Türkiye'de gazetecilik Ergene Deresi gibi kirli, Marmara Denizi gibi salyalı hale geldi!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Türkiye'de bir zamanlar gazetecilere çay-simit ile karınlarını doyuran insanlar olarak bakılırdı.

Gazetecilerin paraları yoktu ama itibarları vardı.

Halk onlara saygı duyardı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bırakın halkı, eleştirdikleri iktidar sahipleri bile onlara saygı duyardı.

Çünkü parayla satın alınamazlardı.

Beyinlerini ne iktidar ne muhalefet yöneticilerine kiralamazlardı.

İktidar sahipleri gibi güç odaklarına, işadamları gibi para babalarına karşı mesafelerini daima korurlardı.

Siyasetçilerle de iş adamlarıyla da kanka olacak kadar yakınlaşmazlardı.

Hele dolandırıcı, kara paracı işadamlarıyla hiç işleri olmazdı.

Oysa bugün dolandırıcılık, kara paracılıkla suçlanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz, gazeteci Sevilay Yılman'a "abla" diyecek kadar kendini ona yakın görüyor.

Sezgin Baran Korkmaz'ın "abla" dediği gazeteci Sevilay Yılman da "Sezgin Baran Korkmaz'ı çok severim; dolandırıcılık yaptıysa Amerikalıları dolandırdı" deyip dolandırıcılığa, kara paracılığa mazeret oluşturuyor.

Sezgin Baran Korkmaz'ın "abi" dediği gazeteci Veyis Ateş ise 10 milyon euro rüşvet pazarlığı yapmakla suçlanıyor.

Sezgin Baran Korkmaz'ın bu gazetecilerin dışında iktidar yanlısı ve de muhalefet yanlısı bazı gazetecilerle de çok yakın ilişki kurduğu anlaşılıyor.

Sezgin Baran Korkmaz'ın 12 gazeteciyi maaşa bağladığı yazılıp çiziliyor.

Uğur Dündar gibi muhalefet yanlısı isimlerin kurucusu olduğu Artı 1 TV'nin, Sezgin Baran Korkmaz'ın verdiği parayla kurulduğu yazılıp konuşuluyor.

Hatta dolandırıcılık, kara paracılık ile suçlanan Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki iddianamede, Sezgin Baran Korkmaz'ın satın aldığı gazetecilerin listesinin de yer aldığı belirtiliyor.

Bu arada gazeteci Can Ataklı, Artı 1 TV'nin kurulması için verilen paralardan 40 milyonun bazı muhaliflerin cebine girdiğini söylüyor.

Öte yandan eski CHP milletvekili Durdu Özbolat, muhalefetin yayın organlarından Tele 1 TV'nin de kaynağı karanlık paralarla kurulduğunu iddia ediyor.  

Ya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile mafya lideri Sedat Peker arasında arabuluculuğa soyunacak kadar her ikisiyle de abi-kardeş ilişkisi içinde olan iktidar yanlısı gazeteci Hadi Özışık'a ne demeli?

Kendi deyimiyle dün "100 liraya muhtaç olan" Hadi Özışık'ın, dün Harun gibiyken bugün Karun gibi zenginleşmesine ne demeli?

Sonuçta muhalefete göre iktidar medyası kirli paralarla, iktidara göre muhalefet medyası kara paralarla besleniyor!

Dünün en saygın mesleklerinden biri olan gazetecilik bugün maalesef bu hale geldi.

Gazetecilik, gazeteciliği kullanıp zenginleşme aracı haline geldi. 

Sonuçta medya deresi Ergene Deresi gibi kirlendi!

Marmara Denizi'ndeki deniz salyasının bir benzeri medya denizinde kendini gösterdi!

Öyleyse Ergene Deresi gibi kirli medya deresinin de ve o derenin aktığı Marmara Denizi gibi salyalı medya denizinin de temizlenmesinin zamanı gelmedi mi? 

Medya kanallarını medya kanalizasyonları olmaktan kurtarmanın zamanı gelmedi mi?

Medyayı birbirinden kirli gazetecilerden, birbirinden kirli televizyonculardan temizlemenin zamanı gelmedi mi?

Bu temizlik yapılmadıkça Türkiye'de gazetecilik eskiden olduğu gibi saygın, itibarlı bir meslek haline gelebilir mi?

 

 

*Duyuru: Twitter hesabım çalınmıştır; bilginize…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU