Türk dünyası yeri doldurulamayacak bir tarihçisini kaybetti: Prof. Dr. Nadir Devlet

Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere Independent Türkçe için yazdı

Nadir Hoca'yla 1986'da Fındıkzade'de yüksek lisans dersleri sırasında tanıştım. Bildiğimizden farklı tarzda ders işliyordu.

"Nereden biliyorsun öyle olduğunu?" dediğini hatırlıyorum. Okuduklarımıza şüphe ile bakmayı öğretiyordu.

Derslerine biraz devam ettikten sonra tezimi onun danışmanlığında yapmaya karar verdim. Çok da isabet etmişim. Hoca'yla büyük bir zevkle çalıştım.

Ben bir şeyler keşfettikçe o da benim gibi, hatta benden fazla seviniyor, heyecanlanıyor ve teşvik ediyordu. Hakikaten fakültede ilmî metodu en iyi bilen o idi, çok şey öğrendim Hoca'dan.

Nadir Bey, 15 Mayıs 1993'te Columbia Üniversitesi'nin davetlisi olarak New York'a geldi ve bir hafta kadar kaldı. Bir gün sonraki M.Phil mezuniyeti törenimize katıldı.
 


O sadece bir hoca değil, samimi bir dost idi. Bulunduğu ortamı neşelendirdiği gibi, tatlı bir karizması da vardı. Nüktedan ve sevimliydi.

Mezuniyet akşamı birlikte yürürken: "Şimdi Hocam, Türkiye'ye döndüğümüzde bize dokuz-beş mesaisi mi yaptıracaksınız?" dedim. "Ne dokuz-beşi, sekiz buçuk-beş çalışacaksınız" dedi.

Gülüşüyoruz. "Ne iş yapacağız?" ;"Merak etmeyin, ben sizi boş bırakmam, çok iş var." Hoca gerçekten de çalışkan ve çok iyi bir idareciydi.

Marmara Türkiyat'ın müdürlüğünü yaptığı yıllarda birçok talebenin yetişmesine vesile oldu. Tam da Sovyetlerin dağıldığı sırada enstitüyü Türklük araştırmaları için önemli bir merkez hâline getirdi.

Türklük Araştırmaları Dergisi adında bu sahada öncü rolünü oynayan bir dergi kurdu ve bunu uzun yıllar sürdürdü.

Hoca Marmara'dan ayrılıp Yeditepe'ye gittiğinde de dostluğumuz devam etti. Sevincimi, kaygılarımı paylaştığım bir sırdaşım oldu.

Yeni çıkacak kitabımın prova baskısını kendisine gönderdim. "Kitabım çıkmak üzere (nisan veya mayısta). Heyecanımı sizinle paylaşmak istedim. Bu, şu ana kadar yazdığım -doktora dışındaki- en iyi çalışmam ve bu eseri size ithaf etmekten büyük mutluluk duyuyorum. İnşallah, çıkar çıkmaz kitabımı bizzat takdim etmek isterim" dedim.

"Ahmet'çiğim, Öncelikle yeni eserini candan kutluyorum. Eserini bana ithaf etmen ise beni çok mutlu etti. Çok heyecanlandım. Lütfetmişsin. Ümit ederim buluşuruz. Belki yeni ofisimde buluşuruz" diye cevap yazdı.

Meğerse bu son yazışmamız imiş. Bundan üç gün sonra "Hoca'yı kaybettik" haberini aldım.

Bundan sonra onunla sohbet edemeyeceğim, onu göremeyeceğim için yüreğim sızlıyor.

Bana Türk dünyasını sevdiren, fikrimi, sevincimi paylaşabildiğim, çok sevdiğim hocamı kaybettim.

Türklük alemi ise yeri doldurulamayacak bir tarihçisini kaybetti. 

 

Nadir Devlet kimdir?

Türkiye'deki Türklük araştırmalarının öncülerinden Prof. Dr. Nadir Devlet, Mançurya'nın Mukden şehrinde doğdu.

Kazanlı aydınlarından olan anne ve babası tutuklanıp Sovyet çalışma kamplarına götürüldükten sonra kendisini evlat edinen bir aile ile birlikte İstanbul'a geldi.

İlk ve orta tahsilini İstanbul'da tamamlayıp Avrupa'ya giden Devlet, Almanya'da bulunduğu 12 yıl içinde Ahmet Temir, Reşit Rahmeti Arat, Akdes Nimet Kurat gibi tarihçi ve dilcileri tanıdı, uzun yıllar Radio Liberty'de çalıştı, bir yandan da akademik faaliyetlerini yürüttü.

Rusya Türklerinin Millî Mücadele Tarihi (1905-1917) (İstanbul 1985) adlı çalışmasını 1917 Ekim İhtilâli ve Türk-Tatar Millet Meclisi (1988) kitabıyla devam ettirdi.

N. Devlet'in en bâriz vasfı, hamasetten uzak ve gerçekçi olmasıydı. Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Müdürlüğü'nü yürüttüğü dönemde çok sayıda akademisyenin yetişmesine vesile oldu.

Birçok kongreler düzenleyerek enstitüyü bu alanda önemli bir merkez hâline dönüştürdü.

35 kitap ve çok sayıda makale kaleme alan Devlet, yeri doldurulamayacak bir tarihçiydi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU