İktidardaki Cumhur İttifakı'nı oluşturan partiler sanki tek partiymişcesine yekvücut hareket ediyor.
Zaten bu partilerin zihin yapılarının birbirlerine yakın olduğu biliniyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Muhalefetteki Millet İttifakı'nı oluşturan partiler ise zihin yapıları olarak birbirlerine uzak partilerdir.
Mesela Millet İttifakı'nı oluşturan partilerden İYİ Parti de Saadet Partisi de zihin yapılarıyla Cumhur İttifakı'na daha yakın partilerdir.
Nitekim İYİ Parti, MHP'nin içinden çıkmış bir partidir.
AKP ise şu anda Saadet Partisi'nin temsil ettiği Milli Görüş'ün içinden çıkmış bir partidir.
DEVA Partisi ile Gelecek Partisi de AKP'nin içinden çıkmış partilerdir.
Vaziyet buyken Millet İttifakı'nın başındaki CHP'nin, Millet İttifakı'nı oluşturan partileri bir arada tutabilmek için çok dikkatli davranması gerekiyor.
CHP'nin bu konuda çok dikkatli davranmamasının, Millet İttifakı'nın yıkılmasıyla sonuçlanacağının bilincinde olunması gerekiyor.
İşte bunun bilincinde olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Millet İttifakı'nı oluşturan partileri bir arada tutabilmek için çok dikkatli davranıyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, örneğin son yerel seçimlerde Millet İttifakı'nı oluşturan diğer partilerin desteği olmasa, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde seçimi kazanamayacaklarını çok iyi biliyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, son yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu gibi dedesi Adnan Menderes'ci, babası Süleyman Demirel'ci, kendisi de bir ara Turgut Özal'cı olan bir kişiyi İstanbul'da aday göstermese, muhafazakar kesimden destek alamayacaklarını çok iyi biliyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, son yerel seçimlerde Mansur Yavaş gibi milliyetçi-muhafazakar kökenli bir kişiyi Ankara'da aday göstermese, milliyetçi-muhafazakar kesimden destek alamayacaklarını çok iyi biliyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, altı milyondan fazla oy alan HDP'nin desteği olmasa, İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde seçimi kazanamayacaklarını çok iyi biliyor.
Çünkü Kılıçdaroğlu, CHP sadece Kemalistlerin partisi olursa hiçbir seçimi kazanamayacaklarını çok iyi biliyor.
Onun içindir ki CHP'yi sadece Kemalistlerden oluşan bir kesimin değil her kesimin partisi yapmak, her kesimden destek almak istiyor.
Ancak kendilerine "Kemalist" diyen CHP'liler, "CHP küçük olsun bizim olsun" zihniyetiyle hareket ediyor.
CHP'deki bu Kemalistlere göre, CHP artık Kemalistlerin partisi değilmiş.
CHP'nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi sosyalist CHP yöneticileri, Kemalist söylemlerin militarist söylemler olduğunu söylemekteymiş.
CHP'de sosyalist kesimden gelenlerin de, muhafazakar kesimden gelenlerin de, liberal solcuların da, kısacası Kemalist olmayanların yeri olmamalıymış.
CHP'nin başka kesimlerle ittifak siyaseti son bulmalıymış.
CHP'nin Kemalist bir partiye dönüşmesi, CHP'nin bir numaralı gündem maddesi olmalıymış.
Oysa halkın gündeminin bir numarasında da son numarasında da CHP'nin Kemalist bir parti olup olmaması bulunmuyor.
Halk CHP'nin Kemalist bir parti olup olmamasıyla hiç mi hiç ilgilenmiyor.
Halkın gündeminde işsizlik, pahalılık, yoksulluk ve de salgın hastalık gibi hayati sorunlar bulunuyor.
Halk bu gibi hayati sorunların çözümüyle ilgileniyor.
Belli ki CHP'deki Kemalistler bu gerçekleri kavrayamıyor.
Elbette Kemalistler CHP'nin Kemalist bir parti olmasını isteyebilir.
Ama bilmelidirler ki halk işsizlik, pahalılık, yoksulluk gibi hayati sorunlarıyla boğuşurken, Kemalistlerin halktan kopuk bu tavrı CHP'ye de CHP'nin başında olduğu Millet İttifakı'na da zarar verecektir.
Cumhur İttifakı'nın hiç yıkılmayacakmış gibi, Millet İttifakı'nın her an yıkılacakmış gibi durmasına hizmet edecektir!
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish