Tatlı krizleriyle nasıl başa çıkabiliriz?

Yrd. Doç. Dr. Neslihan Aktaş Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Havalar serinlemeye başladı. Sıcaklıkların düşmesiyle vücudumuz iklim koşullarına uyum sağlamak ve vücudumuzu korumak için yağ yakımını minimuma indirir.

Soğuyan havalar ile beraber enerji ihtiyacımız da artar. Tüm bu değişimler temel enerji kaynağımız olan karbonhidrat ihtiyacını artırır, tatlı yeme isteğiniz fazlalaşır. 

Tatlı krizlerinin aslında pek çok nedeni olabilir. Vitamin ve minarel eksiklikleri, bağırsak parazitleri ya da hipoglisemi varlığında kişinin tatlı krizine girmesi yüksek olasılıklıdır.

Polikistik Over Sendromu olan kadınlarda insülin direnci görünmesine bağlı olarak tatlı krizleri daha sık ve yoğun gözlenmektedir.

Duygu durum değişiklikleri, üzüntü, stres, depresyon, kızgınlık gibi sebepler tatlı isteğinizi artırabilir.  

Aralıklarla yaşanan tatlı krizleri sağlık anlamında sorun teşkil etmezken, bu aralıklar sıklaştıkça kişide kilo artışı, yorgunluk, insülin direnci, diyabet, karaciğer yağlanması ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi problemler görülebilir.

Sıklıkla tatlı krizleri yaşıyorsanız öncelikle kan değerlerinizde bir sorun olup olmadığını kontrol ettirin.

Eğer bir sorun yoksa tatlı krizleri ile başa çıkmanız için hayata geçirebileceğiniz beslenme önerilerimi sizler için sıralıyorum;

Gün boyu kan şekerinizin normal aralıkta kalmasını sağlamak için sabahları kahvaltı ederek güne başlamak çok önemli!

Gece boyunca düşük seyreden kan şekerinizi protein içeriği zengin (yumurta, peynir, yoğurt vb.) bir kahvaltı ile düzenlemek hem tatlı isteğinizi azaltacak hem de metabolizmanızı hızlandırmış olacaktır. 

Günün geri kalan kısmında öğle ve akşam yemeğini atlamamak ve ara öğünlere özen göstermek uzun süreli açlıklarınızı önleyip, kan şekeri seviyenizin dengede kalmasını sağlayacaktır.

Çünkü uzun süreli açlıklar sonucunda vücut en hızlı biçimde enerji alabileceği yüksek karbonhidratlı besinlere yani şekerli tatlı gıdalara yönelecektir. 

Beslenmede temel enerji kaynağı karbonhidratlardır ama önemli olan doğru karbonhidrat kaynağını seçebiliyor olmanız.

Basit karbonhidrat grubunda yer alan rafine un, pirinç, şeker ve şeker içeriği yüksek tüm yiyecek ve içecekler kan şekerinizi hızlıca yükseltip, ani düşmesine neden olur.

Kompleks karbonhidratlar ise yavaş emildikleri için kan şekerini daha yavaş yükseltir. Bu nedenler tatlı krizleri yaşayanlar özellikle lif içeriği de yüksek olan kompleks karbonhidratları tercih etmelidir.

Diyet lifi ya da posa içeren besinlerin tüketimi sırasında çiğneme ve dolayısıyla tükürük salgısının artması ve kolesistokinin hormonunun salgılanması sonucunda iştah baskılanır.

Lifli yapıdan dolayı mide boşalması gecikerek uzun süre tokluk sağlanırken, kan şekerinin ani dalgalanması da önlenir.

Bunun için günlük beslenmenizde tam tahıllı ürünlere, sebze, meyve ve kurubaklagillere yer vermelisiniz. 

Tatlı krizlerini akıllı seçimler yaparak sağlıklı bir şekilde atlatabilirsiniz. Aşırı kalorili paketli ürünler yerine kuru ya da taze meyveleri seçebilirsiniz.

Meyve ile tatlıyı (çilek-çikolata/ muz- kakao/ hurma- fıstık ezmesi) bir araya getirebilirsiniz. Muzun üzerine ceviz ve tahin ikilisini deneyebilir; armut, ayva veya balkabağı gibi meyve tatlıları tüketebilirsiniz. 

Sağlıklı gibi gözüken paketli ürünleri tüketirken etiket okuma alışkanlığı edinmek gerekir. Paket üzerinde direk şeker olarak belirtilmeyen ancak muadilleri olan agave, mısır şurubu, glikoz şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu, sükroz, dekstroz, bal, şeker kamışı, meyve suyu konsantreleri de kan şekerinizin hızlı yükselip düşmesine neden olacaktır.

Magnezyum tatlı krizleriniz kontrol altına almanıza yardımcı olur. Yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, muz ve bitter çikolatada yoğun olarak bulunan magnezyum tatlı yeme isteğiniz bastırır.

Aynı zamanda krom, B3 vitamini ve omega 3 takviyeleri kan şekeri kontrolü sağlamada etkilidir. 

Tatlı krizinizin duygusal açlık mı, fiziksel açlık mı yoksa susuzluk hissi mi olduğuna karar verin. Bir gıdayı özellikle de tatlı bir besini ısrarla istiyor olmanız açlıktan ziyade susuz kaldığınız için olabilir.

Beyinde ikisinin sinyal noktaları birbirine çok yakındır bu nedenle günde en az 2 litre su içerek tatlı krizleri ile baş edebilirsiniz. 

Kilo vermek için uzun süre düşük kalorili beslenen kişilerde vücut enerji deposunu korumak için yağ hücrelerinden salınan iştah hormonlarını artırır.

Bu durumda tatlı krizlerinizin oluşmasına neden olur. Yeterli enerji alınan ve besin ögelerinin dengeli dağıldığı bir beslenme programı bu sorunun önüne geçecektir. 

Düzensiz uyku, kortizol gibi stres hormonlarını artmasına, insülinin etkin kullanılmamasına sonucunda da gece yeme ataklarına ve vücudun yağ depolamasına neden olacaktır. Bu nedenle kaliteli bir uyku tatlı krizlerinizi de önleyecektir.

Duygusal durum değişiklikleri sizde tatlı krizlerine yol açıyorsa ve bu hayatınızın her alanında sizi etkiliyorsa destek almayı düşünebilirsiniz.

Maalesef hiçbir yiyecek ya da içecek kaynağı hayatınızdaki ana sorunu çözemeyecektir. Tatlı yediğinizde sadece anlık bir çözüm bulup, problemi ertelediğinizi unutmayın. 

Canınız gün içerisinde sıklıkla tatlı çektiğinde odağınızı değiştirmek doğru bir yöntem olacaktır. İlgi alanınızı değiştirebilir, bu süreçlerde hobilerinize ağırlık verebilirsiniz.

Başka bir faaliyete başladığınızda 10 dakika içerisinde tatlı ihtiyacınızın ortadan kalktığını göreceksiniz.

Besinleri iyi-kötü, sağlıklı-sağlıksız veya yasak olarak nitelendirmek ya da herhangi bir sağlık probleminiz olmadığı halde bir besini beslenmenizden çıkarmak, o besini normalden daha çok arzulamanıza ve aşırı yeme ataklarına neden olacaktır.

Tatlı tüketimini tamamen kısıtlamak yerine haftada 1-2 kez sütlü veya meyveli tatlı tüketmek, ara öğünlerinizde 1 kare yüzde 80 ve üzeri bitter çikolataya yer vermek kararında tercihler olacaktır. 
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU