Birkaç hafta önce yazdığım son makalelerimden birinde, uluslararası yönetişim marifetiyle üstesinden gelinmesi gereken küresel zorluklardan bahsetmiştim.
O makalede, Neo-Orta Çağ eğilimlerine dikkat çekmiş ve küresel zorlukların üstesinden gelmek için küresel yönetişime sahip olmanın gerekli olduğuna değinmiştim.
Bu makaleyle, küresel meselelerle baş etmek ve özellikle yapay zeka (AI) için hem ulusal hem de bölgesel ve küresel yönetişim ve düzenlemelerin gerekliliğine odaklanmak istiyorum.
Bu makalede, AB'nin yeni Yapay Zeka Yasası ışığında, Hindistan gibi başka BRİCS ülkesinin konuya nasıl benzer veya farklı yaklaşmış olmasına da değinmek istiyorum.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yönetişim ve düzenlemeler yalnızca küresel zorlukların üstesinden gelmenin araçları değil, aynı zamanda ulusal egemenliğin sınırlarını da teşkil ederler.
Geçmiş akademik makalelerimden birinde, kripto paralar ve kripto varlıkların düzenleme arzusunun, yalnızca ulusal güvenlik meselelerinden dolayı değil, aynı zamanda ulusal egemenlik meselelerinde kaynaklandığına değinmiştim.
Vergi toplamak ve para basmak gibi bazı işlevler, egemen devletlerin tekelindedir.
Dolayısıyla, kripto para birimleri ve kripto varlıkların konusu sadece kara para aklama, suç faaliyetlerinin finansmanı ile mücadele için değil, aynı zamanda enerji güvenliği (veri madenciliği yoğun bir şekilde elektrik tüketiyor) ve finansal dolandırıcılık karşısında da vatandaşların güvenliğini sağlamayı hedefliyor.
Bu hedeflerin de ötesinde, kontrolsüz kripto varlık borsaları, ülkenin genel piyasa ve ekonomik istikrarı için de zorluklar teşkil edebilirler.
Benzer bir mantıkla, sadece veri gizliliği değil, yapay zeka (AI) teknolojileri de benzer zorlukları içeriyor.
Yapay zeka – AI düzenlemesi ve yönetişimi, ulusal düzeyin ötesinde ele alınması gerekir.
Teknoloji sınırları aştığı için, günlük hayatı kolaylaştırmak için muazzam bir potansiyele sahip.
Evet, yapay zeka, birçok iş ve meslek dalının geleceğini tehdit ediyor ve belirli mesleklerin rolünü azaltıyor olabilir, ancak diğer yandan birçok alanda üretim ve iş süreçlerini daha verimli yapmak için harika fırsatlar da sunuyor.
Bu bağlamda, Avrupa Birliği'nin (AB) yakın zamanda yapay zeka ile ilgili yeni kurallar ve bir yasa çıkardığını belirtmekte fayda var.
AB'nin Yapay Zeka Yasası marifetiyle AB çapında, risk tabanlı bir yasa geliştirildi.
AB Yapay Zeka Yasası "…Yapay Zeka sistemlerinin oluşturduğu risklere özgü yükümlülükler ve gereklilikler getirir: Risk ne kadar yüksekse kurallar da o kadar katıdır. AB Yapay Zeka Yasası, kabul edilemez riskler oluşturduğu düşünülen belirli Yapay Zeka – AI sistemlerini yasaklar."
Diğer örnekler bağlamında, BT sektörünün değişimin ana itici gücü olduğu Hindistan gibi diğer bazı ülkeler de incelenmeye değer.
Hindistan, yapay zeka hazırlığında lider ve kilit bir oyuncu.
Hindistan, veri altyapısına yaptığı erken yatırımlar sayesinde hem Asya Pasifik bölgesinde hem de küresel olarak yapay zeka veri yönetimi hazırlığı hususunda öncülük ediyor.
Geçmişte daha açık ve müdahalesiz bir yaklaşım sergileyen Hindistan, son zamanlarda daha müdahaleci olabileceği sinyalini de vermiyor değil.
Başbakan Modi, yapay zekayı sık sık kamuoyunda överek, Hindistan'ın yapay zeka konusunda "üstünlük" sağlayacağını ve yapay zekanın hem bilgi işlem hem de yeni girişimler için sağlayacağı avantajları belirtti.
Ancak son zamanlarda, Hindistan'ın giderek daha "müdahaleci" bir yaklaşıma doğru kaydığı ve daha katı düzenleyici tutumlar sergileyebileceği iddia edilebilir.
Yapay zeka ile ilişkilendirilebilecek riskler ve güvenlik sorunları göz önüne alındığında, Hindistan gündemindeki yeni yaklaşımın da bundan sonra "İnovasyon ve Düzenleme" arasında denge sağlamak olduğu düşünülüyor.
Türkiye'nin yalnızca AB'deki gelişmelerin ötesinde (Türkiye'nin kurumsal olarak çoğu zaman birçok Avrupa kurumuyla bağlantılı olması sebebiyle), aynı zamanda Hindistan gibi diğer BRICS ülkelerindeki gelişmeleri de takip etmesi gerekli.
Böylesi teknolojik gelişimde kaldıraç sahibi olmakla övünen bir ülkeden, yapay zeka düzenlemesine karşı son zamanlarda daha temkinli bir duruş gözlemleniyor.
Yapay zeka ile ilgilenen birçok ülke, 2025'te yapay zekanın avantajlarını dengelemenin yolunu tartışmak için çeşitli uluslararası zirvelere katılacaklar.
Bu zirvelerden biri, Şubat 2025'te Fransa’nın başkenti Paris'te düzenlenecek Uluslararası Yapay Zeka - Yapay Zeka Eylem Zirvesi olacak.
Güvenlik riskleriyle birlikte, yapay zeka ile birlikte gelen, kaçırılmaması gereken harika fırsatlar da var.
Paris'teki Yapay Zeka Eylem Zirvesi özellikle 5 temayı ele alacak:
- Kamu yararına yapay zeka,
- Çalışmanın geleceği,
- Yenilik ve kültür,
- Yapay zekaya güven,
- Yapay zekanın küresel yönetişimi.
Genel olarak, yapay zeka tüm insanlık için hem büyük fırsatlar hem de zorluklar sunuyor.
Bu nedenle, çevre veya salgın hastalıklar (pandemi) gibi birçok ana küresel zorluklar gibi, küresel yönetişim ve iş birliği gerektiriyor.
Yapay zeka, insan yapımı birçok şey gibi, kusurlu ve eksik, ancak bu kusurları ve eksiklikleri zamanında ele almamak, daha büyük sorunlar yaratabilir.
Neo-Orta Çağ senaryosunda, bu kusurları ortak bir uluslararası toplum olarak ele almak çok zor olur.
Yapay zeka, küresel iş birliği ve yönetişimin, hükümetler, şirketler ve uluslararası toplum için neden bir gereklilik olduğunu gösteriyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish