Geçen hafta, saygın bir dostumdan video paylaşımı iletisi geldi. Bedel Boseli isimli bir sunucu, arkasında İran haritası ve konuya ilişkin değişik sembollerin de yer aldığı dekorun önünde, “Newroz’da kurulan Kürt Zend Devleti” başlığı altında ilginç şeyler anlatıyordu.
Arkasındaki fonda; o döneme ait figürlerin yanı sıra İran haritası üzerinde sınırları çizilen bir bölge “Zend Devleti” olarak işaretlenmişti.
İlgimi çekti; dikkatle dinledim. Bu arada sunucunun kimliğini de araştırdım. Sunucu Bedel Boseli’nin gerçek adı Bedel Encu. 1980 Şırnak Uludere doğumlu.
Araştırmacı-yazar ve dijital medya uzmanı. Amerikan York Üniversitesi’nde Davranış Bilimleri (Behaviourial Sciences) eğitimi almış ve “Dijital Diplomasi” üzerine tez yazmış.
İstanbul Üniversitesi’nde Radyoloji ve Nükleer Tıp okumuş. Microsoft ve Google Akademilerinde “Sistem Mühendisliği” ve “Medya Eğitimi” almış.
Kürtçe yazdığı Çêbûna Gerdûnê û Peydabûna Jiyanê (Evrenin/Kâinatın Oluşumu ve Yaşamın Meydana Gelişi) başlıklı bir kitabı yayımlanmış.
Bir ara Zarok TV, Badinan Sat TV, Nor Radyo, K24 TV gibi televizyon kanallarıyla radyolar için dublaj, sunuculuk ve tercümanlık yapmış; belgesel senaryosu yazmış.
1999 yılından itibaren aralıksız olarak Kürt tarihi üzerine araştırmaları yapıyor.
Kürtçe, Türkçe, İngilizce bilmenin yanı sıra 5 yıl boyunca Arapça sarf, nahiv, fıkıh, usul-i fıkıh, belagat, ilmi beyan ve akaid (ögreti ve iman) eğitimi görmüş.
Kürtçe'nin yapay zeka yoluyla (dijital robotlar) öğretilmesi kapsamında uluslararası bir şirketle çalışmalar yapmış.
Öncelikle Boseli’nin Zendler ve Zend Devletine ilişkin sunumunun giriş bölümünden alıntı yapmalıyım:
270 yıl önce bir Newroz günü ilan edilen Zend Devleti’nin kurucusu Kerim Han Zend şöyle der: ‘Bana bey, kral, şah veya sultan demeyin. Aramızda fark yok; hepimiz eşitiz. Ben sadece sizin bir temsilcinizim. Onun için bana temsilci yani vekil demeniz yeterlidir.’
"Safevi Devleti 18'nci yüzyılda bazı Kürt aşiretlerini Horasan bölgesine sürgün eder. Kürtlerin evlatlarından olan Zendlerin lideri Kerim Han, Safevi Devleti’ne başkaldırır.
1751’deki Newroz Bayramında Kürt Zend Devleti’ni ilan eder. Başkentleri Şiraz şehridir. İran, Kürdistan’ın doğusu, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan bu devletin sınırları içindedir.
İngiltere ve Osmanlı İmparatorluğu bu devleti hemen tanırlar. Başlangıçta Osmanlı ile Zend Devleti ilişkileri iyi gider.
Ancak Osmanlı (Irak Kürt bölgesindeki Süleymaniye merkezli) Baban Krallığına haksız yere saldırınca Zendler bunu kabul etmez ve Babanları desteklerler. Bu yüzden Osmanlıyla araları bozulur.
Alman matematikçi, haritacı ve kâşif Carsten (Karsten), Zend Devleti’nde Danimarka adına yıllarca görev yapar ve gördüğü her şeyi kaydeder. Oradaki Alevi inancını inceler.
Zend devleti gerçekten de adalet, özgür yaşam ve ortak yaşamın merkezidir. Erkekler gibi askerlik yapan kadınlardan bir ordu oluştururlar.
Böylece kadınlar da kendini savunma yeteneği kazanırlar. Bu işe aklı yatmayan Afganistan beyleri, Kürt Zend devlet sistemini alaya almak için ‘Sizler kadınların etekleri arkasında saklanıyorsunuz, olur mu öyle şey!’ söylemiyle karalama kampanyası başlatırlar.
Oysa savaşlardan en fazla acı çeken kadınların kendilerini savunma fırsatı verilmiştir askerlik yoluyla.
Newroz’da ilan edilen bu devleti hazmedemeyen Kaçar hükümdarı Hüseyin, kalabalık bir ordu oluşturur. Afgan, Özbek ve diğer milletlerden paralı asker toplar.
Uzmanlara göre, 18'nci yüzyılda kurulmuş olan en kalabalık ordudur bu. Kaçar birlikleri Zendlerin başkenti Şiraz’a yaklaşınca, Kerim Han Zend şehrinin kalesi içine kapanarak savunma pozisyonu alır.
Gelgelelim durum umutsuzdur. Çünkü Kaçar ordusu, elindeki ağır topların namlusunu kalenin surlarına çevirmek üzeredir.
Tam o sırada binlerce süvari kuşatmayı yarmak için kaleye yaklaşmaktadır. Bunlar uzak veya yakındaki binlerce Kürt aşiret cengâveridir; kardeşlerini desteklemeye gelenlerdir.
Onları gören Zend ordusu, kaleden çıkarak savaş meydanında yerini alır. Vuruşma başlamadan bu kez de Arap aşiretleri yardıma koşarlar.
Savaşın orta yerinde ise Pers (Fars) aşiretleri imdada yetişirler. Dört bir yandan imdat gelince, Zend ordusu Kaçarları yener.
Dönemin Kürt, Arap ve Fars aşiretleri İran’daki o karmaşa ortamında Zend Devleti’ni biricik huzurlu ve adil yönetim olarak gördükleri için ona destek verip çatısı altında toplandılar.
Ondan sonra da bu devletin himayesinde ortak özgür yaşamı birlikte kurmaya başladılar. Bu özgür ve adil yaşam çevredeki aşiretler için bir çekim merkezi olmaya başladı.
Osmanlının valisi Ömer Paşa’nın ağır vergi almasından ve zulmünden canı yanan Bağdat ahalisi, Zend Devleti’nden medet umarak yardım istemesi üzerine Kerim Han, Osmanlı padişahı I. Abdülhamid’e mektup yazarak Bağdat halkının şikâyetlerini bildirdi:
Ya o valiyi siz cezalandırırsınız veya biz gidip cezasını keseriz.
Osmanlı Sultanı, ‘Bize akıl verip tehdit etmek haddiniz değildir’ deyince de Zend ordusu, Kerim Han’ın kardeşi General Sadık Paşa komutasında Bağdat’a hareket etti.
Osmanlılar, büyük bir askeri yığınak yapmak suretiyle Zend askerlerini Basra’da karşılayıp çatıştılar.
Ancak mağlup olarak geri çekildiler. Osmanlının donanması ve tüm gemileri imha edildi.
Zend ordusu bu kez Bağdat’a yönelince, Osmanlı yönetimi özür dileyip ateşkes istedi.
Bunu kabul etmeyen Zend komutanı, Bağdat’a girip halka zulmeden Osmanlı valisini idam ederek yönetimi ahaliye bıraktı ve geri döndü.” 1
Masal tadındaki bu tarih anlatımı, gerçeklerle ne kadar bağdaşıyor? Adı geçen Zend sülalesi Kürt müdür ki, Boseli bahsedilen “Zend Devleti” önüne “Kürt” sıfatı eklemektedir?
Meselenin bu yönüne ayna tutmakta yarar var. Sunucu Bedel Boseli’nin buradaki Kürt tarihi anlatım tarzı, bana hiç yabancı değil.
Zira Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki belgesel ve TV kanalı yayınlarda buna benzer “Kürt merkezli” bir dünya tarihi, çoğu zaman abartılı bir dille anlatılmaktadır.
Nesnel (objektif) değil, öznel (sübjektif) yanı ağır basmaktadır. Bunu anlaşılır kılan şey, Kürtlerin tarihinin yok sayılması, görmezlikten gelinmesi ve onlara unutturulması gerçeğidir.
Dolayısıyla bu perspektifle yazılan ve anlatılanları evrensel tarih yazımı terazisine vurmadan önce, yüzyıllar boyu ezilmiş ve hor görülmüş bir halkın kendine güven duymasını sağlayan bu türden abartılar anlayışla karşılanabilir.
Kürt tarih yazıcılarının bazı sübjektif ve abartılı tanımları, deyim yerineyse, “Kürtlerin krallığı, hükümdarlığı ve devleti mi olur? Kürtlük, devletsizlik demektir!” anlayışındakilere bir çeşit duygusal yanıttır.
“Zendler, Kürt müdür?” sorusunun yanıtının bulunması gayesiyle yerli yabancı birçok kaynağa baktım.
Türkçe'de yayımlanan ciddi kaynaklarda onların Kürt olduklarına ilişkin bir ibare, işaret bulamadım.
Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisinde Rıza Kurtuluş’un kaleminden şöyle bir tespit buldum:
İran’da 18'nci yüzyılın ortalarına kadar yedi asır boyunca hüküm süren Moğol ve Türk kökenli devletlerin ardından ülkede hâkimiyet kuran İran asıllı ilk hanedandır. Aslen İran’ın batısında yaşayan Lur kabilesinin alt kolu Leklere bağlı bir aşiret olan Zendlerin önceleri, dağlık Zağros bölgesindeki Hemedan’la İsfahan arasında bulunan Melâyir ve civarında yer alan Perî ve Kemâzân köylerinde yaşadığı bilinmektedir. 2
Rıza Kurtuluş’un aynı ansiklopedideki Kerim Han Zend hakkında yazdıklarına da bakalım:
Babası, Lurlara bağlı Zend kabilesinin Zend-i Begîle koluna mensup Înâk Han’dır. Yetişmesi ve kabilenin başına geçmesine kadarki hayatı hakkında bilgi yoktur…
Başlangıçta Kerim Han, ilk karşısına çıkan Bahtiyârîler ile anlaşmış ve İsfahan şehrinde Vali Ebü’l-Feth ve Bahtiyârî Ali Merdan Han ile üçlü bir yönetim kurmuştur.
Safevî hanedanına mensup sekiz yaşındaki Ebû Türâb’ın III. İsmâil Şah adıyla tahta çıkarılmasını destekleyen Kerim Han, üçlü yönetimin bir kumandanı olarak Hemedan’ı zapt etti ve Tahran’a doğru ilerledi. Ancak bu sırada Ali Merdan Han’ın yaptıkları antlaşmaya aykırı davranması üzerine 1751 yılının Ocak ayında İsfahan’a dönerek duruma hâkim oldu.
Arkasından da yanında yer alan III. İsmail’e vekâleten yönetimin başına geçti; Zend ileri gelenlerini çeşitli idarî kademelere tayin ederek ‘vekil’ unvanıyla Fars ve Irâk-ı Acem bölgelerinin kontrolünü ele geçirdi.
1758 yılında Kerim Han’ın ordusu bu defa Kaçarları ağır bir yenilgiye uğrattı ve Muhammed Hasan Han öldürülerek başı Tahran’a gönderildi. Safevi Hükümdarı III. İsmail’i tekrar kendi yanına alan Kerim Han, Tahran’da yapılan geleneksel Nevruz kutlamaları sırasında Şah III. İsmail’in vekili olduğunu resmen ilân etti. Bundan kısa bir süre sonra da Horasan hariç bütün İran’da hâkimiyet sağladı…
1765’te Şiraz’a yerleşen Kerim Han on dört yıl boyunca burada oturdu ve şehri imar etti.
Kerim Han Zend, İran’da yönetimi ele geçirdikten sonra Basra körfezi çevresinde ticarî kolonileri bulunan İngilizlerle daha yakın ilişki kurdu. 1763’te İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ne ticarî imtiyazlar veren bir antlaşma imzaladı…
Önceleri Osmanlı Devleti Kerim Han’a güven duyuyordu; bundan dolayı, I. Abdülhamid tarafından resmen tanınmıştı. Abdülhamid tahta çıktığı zaman (1774) cülûsunu bildirmek üzere ünlü şair Sünbülzâde Vehbî’yi Şîraz’a elçi olarak gönderdi.
Ancak Osmanlılara bağlı Babanoğulları arasındaki ihtilâf yüzünden ilişkiler bozuldu. 1776’da Kerim Han’ın kardeşi Sadık Han Basra’yı ele geçirdi. Bunun üzerine aynı yıl İran’a karşı savaş ilân edildi.
1777 Nisan-Mayıs aylarında bir Osmanlı kuvveti İran’a girip Sadık Han’ı bozguna uğrattı… Kerim Han, Osmanlılara karşı Ruslarla 1778’de bir ittifak yaptı. Fakat bu ittifak onun ertesi yıl ölümüyle sonuçsuz kaldı.
2 Mart 1779 tarihinde attan düşerek öldüğünde yetmiş-seksen yaşlarında olan Kerim Han’ın naaşı önce sarayında toprağa verildiyse de daha sonra başka yerlere taşındı. 3
Vikipedi (Wikipedia) isimli özgür ansiklopedinin Türkçe kısmında da Zend sülalesi ve bağlı olduğu Lur halkının Kürt oluşu hakkında bir bilgi yoktur.
Kimi yabancı ansiklopedi ve kaynaklarda Lurların Kürt oldukları yolundaki ağırlıklı görüşe yer verilmektedir.
Tarihi bir şahsiyet olan Iraklı Kürt Mihemed Emin Zeki Beg ile İranlı meşhur Kürt akademisyen Mahrdad İzady’nin Kürt tarihine dair eserlerinde Zend ve Lurların Kürt oldukları açıkça yazılmıştır.
Sevilip sayılan bir dostumun Almanca Wikipedia’dan çevirip gönderdiği kısa metin şöyledir:
Zand (Kürtçesi Zend) Kürdistan’da bir Lek boyudur. Zendler, İran’da sınır bölgesi Hemedan ile Luristan arasında ve az sayıda Horasan ve Belucistan’da da yerleşiktirler. Kuzey Irak’ta Khanaqin’de de aynı isimde ve aynı dili konuşan bir aşiret bulunuyor… Zend, İran’da bir Kürt boyu/aşiretidir… Zend hükümdarlığının kurucusu Kerim Han, aynı boydan/aşirettendir.
Wikipedia’nın İngilizcesinde Kerim Han için “Reayanın Vekili” yani yönetilen halkın, toplulukların, insanların temsilcisi manasında şu ibare yazılmıştır: Vakil-e Ra’aya (Deputy of the People).
Çünkü o, “Şah veya hükümdar” unvanıyla anılmak yerine halkın temsilcisi olmayı kabul etmiştir. 4
Onun etnik kimliğine ilişkin de şu ifade kullanılmıştır:
Kerim Beg, Zend aşiretine bağlıdır ki, o da küçük ve az bilinen Leklerin bir koludur. Lekler de muhtemelen Kürt kökenli Lurların bir dalıdır. 5
Lurlar, İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi yayınlarında şu şekilde tanımlanıyorlar:
…Kuzey Lurları veya (diğer adıyla) Lek Kürt kökenli göçmenler... 6
Bu münasebetle açıklamakta yarar var:
Lur halkı; Memesani, Kûh Geluslar, Bahtiyari ve Lur isimli aşiret ve kollarından meydana gelir.
İsimlerini Manrud denen bir dağ geçidinden aldıkları söylenir. Lur, Kürt dil ailesinin Lurî lehçesinde ‘orman’ manasındadır.
Lur halk topluluklarının yerleştikleri eyalete Luristan adı verildiği gibi, geniş ormanlık alanlar için de Luristan sözcüğü kullanılır.
Malum, İsmaili mezhebinin en tanınmış ismi Hasan Sabbah’tır. Onun şahsında simgeleşmiş İsmaililik, Lur halk toplulukları tarafından benimsenmiş; ancak yöredeki eski ve yeni inançlarla harmanlanarak Yaresan/Yarsan veya Ehli Hak ismini almıştır ki, günümüzde Yaresanlık, Dersim’de Rea Heq (Hak Yolu) süreğindeki Alevi-Kızılbaş inancına benzemektedir.
Lurlar hakkında farklı bir kaynaktan özetlediğimiz tespitler oldukça ilginçtir:
İran’ın güney-batısındaki Luristan, Moğollar devrinde Lur-i Buzurg (Büyük Lur), Lur-i Kuçık (Küçük Lur) denilen iki idari bölgeye ayrılmıştı. Kûh Gelus ve Bahtiyari topluluklarının yaşadıkları yer Büyük Lur olarak bilinir.
16. yüzyıldan itibaren Luristan’ın tamamına Luristan-ı Kuçık (Küçük Lur) veya Luristan-ı Feyli denilmektedir. M.Ö. 18. ve 17. yüzyılda burada Kaşşu (muhtemelen Kassitler olabilir) isimli bir kavim yaşamıştı. Günümüz İran’ındaki (Kürt yerleşim alanını simgesi sayılan-F.B.) Kirmanşah şehrini de kapsayan Kuzey Luristan ise, Medlerin etkisi altındaydı.
1106 yılında Suriye’den Luristan’a 100, bir başka rivayete göreyse 400 Kürt aile gidip Küçük Lur bölgesine yerleşmiş. 13. yüzyılda ise Büyük Lur mıntıkasına aralarında Ukayli, Haşimi gibi bazı Arap kabilelerinin de bulunduğu Bahtiyari ve Caki toplulukları gitmiş.
12. ve 13. yüzyılda Luristan’a giden İsmaili mezhebi propagandacı ve örgütçüleri, bölgede radikal Bâtıni ve Alevi fikirleri yaydılar. Ünlü Kürt komutanı Selahaddin Eyyubi zamanında (1168-1193), Suriye bölgesinde yaşayan Lurların mezhepsel farklılık ve ihtilaflar nedeniyle imha edildikleri, kalanların ise
Küçük Lur’un kuzey bölgelerine Kürtlerle birlikte yerleştikleri görülür.
Safeviler devrinde Luristan’ın Kûh Gelus mıntıkası taraflarına (Azerbaycan kökenli) Türkleri, Nadir Şah ise Gürcülerle Ermeni toplulukları aynı bölgeye iskân ettirmiş; buna karşılık bölgenin yerlisi sayılan Zendleri ve Kaçarları Horasan tarafına sürmüştür. 7
Kerim Han’ın yönetim tarzına ilişkin aşağıdaki birkaç cümle dikkat çekicidir:
Zend Devleti’nin idari kadrosunda kaşıkçıbaşı, hadımbaşı ve ‘mîr-şeb’ gibi makamlar da vardı…
Zendlerde ordu, düzenli birliklerin yanında düzensiz kuvvetlerden oluşmaktaydı. Piyadeler, çoğunlukla kabile reisi veya vilâyetin en üst makamında bulunan kişinin fermanıyla toplanıp savaşa gönderilmekte, savaş sonrası dağılmaktaydı. Ordudaki rütbeler onbaşı (deh-bâşı), yüzbaşı (sad-bâşı) ve binbaşı (hezâr-bâşı) şeklindeydi.
Kerim Han bastırdığı paralarda 12 İmamın adını zikretmiş, Şiraz’ın her bir mahallesine onlardan birinin adını vermiştir…
Kerim Han’ın Şiraz’da yaptırdığı eserler daha sonra Binâhâ-yı Kerîm Hânî, Mecmûa-i Vekîl ve Zendiyye adıyla meşhur olmuştur. Kerim Han, Şiraz’da şişe ve çini atölyeleri kurdurmuş; Şiraz’ı önemli bir kültür ve ticaret şehri haline getirmiştir…
Zendler döneminde minyatür ve nakkaşlık da büyük bir gelişme göstermiştir. Dönemin meşhur minyatürcüsü Ali Eşref, bu alanda öne çıkmaktadır. 8
Kerim Han’ın 18'nci yüzyılda kurduğu yönetim tarzı, tipik bir yakın çağ devlet sistemidir.
Resmi adı Kürt devleti olmamasına rağmen Kürt kökenli Zend hanedanının hüküm sürdüğü ve toplumsal tabanının ağırlıklı olarak Bâtıni-Alevi inançlı Ehli Hak Kürtlerinden oluştuğu açıktır.
Bu nedenle Bedel Boseli’nin anlattıkları genel hatlarıyla doğrulanmaktadır.
Kaynakça:
1. Boseli videosunun Türkçe linki: https://www.facebook.com/bedelboseli/videos/264795088254439/
2. Bkz. Rıza Kurtuluş, “Zendler: İran’da hüküm süren bir hanedan: 1751-1794” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt 44, sayfa 256-256, güncelleme yılı 2013.
3. Rıza Kurtuluş, “Kerim Han-Zend” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt 25, sayfa 288, güncelleme yılı 2002.
4. Wikipedia, “Karim Khan Zand” maddesi.
5. Wikipedia, aynı madde.
6. Peter Avery, William Bayne Fisher, Gavin Hambly, Charles Melville (ed.), The Cambridge History of Iran: From Nadir Shah to the Islamic Republic, Cambridge University Press, 1991, ISBN 978-0-521-20095-0, p. 64; John R. Perry, "Karim Khan Zand" ve “Zand dynasty” Encyclopaedia Iranica, Vol. XV, Fasc. 6. pp. 561-564.
7. Büyük Larousse Ansiklopedisi, “Luristan” ve “Lurlar” maddesi, Milliyet.
8. Rıza Kurtuluş, adı geçen maddeler.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish