Siyonist "Transfer" ile "Trumps-fer" planının 4 temel hedefi

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

ABD Başkanı Donald Trump 25 Ocak 2025tarihinde, İsrail ile Hamas arasında 15 aydan fazla süren ve Gazze Şeridi'nde geniş çaplı yıkıma yol açan savaşın ardından Gazze Şeridi'nin "temizlenmesi" fikrini ortaya atarak şöyle dedi: 

Biliyorsunuz, Gazze Şeridi'ne baktığınızda, uzun yıllar boyunca cehennem gibiydi... Her zaman şiddetle ilişkili bir bölge oldu. Onları (Gazzelileri) kargaşa, devrim ve şiddet olmadan yaşayabilecekleri bir bölgeye taşımak istiyoruz.
 

 

Bu açıklamanın arka planındaki birkaç noktayı ele almalıyız:

  • Trump'ın asıl amacı,
  • Arap dünyasındaki tepkiler,
  • Filistinlileri tehcir etme planı,
  • Yahudi yerleşimcilerin toprak işgalleri. 

Trump'ın birinci iktidar döneminden beri İsrail ve Filistin meselesine ilişkin politikasının 5 ayağı bulunuyor: 

  1. Siyonist yayılmacı plana tam destek. Mesela gerçekte Filistinlilerin yaşadığı tarihi Doğu Kudüs'ü yok sayarak, birleşik Kudüs kentini İsrail'in ezeli ve ebedi başkenti olmasını destekledi. 
     
  2. Suriye toprakları sayılan Golan tepelerindeki İsrail işgalini onaylaması. 
     
  3. Anayurdundan edilen Gazzelilerle ikinci kez işgale maruz kalan Batı Şeria topraklarındaki Filistin ahalisinin tehcir edilerek Mısır ve Ürdün topraklarına yerleştirilmesi.
     
  4. Bağlantılı olarak boşalan bu topraklarda Yahudi yerleşim birimlerinin kurulmasına onay vermesi.
     
  5. Damadı Jared Koushner'in (Beyaz Saray'ın eski danışmanı) ortaya atıp uygulamaya çalıştığı meşhur "Avraham Anlaşmaları" çerçevesinde başta Körfez'deki petrol zenginleri olmak üzere Arap ülkeleri ile İsrail arasında çok yönlü ilişkilerin kurulup normalleştirilmesi. 

Tepkiler: 

Arap dünyası, Gazze'deki Filistinlilerin Ürdün ile Mısır'a sınır dışı edilmesine bağlı olarak Trump'ın Arnavutluk ve Endonezya seçeneklerinin de masada olduğu yönündeki açıklamalara tepki vermekle meşgul. 

İslam dünyasının tarihi ilahiyat üniversitesi El Ezher yönetimi, 28 Ocak'ta, "Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik tüm plan ve girişimleri kategorik olarak reddettiğini" açıkladı.

Gazze'nin "Filistinli Arap toprağı olduğunu ve öyle kalacağını" da vurguladı.
 

Kahire El Ezher camisinde Filistin halkıyla dayanışma / Fotoğraf: AFP
Kahire El Ezher camisinde Filistin halkıyla dayanışma / Fotoğraf: AFP

 

Aynı tarihte İran Dışişleri Bakanı Arakçi, "Trump, Gazze'deki Filistinlileri başka ülkelere göndereceğine, onların yerine İsraillileri Grönland adasına göndermelidir" dedi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, 28 Ocak'ta ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile yaptığı telefon görüşmesinde, Filistinlilerin topraklarından "nakledilmesini ya da yerlerinden edilmesini" reddetti. 

Dışişleri Bakanlığı da tehcir politikalarına ek olarak Filistin topraklarının ilhak edilmesine ve Yahudi yerleşim yerlerinin yapılmasına karşı çıktı.

Gazzelilerin "evlerine dönmelerine izin verilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların sürdürülebilir bir şekilde girmesi" gerektiğini söyledi.
 

Mısır'dan Filistin halkına insani yardım konvoyu / Fotoğraf: AFP
Mısır'dan Filistin halkına insani yardım konvoyu / Fotoğraf: AFP

 

Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah El Sisi, 29 Ocak 2025 tarihli açıklamasında "Mısır, Filistin halkının göçertilmesine ve başka bir yere nakledilmesine kesinlikle ortak olmayacaktır. Zira böyle bir davranış zulümdür; ilaveten Mısır milli güvenliği açısından risktir" dedi. 

Sisi'nin bu açıklaması, Trump'ın tehcir önerisi üzerine ayağa kalkan Mısır kamuoyunun endişesini şimdilik yatıştırmış görünüyor. 

Avrupa ülkelerindeki görevlilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda yabancı uzman, Mısır ile Ürdün'ü şu konuda ısrarla uyarıyor:

Trump'ın tehcir önerisini kabul edip bir şekilde yardımcı olmak gelecekte Filistin halkının soykırımı veya etnik temizliği hususunda suç ortaklığı yapmak anlamına gelecek ve başınıza iş açacaktır!
 

Gazze halkı tehcire karşı / Fotoğraf: AFP
Gazze halkı tehcire karşı / Fotoğraf: AFP

 

Esasen uluslararası kurallarda bir halkı yerinden etmek, başka diyara göçertmek veya bir şekilde göçmesine yol açacak baskı ve yaptırımlara başvurmak insanlık suçudur ve etnik temizlik anlamına geliyor.

Sol fikirleriyle bilinen ABD'li Senatör Barnie Sanders, Trump'ın tehcir önerisini "etnik temizlik ve savaş suçu" olarak niteledi. (17 Ocak 2025)

ABD merkezli Washington Post gazetesi, büyük gürültü koparan "tehcir yoluyla Gazze'nin temizlenmesi" fikrinin Amerika müttefiki Arap yöneticilerini şaşkına çevirdiğini ve onların istikrarını tehlikeye düşürdüğünü yazdı. 

Milli güvenlik uzmanı Mısırlı araştırmacı-yazar Cemal Taha, tepkisini diplomatik üsluptan uzak halka hitap eden bir tarzda ortaya koydu:

Ey Trump, sen Ürdün Kralı Abdullah'a ulaşıp kendisine övgüler dizebilirsin. Keza Mısır Başkanı Abdulfettah El Sisi'ye de dağarcığında bulunan basmakalıp diplomatik ifadelerle hitap edebilirsin.

Gelgelelim, bizleri yani halkı kandıramazsın. Onlarca yıldır Filistin halkının davasını ortadan kaldırmaya yönelik her türlü girişime ve Mısır topraklarının egemenliğini ihlal edecek projelere on yıllardan beri karşı çıkan ve bu uğurda canını vermiş kitleleri kandıramazsın! 
1


Mısırlı kıdemli gazeteci Emine Hayri, "Trump'ın Filistinliler için kullandığı tehcir kavramının Mısır halkı arasında nasıl dini ve siyasi bir infial yarattığını", Independent Arabia gazetesindeki makalesinde ayrıntılarıyla anlattı. 2

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen El Safadi, Trump'ın teklifine karşı çıkışını şu sözlerle dile getirdi:

Filistin meselesi, Filistin toprağında çözülmelidir. Zira Ürdün Ürdünlülerin, Filistin de Filistinlilerin toprağıdır. Filistinliler kendi topraklarında kalmalı ve egemenliklerine kavuşmalıdır. Tehcire karşıyız. Değişmez ilkemiz budur.


Amman merkezli Kudüs Siyasi Araştırmalar Merkezi Müdürü Urayb El Rentawi, "Trump'ın tehcir planı başta Filistin halkı olmak üzere Mısır ve Ürdün'e düşmanlık anlamına gelmektedir" dedi.

Ürdünlü siyasi yorumcu ve yazar Adil Mahmud, Trump'ın tehcir fikrini "gerçekçilikten uzak ama İsrail radikal sağının dile getirilmiş hali" olarak görüyor.

Mahmud'a göre Trump, tehcir fikrini kabul etmesi için Ürdün'e baskı yapıyor, ancak yetkililer var güçleriyle karşı çıkıyorlar. 3

Ürdünlü akademisyen ve yazar Dr. Muhammed Cemian'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistinlilerin Mısır ve Ürdün topraklarında kurulacak "çadır kentlere" yerleştirilmesi planına yönelik 29 Ocak 2025 tarihli eleştirisi, son dönemlerde Gazze ve Filistin konulu tartışmaların özeti gibidir. 

Birlikte bakalım:

Trump'ın açıklamalarının sonu gelmiyor. Ancak amaç bellidir: Gazze ve Batı Şeria'da yaşayan (toplam 8 milyon) Filistinliyi yerinden yurdundan söküp atmak. Girişimlerinin ardı arkası kesilmiyor. 

Medya organlarında açıkça dillendirip duruyorlar; Filistin devletinin Ürdün topraklarında kurulma gereğinden dem vuruyorlar. Böyle bir plan veya öneri, gerçekte Filistin meselesinin kökten tasfiyesi anlamına gelmektedir. 

Göçertilen Filistin ahalisinin yaşadığı Batı Şeria da Yahudi devletine ilhak edilecektir. Bu da Ürdün devleti ve rejimi için tehdit ve tehlike kaynağı demektir. 

Ürdün milletvekillerinin kapalı oturumda bu planı ve öneriyi tümüyle reddetmesi bizim açımızdan son noktanın konulması anlamına gelmektedir ki, diğer bir deyimle ileride karşılaşabilecek felaket ve musibetlerin önüne set çekilmesi demektir. 

Aynı şekilde Arap Birliği'nin oturumunda konuyla ilişkin alınan ret kararı, diplomasi ve medya aracılığıyla hayata geçirilecektir.
4


Tunus Menuba Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Hani El Rewsan, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Başkan D. Trump'ın insanlara "gez-göz-arpacık-tetik" yani namlunun ucundan baktıklarına ve Filistin olayını bir türlü kavrayamadıkları için "tehcir (zorla göçürme) meselesini sürekli gündemde tuttuklarına" dair isabetli bir saptama yapmış.

Prof. El Rewsan'a göre, "Ticari takasçılığıyla nam salmış Trump ile imha planları dışında politika üretemeyen Netanyahu, Filistin halkının ruhunu anlamaktan uzaklar."

Nitekim Gazze halkı, şimdiden onlara Sina çölüne gitmeyi reddedip baba yurdunda kalmakta ısrar ederek gereken cevabı verdi. 5

Bu saha gerçeğini independent gazetesinin (Arapça ve İngilizce) 2 muhabirinin oradan oraya zorla sürülen Gazzelilerle söyleşisinden de anlıyoruz:

Biri, "Savaş bütün değerlerimizi bizden çalıp götürdü" derken, diğeri "Bütün zorluk ve sıkıntılara rağmen, eve döneceğimiz için mutluyuz. Hiçbir şey yurdum ve yuvam kadar kıymetli olamaz. Burada büyüdüm ve burada yaşadım. Buraya aitiz biz" diyor. 6
 

Gazzeliler yurtlarında kalmak ısrar ediyorlar / Fotoğraf: AFP
Gazzeliler yurtlarında kalmak ısrar ediyorlar / Fotoğraf: AFP

 

Yahudi yerleşimleri yayılıyor

Trump'ın "tehcir" önerisi, İsrailli Siyonist sağcılar ile medya tarafından yakından izleniyor. 

Başbakan Netanyahu'ya yakın sağcı bir isim olan İsrail televizyonu Kanal 12'nin siyasi muhabiri Amit Segal, Trump'ın önerisinin sadece bir dil sürçmesi olmadığını, Beyaz Saray ve Washington'daki Dışişleri Bakanlığı'nda ciddi bir şekilde tartışılan iyi düşünülmüş bir planın parçası olduğunu söyledi. 

Netanyahu ve diğer üst düzey aşırı sağcı yetkililerin bu fikirlerden haberdar olduklarını da vurgulayan Segal, "Filistinlilerin Ürdün, Mısır ve birkaç Müslüman ülkeye geçici ya da kalıcı olarak gönderilmelerini öngören geniş çaplı bir plandan söz ediliyor" diye ekledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Filistin halkının öz yurdundan tehcir edilip yerine Yahudi yerleşimcilerin yerleştirilmesine dair birkaç makale yazmıştım.

Bana göre tehcir fikri başlangıçta Zeev Jabotinsky isimli ırkçı Siyonist düşünür tarafından "transfer" adıyla tez haline getirilmişti.

Burada tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulan İsrail devleti ve coğrafyasının tümüyle Yahudileştirilmesi öngörülüyordu ki, bu da "transfer" adı altında Arapların 1930'lardan itibaren zorla göçertilmesi anlamına geliyordu. 7

1967 işgalinden sonra tehcir planları yapanlardan biri de dönemin İşçi Partisi bakanlarından Yegael Alon idi. 

Konuyla ilgili makalelerimin isim ve linklerini de vereyim: 

"Başbakan Netanyahu'nun "fikir babası" ırkçı Jabotinsky kimdir?" 23 Ekim 2023. 

"İsrail'in Nil'den Fırat'a kadar işgalini hedeflediği toprakların haritası tekrar ortaya çıktı", 14 Temmuz 2024.

"Batı Şeria'daki İsrail'in ölümcül operasyonlarının arka planında ne var?", 15 Eylül 2024.

"Netanyahu'nun zihnine yolculuk: Fikir babaları, ideolojik referansları", 29 Ekim 2024. Aposto.

Şarku'l Avsat tarafından da yayımlanan bu belgelerden ilki İsrail İstihbarat Bakanlığı tarafından hazırlandı ve Bakanlığın resmi gazetesinde yayımlandı.


İkincisi ise, Netanyahu'nun Arap ülkelerindeki özel temsilcisi ve "İbrahim Anlaşmaları" dosyasından sorumlu Prof. Meir Ben Shabbat (Şabat) tarafından kurulan ve aşırı sağcı bir ideolog olarak kabul edilen bir araştırma enstitüsü tarafından hazırlandı. 

Her iki belgede de Gazze halkının Mısır'a sürülmesinden bahsediliyor.

Ben Shabbat'ın belgesi, Mısır'daki ekonomik koşulları detaylı bir şekilde inceledi.

"Çok sayıda" Mısır vatandaşının konut biriminin "boş" olduğunu belirtilen belgede "bu konutların, Filistin'de terk edecekleri evler için tazminat ödenmesi karşılığında Filistinlilere verilebileceği ve böylece Mısır ekonomisinin yeniden canlanacağı" ifade ediliyor.

Ayrıca, "Filistinlilerin başka bir yere taşınmasına" atıf yapılıyor.

Tehlikenin farkına varan Mısır ve Ürdün, planı engellemek için Arap ülkeleri arasında bir ittifak oluşturdu.

O dönemde eski Başkan Joe Biden tarafından yönetilen ABD yönetimine baskı yapıldı, yönetim müdahale etti ve planı reddettiğini açıkladı, böylece plan rafa kaldırıldı.

Radikal Siyonist ve ırkçı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in başını çektiği ideolojik yerleşimci sağın, yerleşim liderleri ve planı hazırlayanlarla birlikte bu planı unutmamış oldukları görülüyor.

İktidarı kazanmadan önce ve sonra ABD, Avrupa ülkeleri ve İsrail'de konferanslar veren bu çevreler, Trump'ın ekibiyle toplantılar yapıyor ve bu fikre aktif bir şekilde desteklerini sürdürüyorlar.
 

ABD Başkanı Trump önerdi ama tehcirde ısrarlı
ABD Başkanı Trump önerdi ama tehcirde ısrarlı

 

Aşırı sağcılar Arnavutluk, Endonezya ve Bosna Hersek'teki ekonomik durum ve bu ülkelerin Filistinli göçmenleri kabul etme potansiyeli üzerine yeni çalışmalara başladı.

Bezalel Smotrich, Trump'ın fikrini hayata geçirmek için Başbakan ve İsrail parlamentosu Knesset ile bir plan üzerinde çalıştığını açıkladı.

Gazeteci Segal ise Netanyahu'nun yakında Beyaz Saray'da Trump'la bir araya geleceğini ve konuyu gündeme getireceğini söyledi.

Bakan Smotriç'in baskısıyla ilgili komisyonun aldığı karar doğrultusunda Savunma Bakanlığı'nın onayı devre dışı bırakılınca, bölgedeki Yahudiler Filistinlilerden arsa-arazi alma hamlesi başlattılar. 

Yeni karar, Başbakan Netanyahu ile radikal Siyonist partiler arasında koalisyon hükümeti için varılan bir anlaşmanın sonucu. 

Aslında uluslararası kurallar ile Lahey Mutabakatı gereği, Filistinlilere ait olan mal ve mülklerin İsraillilere satışını yasaklandı.

Dolayısıyla kuralları ihlal eden İsrail tarafına yaptırımlar uygulanması öngörüldü. 8

Trump iktidara gelir gelmez, bu yaptırımlara uymayacağını açıklayınca, İsrail hükümeti ve radikal sağcı ortakları derhal harekete geçtiler.

Londra merkezli The Times gazetesi, iyice azıtan Yahudi Yerleşimcilerin bir saldırısını şöyle anlatıyor:

Maskeli bir grup, Trump'ın yemin töreni ettiği sırada Batı Şeria'dan geçen 55 rakamlı yola çıkarak Filistinlilerin yaşadıkları El Funduq ve Cinasfot köyleri bastılar. Köy girişinde duran bir kamyon ile hafriyat makinesini yaktılar; evlerin pencere camlarını kırdılar ve boş kap kacağı paramparça ettiler.

Gece nöbetçisi Said Beşir'in anlatımına göre; 'ellerindeki gaz dolu tüpleri bir bahçeye attılar. Filistinli gençler ortaya çıkınca da aniden geri çekildiler.'

Trump'ın temsilcisinin Netanyahu'ya bu hususta neler söylediği belli olmamakla birlikte ABD eski Başkanı Joe Biden, radikal Yahudi yerleşimciler ile yerleşim hareketi sorumlularına bu hususta kesin yasak koymuştu. 

Aslında bu tür radikal yerleşimcilerin Trump'tan herhangi bir talimat veya izin almalarına bakmadan ve Filistinli topraklarına yerleşim yeri kurmama yönündeki uluslararası kurallara aldırmadan harekete geçmeleri şaşırtıcı değil.

Zira İsrail yönetimi zaten uyarılara fazlaca aldırmıyor. Azılı yerleşimciler de Trump'ın önceki açıklamalarına dayanarak 'kendilerine meyveli kek ikram etmiş' gibi seviniyorlar. 
Kamera kayıtlarına bakıldığında Yahudi yerleşimcilerin farklı saldırı ve baskınları, kolluk kuvvetlerinin gözleri önünde yapılıyor. Örneğin 21 Ocak Salı akşamı 70 kadar saldırgan jip ve kamyonetlerle El Funduq köyüne saldırdılar.

Bunların büyük kısmı yöre insanı değildi. Üstelik bu Filistin köyü, komşu köy-kent olan Yahudi yerleşimindeki ahalisiyle iyi geçiniyordu. 

Saldırganların harekete geçmesine seyirci kalan askerler, buna karşılık vermek için Filistinli gençler ortaya çıkınca müdahale gereği duydular. 

Bu saldırganlar, 500 bin Yahudi yerleşimciye oranla daha küçük gruplardan oluşmakla birlikte radikal partilerin koalisyon ortağı (Ben Gvir, B. Somtriç gibi) olmalarından güç ve moral alarak tahripkâr eylemler gerçekleştiriyorlar.
9


Eşitlik ve Barış için Demokratik Cephe listesinden milletvekili olan İsrailli Komünist Milletvekili Ofir Kossif, "Yerleşimci çetelerin Halil şehri yakınındaki Tuba isimli Filistin köyüne saldırdıklarını ancak onlara karşı koyan Filistinli gençlerin tutuklandığını" İsrail parlamentosundaki konuşmasında 30 Ocak tarihli konuşmasında anlattı. 


Demir surlarla çevrilmiş Batı Şeria'da "Büyük Gözaltı" ve operasyonlar

Dikkat edilirse Gazze'de Hamas ile İsrail arasında geçici ateşkes imzalanmasının ardından İsrail kolluk kuvvetleriyle askerleri, Batı Şeria'daki kapsamlı operasyonlara başladılar. 
 

Batı Şeria'da askeri kontrol noktaları artırıldı
Batı Şeria'da askeri kontrol noktaları artırıldı

 

Bilhassa Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin şehri ve mülteci kampına yönelik operasyonların nedenini The New York Times gazetesi şöyle değerlendiriyor: 

İsrail iç istihbarat teşkilatı (ŞABAK), Cenin'deki 'terör yuvalarını temizleme' gerekçesiyle Gazze'deki kuvvetlerini Batı Şeria bölgesine kaydırdı. Çatışmaların ilk aşamasında 10 militan katledildi.

Bu arada Gazze'de vuruşmalardan bu yana toplam 800 Filistinli Batı Şeria'da öldürüldü. Çünkü Hamas'ın direnişi, Cenin Mülteci Kampını da etkilemişti. Batı Şeria yeni bir direniş cephesine dönüşmüştü.

Operasyon durmadı; Batı Şeria'nın diğer şehir ve mıntıkalarında arama tarama e ev baskınları şeklinde devam etti. Eş zamanlı olarak havadan ölümcül saldırılar devreye girdi. Yahudi Yerleşimcileri de ellerindeki ağır ve hafif silahlarla karadan saldırdılar. 10

 

Batı Şeria'daki Tuba köyüne fanatik Yahudi yerleşimci saldırısı / Fotoğraf: AFP
Batı Şeria'daki Tuba köyüne fanatik Yahudi yerleşimci saldırısı / Fotoğraf: AFP

 

Meydana gelenler İsrail'in Batı Şeria bölgesini tümüyle kuşatıp elverdiğince Filistinlilerin arazilerine el koymak suretiyle bu toprakları ilhak etme politikasının bir parçasıdır. 

Zaten askeri mıntıkalara bölünmüş bölgede var olan çok sayıdaki askeri noktalara yenileri de eklendi. 

Fransız haber ajansı AFP'nin konuştuğu Basil isimli bir Filistinli "Bize eman ve güven verilmiyor. İsrail planının ne olduğunu bilmiyoruz. Böyle yaşamamız imkânsız" diye dert yanıyor. 

Bu haliyle Batı Şeria, Filistinler açısından üst açık büyük bir cezaevi veya hapishane niteliğindedir. 11
 

Batı Şeria'da yol kontrolleri büyük eziyete dönüşmüş / Fotoğraf: AFP
Batı Şeria'da yol kontrolleri büyük eziyete dönüşmüş / Fotoğraf: AFP

 

1948 ve 1967'deki işgallere ve 1993 Oslo Çerçeve anlaşmasına rağmen İsrail'in Filistinli topraklarını üçüncü kez işgal etme planı, Trump'ın iktidar olmasıyla birlikte yeni bir ivme ve biçim kazandı.

Görülen o ki, geçmişteki Yahudi liderlerin "transfer" (tehcir) planları, bundan sonra "Trumps-fer" olarak tarihe geçecektir. 


Vefa notu: Değerli dostum ve arkadaşım Bereket Kar, 24 Ocak gecesi hayata gözlerini yumdu. Dünyaya bakışımızın ve saha gerçekliğine uygun tutumların bizi bir araya getirdiği buluşma noktasında, ne yazık ki vedalaşamadan gitti.

Ailesinden biri sayılırdım. Dolayısıyla başta eşi ve çocukları olmak üzere tüm akraba, dost ve yol arkadaşlarına baş sağlığı diler, hayatın kaldığı yerden onun umut ettiği gibi devam etmesini temenni ederim.

 

 

Kaynaklar:

1.  وما الذي كان ينقصه؟ وما المطلوب لمواجهة هذا “الترامب”؟, 27 Ocak 2025. 
2. https://www.independentarabia.com/node/616674/, 28 Ocak 2025.
3. https://www.independentarabia.com/node/616565/, Ahmed Abdulhakim, 27 Ocak 2025.
4. وصفة التهجير تصفية للقضية وحل نهائي لها, 29 Ocak 2025.
5. ترامب ونتنياهو: هل سيفهمان أبرز فصول حرب غزة؟, 29 Ocak 2025. 
6. https://www.independentarabia.com/node/616730/, 29 Ocak 2025.
7. Şark’ul Avsat, 29 Ocak 2025. 
8. https://www.independentarabia.com/node/616651/, Halil İsa Musa, 28 Ocak 2025.
9. تايمز: اليمين المتطرف يزداد جرأة بعد رفع ترامب العقوبات عن المستوطنين بالضفة, 23 Ocak 2025.
10. نيويورك تايمز: لماذا تستهدف إسرائيل مخيم جنين؟, 25 Ocak 2025. 
11. https://www.independentarabia.com/node/616437/, 24 Ocak 2025.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU