Demokratların ilk münazarasında yaşanan ve herkesin hatırladığı bir an var.
Geçen sene Haziran'da Miami'de gerçekleşen etkinliğin 60. dakikası civarında, Kamala Harris "ırk hususunda" birtakım yorumlar yapmak istediğini söylemişti. Sonrasında, bir kısmı toksik siyasi görüşlere sahip Cumhuriyetçilerle yıllardır Senato'da sürdürdüğü ilişkilerini savunduğu için güçlü tepkilere hedef olan Joe Biden'ı muhatap almıştı. Bu Cumhuriyetçi senatörlerin bazıları ırk ayrımcılığını bile desteklemişti.
Harris ayrıca Biden'ın, federal hükümet tarafından 1970'lerin başlarında uygulanan ve "otobüsle taşıma" olarak da bilinen zorunlu okul entegrasyonuna yönelik muhalefetine de itiraz etmişti:
Kaliforniya'da devlet okullarına entegre edilmesi gereken ikinci sınıftan, okula her gün otobüsle götürülen küçük bir kız vardı.
İşte o küçük kız bendim.
Bu çelik parıltısı birkaç şey gerçekleştirdi. Kaliforniya senatörünü başlangıçta partinin önde giden adayları arasına soktu ve ikinci münazarada Biden'ın Harris'i "Evlat, bana fazla yüklenme" şeklinde selamlamasına neden oldu.
Ayrıca partinin Harris'i başkan ya da başkan yardımcısı adayı olarak seçmesi durumunda, tarihi kabullenmeye doğru adım atılacağının tanınmasına vurgu yaptı.
Harris, "Bu konuda, Demokratlar arasında entelektüel bir tartışma olamaz" demişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Florida'daki o gecenin üzerinden sadece 13, Harris'in "hayatımın en zor kararlarından biriydi" dediği başkanlık adaylığından çekilmesinin üzerindense 9 ay geçti.
Yine de büyük bir partinin pusulasındaki beyaz olmayan ilk kadın olmak için adım attığı ulus, şimdiden çok farklı hissediyor. 5 milyondan fazla Amerikalı'ya bulaşarak 160 bin kişinin ölümüne sebebiyet veren koronavirüs pandemisi, ulus genelini kapsayan yapısal ırkçılık ve ayrımcılığa bir kez daha dikkat çekti.
Bu arada, Minneapolis'te silahsız bir siyah adamın polis tarafından öldürülmesiyle başlayan ırksal adalet gösterileri; değişime yönelik açlığa, değişim için mücadele verme arzusuna ve bunun gerçekleşeceğine dair inanca işaret ediyor.
Salı günü yaptığı açıklamada "Hayatını bizim için mücadeleye harcayan Joe Biden, Amerikan halkını birleştirebilir" diyerek Biden'ın teklifini kabul eden Harris'in ses tonu, Florida'da tartıştıkları geceden biraz farklıydı:
Ve başkan olarak, ideallerimize uygun bir Amerika inşa edecek.
Başkanlık veya yardımcılık için yarışan kadın adaylar söz konusu olduğunda, Harris gibi çok fazla kişi yok.
Seçim kampanyasını Baltimore'dan yöneten Harris, 2019 başlarında adaylığını ilan ettiğinde bunu yapan ilk siyahi kadın değildi. Tarihte bu paye, Temsilciler Meclisi'nin Demokrat üyesi Shirley Chisholm'a ait. Aynı zamanda beyaz olmadan Kongre'ye giren ilk kadın unvanını taşıyan Chisholm, 1972'de Beyaz Saray için de yarışmıştı.
Harris, beyaz olmadığı halde başkan yardımcılığına aday gösterilen ilk kadın da değil. Yeşil Parti'nin başkan adayı olan Ralph Nader'ın 1996 ve 2000'de birlikte yarıştığı isim Amerikan yerlisi Winona LaDuke'tu.
Yeşillerin bu yılki başkan yardımcısı adayıysa, Milwaukee'den 46 yaşındaki Afro-Amerikalı aktivist Angela Walker. (Birdenbire, Amerika'nın başkan yardımcılığı için yarışan iki siyahi kadını oldu.)
Cam tavanların kırılması, en azından sarsılması söz konusu olduğundaysa, 4 yıl önce Hillary Clinton başkanlık için zorlu ve tutkulu bir yarış vermişti. Toplam oy sayısında Donald Trump'ı geçen Clinton, Oval Ofis'i 80 binden daha az oy farkıyla Seçiciler Kurulu'nda kaybetmişti.
(Clinton ve Harris, 1984'te Walter Mondale'le beraber yarışan merhum Geraldine Ferraro ve John McCain'in 2008'deki başkan yardımcısı adayı Sarah Palin'le birlikte büyük partilerden biri tarafından başkan veya başkan yardımcısı adayı olarak gösterilen 4 kadını oluşturuyor).
55 yaşındaki Harris başka bir şekilde tarih yazıyor: Büyük bir partinin beyaz olmayan ilk kadın adayı olmasa da mevcut anketlere göre Harris ve Biden kazanacak. Bu, LaDuke veya Chisholm için hiçbir zaman muhtemel olmayan bir şey.
Başka bir şeyi daha hatırınızda tutun. Pandemi ve gösteriler Amerika'yı değiştirmiş olsa da değişmeyen bir şey var: Joe Biden'ın yaşı ve fiziki kırılganlığı.
Demokratlar, Donald Trump'ın sonunu görmek için bu kadar umutsuz ve bunu sağlamak için Biden'ın en iyi yol olduğunu kabul etmiş olmasaydı, bu kadar çok kişinin düşünce silsilesini sıklıkla kaçırdığı görülen 77 yaşındaki bir adamı tercih etmesi pek de muhtemel olmazdı. Kasım'da Biden'a oy verecek olanların çoğu, oyunu muhtemelen tek dönem görev yapacağını varsayarak kullanacak. Seçim kampanyası sırasında başkanlıkta ikinci dönemi reddettiği görüldü.
Biden'ın kendisinin de net biçimde belirttiği gibi, seçim yarışındaki ortağını seçerken en önemli faktör, kendisinin yerini alabilecek birini belirlemekti. Gerekirse ilk günden itibaren.
Biden bu yıl daha önce "En önemli şey, herhangi bir ihtimale karşı, seçildiği günden sonra Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına hazır birinin olması gerektiğidir" demişti.
Bu bizi hangi sonuca götürür? Biden'ın arkasını kollayacağına ve Trump'ı yenmesinde yardımcı olacağına inandığı bir kadına. Bu belirsizlik ve kaygı döneminde, çok geçmeden öne çıkıp başkanlığı devralması istenebilecek bir seçim partneri bize sunuldu.
Başkan Kamala Harris? Bu kesinlikle tarihi bir şey olur.
https://www.independent.co.uk/us-election-2020
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent