Başlık biraz rahatsız edici gelmiş olabilir. Bunun yerine Trump: Politikacı mı, iş insanı mı da denebilir. Bana göre aynı kapıya çıkıyor…
Ekonomisi, askeri gücü dolayısıyla diğer ülkeler üzerine etkisi daha az olan bir ülkenin başkanı olsaydı Trump hepimiz için daha eğlenceli bir figür olabilirdi.
Ama bugün bizim de canımızı yakan Suriye meselesinden, iklim değişikliğini ilgilendiren fonlara kadar pek çok konuda söz sahibi bir ülkenin başkanı olduğu için ‘biz bu adamla ne yapacağız?’ diye düşünmek gerekiyor.
Dünyanın saygın dış politika dergisi Foreign Affairs’in yayın yönetmeni Gideon Rose, son 100 yılı şöyle tanımlamıştı: 1
1920'lerde körpe demokrat liderler
1930'lar ve 1940'larda diktatörler
1950'ler ve 60'lar sömürge karşıtı milliyetçi liderler
1970'ler yaşlı adamlar
1980'ler ve 1990'lar yeniden körpe demokratlar
Bugünlerde diktatör liderlere geri döndük.
Dünyada azımsanmayacak kadar örneği bulunabilir. Artık devletler dönemi sona erdi, liderler dönemi yaşıyoruz.
İki lider bir telefon görüşmesiyle çeşitli kararlar alıp, devletlerine bunları uygulanabilir hale getirmeleri talimatları veriyor.
Bu yönetim arzusunun en iyi vücut bulmuş hali hiç kuşkusuz Donald Trump.
Amerika Birleşik Devletleri, -Trump dönemine kadar- devlet mekanizmasının tıkır tıkır çalıştığı bir sistem olarak karşımızda duruyordu.
Dünya üzerinde işlediği ya da göz yumduğu katliamlar da dahil tüm kararlar bir uyum içinde ve kitabına uydurularak alınıyordu.
Trump ise bu sistemi yeni dünya düzeninde işlevsiz ya da bir ayak bağı olarak görüyor.
Çünkü o bir tüccar. Daha modern sözcükle CEO. Ve ABD’yi bir CEO gibi yönetmek istiyor.
Sabah kalkıyor, bir karar alıyor ve bu kararın yürürlüğe girmesini istiyor.
Bundan sebep, kendisiyle birlikte göreve getirdiği 20’den fazla ismi görevden aldı. Bazı üst düzey isimler görevden alındıklarını Twitter mesajıyla öğrendi.
Beyaz Saray’da görev yapan gazeteciler arasında bir dönem şöyle bir şaka dolaşıyordu:
Danışmanları Trump’tan sabah tuvaletinde Twitter kullanmamasını istemiş. Daha kahvaltısını yapmadığı için sinirli oluyor ve kendisiyle ilgili yazılanları okuduktan sonra öfkeli tweetler atıyor.
Bahsettiğimiz kişi sıradan birisi değil.
Bugün dünyanın en büyük askeri gücüne sahip ve para birimi dolar olan (dünya borçlarının yarısından fazlasının para birimi) bir ülkenin başında oturuyor.
Ve aynı kişi dünyanın karşı karşıya kaldığı her krizde söz sahibi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan çağımızın vebası, koronavirüste de Trump’ın yönetim biçimine ve karakterine uyan saçmalıklara maruz kaldık.
Al Jazeera, virüsle mücadele döneminde Trump’ın ağzından düşürmediği argümanları inceledi: 2
- 31 Ocak’ta önlem olarak Çin’den seyahatleri durdurduğunu duyurdu. Ancak bu duyurudan sonra 500 binden fazla insanın Çin’den ABD’ye giriş yaptığı ortaya çıktı.
- Testlerde ABD, dünya lideri dedi. Ancak duyuruyu yaptığı tarihte ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü’nde onaylanmış bir test kiti yoktu ve bazı eyaletler açık açık testlerin yetmediğini duyuruyordu.
- Tam yetkinin kendisinde olduğunu söyledi; ama Amerikan yasaları eyalet sisteminde bunun mümkün olmadığını yazıyor.
Bugün bile sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması gerektiğini söylerken bazı eyaletler Trump’a (haklı olarak) kulak asmıyor.
- Verdiği ilaç isimleri oldu. Burada tekrar yazıp bu yanlış bilginin yayılmasına katkıda bulunmak istemiyorum.
Söylediği ilaçlar henüz virüs üzerinde etkili olmadığı gibi, hastalıkla mücadelede bu gibi açıklamaların yanlış olduğu tüm dünya sağlıkçıları tarafından kabul görüyor.
Trump’ın günlük basın açıklamaları her seferinde o kadar büyük skandalları beraberinde getirdi ki, ülkenin ve dünyanın en büyük televizyon kanallarından CNN, Trump’ın basın açıklamalarını canlı vermemeyi tartıştı.
Kanalın kıdemli medyadan sorumlu muhabiri Brian Stelter, “Trump’ı canlı yayınlamayalım, aralardan yanlış bilgileri attıktan sonra kalanı yayınlayalım” önerisiyle geldi. 3
Yanlışlar atıldıktan sonra geriye bir şey kalamayacağından olsa gerek kanal bu öneriyi hayata geçirmedi.
Bütün bunlar olurken Trump özgüveninden hiçbir şey kaybetmedi.
Geçen hafta düzenlenen basın toplantısında yine bir gazeteciyi azarladıktan sonra aldı sazı eline:
Dezenfektanları vücuda enjekte edeceğimiz bir yol var mıdır? Belki de içimizde bir çeşit temizlik yapabiliriz.
Trump’ın açıklaması sırasında basın odasında kelimenin tam anlamıyla bir şok yaşanıyordu.
Basın da bu şoku atlatamadı.
İngiliz Daily Mail, “Bunu evde denemeyin” diye manşet attı.
Alman Bild gazetesi "Trump’tan tuhaf öneri" dedi.
CNN International internet sayfasında “Trump’ın tehlikeli doktorculuk oynama takıntısı” diye analiz yayınladı.
Trump’ı iktidara taşıyan ve koşulsuz destek veren Fox News haberi görmemeyi tercih etti.
Deterjan üreticisi şirketler arka arkaya açıklamalar yaparak ürünlerinin insan vücudu üzerindeki etkilerini anlattı.
ABD Sağlık Bakanlığı'na bağlı birimler deterjan kullanımı ile ilgili genelge yayınladı.
Tüm bunlara karşılık olarak Trump, yine kendisinin daha önce defalarca başvurduğu yöntemi kullandı.
Basını yalan haber yapmakla suçladı ve günlük basın açıklamasına çıkmadı.
Trump, gazetecileri düşmanca sorular sorarak rayting kazanmakla suçlarken, doğruları yayınlamadığı için de basın toplantılarının anlamsız olduğuna kanaat getirdi.
Eminim bu karardan en çok danışman ve sözcüler mutlu olmuştur. Zira Trump’ın arkasını toplamak her seferinde onlara kalıyor.
Bugün Trump’ın gözünde, pozisyonu gereği ‘kendisinden kaynaklı olamayacak’ bir yanlışlık var.
Bunun ilk sorumlusu tabii ki medya; ancak bunun bir de kudretli bir bedeli olmalı.
Anlaşılan bu bedeli Sağlık Bakanı ödeyecek. Bugün yarın görevden alınması bekleniyor.
Umarım olmaz ama bir bedel de tüm dünya ödeyecek gibi.
Trump’ın güçlüyüz mesajını pekiştirmek için verdiği “normale dönün” çağrısına bazı eyaletler uymaya başladı.
Sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldı, işyerleri açıldı, toplu ulaşım yeniden işliyor.
Bunlar Trump’ın saçmalıkları arasında küçük gibi gözükse de virüsün yayılması ve binlerce kişinin ölümü ile sonuçlanırsa dünya tarihinde büyük bir sayfa olacak.
1. https://www.foreignaffairs.com/issue-packages/2019-08-13/autocracy-now
2. https://www.aljazeera.com/news/2020/04/trump-coronavirus-claims-fact-checked-200415162731094.html
3. https://news.yahoo.com/cn-ns-brian-stelter-wants-networks-to-change-how-they-air-trumps-coronavirus-briefings-191647449.html
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish