Doğu Akdeniz'de söz sahibi olmak ve Türkiye ile meselelerinde güçlü durabilmek adına, başta İsrail ve ABD olmak üzere birçok devletin askerine ev sahipliği yapan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde (GKRY) "Egemenliği Kaybetme" endişesi başladı.
İsrail'e, Filistin ve Lübnan saldırılarında açıktan destek veren Güney Kıbrıs; bunun karşılığında batıdan, NATO'ya giriş ve hava savunma sistemlerini kapsayan güvenlik şemsiyesi ile "Türkiye'ye baskı" gibi ayrıcalıklar elde etmek isterken, Ada'daki egemenlik haklarından verdiği tavizler ön plana çıkmaya başladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Havalimanlarında askeri müdahale ve egemenlik tartışmaları
İsrail'in vatandaşlarına yönelik terör gerekçesiyle, Larnaka ve Baf'taki ticari uçuşların yapıldığı havalimanlarına kendi güvenlik personelini yerleştirmesi, Rum Kesimi'nde egemenlik tartışmalarını alevlendirdi.
Larnaka Havaalanı çevresinde yapılan incelemelerde, İsrail istihbarat elemanları ile güvenlik yetkililerine, hava trafiğinin yönetildiği kontrol kulesine erişim ve burada silahlı güvenlik bulundurma yetkisinin verildiği bildiriliyor.
Benzer bir inceleme, geçen ay İsrail ekibi tarafından terör şüphesiyle Baf Havalimanı'nda da yapılmıştı.
Lefkoşa Yönetimi tarafından İsrail'e verilen uçuş trafiğine erişim izninin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sivil hava trafiği konusundaki egemenliğini kaybettiği yönündeki yorumların artmasına sebep oldu.
Üslerin statüsü ve gelecekteki egemenlik sorunları
Zira, Baf'ta bulunan; Yunan ve Fransız savaş uçaklarının konuşlandırıldığı Andreas Papandreu Hava Üssü ile Mari'de bulunan helikopter üssünün ABD'ye verilecek olması ile Mari'deki deniz üssünün Fransa ve Yunanistan'a tahsisi, gelecekte bu üslerin nasıl bir statüde olacağı tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Kıbrıs'ın güneyinde bulunan, İngiltere toprağı sayılan egemen 2 İngiliz üssünün yanı sıra, Ada'ya yapılacak hali hazırdaki 3 üssün yarı egemen statüde olması da, Güney Kıbrıs'ın gelecekteki egemenlik sorunlarından biri olarak ön plana çıkıyor.
Ayrıca, İsrail'e verilecek özel ayrıcalıkla İsrail uçaklarının Andreas Papandreu Hava Üssü'nü kullanması başka bir mesele olarak gündeme geldi.
Uluslararası ve iç politik tepkiler
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, garantör ülkelerin (Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) iznini almadan yaptığı uluslararası askeri işbirlikleri, gelecekte hukuki sorunlar doğursa da, Lefkoşa'nın bundan önce ülkede bulunan 12'ye yakın ülkenin askeri yapılanması ile üslerin kendi egemenliğinde taviz vermeden yönetilmesinin imkansız olduğu değerlendiriliyor.
Güney Kıbrıs'ta, gelecekte ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Yunanistan ve diğer AB üyesi ülkelerin savaş uçaklarının Rumların kontrolü dışında uçması ve kendi aralarında yapacakları hava trafik düzenlemesi, Lefkoşa'nın yanı sıra Brüksel'in de sorunu olarak gösteriliyor.
Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği üyesi olması, İngilizlerin üslerinin de egemen statüde bulunması nedeniyle, ABD ve İsrail gibi birlik üyesi olmayan ülkelere Brüksel'in bakış açısının şimdiden kestirilememesine yol açıyor.
Muhalefet ve medya eleştirileri
Güney Kıbrıs'ın ana muhalefet partisi, aşırı solcu AKEL; özellikle İsrail ve ABD askeri yapılanmasına karşı çıkarak, sivil havaalanlarında İsrail varlığının egemenlik devri olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis'e karşı söylemler geliştiriyor.
Rum basının önde gelen gazetelerinden CyprusMail'de yayınlanan baş makalede, bölgede çok sayıda cephesi bulunan İsrail'in güvenlik personelinin Larnaka Havalimanı'nda devriye gezmesinin ve hava trafiğini yönlendiren kuleye erişiminin olmasının "akılsızca" nitelendirilerek, bu durumun "İsrail'e egemenlik devri" olduğu vurgulandı.
"Bizim görüşümüz: Hükümetin, İsrail güvenlik varlığına ilişkin sessizliği endişelere yol açıyor" başlıklı makalede, Güney Kıbrıs'ın havalimanlarını başka bir ülkenin güvenliğine emanet etmesinin, egemenlikle ilgili toplumda endişelere sebep olduğu dile getirildi.
Rum basınında günlük bu eleştiriler yer alırken, GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, Ada'da bulunan yabancı askeri varlıkları savunarak bunların ülkenin stratejik önemini artırdığını ve Kıbrıs'a bir güvenlik şemsiyesi oluşturduğunu ileri sürüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish