Çevre dostu olarak bilinen beslenme tarzları düşünüldüğünde veganlık genelde üst sıralarda yer alır.
Et üretiminin, özellikle de büyükbaş hayvancılığın, gezegenin sera gazı salımında büyük payı olduğu sır değil. Aynı zamanda muazzam miktarda toprak ve su gerektiriyor ki bu da çevreye verdiği zararı daha da artırıyor.
Bu nedenle, EAT-Lancet Komisyonu'nun yakın tarihli raporu, hep birlikte karbon ayak izimizi azaltmak için hayvansal ürün tüketimini azaltma tavsiyesinde bulunuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tabii ki vegan gıdalar gezegen için et ve süt ürünlerinden çok daha iyi, çalışmalar da dünyadaki çevresel etkinizi azaltmanın "tek en büyük yolunun" veganlık olabileceğini iddia ediyor. Ancak yeni araştırmalar, bitki bazlı kimi ürünlerin tarım ve tedarik yöntemleri nedeniyle bazı insanların sandığı kadar çevre dostu olmayabileceğini ortaya çıkardı.
Avokadodan mantara, kakaodan bademe: İşte düşündüğünüz kadar sürdürülebilir olmayan 5 vegan besin.
Avokado
Avokadolar en besleyici ve Instagram'ın en paylaşılabilir vegan besinlerinden biri olsa da ihraç edilme yolları sebebiyle dünyaya ciddi zararlar verebiliyor.
Geçen yıl bu meyvenin üretiminde Kenya'da (dünyanın en büyük altıncı avokado ihracatçısında) kıtlık yaşanmasıyla ülke, kendi ihtiyacını karşılayamama riski yüzünden avokado ihracatını yasaklamıştı.
Fakat asıl kıtlık, avokadonun memleketi Meksika'da yaşanıyordu. Aralık 2019'da Meksika avokado ithal etmeyi düşünüyordu. Ülkenin Ekonomi Bakanı Ildefonso Guajardo, artan talep nedeniyle avokadonun kilo fiyatının artık günlük asgari ücret olan 80 pesoya (yaklaşık 35 TL) eşdeğer olduğunu söylemişti. Meyvenin fiyatının bu seviyede kalması bekleniyor, bu da avokadoyu temel bir besin kaynağı olarak kullanan kişilere zarar veriyor.
Meksika avokado ihracatından artık petrolden kazandığından daha çok para kazanıyor ki bu da daha fazla avokado ağacı dikilecek daha fazla arazi yaratmak için yasadışı orman tahribatında endişe verici bir artışa neden oldu.
Ağaçların sera gazlarının atmosferde birikmesini önlemeye yardımcı olduğu göz önünde bulundurulursa, orman tahribatının iklim değişikliğinde önemli bir payı var. Rainforest Alliance, orman tahribatının dünya çapındaki salımların kabaca yüzde 10'una neden olduğunu tahmin ediyor.
Kuruluş, "Ormanları yok edince, biz insanların neden olduğu şaşırtıcı miktardaki sera gazını (öncelikle enerji tesislerinde ve tabii ki arabalarda, uçaklarda ve trenlerde fosil yakıt yakarak yapıyoruz) tutan en iyi müttefikimizi perişan etmekle kalmıyoruz" açıklamasında bulundu.
Ağaçları keserek salıma da neden oluyoruz: Ağaçlar kesilince depoladıkları tüm karbonu atmosfere salıyor. Ormanları yok edenlerin kesilen ağaçları orman zemininde çürümeye bırakması da yakması da daha fazla salıma yol açıyor.
Badem
Badem ve ağaçta yetişen diğer yemişler, hem pişirilen bitki bazlı yemeklerdeki çok yönlülükleri hem de yüksek protein içermeleri nedeniyle vegan beslenme tarzına sahip kişilerin dikkatini çekiyor.
Bademlerin ünü, hayvansal olmayan sütlerin yükselişiyle birlikte de arttı. Bu tür sütler, Britanyalıların yüzde 25'inin tercihi haline geldi.
Bununla birlikte, gıdaların çevresel etkilerini inceleyen, Oxford Üniversitesi 'nden araştırmacı Joseph Poore, kuruyemişlerin çok miktarda su gerektirdiğini ortaya çıkardı.
Toplamda ağaç yemişleri (badem ve kaju dahil), satın alınan her bir kilo kabuklu yemiş için 4 bin 134 litre tatlı su tüketiyor.
Bilhassa bademler, büyük miktarda pestisit ve gübre de gerektiriyor. Bu da özellikle kuraklığa yatkın ve dünyadaki bademlerin yüzde 80'inden fazlasını yetiştiren Kaliforniya'da bu ağaçların karbon ayak izini büyük ölçüde artırıyor.
Aynı zamanda çok fazla araziye de ihtiyaç duyuyorlar. Forbes, "yaklaşık 9 bin hektar doğal alanın badem çiftliğine dönüştürüldüğünü" tahmin ederken, bu alanın 6,5 hektarının önceden sulak alan olarak sınıflandırıldığını belirtti.
Kakao
Kakao, zengin magnezyum içeriği nedeniyle veganlar arasında giderek daha da popüler hale geldi. Bitki bazlı pişirmenin de önemli bileşenlerinden biri ve genelde çikolata aromalı tatlılar yapmak için kullanılıyor.
Fakat avokadoya benzer şekilde kakao üretiminin de orman tahribatında büyük payı var: 1988'le 2008 arasında kakao tarlalarının 2 ila 3 milyon hektar tropik ormanın kaybına yol açtığı tahmin ediliyor.
Bunun yanı sıra orman tahribatı, biyolojik çeşitlilik için çok önemli olan Amazon, Batı Afrika ve Güney Doğu Asya gibi yerlerde meydana geliyor.
Dünya Kakao Vakfı, dünyanın kakao arzının yaklaşık üçte ikisini sağlayan Fildişi Sahili ve Gana'nın özellikle endişe verici bölgeler olduğunu belirtiyor.
2002-2019 arasında her iki bölge de bakir ormanlarının sırasıyla yüzde 25'ini ve yüzde 8'ini kaybetti. Orman tahribatının büyük kısmı kakao tarımından kaynaklanıyordu.
Çikolata talebi arttıkça büyüyen bu sorunun neticesinde, Cadbury gibi dünyanın en büyük çikolata şirketlerinden bazılarının sahibi olan Mondelez International, diğer kakao şirketleri ve hükümetlerle işbirliği yaparak Cocoa & Forests Girişimi'ni (CFI) kurdu ve kakao kaynaklı orman tahribatına son vermeyi umuyor. Daha fazla bilgi için buraya bakabilirsiniz.
Mantar
Besin zengini bir diğer vegan besin de gösterişsiz mantar. Vegan burgerlerden bitki bazlı rosto yemeklerine kadar her yerde kullanılan bu gıda, et yemeyenlerin beslenmesinin giderek daha önemli bir parçası haline geldi.
Buna rağmen, çevre üzerinde şaşırtıcı derecede büyük etkileri var. ABD Tarım Bakanlığı'nın finanse ettiği araştırma, 1 kilogram Agaricus bisporus (süpermarketlerde bulunan yaygın kültür, kestane ve portobello mantarları) üretmenin 2,13 ila 2,95 kilogram karbondioksit salabileceğini buldu.
Mantar yetiştirmek için 62 santigrat dereceye ulaşan sıcak odalar gerektiğinden bu kadar enerji kullanılıyor. Ayrıca, mantarların solunum yaparken ve büyürken karbondioksit üretmesinden de kaynaklanıyor fakat bu hâlâ büyükbaş hayvan üretiminin neden olduğu karbondioksit miktarından çok daha az.
Tofu
Tofu, ete benzer dokusunun yanı sıra tadına varmanın ve çeşni eklemenin sayısız yolu olması sebebiyle de veganlar arasında epey popüler bir besin.
Bununla birlikte, son yıllarda bazı araştırmacıların etten bile daha kötü olabileceğini iddia etmesi üzerine mercek altına alındı.
2020'de Ulusal Çiftçiler Birliği'nde (NFU) konuşan Rothamsted Enstitüsü'nden Dr. Graham McAuliffe, tofu üzerine yaptığı yayımlanmamış araştırması sonucunda soya bazlı proteinin karbon ayak izi sebebiyle gezegene ciddi etkileri olabileceğini ortaya çıkardığını açıkladı.
McAuliffe, "Şüphesiz, bezelye ve yer fıstığının çevresel etkisi her zaman herhangi bir hayvansal üründen daha düşük" dedi.
Fakat tofu işlem görüyor. Yani, üretimine daha fazla enerji harcanıyor. Tofudaki proteinin et bazlı ürünler kadar sindirilebilir olmadığı gerçeğini göz önünde bulundursanız, küresel ısınmaya katkı potansiyelinin aslında tek mideli herhangi bir hayvandan daha yüksek olduğunu görebilirsiniz. Aynı miktarda protein elde etmek için tofu daha zararlı.
McAuliffe'nin yorumları 2010'daki raporu takip ediyor. 2010'da Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) için hazırlanan rapor, soya bazlı ürünlerin düşük karbon salımı olacağına güven duymanın tehlikelerine dair uyarıda bulunmuştu.
Raporda şu ifadeler yer alıyordu:
Analizimiz, beslenmedeki hayvansal gıdaların et benzeri örneğin soya temelli yüksek proteinli ürünlerle doğrudan ikame edilmesinin ithal ekinlere yönelik bağımlılığı artıracağını gösteriyor.
Böyle bir stratejinin Birleşik Krallık gıda zincirinin toplam soya alımını artırması muhtemel.
Bununla birlikte, dünyadaki soya fasulyesi mahsulünün neredeyse yüzde 80'inin özellikle sığır eti, tavuk eti, yumurta ve süt ürünleri için besi hayvanlarına verildiği düşünülürse, tofu ve çevre tartışmalarındaki karbon ayak izi ihtilaflı bir konu.
https://www.independent.co.uk/climate-change
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent