"Adalet istiyorum" ile "intikamım alınsın" arasında ne fark var?

Vahap Uluç Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

İnsanda ortak birtakım duygular vardır. Sevmek, nefret etmek, hoş görmek, kızmak, kıskanmak vb. 

İntikam da bunlardan biri olup, insanoğlunun en temel duygularından biridir. 

İntikam duygusunun önemine vurgu yapan Jean-Paul Sartre, "Şiddetin bıraktığı izleri hiçbir kibarlığın silemeyeceğini, o izleri sadece yine şiddetin gidereceğini unuttuk" der. 

İntikam duygusunu aynı minvalde değerlendiren Milan Kundera da "Hiçbir şey, sert ve yaralayıcı bir saldırıya, sert ve yaralayıcı bir karşılık verememekten daha aşağılayıcı, daha küçültücü olamaz" tespitinde bulunur.

Ancak modernleşmenin bireyi medenileştirdiği, onun için de modern toplum insanının bu duygunun üstesinden geldiği düşünülür. 

Ne de olsa modern insan, kendi eliyle intikam almanın peşine düşmüyor.

Birileri ona bir haksızlık yaptığında devlete başvurup, yargı yoluyla hakkını arıyor.

İnsanın kendisine zarar vereni kendi eli ile cezalandırmaması, bu cezalandırma işi için devletten yardım istemesi (yargıya başvurması) öç alma duygusundan vazgeçtiği anlamına mı gelir?

Bu bağlamda modern insan gerçekten de -kulağa hiç de hoş gelmeyen- intikam almayı yani öç alma duygusunu geliştirdiği bilim, felsefe, kültür ve sanat ile kontrolü altına alabildi mi? 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aslında medeni olmakla övünen modern insanın bu duygudan vazgeçtiği ya da kendisini kurtardığı iddiası büyük bir yalandır!

Kaldı ki intikam, insanın doğuştan getirdiği bir duygudur. Doğuştan getirilen istenmeyen duygular -şiddet ve nefret gibi- da kültür tarafından en fazla belli ölçüde baskılanabilir.

Dolayısıyla bu duyguyu din ve kültürel değerler ile belli ölçüde yumuşatmak mümkün, ama daha fazlası değil.

"Öyle diyorsunuz da modern toplumlarda insanlar hiç de intikam alma peşine düşmüyor?" dediğinizi duyar gibiyiz.

Modern insan, Latincede "Talion Yasası" olarak geçen ve Hamurabi Kanunları’nda "göze göz, dişe diş" şeklinde formüle edilen intikam duygusunu aslında en ilkel insan gibi dipdiri içinde taşıyor; taşımakla kalmıyor aynı zamanda onu doyuma ulaştırıyor. 

Ancak modern insan, bu duygusunu bir maske ile kamufle edip ona medeni bir görünüm vererek tatmin ediyor.

Bir kere, geleneksel toplumlarda insanlar, kendilerine ya da yakınlarına yapılan bir haksızlığı bizzat kendileri cezalandırıyor. 

Bu cezalandırmayı yaparken bundan zarar görmeyi örneğin öldürülmeyi ya da devletin kendilerini yıllarca dört duvar arasında tutmasını da göze alabiliyorlar. 

Ancak modernizm, özellikle de kapitalist ekonomik sistem bireye, zevk duygusunu en yoğun şekli ile tatmasına olanak sağlayan çok sayıda seçenek sunuyor:

Para kazan, o para ile konforlu bir evde yaşa, gece hayatın olsun, araban olsun, çocuklarını özel okullarda okut, bol bol tatil yap...


Bütün bu imkanlara sahip, haz duygusunu tatmin etmenin peşindeki günümüz modern toplumun bireyi, geleneksel toplumun insanı gibi bırakınız bir topluluk üyesi için en yakını (anne, baba, kardeş, çocuklar vb.) için bile olsa yıllarca dört duvar arasında yaşamayı göze alamıyor.

Onun için de günümüzün modern insanı, medeni insan olma maskesi altında "intikam almak ilkelliktir" düsturundan hareketle "adalet istiyorum" söylemini kullanarak yargı kurumları yoluyla intikamını devlet eli ile almayı tercih ediyor.

İnsanın bu konudaki iki yüzlülüğünü Nietzsche yıllar önce fark etmiş ve bu iki yüzlülüğü bir aforizmada çok güzel bir şekilde dile getirmiş:

'Şimdi adalet benden yana' (gerecht) 'şimdi intikamım alındı' (gereacht): Bunlar kulağa aynı geliyor ve sık sık da yalnızca kulağa değil.


Eğer "adalet istiyorum" mottosu ile derdi intikamının alınması değil de adaletin tecelli etmesi olsaydı; insan, sadece kendisine bir yanlış yapıldığında değil bir haksızlık karşısında canı yanan herkes için aynı şeklide adalet için sesini yükseltirdi. 

Ama hiç de öyle olmuyor!

Son tahlilde "intikamım alınsın" deyip kendi imkanlarınızla size ceza vereni cezalandırmak ile "adalet istiyorum" deyip size zarar verenin devlet (yargı) aracılığı ile cezalandırılmasını sağlamak arasındaki fark şudur: 

Birincisinde, bu cezalandırma işini bizzat kendiniz yapıyorsunuz;

İkincisinde ise bu işi devlete yaptırıyorsunuz!

İki ayrı cezalandırma biçiminin ortak noktası ise ödeşmek yani intikam duygusunun tatmin edilmesi oluyor!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU