında korkunç bir haberle altüst olurlar; Keller Dover'ın altı yaşındaki kızı Anna ile arkadaşı Joy kaybolmuştur.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ailelerin iki küçük kızlarının kaybolması sonrasında panik dolu anlar yaşanmaya başlar ve bu süre içinde kızlarını bulmaya çalışırken durum onların kaçırılmış oldukları gerçeğini kuvvetlendirir.
Saatler geçtikçe iyice çaresizliğe düşen Dover, nihayetinde polise başvurur, fakat yavaş ilerleyen arama çalışmaları ve prosedürler, Keller Dover için yeterli değildir.
Bir marangoz olan Keller Dover tüm bu süreç içinde bir hayli panik içerisindedir ve polisin çabalarını yetersiz bulup adaleti kendi elleriyle aramaya karar verir.
Her şeyi bir kenara bırakıp çocuğunu bulabilmek için kollarını sıvayan Keller Dover uzun süren bir aramadan sonra bir sonuca ulaşamayınca, işinde uzman ve idealist bir dedektiften yardım almak zorunda kalır.
Sonrasında bir soruşturma başlar ve eldeki tek ipucu bulundukları sokağa park edilmiş olan eski bir karavandır.
Soruşturmayı yürüten dedektif Loki, karavanın sahibi Alex Jones'u gözaltına alır, ancak delil yetersizliği sebebiyle onu bir süre sonra serbest bırakmak zorunda kalır.
Artık kendi ahlak kurallarını bile çiğnemeye hazır olan Dover, baş şüphelinin peşine düşer, ama ne yazık ki kendini suçlu ve masumun birbirine karıştığı oldukça şaibeli bir davanın içerisinde bulur.
Gerilimi mükemmel şekilde ele alması, karmaşık ahlaki merkezli olay örgüsü ve sürükleyici kamera çalışması için övgüler toplayan film, Sinematografide En İyi Başarı Akademi Ödülü adaylığı da dahil olmak üzere 10 ödül ve 38 ödül adaylığına sahiptir.
Düşman
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Jake Gyllenhaal, Mélanie Laurent, Sarah Gadon, Isabella Rossellini, Joshua Peace, Tim Post, Kedar Brown, Darryl Dinn, Misha Highstead, Megan Mane, Alexis Uiga, Kiran Friesen, Stephen R. Hart, Jane Moffat, Paul Stephen, Loretta Yu / Süre: 91 dakika
Ünlü yazar José Saramago'nun The Double adlı romanından cesur bir şekilde uyarlanan ve bilinçaltımızın gücü üzerine bir hikâye anlatan, 2013 yılına ait Enemy adlı erotik ve varoluşsal bir gerilim olarak nitelendirebileceğimiz bu film hem seyri hem de anlaşılması zor olan tuhaf filmlerden biri.
Kısmen puslu sarı renklendirmesi ve rahatsız edici örümcek görüntülerinin yarattığı atmosferle büyüleyen ama tüm küçük detayları tam olarak anlamak için birden fazla kez izlemeniz gereken, benlik algısı ve sadakati konu alan filmde, üniversitede tarih dersleri veren Adam, okul ve ev arasında gidip gelen monoton hayatına en azından bir kız arkadaş sığdırmayı başarmıştır.
Adam'ın kız arkadaşı Mary, kırılgan bir karakter ancak kesinlikle bir mağdur değil; Adam'a gerçekten aşık fakat ilişkilerinin yürümediğinin de farkındadır.
Bu yüzden hayattan zevk almayan, kız arkadaşı Mary ile seks bile yapamayan, asık suratlı bu adamın sevgilisiyle olan bu ilişkisi neredeyse bitmek üzeredir.
Adam bir gün, bir arkadaşının tavsiyesi üzerine bir film izler ve o filmde kendisine çok benzeyen birisini fark ettiğinde Kuzey Amerika'nın uçsuz bucaksız bir metropolünde nevrotik bir ajan misali bu oyuncunun peşine düşer.
Tıpatıp kendisine benzeyen kopyası ile görüşmek için yanıp tutuşan Adam, hamile karısı Helen ile yaşayan Anthony Clair'in peşine takılır ve onu, karışık ve tehlikeli bir oyunun içine sürükler.
Böylelikle Adam artık, kendisine ikizi kadar benzeyen Anthony'nin de hayatının bir parçasıdır, tabii Anthony de onunkinin.
Düşündürücü bir başyapıt ve yönetmenin en iyi işlerinden olan bu filmi bugüne kadar giriştiği en kişisel çalışması olarak nitelendiren Villeneuve'ün ayrıntılara gösterdiği özen, filmin titizlikle çekilmiş her sahnesinde görülebilir.
"Kaos Kuramı" ile "Paralel Evren"i birbirine harmanlayan film, insanın bilinçaltına doğru uzanan kurgusu, konusu ve temalarıyla oldukça orijinal ve benzersizdir.
Kan ve vahşet içermeyen, bunun yerine benzersiz bir endişe duygusu uyandırmak için canlı görsellere ve yüksek sesli müziğe dayanan filmde Villeneuve, her zaman olduğu gibi izleyicileri manipüle etmede uzman olduğunu kanıtlıyor, çünkü iki adamın gerçekten farklı insanlar olup olmadığı sorusu film boyunca izleyicileri rahatsız ediyor.
Her iki karakter de aynı uğurda mücadele veriyor fakat birisinin bu mücadelede kendini feda etmesi gerekiyor.
İşte film hangisinin bu fedakarlığı yapacağı sorusuna eğiliyor.
Dolayısıyla içe dönük bir tarih profesörü olan Adam Bell ile asabi aktör Anthony Claire'i karşı karşıya getiren ve nihayetinde birbirine tamamen zıt olan bu iki karakterden yalnızca bir tanesinin hayatta kalabileceği kimlikler ve ikilikler üzerine kurulmuş olan Düşman adlı bu film belki küçük denebilecek bir film olsa da izleyicisine büyük bir yumruk atmayı başarıyor.
Sembolizm kullanımı ve alışılmamış yönetmenlik teknikleri için övgüler alan Villeneuve'ün bu filmi çok az finansal başarı elde etmesine rağmen, kazandığı 17 ödül ve 23 adaylığın yanı sıra sinema tarihinin kült mertebesine ulaşan filmleri arasında yerini koruyor.
Tetikçi
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Emily Blunt, Benicio Del Toro, Josh Brolin, Victor Garber, Jon Bernthal, Daniel Kaluuya, Jeffrey Donovan, Raoul Max Trujillo, Julio Cesar Cedillo, Hank Rogerson, Bernardo Saracino, Maximiliano Hernández, Kevin Wiggins, Edgar Arreola, Kim Larrichio, Jesus Nevarez-Castillo, Dylan Kenin, John Trejo, Marty Lindsey, Alex Knight, Rio Alexander, Eric Steinig, Michael-David Aragon, Vic Browder, Boots Southerland, Adam Taylor, David Garver, Jesse Ramirez, James Espinoza, Arrazolo, Tomas Martinez, Alejandro S. Rodriguez, Jorge Rocha Fuentez, Johnny Palomarez Jr., Eb Lottimer, Matthew Tompkins, Michael Sheets, Sarah Minnich, Matthew Page, Lora Martinez-Cunningham, Julian Ortega, Ian Posada, Antonio Leyba, Frank Andrade, Juan Carlos Mora, Jesus Mayorga, Joseph P. Santillanes, Basil Iwanyk Sr., Ivan Allen, John Burke, Rick Anglada, Brian Barela, Will D. Barnes III, Derek Blakeney, Edward Butron, Kevin Capeless, Paul Caster, Laurence Scott Devereux, Jetto Dorsainville, Tait Fletcher, Marcus Flores-Sedillo, Steffen Garcia, Susie Gillespie, Mark Gonzales, Andrea Good, Alan Humphrey, Kenny James, Chadwick Johnson, Rodger Larance, Kearon Lehman, Mitch Long, Celine R. Lopez, Beth Lucero, Jameson Macmillan, Trista Marchetto, Jose B. Martinez, Cesar Miramontes, Patrick V. Murphy, Jyl Murray, Johan Nussbaumer, Larry Nuñez, Johnny Otto, Fred Padilla, Francisco Peramos, Eddie Perez, Edsel Pete, Frank Powers, Alan D. Purwin, Gonzalo Robles, Jason A. Sedillo, Jack T. Silliman, J. Nathan Simmons, Cannon Smith, Mark Stefanich, Michael E. Stogner, Michael Anthony Stone, Cheo Tapia, Nathan Torres, Rafael Torrez, Kaelee Vigil, Dylan B. Warren, Jeff Wilson, Julian Wondolowski / Süre: 121 dakika
2015 yılına ait, Meksikalı bir uyuşturucu kartelini kadrajına alan Sicario adlı bu film; entrika, yozlaşmış ve ahlaki, kargaşa ile dolu bir sınırda geçen uyuşturucu savaşı hikayesini anlatırken insanların ne kadar aşağılık olabileceğini ve onlarla başa çıkmak için ne gerektiğini izleyicisine gösteriyor.
Oyunu kurallarına göre oynamayan suçlulara ulaşmak için sınırları zorlayan ve soluk soluğa bir operasyonu kadrajına alan Sicario, suçlunun yakalandığını görsek bile sorunun çözülmediğini fark ettiğimiz türden hikayesiyle dikkat çekiyor.
Ağır ve karanlık filmlere alışkın olmayanların izlemekte zorlanabileceği film yine de bir şekilde insanlığı sorgulamanıza neden olmayı başarıyor.
"Erkek Fatma gibi" diye tabir edebileceğimiz çelik gibi bir kadın olan, işi ve ülkesiyle ilgili şeylere her zaman öncelik veren, Arizona'da idealist bir FBI ajanı olarak kaçırılma olaylarında şeflik yapan Kate Macer, özel görev kuvveti sorumlusu Matt tarafından Amerika ve Meksika arasındaki kanunun işlemediği sınır bölgesindeki uyuşturucu savaşına destek için görevlendirilir.
Ancak ne kadar sert olursa olsun ne kadar kendini işine adamış olursa olsun Kate'i hiçbir şey adım attığı bu dünyaya hazırlayamazdı.
Dolayısıyla bu süre içinde Kate Macer, Meksikalı kartelin ölüm evini ortaya çıkarınca şok edici keşfinin hem küresel hem de kişisel bazı sonuçları olur.
Ahlâki olarak yozlaşmış ve geçmişin gölgelerinden bir türlü kurtulamadıkları gizli görevde Kate, yalnızca kendini kanıtlama sınavı içerisine girmekle kalmaz aynı zamanda birçok kez ölümle burun buruna geleceği tehlikeli bir patikada da hızla ilerler.
Titiz, düzenli ve işkolik, kitabına uygun operasyonlar düzenlemekle kendiyle gurur duyan ajan kendini sadece adalet peşinde olmaya inandırmaya çalışsa da kendini acımasız kartellerin, çılgın suikastçıların, gizli Amerikan köstebeklerinin ve binlerce masumun içinde kaldığı gizli bir savaş alanının içinde bulur.
İşleri kitabına göre yaptığında sadece yüzeyi kazıdığının farkına varan Kate, başına gelenler sonrasında gerçek bir farklılık yaratacak bir şey yapabileceğine inanır.
Fakat artık kurallara uymayacağı düşüncesi Kate'in tüm dünyasını altüst eder ve hiçbir şey ona bir anlam ifade etmez.
Dünyanın cinayet başkenti adını verdiği bu yerde Kate, çevresini yalnızlık kalkanı ile çevirip uyuşturucu savaşının derinliklerine indikçe kendini bu dünyada tamamen yalnız ve savunmasız hissetmeye başlar.
Bu sırada sorunlu ve şüpheli bir geçmişe sahip olan Alejandro'nun hikâyeye dahil olması ile kurtların topraklarında hayatta kalma mücadelesi veren Kate, gizli kapaklı yapılan operasyonla ilgili her şeyi sorgulamaya başlar.
Alejandro, ailesi öldürülen eski bir savcıdır ve şimdi bu operasyonda kendi adaletini sağlamak isteyen, hayatını parçalayan kartellerin sonunu getirmek için her çizgiyi geçmeye hazır bir Sicario olarak ekipte yer alır.
Bu arada çok konuşan ama hiçbir zaman doğruyu söyleyip söylemediği anlaşılmayan FBI'daki partneri Matt, Kate'in yaşadıklarını tam olarak anlamazken, o kendini diplerde hissettiği anlarda Alejandro Kate'in her anlamda yanında oluyor, hatta hayatını kurtarıyor.
Şiddetli görüntüler ve şaşırtıcı ses kurgusu Sicario'yu klasik bir "Villeneuve" filmi yaparken, Villeneuve geleneksel türün klişelerine yenik düşmeden filmi hem ciddi hem de eğlenceli kılmak için mükemmel bir iş çıkarıyor.
Hatta bu filmle, izleyicileri manipüle etme ve onları en büyük korkularıyla yüzleşmeye zorlama yeteneğini bir kez daha göstermeyi başarıyor.
Geliş
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Amy Adams, Jeremy Renner, Forest Whitaker, Michael Stuhlbarg, Mark O'Brien, Tzi Ma, Abigail Pniowsky, Julia Scarlett Dan, Jadyn Malone, Frank Schorpion, Lucas Chartier-Dessert, Christian Jadah, Lucy Van Oldenbarneveld, Andrew Shaver, Pat Kiely, Sonia Vigneault, Mark Camacho, Sabrina Reeves, Julian Casey, Tony Robinow, Larry Day, Matthew Willson, Ruth Chiang, Russell Yuen, Sergiy Marchenko, Anana Rydvald, Bineyam Girma, Abdelghafour Elaaziz, Abdul Ayoola, Alex M. Yeuh, Daniel Esteban, Albert Kwan, Brittany Teo, Joe Cobden, Lorne Brass, Genevieve Sirois, Victor Andres Turgeon-Trelles, Michael Nangreaves, Reda Guerinik, Adrien Benn, Sasha Samar, Kathleen Stavert, Kattia Thony, Leisa Reid, Brent Skagford, Gurdeep Ahluwalia, Shawn Campbell, Brian Dunstan, Dan Duran, Lori Graham, Orla Johannes, John Sanford Moore, Sangita Patel, Hal Roberts, Camille Ross, Ola Sturik, Tammie Sutherland, Max Walker, Marc-André Goulet, Paul-Antoine Taillefer, Martin Pelletier Jr., Leslie Baker, Karen Belfo, Dave Campbell, Alexander Da Mota, Akul Dang, Frank Fiola, Carmela Nossa Guizzo, Mustafa Haidari, Philippe Hartmann, Eric Largo, Robert D. Morais, Laurean Adrian Parau, Nathaly Thibault / Süre: 116 dakika
Ted Chiang'ın 1998 tarihli Story of Your Life adlı kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan ve son yıllarda vizyona giren en özgün bilim kurgu filmlerinden olan 2016 yılına ait, uzaylılar ile ilk teması konu edinen Arrival adlı bu film; Amerika Birleşik Devletleri Ordusu tarafından Dünya'ya gelen uzaylılarla iletişim kurmayı denemek için görevlendirilen dilbilimci Dr. Louise Banks'in hikayesini anlatıyor.
Yönetmenin giderek ustalaştığı sükunetin yanı sıra üstü örtülü bir gerilim içeren sinema dilinin en iyi örneklerinden biri olarak göze çarpan bu filmde Dünya'da yaşayan insanların korktukları şey başlarına sonunda gelir ve dünya dışı canlıların varlığının olup olmadığı araştırmaları sürerken gizemli uzay gemileri dünyanın farklı bölgelerine iniş yapar.
Birden çok uzay gemisi Dünya'nın farklı noktalarına iniş yapınca dünya adeta sarsılır ve amaçlarının ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla iletişim kurmanın yolları aranmaya başlanır.
Uzaylılarla iletişim kurması için ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks çağrılır ve ona yardımcı olması için de fizikçi Ian Donnelly seçilir.
İkilinin artık en önemli görevi uzaylıların barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu belirleyebilmektir.
Bu süreçte bir diğer zorluk da ordunun ısrarcı bir şekilde saldırı yanlısı olmayı sürdürmesidir.
Dr. Louise Banks'in uzaylıların uhrevi dilini nasıl anlayabildiğinin ve bulgularının hem kendisini hem de çevresindekileri nasıl etkilediğini anlatan film, yeni fikirlerin ve umudun önemini vurgularken bilinmeyeni tamamen reddetmek yerine onu anlamaya çalışmak gerektiğinin altını çarpıcı bir şekilde çizmişti.
Kâğıt üstündeki şeyi ekrana taşırken tüm sürprizlerin bozulma ihtimalinin yüksek olduğu bir hikâyeyi, kilit noktalar çok erken ortaya çıkmayacak şekilde yönetmeyi başaran Villeneuve bilimkurgu türüne bir kez daha, anlamsız şiddet ve silah seslerinden daha fazlası olabileceğini kanıtlayarak bir yenilik getirmiş, empati ve iletişimin şiirsel bir keşfini seyirciye ustalıkla aktarmıştı.
Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Ryan Gosling, Dave Bautista, Robin Wright, Mark Arnold, Vilma Szécsi, Ana de Armas, Wood Harris, David Dastmalchian, Tómas Lemarquis, Sylvia Hoeks, Edward James Olmos, Jared Leto, Sallie Harmsen, Hiam Abbass, Mackenzie Davis, Krista Kosonen, Elarica Johnson, André Lukács Molnár, István Göz, Pál Nyári, Joshua Tersoo Allagh, Zoltán Béres, Konstantin Pál, Ferenc Györgyi, Samuel Brown, Lennie James, Carla Juri, Kincsö Sánta, Barkhad Abdi, Harrison Ford, Ben Thompson, Suzie Kennedy, David Benson, Stephen Triffitt, Sean Young, Loren Peta, Bernie Leinfelder, Jimmy Star, Kingston Taylor, István Áldott / Süre: 164 dakika
Villeneuve'ün bugüne kadarki en büyük gişe rekorları kıran filmi olan, Ridley Scott'ın 1982 yapımı bilim-kurgu klasiğinin izini süren, 2017 yılına ait, Blade Runner 2049 adlı bu film; ilk filmdeki hikâyenin üzerinden geçen otuz yıl sonrasını anlatıyor.
Los Angeles Polis Departmanı'nda görev yapan Memur K, toplum yaşamını kaosa sokacak olan ve uzun zamandır saklı kalan üstü örtülü bir sırrı açığa çıkartır.
Bir felaketi önleyebilmesi için eski ödül avcısı Rick Deckard'ı bulup ondan bazı sorularına yanıt alması şarttır, ancak bu kaotik ve kasvetli dünyada avcının bir av olması an meselesidir.
Villeneuve, orijinal filmi onurlandırmak için elinden gelenin en iyisini yaparken seriye kendi bakış açısını da katmış; bu defa insani karmaşıklardan ziyade daha çok manzara ve atmosfere odaklanıyor gibi görünse de Villeneuve kendi filmlerine özgü karmaşık anlatıları ve ilkel korkuları yine iç içe geçirmeyi başarmıştı.
Dune: Çöl Gezegeni
Yönetmen: Denis Villeneuve / Oyuncular: Zendaya, Rebecca Ferguson, Jason Momoa, Timothée Chalamet, David Dastmalchian, Dave Bautista, Oscar Isaac, Josh Brolin, Javier Bardem, Stellan Skarsgård, Charlotte Rampling, Stephen McKinley Henderson, Sharon Duncan-Brewster, Chen Chang, Michael Nardone, Babs Olusanmokun, Souad Faress, Charlie Rawes, Oliver Ryan, Gloria Obianyo, Benjamin Clémentine, Duncan Pow, Richard Carter, Stephen Collins, Károly Baksai, Paul Bullion, Ben Dilloway, Björn Freiberg, Balázs Megyeri, Ferenc Iván Szabó, Laszlo Szilagyi, Peter Sztojanov Jr., István Áldott / Süre: 155 dakika
Frank Herbert'ın bilim-kurgu klasikleri arasında yer alan ve sinemaya uyarlanması oldukça zor bir eser olarak akıllarda yer edinen roman serisi Dune, yakın dönem Hollywood sinemasının en gözde yönetmenlerinden birine dönüşen Denis Villeneuve'ün yönetmenliğinde seyirciyle buluşmak için artık gün sayıyor.
Villeneuve'ün hayatının projesi olarak nitelendirdiği, vizyona girmesi merakla beklenen ve uzak bir gelecekte geçen film; ailesi çöl gezegeni Arrakis'in kontrolüne sahip olan Paul Atreides'in hikayesini anlatıyor.
Galaksinin farklı noktalarındaki gezegenler, rakip feodal aileler tarafından yönetilmektedir.
Çok değerli bir kaynağın tek üreticisi olan çöl gezegeni Arrakis'in kontrolü asil aileler arasında son derece talep görmektedir.
Baharat adı verilen bu kaynak, yüksek bilinç ve uzun bir yaşam süresi sunarken, beraberinde çok ciddi yan etkileri de getirmektedir, ayrıca yıldızlararası yollarda gezinmeye yardımcı olan kaynak da bu baharattır.
Bu kaynağı elde etmek isteyen feodal rakiplerden Harkonen ailesi tarafından Paul ve ailesine tuzak kurulur.
Bu tuzağın sonucunda Paul'un ailesi darmadağın olarak firari hale gelir.
Paul, ailesinin Arrakis kontrolünü yeniden kazanması için bir isyan başlatırken, tüm evrenin seyrini değiştirebilme ihtimalini yakalayacaktır.
Denis Villeneuve, Ekim 2021'de toplum sağlığı açısından bir problem yaratmayacak şekilde sinema salonlarında vizyona girebilecek olan Dune'un bugüne kadar çektiği en iyi film olduğunu ve ekibiyle birlikte en ince ayrıntısına kadar bu filmi sinema salonlarında deneyimlenecek şekilde tasarladıklarını ifade ediyor.
Kronolojik olarak diğer çalışmaları
Denis Villeneuve başlangıçta bilimkurgu çizgi romanlarıyla ilgilenmeye başladı ve bu daha sonra sinema tutkusuna evirildi.
Onun profesyonel kariyeri de öncelikle kısa filmlerden oluşuyordu, öyle ki sinema kariyerinin erken dönemlerinde 2001: A Space Odyssey, Close Encounters of the Third Kind ve Blade Runner gibi filmlerden esinlenerek lise yıllarında kısa filmler çekmeye başladı.
Üniversite yıllarında bir televizyon için çektiği La Course Destinasyon Monde adlı belgeseli yönettikten sonra, Villeneuve kariyerinin başlarında 1990-1991 yılında özgün ve yenilikçi haberciliğiyle sektöre yön veren Radio-Canada'nın düzenlediği La Course Europe-Asie adlı yalnızca gençlerin katıldığı yarışmada birinci oldu.
İlerleyen süreçte yalnızca kendisi tarafından finanse edilen kısa filmler üzerinde çalışmaya devam etti.
Bugüne kadarki sinemada hatrı sayılır başarılar elde etmesine rağmen, Villeneuve reklam yapmak için uzun metrajlı film yapımcılığına ara verdi.
Villeneuve daha sonra çeşitli sanatçılar için birkaç müzik videosu yaptı; Daniel Bélanger için Ensorcelée, Félix Ödülü kazandı.
Querer, Cirque du Soleil Yorkton Film Festivali'nde üç ödül ve bir MuchMusic Video Ödülü kazandı.
Villeneuve, bu alandaki başarısına rağmen, müziğin hayal gücü için olduğunu düşündüğü için bu videoları yapmaktan hoşlanmadığını söyledi.
Bu arada film ve senaryo yazarlığı okudu, ilk filmlerini yeniden gözden geçirdikten sonra sadece kendisi için anlamı olan projeler yapmaya karar verdi ve uzun bir süre reklamcılık sektöründe çalıştıysa da bir süre sonra yeniden sinemaya dönüş yaptı.
Ritüelist gastronomik katliam gibi görünen, büyük ölçüde sözsüz bir drama olan ve benim de Hilmi Etikan'ın direktörlüğünde 2008 yılında gerçekleşen 20. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali'nde seyretme imkânı bulduğum Next Floor, Toronto Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Kanada Kısa Filmi için özel bir jüri ödülünü almanın yanı sıra dolaştığı festivallerden 21 ödülle dönmüş olması onun kısa filmde de oldukça başarılı olduğunu gösteriyordu.
Villeneuve daha sonra yapımcı Roger Frappier'in antoloji filmi Cosmos'a "Le Technétium" segmentinde katkıda bulundu.
Manon Briand ve André Turpin gibi geleceği parlak yönetmenlerin çalışmalarına yer veren Cosmos, Cannes Film Festivali'nde Prix International des Cinémas d'Art et d'Essai ödülünü kazandı.
Aynı zamanda, Kanada'nın En İyi Yabancı Film dalında resmi başvurusu olduğunda, Villeneuve'ye Oscar yarışıyla ilk karşılaşma imkanını sağladı.
- Ders Dünya Destinasyonu (La ders destinasyon monde, 1988, Televizyon belgeseli)
- Hedef Dünya Yarışı (La Course Destination Monde, 1990)
- REW FFWD (1994, Kısa film)
- Daniel Bélanger: Ensorcelée (1994, Müzik video klibi)
- Cosmos: segment Le Technétium (1996, Kısa film)
- Seçilmek İçin 120 Saniye (120 Seconds to Get Elected, 2006, Kısa film)
- Baştan Çıkarma Sanatı (The Art of Seduction, 2006, Televizyon dizisi)
- Mutluluk İçin Bir Çığlık (Un cri au bonheur / Happiness Bound, 2007, Belgesel)
- Sonraki Kat (Next Floor, 2008, Kısa film)
- Sesin Retina Kalıcılığı Üzerindeki Etkisi Üzerine Ampirik Çalışma (Étude empirique sur l'influence du son sur la persistance rétinienne, 2011, Kısa film)
- Çıplaklık İçin R Dereceli (Rated R for Nudity, 2011, Kısa film)
- Dune: Çöl Gezegeni, Kardeşlik (Dune: The Sisterhood, 2021, Tlevizyon dizisi)
- Oğul (The Son, Televizyon dizisi)
Ödüller
- 1994 Locarno Uluslararası Film Festivali: New York Film Akademisi Ödülü (REW FFWD)
- 2000 Montréal Dünya Film Festivali: En İyi Kanada Filmi (Maelström)
- 2008 Toronto Uluslararası Film Festivali Jüri Özel Ödülü: En İyi Kanada Uzun Metraj Filmi (Maelström)
- 2001 Avignon Film Festivali: Prix SACD (Maelström)
- 2001 Berlin Uluslararası Film Festivali: FIPRESCI Panorama Ödülü (Maelström)
- 2001 Genie Ödülleri: Best Achievement in Direction & En İyi Senaryo Ödülü (Maelström)
- 2001 Jutra Ödülleri: En İyi Yön & En İyi Senaryo (Maelström)
- 2001 Mons Uluslararası Aşk Filmler Festivali: Grand Prize & Prix Ciné Femme (Maelström)
- 2011 Vancouver Film Eleştirmenleri Birliği (VFCC) Ödülü: En İyi Kanadalı Yönetmen (Maelström)
- 2008 Atlantic Film Festivali: En İyi Kanadalı Kısa Metraj Ödülü (Next Floor)
- 2008 Calgary Uluslararası Film Festivali: En İyi Kısa Film Ödülü (Next Floor)
- 2008 Cannes Film Festivali: Canal+ Ödülü (Next Floor)
- 2008 Dram Kısa Film Festivali, Grand Prix: En İyi Kısa Film Ödülü (Next Floor)
- 2008 Évora Uluslararası Kısa Film Festivali: Özel Yarışma Ödülü (Next Floor)
- 2008 Rhode Island Uluslararası Film Festivali: Yönetmenin Seçimi Ödülü (Next Floor)
- 2008 Sitges - Katalonya Uluslararası Film Festivali: En İyi Kısa Film Ödülü (Next Floor)
- 2008 St. Louis Uluslararası Film Festivali: En İyi Kısa Film Ödülü (Next Floor)
- 2008 Toronto Uluslararası Film Festivali: En İyi Kanada Kısa Metraj Mansiyon Ödülü (Next Floor)
- 2008 Whistler Film Festivali: En İyi Kısa Film (Next Floor)
- 2009 Anchorage Uluslararası Film Festivali: En İyi Kısa Film (Next Floor)
- 2009 Aspen Shortsfest: En İyi Drama Jüri Ödülü (Next Floor)
- 2009 Expresion en Corto International Film Festival, SIGNIS Award: En İyi Kısa Film (Next Floor)
- 2009 Genie Ödülleri: En İyi Canlı Aksiyon Kısa Filmi (Next Floor)
- 2009 Jutra Ödülleri: En İyi Kısa Film (Next Floor)
- 2009 Namur Uluslararası Fransızca Konuşan Film Festivali: Golden Bayard En İyi Film & En İyi Sinematografi Ödülleri (Polytechnique)
- 2009 Nashville Film Festivali: En İyi Kısa Öykü (Next Floor)
- 2009 New York Kısa Film Festivali: En İyi Kısa Dram (Next Floor)
- 2009 Seattle Uluslararası Film Festivali: Kısa Film Mansiyon Ödülü & Jüri Özel Ödülü (Next Floor)
- 2009 Toronto Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri: En İyi Kanada Filmi (Polytechnique)
- 2010 Atlantic Film Festivali: En İyi Uzun Metrajlı Kanada Filmi (Incendies)
- 2010 Cinéfest Sudbury: Seyirci Ödülü (Incendies)
- 2010 Genie Ödülleri: Best Achievement in Direction (Polytechnique)
- 2010 Jutra Ödülleri: En İyi Yönetmen (Polytechnique)
- 2010 Toronto Uluslararası Film Festivali: En İyi Kanada Uzun Metraj Filmi (Incendies)
- 2010 Valladolid Uluslararası Film Festivali: En İyi Film Seyirci Ödülü & En İyi Senaryo Miguel Delibes Ödülü (Incendies)
- 2010 Toronto Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri: En İyi Kanada Filmi (Incendies)
- 2010 Vancouver Uluslararası Film Festivali: En İyi Kanada Uzun Metraj Filmi (Incendies)
- 2010 Varşova Uluslararası Film Festivali: Grand Prix - Büyük Ödül (Incendies)
- 2011 Vancouver Film Eleştirmenleri Birliği (VFCC) Ödülü: En İyi Kanadalı Yönetmen (Polytechnique)
- 2011 Adelaide Film Festivali: En İyi Uzun Metrajlı Film (Incendies)
- 2011 Genie Ödülleri: Best Achievement in Direction & En İyi Uyarlama Senaryo Ödülü (Incendies)
- 2011 İtalyan Sinema Deneme Federasyonu (FICE) Seyirci Ödülü: En İyi Yabancı Film (Incendies)
- 2011 Jutra Ödülleri: En İyi Yönetmen & En İyi Senaryo (Incendies)
- 2011 Palm Springs Uluslararası Film Festivali: İzlenecek Yönetmenler Ödülü (Incendies)
- 2011 Portland Uluslararası Film Festivali Seyirci Ödülü: En İyi Uzun Metrajlı Anlatı (Incendies)
- 2011 Rotterdam Uluslararası Film Festivali: Seyirci Ödülü (Incendies)
- 2011 Vancouver Film Eleştirmenleri Birliği (VFCC) Ödülü: En İyi Kanadalı Yönetmen (Incendies)
- 2012 Jutra Ödülleri: En İyi Uluslararası Sinema Filmi (Incendies)
- 2013 Sitges - Katalonya Uluslararası Film Festivali: Resmi Fantastik Avrupa Seçimi (Enemy)
- 2014 Canadian Screen Award: Achievement in Direction (Enemy)
- 2014 Kanada Yönetmenler Birliği, DGC Team Award: En İyi Uzun Metrajlı Film (Enemy)
- 2014 Toronto Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri: En İyi Kanada Filmi (Enemy)
- 2015 CinEuphoria Awards: Yılın İlk 10'u - Uluslararası Yarışma (Enemy)
- 2015 Vancouver Film Eleştirmenleri Birliği (VFCC) Ödülü: En İyi Kanadalı Yönetmen (Enemy)
- 2016 Dublin Film Eleştirmenleri Birliği (DFCC) Ödülleri: En İyi Yönetmen (Arrival)
- 2016 Faro Adası Film Festivali Altın Tren Ödülü: En İyi Yönetmen (Arrival)
- 2016 IGN Yaz Filmi Ödülleri, Halkın Seçimi Ödülü: En İyi Film Yönetmeni (Arrival)
- 2016 Toronto Film Eleştirmenleri Birliği: 20. Yıldönümü Mükemmellik Ödülü
- 2016 Venedik Film Festivali: Yarışmadaki En İyi Film Ödülü & Gelecek Film Festivali Dijital Ödülü (Arrival)
- 2017 Amerika'nın Bilim Kurgu ve Fantastik Yazarları: Olağanüstü Dramatik Sunum (Arrival)
- 2017 Brezilya SESC Film Festivali Eleştirmenler Ödülü: En İyi Yabancı Yönetmen (Arrival)
- 2017 Cinema Brazil Grand Prize: Yabancı Dilde En İyi Film (Arrival)
- 2017 Hugo Ödülleri: Uzun Metrajda En İyi Dramatik Sunum (Arrival)
- 2017 IGN Yaz Filmi Ödülleri: En İyi Yönetmen (Blade Runner 2049)
- 2017 Prix Aurora Awards: En İyi Görsel Sunum (Arrival)
- 2017 Santa Barbara Uluslararası Film Festivali: Yılın En İyi Yönetmeni Ödülü (Arrival)
- 2018 Hawaii Film Eleştirmenleri Derneği (HFCS) Ödülü: En İyi Yönetmen (Blade Runner 2049)
- 2018 Prix Aurora Awards: En İyi Görsel Sunum (Blade Runner 2049)
- 2020 Hollywood Eleştirmenler Derneğ (HCA) Ödülü: On Yılın Direktörü & On Yılın Film Yapımcısı
- 2021 Toronto Uluslararası Film Festivali: TIFF Ebert Yönetmen Ödülü
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish