1- La Pianiste (Piyanist) / Michael Haneke
Yapım Tarihi: 2001
Oyuncular: Isabella Huppert, Benoit Magimel, Annie Girardot, Susanne Lothar, Udo Samel
Film, 2004 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış olan Elfriede Jelinek'in "Die Klavierspielerin" adlı romanından uyarlanmıştır.
Burjuva toplumunu ve liberalizmi kıyasıya eleştiren, mercek altına alan bir başyapıt. Birçok film otoritesi tarafından 2000 sonrası çekilmiş Avrupa sinemasına ki en iyi filmler arasında gösterilmektedir.
Filmlerinde hemen hemen hiç müzik kullanmayan Michael Haneke'nin "La Pianiste" filminde, hem uyandırdığı romanda kendi seçimlerinde Franz Schubert başta olmak üzere piyanonun sesini duyarız.
Filmi seyirciler için özel kılan şeylerden biriside, kadın ve erkek karakterlerin yarattıkları imajdan karşılıklı olarak etkilenip birbirleri ile temas kurduktan sonra iç dünyalarının karanlık yanlarını keşfetmeleriydi.
Ayrıca yönetmen bu filmi için şu ifadeleri kullanmıştır:
Haneke kendi sineması için kimsenin içinin rahat bir şekilde izleyemeyeceği filmler yapıyorum.
Filmin unutulmaz repliklerinden biri şöyledir:
- "Benim duygularım yok Walter, bunu kafanıza sokun. Bir gün olsun zekamın önüne geçemezler."
- "Hem sonuçta aşk, bayağı şeyler üzerine kurulur, değil mi?"
- "Ne de olsa aşk, sıradan şeyler üstüne inşa edilir."
- "Pianistim, şair değil. Hem aşk bayağı şeyler üzerine kurulur."
2- Entre Les Murs (Sınıf) / Laurent Cantet
Yapım Tarihi: 2008
Oyuncular: François Begaudeau, Jean-Michel Simonet, Louise Grinberg, Esmerelda Quertani
Farklı dini inanca sahip, farklı kültülerden öğrencilerin olduğu bir kenar mahalle okulunda Fransızca öğretmeni François Marin'in yaşadıklarından yola çıkan sinema filmi, öğrenci ve öğretmen psikolojisi hakkında harika önermeleri gözler önüne seriyor.
Fransız eğitim sistemini eleştiren film bir öğrencinin bütün yıl boyunca hiçbir şey öğrenmediğini söylediği bir sahne ile kapanır.
Filmin en dikkat çeken yanlarından birisi de sinema tarihinde kabul gören rol alan başarılı öğretmen anlatısının kırılmış olmasıdır.
Fransız yazar François Begaudeau'nun 2006 tarihli romanından sinemaya uyarlanan Laurent Cantet imzalı unulmaz filmlerdendir.
İzlenmesi gereken öğretmen filmlerindendir. Filmin anlatım dili olağanüstü şekilde tasarlanmıştır.
Film aslında başarılı bir belgesel yapımı gibi çekilmiştir. İzlediğiniz zaman sanki her şeyin gerçek olduğunu düşünüyorsunuz.
Filmde müzik kullanılmaması izleyicilere zaman zaman sıkıcı gelebilir. Öğretmen filmi ve müzik kullanılmamış film denince eminim çoğu kişi "İki Dil Bir Bavul" filmini hatırlayacaktır.
Film boyunca öğrencileri dört duvar arasında görüyoruz, duvarlar arasında sıkışıp kalan öğrencileri, öğretmenleri, eğitim sistemini olduğu gibi yansıtmaktadır.
Ayrıca film için milliyetçilik, kimlik, sınıf mücadelesi, küreselleşme ve göç konularına dokunup geçen bir atmosfere sahipdir diyebiliriz.
1987 yılından bu yana Cannes'da Altın Palmiye kazanan ilk Fransız filmidir.
3- Forrest Gump / Robert Zemeckis
Yapım Yılı: 1994
Oyuncular: Tom Hanks, Robin Wright Penn, Gary Sinise, Sally Field
1986 yılında Winston Groom tarafından aynı isimle yayımlanan romandan uyarlanarak çekilmiştir.
Film içerisinde dram, komedi, romantizm, epik sahneler, psikolojik öğeler ve zaman zamanda gerilim barındırmaktadır.
Film, tutkuların insanları ne denli değiştirebileceğini ve yüceltebileceğini anlatan, Amerika tarihini özet geçmeyi 142 dakikada başarmıştır.
Yapımcısına ciddi bir ticari başarı elde ettirmiştir. Film, en iyi görüntü, aktör, yönetmen, görsel efeckt, uyarlanmış senaryo, en iyi düzenleme gibi dallarda 67. Akademi Ödülleri'ni kazanmıştır.
Başarısının bu sırrı; en can alıcı olayı, filmde gelişen olayların gerçeklik ve hayalgücü ile çok inandırıcı bir şekilde harmanlanmasıdır.
Tom Hanks filmin senaryosunu okuduktan bir buçuk saat sonra filmde oynamayı kabul etmiş.
Filmde birçok gönderme vardır. "I'm walking here, I'm walking here" demesi 1969 yapımı Midnight Cowboy filmindeki Dustin Hoffman'ın unutulmaz doğaçlamasına hoş bir gönderme yapılmıştır.
Ülkemizde çeşitli televizyon kanallarında defalarca yayımlanmıştır. Kimi film eleştirmenleri Forrest Gump karakterinin abartıldığını düşünmektedir.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Annem mi haklıydı yoksa teğmen Dan mı bilemiyorum. Herkesin bir kaderi mi var, yoksa rüzgara kapılmış gibi tesadüfen oraya buraya mı sürükleniyoruz? Bence her ikisi de doğru. Belki ikisi de aynı anda oluyor."
- "Aptalca davranan aptaldır."
- "Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını hiçbir zaman bilemezsin."
- "Annem her zaman şöyle söyler; 'Eğer ileriye gideceksen geçmişi arkanda bırakman gerekir'."
- "Ben zeki bir adam değilim ama aşkın ne olduğunu çok iyi biliyorum."
- "Hayata devam edebilmen için geçmişi geride bırakman gerekir."
4- Memento (Akıl Defteri) / Christopher Nolan
Yapım Yılı: 2000
Oyuncular: Guy Pearce, Carrie-Anne Moss, Joe Pantoliano, Mark Boone Junior, Jorja Fox
Memento, psikolojik ve gerilim filmi denildiği zaman akla gelen sinema filmlerinin başında gelmektedir.
Yönetmen Christopher Nolan, filmin senaryosunu, kardeşi Jonathan Nolan tarafından yazılmış kısa hikaye olan "Memento Mori"den uyarlanmıştır.
IMDB de tüm zamanların en iyi sinema filmleri arasında gösterilmektedir. Film, doğrusal olmayan bir kurguya sahiptir. Çok beğenilmesinin sebepleri arasında bu özelliği gösterilmektedir.
Anlatıcının "gerçek zamanlı" hikayesiyle iç içe geçmektedir. Nolan, gerçekleştirdiği bu ilginç kurgusuyla izleyiciyi hafıza sorunu olan ana karakterin koltuğuna oturturmayı amaçlamıştır.
Graham Swift tarafından kaleme alınan 1983 yılında basılan Waterland kitabı, Nolan'ın Memento'su için büyük bir ilham kaynağı olmuştur.
Film içerisinde toplam 113 defa zaman atlaması yaşanmaktadır. Ayrıca bu zaman atlamaları ile birlikte film bir dairesellik çizmektedir.
Aslında filmin başı ve sonu arasında doğal bir bütünlük vardır. Filmin 2002 yılında yayımlanan özel DVD setinde yer alan ikinci DVD ile izleyicilere büyük bir şanş tanımış ve bu sanş ile birlikte filmin başka bir boyutu da açığa çıkmıştır.
Seyrederken büyük bir konsantrasyon ve zihnin tamamen filme verilmesi gerekmektedir.
Sinemanın aslında sadece teknolojik olarak değil kurgu, senaryo ve işleyiş olarak hala gelişebileceğini ispatlamaktadır.
Kimi eleştirmenler tarafından da kendi içinde kurgusal bütünlüğü olsa da mantık hatalarının çokça olduğu söylenmektedir.
Filmin unutulmaz repliklerinden biri şöyledir:
- "Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara ihtiyacı var."
5- Fight Club (Dövüş Kulübü) / David Fincher
Yapım yılı: 1999
Oyuncular: Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonham Carter, Meat Loaf, Jared Leto, Zach Grenier
Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden uyarlanmıştır.
Popüler kültürün sinema dünyasındaki en büyük temsilcilerinden birisi olmuştur.
Filmin tshirtleri, bilgisayar oyunları, sabun markaları vb. popüler kültür ürünleri çıkartılmış, girişimciler tarafından sömürülebildiği kadar sömürülmüştür.
Günümüzde bu sömürü kültürü de devam etmektedir.
Dust Brothers, John King, Michael Simpson, Charles Goodan gibi isimlerin yaptığı filmin müzikleri de film kadar sembol hale gelmiştir.
Bazı eleştirmenler filmi toplumun manipülasyonunu hedefleyen propaganda filmi olarak görmektedir.
Yönetmen David Fincher, kalitesini ve tarzını ağır bir biçimde bütün filme yansıtmıştır.
Film, 90'lı yılları iyi bir şekilde tahlil etmiş, sadece Amerikan tüketim toplumunu değil, insanların ancak tüketici olarak var olabildiği bir sistemin ciddi eleştirisini yapmaktadır.
Gösterimi yapıldığı yılların Oscar ödüllerinde, film tüm güzelliklerine rağmen görmezden gelinmiştir.
İnsanın kendisi üretip ancak kendisinden daha fazla değer verdiği, maddiyata bağlı olan tüketim toplum hayatını anlatmaktadır.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Sahip olduklarının bir gün kölesi olursun"
- "Bizim büyük savaşımız kendi ruhlarımızla. Büyük ruhlarımız ise hayatlarımız.
- "Ancak her şeyi kaybettikten sonra her şeyi yapmakla özgür oluruz.
- "Kültürümüz hepimizi aynı yaptı. Artık kimse gerçek anlamda beyaz ya da siyah, zengin ya da yoksul değil. Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Teker teker, hiçbirimiz hiçbir şey değiliz.
- "Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük, ama olmayacağız. Şimdi bunu anlamaya başlıyoruz.
6- Miele (Bal) / Valeria Golino
Yapım Yılı: 2013
Oyuncular: Jasmine Trinca, Carlo Cecchi, Libero De Rienzo, Vinicio Marchioni, Laia Forte
Yönetmen, oyuncu Valeria Golino'nun ilk uzun metraj sinema filmidir. Film, Mauro Covacich'in "A Nome Tuo" adlı romanından uyarlanmıştır.
İrene, Roma şehri yakınındaki denize kıyı olan evde yaşamını sürdürmektedir. Babası, ailesi, yakın arkadaşları onu üniversite de eğitimini sürdüren bir öğrenci sanmaktadır.
Gerçekte ise "Miele" takma adına sahiptir. Bu isimle ölümcül hastalığı olan ötanazi kararı almış acı çeken insanları acı çekmeden ölmeleri için yasa dışı bir şekilde yardımcı olmaktadır.
Tüm hayatı bir gün Grimaldi ile karşılaşması sonucu değişir. Grimaldi de diğer ağır hastalar gibi Miele'den yardım istemiştir fakat onun hikayesi herkesten farklıdır.
Ayrıca filmin yönetmeni olan Valeria Golino, Türk asıllı İtalyan yönetmen Ferzan Özpetek'in "Harem Suare" isimli sinema filminden tanıdığımız Anita karakterini canlandırmıştır.
Filmi izlediğiniz zaman aklınıza gelecek tek şey sanırım başrolünde Başak Köklükaya ve Öykü Karayel'in oynadığı 2017 yapımı 'İşe Yarar Bir Şey' filmidir.
Filmin unutulmaz repliklerinden biri şöyledir:
- "Uymamız gereken kurallarımız var bizim: Keşke ve görüşümüz diyemeyiz; gelecek zamanlı cümleler kuramayız."
7- Shutter Island (Zindan Adası) / Martin Scorsese
Yapım yılı: 2009
Oyuncular: Leonardo Di Caprio, Mark Ruffalo, Ben Kingsley, Michelle Williams, Emily Mortimer
Dennis Lehane'nin Shutter Island adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır.
Dünyaca ünlü yönetmen Martin Scorsese ile ünlü oyuncu Leonardo DiCaprio bu film ile birlikte toplamda 4 kez aynı filmde çalışmışlardır.
Özellikle film hikayesiyle 1973 yapımı olan "The Wicker Man" filmine benzetilmektedir. Film izleyenler tarafından hikayesi, kurgusu ve teknik açıdan beğenilmiş olmasına karşın içe
risinde onlarca çekim hatası bulunmaktadır. İçerisinde hem dram, hem gerilim hem de korku barındırmaktadır.
Romandan beyazperde yansıtılan güzel filmlerden birisidir. Filmi, Yönetmen Scorsese'nin ileride "kült" olarak hatırlanacak psikolojik gerilim filmidir diye tanımlayabiliriz.
Ayrıca Shutter Island, şaşkınlık, gerginlik, stres, heyecan ve merak gibi birçok farklı duyguyu hissettiren filmlerden birisidir.
Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Akıllılık bir seçim değildir. Ona sahip olmayı seçemezsiniz."
- "Arzu ettiğin şeyler beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu hayatın; 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir."
- "Dünyayı artık tanıyamıyorum. Bütün şehirleri küle çevirecek bombalar olduğunu söylüyorlar. Bir de televizyon dedikleri şey var. Bir kutuda insanlar ve sesler var. Ben yeterince ses duyuyorum zaten."
8- A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) / Ron Howard
Yapım yılı: 2001
Oyuncular: Russell Crowe, Jennifer Connelly, Ron Howard, Paul Bettany, Ed Harris, Adam Goldberg
Nobel ödüllü ünlü Amerikalı matematikçi John Nash'ın hayat hikayesini anlatıldığı biyografik bir dram filmidir. Film, aynı adlı kitaptan senaryolaştırılmıştır.
2002 yılında 4 farklı dalda Oscar ödülü almış ve sayısız Uluslararası film festivalinde ödüller toplamıştır.
Oyunculuklar mükemmel olmasa da senaryonun ise oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Jamers Horner filmin müziklerini bestelemiştir.
Russell Crowe'un Gladiator filminde sergilediği oyunculuk ve bu filmde gösterdiği oyunculuk her anlamda iyi bir aktör olduğununun göstergesidir.
Filmin durağan bir temposu olmasına rağmen sürükleyici bir hikayesinin olması filmi başarılı kılmaktadır.
Dünyanın en güzel evlenme tekliflerinden birisi de bu filmde yer almaktadır.
Şizofreni hastalığını ustaca işlendiği film, hasta yakınlarına görsel eğitim olarak izletilebilecek bir sinema filmi niteliğindedir.
Ayrıca film, kadın erkek ilişkilerine farklı bir bakış açısı getirmiştir. Ülkemizde çeşitli televizyon kanallarında da yayımlanmıştır. Sonradan da periyodik olarak her yıl farklı kanallarda yayımlanmıştır.
Bittiği zaman insanı sersemleştiren sinema filmleri kategorisine girebilecek başarılı filmlerdendir.
Şizofreniden bahsedildiği zaman filmi izleyenlerin aklına ilk olarak bu filmdeki imgeler, görseller, diyaloglar gelecektir.
Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Yorum yapmak olayı sadece kenardan izleyenlerin lüksüdür..."
- "Eğer hepimiz sarısına asılırsak, birbirimizin önünü keseriz. Hiçbirimiz onu elde edemeyiz. Sonra arkadaşlarına asılırız, ama hiçbiri bize yüz vermez çünkü kimse ikinci tercih olmaktan hoşlanmaz. Peki ya kimse sarışına asılmazsa?"
- "Gerçek şu ki, insanlardan pek hoşlanmam."
9- Zorba The Greek / Nikos Kazantzakis
Yapım Yılı: 1964
Oyuncular: Anthony Quinn, İrini Papas, Lila Kedrova, Alan Betas, Sotiris Moustakas
Gösterimi resmi olarak ülkemizde yapılmayan filmin ne yazık ki Türkçe'ye çevrilmiş bir adı yoktur.
Yedi farklı dalda Oscar'a aday gösterilmesine rağmen 3 ödül almayı başarmıştır.
Sinema eleştirmenleri tarafından beğenilen ve üzerine yüzlerce eleştiri yazısı yazılmış başarılı yapımlardan birisidir.
Film, baştan sona kadar siyah beyaz olarak çekilmiş ve sinemaya yansıtılmıştır.
Sürükleyici bir senaryoya sahip, izleyenler sıkılmadan sonuna kadar merak içerisinde izleyebilmektedir.
Sinematografisiyle ve muhteşem oyunculuk performanslarının olduğu mükkemmel bir sinema filmidir. Gösterime girdiği yılların en çok izlenen yapımları arasında yer almıştır.
Dans müzikleri denilince akla ilk gelen film müziğine sahiptir diyebiliriz. Filmin en bilinen müziği olaran "Zorba's Dance" isimli şarkı, Yunanistan'ın efsanevi müzik insanı haline gelen Mikis Theadorakis tarafından bestelenmiştir.
Filmin diyalogları ise hem vurucu olduğu kadar da "atasözü niteliğindedir" diyebileceğimiz kadar harikadır.
Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Sen çok düşünüyorsun, senin sorunun bu. Akıllı insanlar ve manavlar, her şeyi tartarlar.
- "Hiçbir şey ummuyorum; hiçbir şeyden korkmuyorum; özgürüm."
- "Özgür değilsin, senin bağlı olduğun ip, öbür insanlarınkinden daha uzun, hepsi bu kadar."
- "Herkes kendi yolunu izler. İnsan bir ağaç gibidir, neden kiraz vermiyor diye incir ağacını hiç azarladığın oldu mu? Öylese sus!"
10- Susuz Yaz / Metin Erksan
Yapım Yılı: 1963
Oyuncular: Erol Taş, Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan
Türkiye sinema tarihinde uluslararası ödül alan ilk film Susuz Yaz'dır. 14. Uluslararası Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.
Necati Cumalı'nın aynı adlı hikayesinden uyarlanıp beyazperde yansıtılmıştır.
Film, Türkiye sineması için önemli bir yere sahiptir. Özellikle sinemamızın ilk üçlemesi olan "mülkiyet üçlemesi" filmleriyle öncü kimliğin ilk izlerini ortaya koymuştur.
Hülya Koçyiğit'in sinemadaki ilk filmidir. Filmin yapımcısı Ulvi Doğan aynı zamanda filmin başrolünde oynamıştır.
Çekimler siyah-beyaz olarak gerçekleştirilmiştir. Filmin çekimleri İzmir'in Urla ilçesine bağlı olan Bademler köyünde gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca çekimler yaklaşık 9 aya yakın sürmüştür. Ülkemizde sansüre uğrayan filmin gösterimi uzun yıllar yapılamamıştır.
Filmin yapımcısı olan Ulvi Doğan filmi Avrupa'ya bir şekilde kaçırmış ve ardından festivallere göndermiştir.
Film, Berlin Film Festivali'nde ödül alınca ve Avrupa'da büyük sükse yapınca devlet yetkilileri tarafından filme itibarını iade etme kararı verilmiş.
Filmin yapımcısı tarafından filme ek olarak erotik görüntüler eklenip ismi değiştirilerek "I Had My Brother's Wife" (Kardeşimin Karısına Sahip Oldum) adıyla, Avrupa'da sinemalarda oynatılmıştır.
Filmin en unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
- "Su, toprağın kanıdır."
- "İçimde beni sana doğru iten bir şey var."
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish