Savaşın gölgesinde: Rusya ve Batı arasındaki kritik denge

Mayis Alizade Independent Türkçe için anlatıyor

Dünyanın gözleri, Donald Trump'ın 20 Ocak'ta yeniden Beyaz Saray'a geri dönmesine çevrilmişken, aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı'nda bir ay içerisinde o cephede gerilmenin nasıl artacağı ve hazırlıkların nasıl şekilleneceği de herkes tarafından yakından izleniyor.


Trump'ın ateşkes çağrısı ve Rusya’nın hamlesi

Donald Trump, daha seçilmeden önce ateşkes ve görüşmelerin başlatılması gerektiğini belirterek bir açıklama yapmıştı. Ancak Rusya, yapılan taktik hamlelerin hiçbir faydasını görmedi. Rusya, daha fazla toprak kazanmak ve müzakerelerde daha güçlü bir pozisyona gelmek istese de Batılı ülkeler, özellikle ABD, Ukrayna'ya daha fazla silah sevk etmeye devam etti.


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde durum

ABD'nin Ukrayna'ya silah sevkiyatını artırmasının ardından, Rusya'nın Birleşmiş Milletler'deki daimî temsilcisi Veçhislav Nebenzya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni olağanüstü toplantıya çağırdı. 20 Aralık'ta yapılacak toplantıda, Batılı devletlerin Ukrayna'ya silah sevkiyatını artırdığı ve bunun Ukrayna'nın elini güçlendirdiği vurgulanacak. Nebenzya, bu durumu durdurulması gerektiğini belirtecek.


Masa arkası stratejileri

Rusya'nın bu hamlesi, masa arkasına gelme retoriğinin üstünlüğü kazanmasına işaret ediyor. Daha önce belirttiğimiz gibi, Donald Trump'ın planına göre, Zelenski'den sızan bilgilere göre Trump, Rusya'ya ya bu planı kabul edeceksin ya da Ukrayna'ya daha fazla silah göndereceğim şeklinde bir uyarı yapacaktı. Trump, Ukrayna'ya daha fazla silah göndermekle tehdit ederek, her iki tarafı da bu planı kabul etmeye zorlayacak.


Rusya'nın durumu ve Suriye

Moskova'nın en üst düzey yetkililerinin açıklamaları, görüşmelerin gündemde olduğunu ancak Rusya'nın mevcut statükodan geri adım atmayı düşünmediğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda Rusya'nın Orta Doğu'daki etkisinin zayıfladığı da açıkça görülüyor. Özellikle Esad ailesinin Suriye'deki 53 yıllık yönetiminin ardından, Rusya'nın Elini iyice zayıfladığı ve 17 Aralık'ta Rusya Parlamentosu'nun, daha önce terör örgütü olarak kabul ettiği Taliban ve Heya Tahrir Eşşam örgütleriyle işbirliği yapmaya karar verdiği dikkat çekiyor.


Azerbaycan-Rusya ilişkileri

Bu dönemde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Rusya'dan yeniden silah alacaklarını açıkladı. Bu açıklama, Azerbaycan'ın Rusya ile silah sanayisinde iş birliğini yeniden güçlendireceği anlamına geliyor. 2020 yılında Azerbaycan, Ermeni işgali altındaki topraklarını kurtarırken, Rus silahlarının ne derece etkili olduğu tartışılmıştı. Ancak Türkiye'nin insansız hava araçları ve İsrail'in desteklediği savaş teknolojileri bu süreçte daha önemli bir rol oynamıştı. Azerbaycan'ın yeniden Rusya'dan silah almasının, 2020 zaferinin ardından ne gibi sonuçlar doğuracağı ise belirsizliğini koruyor.


Ermenistan ve Kafkasya gerilimi

Azerbaycan ile Rusya'nın ilişkilerinin pekişmesi, Ermenistan'da da tepkilere yol açtı. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve diğer yöneticiler, Azerbaycan'ın tutumuna karşı barış anlaşması imzalamayı kabul etmiyorlar. Bu gelişmelerin, Kafkasya'daki gerilimi ne kadar artıracağı ve Azerbaycan'ın 2020'de kazandığı zaferin barış anlaşmasıyla sabitlenip sabitlenmeyeceği önemli bir konu olarak öne çıkıyor.


Gürcistan'daki siyasi durum

Gürcistan'da ise, 14 Aralık'ta eski futbolcu Kabilaşvili Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Ancak mevcut Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, 26 Ekim'deki seçimlerin geçersiz olduğunu ve hükümetin yasa dışı olduğunu iddia ederek görevini bırakmayı reddediyor. Bu durum, Batı ile Gürcistan ve Rusya arasında gerginliğin artmasına neden olabilir. Gürcistan, Avrupa Birliği ile ilişkilerini 2028 yılına kadar dondurmuştu ve AB de bu kararını onaylamıştı. Gürcistan'da yaşanan bu gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşının kaderine bağlı olarak daha da şekillenecektir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU