"Kovid Kuşağı": Salgın benim gibi gençleri politize etti

Topluluğumuz ülkede Kovid-19'dan en kötü etkilenen alanlardan birinin kalbinde yer alıyor ve bizim için çok zor oldu. Pandemi bende Yorkshire'ın özerkliği için mücadele etme isteği bile yarattı

"Düşüncelerim (ve eyleme geçme kararım) ilk BLM protestolarına denk geldi" (Reuters)

Bu yıl herkes için inanılmaz derecede zordu, özellikle de gençler için. Aslında benim gibi gençleri o kadar etkiledi ki bizler yaygın olarak "Kovid Kuşağı" olarak sınıflandırıldık.

Eğitimimizde kayıpları, sınav fiyaskosunu, üniversitelerdeki kaotik durumu (aile bütçesi ve akıl sağlığı üzerindeki etkisiyle birlikte) yaşadık ve şimdi, önümüzde daha birçok belirsizlik var. Geleceğimizin ta kendisi tehlikede.

Bu nedenle, salgının toplumun belirli kesimlerini orantısız bir şekilde etkilediğine tanıklık ettikten sonra (siyahi, Asyalı ve etnik azınlıklara mensup bireyler Kovid-19 nedeniyle daha çok ölüyor, bu da sağlık eşitsizliklerini, barınma koşullarını, mesleklerdeki eşitsizliği ve yapısal ırkçılığı vurguluyor) bir değişim yaratmaya kararlı olduğumuza şaşmamalı. 

Bunun nedeni Kovid-19'un gençleri dolaylı yollardan olduğu kadar aynı zamanda doğrudan siyasallaştırmasıdır. Bizi daha çok düşünmeye sevk etti. Artık statükoyu ne istiyoruz ne de onu kabullenmeye hazırız.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Düşüncelerim (ve eyleme geçmeye kesin karar vermem) ilk Siyahilerin Hayatı Önemlidir (Black Lives Matter - BLM) protestolarıyla aynı zamana denk geldi. George Floyd'un yasadışı bir şekilde ve barbarca öldürülmesi dünya genelinde ırksal önyargıların altını çizdi.

İklim krizi ve LGBTQ + hakları gibi konular haklı olarak Z Kuşağı'nın dikkatini çekti fakat BLM benim kuşağımı toplumdaki yapısal ve sistematik ırkçılığa ve siyahlara karşı polis şiddeti hakkında bilgi edinmeye de teşvik etti. Gençleri barışçıl protestoya teşvik etti ve bazı arkadaşlarımın hareketi onaylamaması gerçeğine karşın beni protestoda bulunmaya itti.

İkincisi, hükümetin geçen yıl sınavları notlandırmak için kullandığı ve binlerce öğrencinin hayatını mahveden hatalı algoritma sistemiydi. Hayatımda ilk kez 20'den fazla akranıma, seçim bölgemdeki parlamentere yazdım, televizyonda konuştum ve hatta bunun hakkında yazdım.

Batı Yorkshire'da, Shipley'de bulunan topluluğumuz ülkede Kovid-19'dan en kötü etkilenen alanlardan birinin kalbinde yer alıyor ve bizim için çok zor oldu. Araştırmalar, Kuzey ve Batı Midlands'deki gençlerin gençlik hizmetlerinde "ciddi kesintilerden" orantısız bir şekilde etkilendiğini gösteriyor. Pandemi, bende Yorkshire'ın özerkliği için mücadele etme isteği bile yarattı.

Örneğin, izne çıkartılan kuzeyli işçilere ücretlerinin sadece yüzde 67'si verilirken, şu anda tüm ülkede bu oran yüzde 80. Pandemi ayrıca birçok adaletsizliği ve eşitsizliği de ortaya çıkardı; NHS'in (Birleşik Krallık sağlık sistemi -ed.n.) çalışma şeklinden ekonomik adaletsizliklere kadar. Bize Birleşik Krallık'ın dürüst ve güvenilir olduğu öğretildi fakat daha sonra hükümet Tory (Muhafazakar Parti -ed.n.) bağlantıları da dahil olmak üzere özel şirketlere 17 milyar sterlinden (yaklaşık 177 milyar TL) fazla sözleşme verdi. Hükümetin acizliği ve ahbap çavuş ilişkileri (böyle görünüyor) beni çok öfkelendirdi.

Çoğu genç siyasi eğitimini ve bilgilerini çocukken açlığa maruz kalan Marcus Rashford gibi yaşam deneyimlerinden ya da okulda veya üniversitede siyaset okuyarak alır. Fakat şu anda zorunlu bir siyaset eğitimi bulunmuyor.
 

 

Shout Out UK'in gerçekleştirdiği bir anket, öğrencilerin yüzde 70'inden fazlasının hükümet ve politika GCSE'sinin (Genel Orta Öğretim Sertifikası, Birleşik Krallık'ta 16 yaşında yapılan sertifika sınavı -çn.) kurulmasını memnuniyetle karşılayacağını ortaya koydu ve kısa bir süre önce, gençlerin (geçmişleri ne olursa olsun) demokrasimizde bilinçli ve aktif bir rol oynayabilmesi için siyaset eğitimini güçlendirmeyi amaçlayan ve tüm partilerden oluşan bir parlamento grubu (APPG) kuruldu.

Gençler genellikle politik olarak “kayıtsız” olmakla suçlanıyor fakat bunun neden böyle olduğuna bakmamız gerekiyor. Sorun kayıtsızlığın kendisi değil, ona yol açan şey. Gençler arasında (veya aslında herhangi bir kişide) kayıtsızlık, sistemin çok karmaşık hale gelmesinin bir sonucudur. İnsanlar artık onu anlamıyor, hayal kırıklığına uğruyor ve ondan kaçınıyor.

Politik okuryazarlığın artırılması bana ve Z Kuşağı'ndaki diğerlerine politikanın ne olduğu, toplumumuzun nasıl çalıştığı ve oy vermenin neden muteber ve önemli olduğu konusunda daha net bir anlayış sağlayacaktır.

Muhafazakarlar, gençlerin siyaset hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları veya ebeveynleri, arkadaşları veya öğretmenleri tarafından etkilenebileceği için oy kullanma yaşını 16'ya düşürmeyeceklerini savunuyor. Fakat bunun üstesinden gelmenin yolu siyasi eğitimden geçiyor. Ve tarafsız, olgusal, partizan olmayan eğitim okullarımızdan daha iyi nerede verilebilir?

Malala Yuzufzay'dan Greta Thunberg'e kadar gençler dünyada her zaman olumlu ve muazzam değişiklikler yapma gücüne sahip olmuştur. Fakat Kovid-19 (hem de tam zamanında) neslimin içinde ateş yaktı.

Akranlarımın şimdi değişim yaratmak için nasıl harekete geçtiğini görmek hem büyüleyici hem de ilham verici; mücadele etmek bile her şeyi, hatta diğer nesiller için anlamsız veya ilgisiz olarak algılanan, eski neslin bizi hayal kırıklığına uğrattığı şeyleri bile değiştirmeye duyulan bir istekliliktir.

Bizler akıl almaz bir şekilde politikanın daha çok içindeyiz (ve inkar edilemeyiz) bu yüzden politikacılar hazırlıklı olmak zorunda.

Qais Hüseyin 16 yaşında bir GCSE öğrencisi ve Birleşik Krallık'ta Shipley, Batı Yorkshire'da İşçi Partisi gençlik görevlisidir.



* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU