İsrail-Filistin çatışmasında birçok kurban ve değerli birkaç kahraman var

Uluslararası toplum siyasi irade göstermedikçe değişim şansı çok az

Filistinli sağlık görevlileri Gazze'de yıkılmış bir binanın enkazında hayatta kalanları arıyor (AFP)

Şu anda Ortadoğu'yu karıştıran İsrail-Filistin çatışmasındaki her aktör kötü taraf ya da Gazze Şeridi'nde bombalanarak öldürülen 52 çocuk ve yok edilen bütün ailelerin olduğu gibi kurban değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hamas'ın roket saldırılarında ikisi çocuk olmak üzere 10 kişinin hayatını kaybettiği İsrail'de, yüzlerce Arap ve Yahudi barış, uzlaşma ve dayanışma talebiyle harekete geçti. Yoldan geçenlere çiçek dağıtmak ve ülkeyi parçalayan toplumlararası şiddete karşı çıkmak için bir araya geldiler. Sosyal medyada dolaşan bir video, İsrail'in çeşitli inanç ve mezheplerinden Arapça ve İbranice barış çağrısı yapan din adamlarının bir montajını gösteriyor.

Hatta muhalefetteki Yeş Atid partisinin şu an hükümet kurmak için mücadele eden genel başkanı Yair Lapid de dahil bazı siyasetçiler sözlerinden ötürü övgü topladı. Lapid'in 13 Mayıs Knesset konuşması, acımasız dürüstlüğü, hem Yahudilerin hem de Arapların acı çektiklerini kabul etmesi ve zor kararlar alma çağrıları nedeniyle alkışlandı.

Lapid "Uçurumun kenarındayız" dedi.

Bunun böyle olacağını biliyorduk. Bu parçalanmanın geldiğini gördük.

Bununla birlikte devam eden çatışmanın en önemli oyuncuları genel anlamda berbat bir performans sergiledi. Sorumluların başı Binyamin Netanyahu'dur. Netanyahu ne Arap-İsrail çatışmasını ne de son şiddet sarmalını alevlendiren, Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesi üzerindeki Yahudi talebini yarattı.

Ancak Bibi, son 12 yıldır İsrail'in başbakanı ve son 25 yılda 15 yıl başbakanlık yaptı. Netanyahu, iyi ya da kötü, çağdaş İsrail'i şekillendirdi. Ve bu süre zarfında, Kudüs, Batı Şeria ve İsrail'deki Arap mülklerinin tecavüzüne ve Filistinlilerin haklarının da kötüleşmesine izin verdi ve bunları teşvik etti.

Century Foundation'da İsrail merkezli anketör ve siyasi analist olan Dahlia Scheindlin, "Sistematik oldu" diyor.

Bu, Netanyahu'dan çok önce başladı. İsrail, Filistinliler konusunda, insanlara ülkeyi terk etmeleri için baskı yapmak üzere yayılmacı bir politika benimsedi.

Muhtemelen çok az kişi, devam eden çatışmanın Netanyahu'nun siyasi şansının düşük olduğu, muhaliflerinin hükümet kurmakla görevlendirildiği ve yargıçların Netanyahu'yu (onun inkar ettiği) yolsuzluk suçlamalarıyla köşeye sıkıştırdığı bir anda çıkmasını tesadüf olarak değerlendirir. İktidarı korumak için ulusal güvenlik tehditlerini kullanmak, Netanyahu'nun oyun kitabından bir sayfa.

Şu anda Brookings Enstitüsü'nde Orta Doğu uzmanı olan eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Tamara Coffman Wittes, "Görevde kalabileceği her an Netanyahu için bir zaferdir" diyor.

Tahmin edilebileceği gibi, Hamas da çatışmayı tırmandırmakta kazançlar görüyor. İslamcı militan grup ve Gazze Şeridi'ndeki diğerleri, mayıs ve temmuz ayları için planlanan Filistin seçimlerinin Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas tarafından ertelenmesinin ardından, Kudüs krizini kendi siyasi gündemlerini sürdürmek için gaspetti.

Scheindlin, "Meşru şekilde kazanç elde etme şansları engellendi" diyor.

Fakat Hamas artık Filistin siyasetinin tamamen merkezinde.

Yüzyılı aşkın süredir olduğu gibi, uluslararası oyuncular da, özellikle de İsrail'in patronu Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Akdeniz üzerindeki ihtilafta büyük ölçüde olumsuz bir rol oynadı. Joe Biden yönetimi yeni bir uluslararası hukuka ve evrensel normlara bağlılık dönemi vaadiyle göreve geldi. Washington'un tek başına ihtilafla ilgili ortak bir açıklamayı engellediği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Amerika'nın İsrail'i uzun süredir şımartması, Gazze'yi hava saldırıları ve topçu atışlarıyla darmadağın eden İsrail'e bilfiil açık çek veriyor.
 


Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği dahil dünya güçleri yıllardır bu ihtilafa göz yumdu. İsrail'in Filistinlileri sistematik şekilde mülksüzleştirmesini bilfiil normalleştirerek, "endişe" ve "her iki tarafa" da "itidal" çağrısı yapan sönük açıklamalar yayımlıyorlar. Geçen yıl İsrail'le birkaç Arap devleti arasında imzalanan anlaşmalar, bazılarını Filistin sorununun rafa kaldırılabileceğine ikna etti.

Wittes, "Bölgenin hem içinde hem de dışında başka öncelikleri olan ve bunu önemsiz görebileceğini düşünen birçok aktör vardı" diyor.

İsrail'le Gazze arasındaki önceki çatışmalarda olduğu gibi, Mısır veya diğer arabulucular birkaç gün içinde ateşkesi ve Filistin-İsrail çatışmasında, birkaç ay ya da yıl içinde tekrar patlak vermeden önce başka bir sükuneti müzakere edecek. Lapid'in konuşmasında söylediği gibi, "Biz değiştirmezsek durum değişmeyecek. Gerçek hayat kendi kendine ilerleme kaydetmez."



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU