17’nci yüzyıl müverrihlerinden Hezarfen Hüseyin Efendi’nin kaleminden Kürtler

Nurullah Alkaç Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Hezarfen Hüseyin Efendi’nin 1670-3 yılları arasında hazırladığı ve şimdiye kadar 44 yazma nüshası tespit edilebilen Dünya Tarihi hüviyetindeki “Tenkîhü’t Tevârih-i Mülûk isimli eseri, Ahmet Nas tarafındanA:TBMM Milli Saraylar Kütüphanesi, Halîfe Abdülmecid Efendi Koleksiyonu No. 3797” nüshası esas olmak üzere F: Fransa Milli Kütüphanesi Türkçe Yazmaları Supplement Turc 137” ile M: Mısır Milli Kütüphanesi Türkçe Yazmaları Tarihi Türkî Halil Ağa 3”te bulunan diğer iki nüshadan yararlanılarak edisyon kritiği yapılarak 2019 yılında Yüksek Lisans Tezi hazırlamıştır.

Eserde; ‘Kürd, Ekrâd, Êkrâd, Kürdistan’ ibareleri ve Kürt devlet ile mirliklerine dair bilgilere de yer verilmektedir.

Bu kısa yazıda, hem bu esere hem de Osmanlı sınırları ve hükümdarlık zamanı içerisinde yazılmış olan diğer kaynaklara dikkat çekilmeye çalışılmıştır. 

Tarih kitabında, İslam Öncesi İran Tarihi’nin dördüncü tabakasını oluşturan Sâsaniler’in kuruluşundan bahsedilirken cesaretleriyle meşhur Kürt taifesinin (“ta’ife-i ikrâd şecâʻat F (10a)”, “ta’ife-i ikrâd şecâʻat M (6b)”) Erdeşîr bin Bâbekân’a tabi olmasıyla; Erdeşîr’in, Eşkanî hükümdarı Erduvân’ı öldürmesine ve “mülûk-i tavâyifi ber-taraf etme (Küçük Devletçikleri dağıtma)” anlatımına yer verilmiştir:

Tabaka-i Râbi‘ Sasaniyân’dır ki, anlara anasıra dahî derler. Nefer 31, Erdeşîr Behman oğlu Süleyman’ın neslindendir. Anasının babası Istahr’da Erduvân tarafından hâkim olup ta’ife-i Ekrâd şecâ‘at nihâdiden bir gürûh Erdeşîr’e tabi‘iyyet gösterip halk-ı İran mülûk-ı tevâyifin cevrinden bîzâr olmağla Erdeşir-i kebîr huruca karar verüp evvel ba‘zı mülûk-i tevâyifi ber-taraf etmekle kuvvet bulup vakt-i fırsatta Erduvân’ı tutup katl eyledi. Ve mülûk-i tevâyifi bi’l-külliye hal‘eyleyüp cümle İran’a ve bil ki cümle cihana mâlik kâmuran se sultân-ı azimü’ş-şân oldu. Şarkâ ve garba hükmün icrâ edenlerin biri de budur derler.


Supplément 137’nin kenar notunda şu ifadeler geçmektedir:

Zuhûr-u Sasaniyân ya‘ni anasıra tabaka-i râbi‘ mülûk-ı Fars bi-kıyâm Erdeşîr ve inkıraz-ı Eşkaniyân bi-mevt Erduvân fî târîhi beş bin yedi yüz doksan üç min hubût Adem Aleyhisselâm. Bunlar otuz iki neferdir. Müddet-i mülkü dört yüz elli üç senedir. Târîh-i inkırazı altı bin iki yüz kırk üç ve otuz hicriyyede vaki‘ oldu.


Klasik kaynaklarda İslam’dan önce İran’a hükmeden devletlerin, hanedanların etnik kökenlerine dair açıkça bilgiler yer almaktadır.

Hangi devletin kimler tarafından kurulduğu etnik hususları gözetip gözetmediği hususu yeterince açıklığa kavuşturulmamış olsa da, kesin olan bir durum var ki, bu da 19'ncu yüzyıldan sonra klasik kaynakların siyasal amaçlar etrafından tahrif edilerek sunulmasıdır

Bu minvalde ‘İran’ kelimesi ağırlıklı olarak coğrafi bir kelime olmasına rağmen İran resmi tarihçileri tarafından Ahmenid/Pers, Eşkani ve Sasani devletlerinin yöneticileri ve belli bir halkı ifade eden etnik tanımlama için kullanılmıştır.

Bundan dolayı Sasani İmparatorluğu’nun hanedan üyelerinin Kürtler olabileceği ihtimali bile hiç konuşulmamıştır.

Oysa Kürtler tarafından 18 ve 19'ncu yüzyılda İran coğrafyasında manzum olarak Goranîce ve mensur olarak Farsça ve Arapça yazılan birçok tarih kitabında Erdeşîr’in Kürt olduğu belirtilmektedir.

İlk dönem İslam coğrafyacılarının, ansiklopedislerin eserlerinde de başta Sasanilerin devlet merkezleri olmak üzere Kürt nüfusunun yoğun olarak Fars, Kirman bölgelerinde bulunduğuna yönelik bilgilerin bulunması bu konunun tekrardan gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.  
 

1.jpg
“Tenkîhü’t Tevârih-i Mülûk”un Almanya’da bulunan eksik nüshasında ‘Ekrâd şecaat’ ibaresinin geçtiği sayfa:13, satır:13, 1 

 

2.jpg
“Tenkîhü’t Tevârih-i Mülûk”un Fransa Milli Kütüphanesi Supplément 137’de, ‘Ekrâd şecaat’ ibaresinin geçtiği sayfa sayfa:18, satır:5.


Kitabın “Fasl-ı Fî-zikr-i Şâhrûh Sultân Min Evlâd-ı Timur Gürkan” alt başlığında Muhammed Mîrzâ bin Bay Sungur’un, Şâhrûh’un saldırısı sonrasında Nihavend’den “Kürdistan’a kaçdığı (ss:A, 48b)” notu bulunmaktadır.

Bu kısımda anılan Kürdistan, İran Hemedan merkezli “Kürdistan”dır.  

Kanuni Sultan Süleyman’ın zamanının anlatıldığı kısımda geçen “Kürdistan diyârın firâr eyledi” cümlesindeki ise Kürtlerin güçlü mirliklerinden Bağdad merkezli olan Baban mirliğinin sınırlarıdır. 

“Zikr-i Saktanat-ı Selîm Hân Bahadur Gâzî İbn Sultân Bayezid Hân Velî” kısmında ise Sultan Selîm’in Şark Seferleri anlatılırken ‘Kürd Vilayetleri’ tabiri kullanılmıştır:

Ba‘dehu Musul’u feth eyledi. Anadan Ane’yi ve Hadise’yi ve Hit’i ve Sincar’ı ve Hasankeyf’i ve Çemişgezek ve Kal‘a-i İmâdiyyei ve Sorbek’i ve Ceycur’u ve Balid’i ve Ataf’ı ve Zerbeg’i ve Hizab’ı vesâ’ir Kürd vilayetlerin ve (…)


Sultan Süleyman’ın devrinden söz edilen kısımda İmâdiyye Bey’i Sultân Hüseyin’in Osmanlı adına Tebriz ve Marağa’yı ele geçirmesi anlatıldığı paragrafın sonunda padişahın Bağdad dönüşünde “Zevil Beylerbeyliği olan Ekrâd kal‘aların fethettiği” belirtilmiştir. 

Hezarfen Hüseyin Efendi, eserinde yararlandığı kaynaklardan olan “Fî Ahbâru’l-Beşer” isimli eseri anarken “İkrâd/Ekrâd-ı Eyyubiyye”ye melik olan şahsı isim belirtmeden (ki bu hanedan üyelerinden Ebü’l-Fidâ’dır) anmıştır.

Ki ‘Ekrad-ı Eyyubi’ tanımlamasının nedeni, klasik kaynakların çoğunda Eyyubilerin Kürt olarak verilmesidir.

Zira Ebu Emir Minhaç Sirac Muhammed Cüzcânî 658/1260 yılında yazdığı Farsça “Tabakât-ı Nâsırî”nin birinci cildinde “Mulûku’l-Kurd/Kürt Hükümdarlar” adıyla Eyyûbî Devleti’ni anarken Hâmid el-Kudsî (ö.1483) devlete “Devletu Benî Eyyûb el-Ekrâd” adını vermiştir.

Osmanlı kaynaklarından olan Ahmed Vâsıf Efendi’nin (1735-1806) “Mehâsinü’l-Âsâr ve Hakâikü’l-Ahbâr” isimli eserinde de İslamiyet’in Anadolu’ya gelişinden sonra buraya hükmeden devletlere yer verilirken hicri 600’de “Ekrâd-ı Eyyûbiyye şubeleri/Eyyubi Kürdleri şubeleri”nin de hükmedenler arasında yer aldığını söylemiştir. 

 

 

1 http://resolver.staatsbibliothek-berlin.de/SBB0001D8CF00000000

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU