"Deniz Sümüğü" Marmara Denizi'ni komaya sokuyor

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Marmara Denizi'nin fosseptik gibi kullanılması, küresel ısınma ve mevsimsel değişiklikler, deniz suyunun biyolojik ve kimyasal yapısını önemli ölçüde etkiliyor.

Aşırı miktarda azot (N) ve fosfor (P), kıyı sularında besin kirliliğine katkıda bulunuyor.

Aşırı azot ve fosfor gibi besin maddeleri, sıklıkla ötrofikasyona ve deniz suyunda zararlı alg patlamalarına (HAB) yol açar, anoksik gibi düşük oksijen seviyelerine ve denizlerin asitleşmesine katkıda bulunur.

Sınır değerlerinin üzerinde azot ve fosfor kirliliği denizlerde ölü bölgeler oluşturur.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Denizlerde musilaj oluşumu, çeşitli deniz organizmaları tarafından özel trofik ve mevsimsel koşullar altında üretilen organik maddelerin kümelenmesi olarak tanımlanmıştır.

Musilaj oluşum süreci fitoplanktonların hücre dışı salgılarıyla başlar. Bu salgıların çoğunluğu heteropolisakkaritlerden oluşur.

Deniz tabanına çöken müsilaj, kıyı bölgelerinde ciddi balık ölümlerine, kabuklular, yumuşakçalar, makroalgler, deniz kestaneleri, gorgonlar gibi birçok bentik organizmaları olumsuz etkiler ve deniz dibinden başlayarak yukarı doğru oksijensizliği tetikler. 

Mevcut durumda Marmara Denizi’ne deşarj edilen toplam evsel ve kentsel atıksu debisi 5.853.000 m3/gün’dür (MARAAT, 2021).

Başka bir çalışmada Marmara Denizi'ne deşarj edilen evsel ve kentsel atıksu debisi ise 5.410.000 m3/gündür. 

Kentsel atıksu: Evsel atıksu ya da evsel atıksuyun endüstriyel atıksu ve/veya yağmur suyu ile karışımını ifade eder. 

Marmara havzasında evsel ve kentsel atıksuların yüzde 12,2 klasik biyolojik AAT’lerinde (atıksu arıtma tesisi) arıtılmaktadır.

Buna göre İstanbul, Kocaeli, Balıkesir, Bursa, Yalova, Çanakkale ve Tekirdağ'dan klasik biyolojik AAT’lerinden arıtılmış (Tablo 1) toplamda 234 milyon 905 bin 970 m3/yıl Marmara Denizi'ne deşarj edilmektedir.
 

t1
Tablo 1. Marmara Havzasında klasik AAT sayısı ve toplam deşarjları

 

Marmara Denizi ve Adalar Bölgesi, 04 Kasım 2021 tarih ve 4758 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiştir. 

Ve Tarım ve Orman Bakanlığınca (30 Aralık 2021) Marmara Denizi’ndeki kıyı suyu kütleleri hassas kıyı suyu kütlesi olarak ilan edilmiştir.

Hassas alanlar yeşil ile gösterilmiştir. 
 

h1
Harita 1. Marmara Denizi kıyı alanlarında su kütleleri bazında hassas/az hassas su kütlelerinin gösterimi

 

Yeşille gösterilen hassas alanlara deşarj edilen ve edilecek atıksularda;

  •  TP (toplam fosfor): 1 mg/L,
  •  TN (toplam fosfor): 10 mg/L

maksimum olması gerekir.

Ancak Klasik biyolojik AAT’lerinde sadece karbon giderimi yapıldığı için azot ve fosfor kirliliği giderilemez. 

Klasik biyolojik AAT’lerinde arıtılmış atıksuyun çıkış değerleri;  

  • Toplam Azot (TN); 20 mg/L 
  • Toplam Fosfor (TP); 6-7 mg/L'dir. 

Yani klasik biyolojik AAT’leri toplam fosfor (TP) değeri 5,5 (beş buçuk) kat ve toplam azot (TN) iki kat ekstra yüksek konsantrasyonda atıksular Marmara Denizi'ne deşarj edilmektedir.  

Marmara havzasındaki belediyeler, Marmara Denizi'ne klasik biyolojik AAT’lerinden;

  •  Toplam azot miktarı (TN); 2 milyon 349 bin 60 kg/yıl
  •  Toplam fosfor miktarı (TP); 1 milyon 291 bin 983 kg/yıl

fazla toplam azotlu (TN) ve toplam fosforlu (TP)’lu atıksu deşarj edilmektedir.

Sucul ortamda azot ve fosfor kirliliği fitoplanton patlamasını tetiklemektedir. 

2021 yılından 2024 yılına kadar yapılan iyileştirme çalışmaları sonucu fiziksel arıtma oranı yüzde 43,9’dan yüzde 36,1’e düşürülmüşken klasik biyolojik AAT oranı yüzde 5,1’den yüzde 12,2 çıkarılması olumsuz bir gelişmedir.
 

ş1
Şekil 1. Marmara Denizi'ne deşarj edilen fiziksel ve biyolojik AAT’larda iyileşmeler

 

Marmara havzasında ileri biyolojik AAT’da sadece yüzde 0,7 oranında bir iyileşmenin yapılması kirlenmenin devam ettiğinin işaretidir. 

Marmara havzasında klasik biyolojik AAT’lerine son verilmeli ve bu tesislerin tamamı ileri AAT’lerine dönüştürülmelidir.

Bunun için ciddi bir yatırım yapmaya gerek yoktur. Mevcut tesislerde bazı iyileştirme revizyonları yapılarak toplam azot ve toplam fosfor giderimi yapılabilir.

Marmara havzasındaki tüm atıksu arıtma tesisleri için N, P giderim revizyonu yapılmalıdır.

Marmara Denizi'nde balık popülasyonu %25 oranında azalmıştır. 

Akıllı yönetimler çözüm üretir. Kirletme sorunları, çözümleri ve yatırımları öncelikli olarak takibe alınmazsa Marmara Denizi kirlenmeye devam eder.

Marmara Denizi eski kokan Haliç’e dönüşmeden noktasal ve yayılı kaynaklı toplam azot ve toplam fosfor kirlilikleri mutlaka önlenmelidir. 

Marmara Denizi'ne yayılı ve noktasal kaynaklardan toplam azot ve toplam fosfor deşarj edildiği sürece Marmara Denizi'nde sürekli fitoplanton patlaması olur, şartlar uygun olduğunda müsilaj oluşmaya devam eder ve dipten yukarı doğru oksijensizlik yükselmeye devam eder.  Bu durum Marmara Denizi'ni komaya sokar.

Marmara Denizi'nin ilk 25 metresinden sonra çözünmüş oksijen seviyesi 2 mg/L altına düşerek tehlikeli seviyede seyretmektedir. Bu durum Marmara Denizi'nin "koma hali" olarak tanımlanabilir. 

Müsilajın başladığı yıldan beri Marmara Denizi'ne deşarj edilen atıksuların kirlilik yükleri önemli oranda iyileşmemiştir ve kirlenme devam etmektedir.  

Marmara Denizi'ne derin deniz ve klasik biyolojik AAT deşarjları yasaklanmalı ve bu tesislerin ileri biyolojik AAT dönüştürülmesi için takvimlendirme yapılmalı ve takvimlendirme uygulanmalı konmalı. 

Marmara Denizi ölürse Türkiye ekonomisi felç olur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU