2025 başında Türkiye ekonomik görünümü

Prof. Dr. Mete Gündoğan Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Independent Türkçe/ChatGPT

 2025 yılına girdiğimi bu başlangıç zamanda, genel olarak Türkiye ekonomik görünümünün panoramasını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle işsizlikten başlayalım.


İşsizlik durumu ve genç işsizlik

2024'ün üçüncü çeyreği itibarıyla işsizlik oranı yüzde 8,8 olarak gerçekleşti. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde ise bu oran yüzde 9,3'tü. Yani, işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla bir iyileşme göstermiş.

Ancak, genç işsizlik için aynı durum geçerli değil. Öncelikle, 15-24 yaş arası nüfus, 2022'nin ilk çeyreğinden itibaren azalmaya başlamış.

2022'nin ilk çeyreğinde genç nüfus 12 milyonun üzerindeyken, 2024'ün üçüncü çeyreği itibarıyla 11,6 milyon seviyelerine gerilemiş. Yani, son 2 buçuk yılda genç nüfus yaklaşık yarım milyon azalmış.

Buna rağmen, 2023'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 17,1 olan genç işsizlik oranı, 2024'ün üçüncü çeyreği itibarıyla yüzde 17,4'e yükselmiş. Yani, genel işsizlik azalırken, genç işsizlik artmış. Bu gruba iş aramayanlar ve öğrenciler dahil değil.


Ekonomik büyüme ve yavaşlama işaretleri

2023'te GSYH yüzde 5,1 oranında büyümüştü. 2024'ün üçüncü çeyreği itibarıyla (bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla) büyüme oranı yüzde 2,1 olmuş.

Bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren, enflasyonla mücadele kapsamında alınan tedbirlerle ekonomi sert bir şekilde yavaşlamaya başlamış.


Dış ticaret dengesi ve ekonomik etkiler

Dış ticarette 2023'te 255 milyar dolar ihracat, 361 milyar dolar ithalat yapılmış.Yani dış ticaret açığı 106,3 milyar dolar olmuştu.

2022'de ise açık 109,5 milyar dolar (rekor) seviyesindeydi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023'te yüzde 70,6 olmuştu.

2024 yılı ise ekonomideki yavaşlama ile birlikte dış ticaretin azaldığı bir yıl olmuş. İlk 10 ayda 216 milyar dolar ihracat ve 282 milyar dolar ithalat gerçekleştirilmiş.

Bu durumda ticaret açığı 65,8 milyar dolar seviyesine inmiş. İlk 10 aylık ihracat, geçen yılın aynı dönemiyle neredeyse eşit olmuş.

Aynı dönemde ithalat tarafında ise yüzde 8'lik bir azalma gözlemlenmiş. Doların sabit olduğu, dolar bazında gelirin en yüksek seviyelerde olduğu ve enflasyonun dizginlenemediği bir ortamda ithalatın artmaması, üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.

Çünkü sanayi üretimi büyümesi neredeyse sıfır. Bu da, sanayi sektörü büyümediğinde ithalatın yavaşladığını gösteriyor. Tarım ve inşaat sektörleri hızla büyüdüğü halde, bu sektörlerin ithalata etkisi oldukça sınırlıdır.

Bu da, girdilerin büyük kısmının yerli olduğunu gösteriyor. Eğer sanayi sektöründe acil bir dönüşüm olmazsa, ileride sanayi tekrar büyümeye başladığında ithalatın tekrar kontrolden çıkması muhtemel.

İthalattaki temel sorun, dış nihai mal talebinden ziyade dış yarı mamul hammadde talebinden kaynaklanıyor gibi görünüyor.


Enflasyon durumu ve gelecekteki riskler

2023 yılı itibarıyla toplam enflasyon yüzde 64,77'ydi. 2024'te ise yıllık enflasyon yüzde 44,38 oldu.

ÜFE'de ise son yıllarda daha sakin bir seyir izlenmiş; 2023'te ÜFE yıllık yüzde 44,22, 2024'te ise yüzde 28,52 olarak gerçekleşmiş.

Yani, üreticiler 2020, 2021 ve 2022'de tam olarak yansıtamadıkları maliyet artışlarını 2023 ve 2024 yıllarında yansıtmışlar.

ÜFE ve TÜFE arasındaki fark oldukça azalmış ve yaklaşık yüzde 20'lik bir fazlalık oluşmuş.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu fark zamanla tüketiciye yansıyacaktır. Eğer kurda yukarı yönlü bir hareket olursa ve bu da maliyetlere yansırsa, enflasyonla mücadele çok daha zor hale gelecektir.


Cari açık ve dış borç durumu

2023'te 45,4 milyar dolar cari açık verilmişti. 2024 yılı ekim ayı itibarıyla yıllıklandırılmış cari açık ise 7,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş.
 


Merkez bankası rezervleri ve döviz durumu

Merkez bankası, Kasım 2024 itibarıyla brüt rezervi 163,5 milyar dolar, net rezervi ise 20,2 milyar dolar civarında. Swaplar hariç net rezerv ise ekim itibarıyla 47,2 milyar dolar civarına ulaşmış.


Faiz ödemeleri ve kamu borcu

2021'de kamu 180 milyar TL faiz ödemesi yapmıştı. 2022'de ise 310 milyar TL faiz ödemesi yapılmıştı. 2023'te 675 milyar TL faiz ödemesi yapılmıştı.

2024'ün Kasım ayı itibarıyla (dahil) 1 trilyon 195 milyar TL faiz ödemesi gerçekleştirilmiş. OVP-2024'e göre, 2024 yılı sonu için 1 trilyon 315 milyar TL, 2025'te 2 trilyon 23 milyar TL ve 2026'da 2 trilyon 321 milyar TL faiz ödemesi yapılacak.

2023'te net borçlanma 961 milyar TL (net faiz ödemesi 675 milyar TL!) olmuştu.


Borç stoku ve kamu finansmanı

2024 yılı ortasında dış borç 512 milyar dolar seviyesinde. Kamu borcu 211 milyar dolar, TCMB'nin borcu 44 milyar dolar, özel sektör borcu ise 257 milyar dolar.

Kamu iç borç stoğu 2020 başında 846 milyar TL iken, 2024'ün ikinci çeyreği itibarıyla 4 trilyon 281 milyar TL'ye ulaşmış. Kamu net borç stoğu ise 6 trilyon 337 milyar TL seviyesinde. Kamu net borç stoğu/GDP oranı yüzde 18,1.


Para miktarı ve dolaşımdaki banknotlar

Dolaşımdaki para 2023 başı itibarıyla 316 milyar TL, 2024 başında 408 milyar TL ve 2025 başında 600 milyar TL.

Ayrıca 56 milyar TL'lik madeni para bulunuyor. Yani toplamda 656 milyar TL dolaşımdaki banknot ve madeni para mevcut.


Hane halkı borçlanma ve tüketim eğilimleri

Aralık 2024 itibarıyla hane halkı kredi borcu toplam 3 trilyon 712 milyar TL.

Dağılımı ise şöyle:

  1. 507 milyar TL konut kredisi,
  2. 75 milyar TL taşıt kredisi,
  3. 1 trilyon 401 milyar TL ihtiyaç kredisi,
  4. 1 trilyon 729 milyar TL kredi kartı borcu. Ticari krediler ise 11 trilyon 976 milyar TL. Yıl başından itibaren hane halkı borcu 1 trilyon 43 milyar TL artmış. Bu devasa artışın (yüzde 39) neredeyse tamamı ihtiyaç kredisi ve kredi kartı borcu ile gerçekleşmiş. (Konut + taşıt kredisi 50 milyar TL). Yani, insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için kredilere yüklenmiş. Bu durumda "Millette para var" önerisi yanlış, bunun yerine "Millet kredi çekiyor" demek daha doğru olacaktır.

Bankacılık sektörü kârları ve finansal durum

2023'te bankacılık sektörünün aktif toplamı 23,5 trilyon TL, mevduat ise 14,9 trilyon TL'ye ulaşmıştı. Bu hacim tarihi bir zirveye işaret etti.

Sektörün toplam net kârı ise yüzde 43,8 artarak 620,5 milyar TL olmuştu. 2024 Ekim itibarıyla bankacılık sektörünün:

  • Vergi öncesi kârı: 599 milyar 810 milyon TL,
  • Vergi sonrası kârı: 515 milyar 618 milyon TL.


2025'e girerken, böyle bir ekonomik görünüme sahibiz. 2025 senesinin hayırlara vesile olmasını dilerim.

Hoşça kalınız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU