Klasik ya da açık faşizm ve gizli faşizm üzerine... (2)

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Freepik

Faşizm, sınıf ya da sınıflar mücadelesinin olmadığını, bunun "anarşi" ve "bölücülüğü" teşvik edici antikomünist bir uydurma olduğunu iddia etti.

İktidar gücüne ulaşınca da sınıflarla ilgili her şeyi, en önce de söylemi yasakladı.

Faşizm, farklı toplumsal kesimlerin özellikle geri yanlarına vurguyu içeren kara propaganda yöntemlerini sürekli kullandı.

Faşizm, ortaya çıktığı ülkede milletin ortak çıkarlarını sahiplenme görevinin devlete ait olduğunu, bu bağlamda sınıflar üstü devleti ve devletin yüceliğini savundu ve propaganda etti.

Ayrıca faşizm, burjuva sınıfın varlığını ve burjuva sınıf çıkarlarını kabul etti; üretim araçları sahipliğini en güçlü burjuvalar başta olmak üzere burjuva sınıf katmanlarına bıraktı.
 


Faşist devletlerin genel ekonomi politikası, "devlet eliyle kapitalist yaratma" ve kapitalizmi kurma program perspektifine dayanır.

Faşizm, devlet üzerinden ekonomiye müdahale eder. Kendince ekonomiyi disiplinize ederken halktan yana görüntü vermeye dikkat eder.

İşgalci ve saldırgan tarzı, uluslararası çelişkilere de açık olduğundan, "Bir taşla iki kuş" misali sahte bir antiemperyalizmle halkı aldatma yolunu seçer.

Faşist devletin ekonomik sistemi, işçi ve emekçilerin ihtiyaçlarına göre değil, savaşa ve silahlanma ihtiyaçlarına göre kurulur.

Ayrıca, toplum içinde yalnızca büyük sermaye kesimlerinden değil, milliyetçi, faşizan kesimlerden de sıradan halk kesimlerinden de faşizmin iktidar olmasını sağlayan bunalım koşullarının yarattığı sonuçları istismar ederek destek arar.

Özellikle başlangıçta bu desteği bulur da...

Faşizm tutarlı bir dünya görüşü değildir.

Aslında bir dünya görüşü değildir.

Belirli kalıcılıkta bir siyasal biçimi de yoktur.

Toplumsal değişimlere ve güç ilişkilerine göre değişen siyasi biçimler almak faşizmin doğası gereğidir.
 


Faşizm, Almanya ve İtalya'da olduğu gibi klasik faşizm denilen açık faşizm biçimi aldığı gibi, burjuva demokratik biçim örtüsü altında da gerçekleşebilir.

Buradan ülkede aldığı biçimlere geçersek, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinde yeni sömürge ülkelere özgü "açık faşizm" biçiminde gerçekleşirken, askerin kışlasına dönerek, demokrasiye geçildiği "gizli faşizm" biçimi altında da gerçekleşebilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gizli ya da açık faşizm, derece farklarıyla her iki faşizm biçimi de devleti sınır tanımaz yücelikte, en üst akıl, en üst otorite olarak görür.

Bu bağlamda her ikisinde de devleti mutlak koruma ve kollama durumu içkindir.

Klasik faşizm ya da açık faşizmde devletin yüceltilmesi çok daha nettir.

Netliğe gelince… Devletle tek partinin iç içe geçmesi, devletin, halkın dışında ve üstünde ama toplumsal bir "ortak irade" olarak ülkeyi ve toplumu mutlak temsil eden bir kutsallık, bir moral, bir isteklendirme, bir varoluş biçimi olarak görülmesi netliği açıklar.

Devleti, gizli ya da açık, yücelten faşizm, bu nedenle burjuva demokratik devlet sistemine de karşıdır.

Alman Neo-Nazi faşizmi ve İtalyan faşizmleri yanı sıra, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden sonra geçildiği iddia edilen demokratik rejimde ya da gizli faşizmin tekçi döneminde "kuvvetler ayrılığı", "hukuk devleti", "parlamentonun üstünlüğü" gibi burjuva demokrasisinin abc'si olarak bilinen biçimsel demokratik kurumlaşmalara son verildiği, işletilmediği açıktır; yaşıyoruz.


Ülkede burjuva demokratik sistemi biçimsel olarak kabul eden ve uygulayacağını açıklayarak seçilen iktidar partileri, devlet ve iktidar yasallığını dahi kendi siyasi ajandaları, toplumsal, ekonomik çıkarları ve güvenlik problemleri için tehlikeli görmüş olmalılar ki, halkın yaşayarak ve mücadele ederek kazandığı en önemli biçimsel demokratik kurumlaşmalara zaman içinde son verdiler.

Demokratik içeriğini koruyarak kalan kurumlaşma çok az kaldı... Kaldı mı, şüpheli...

Devlet - tek adam özdeşliğine tanıklık ediyoruz.

"Tek adam"ın bilinen çevrelerde kutsanmışlık düzeyde kabul görmüşlüğünün olası bir yan sonucu olarak muhtemel güç zehirlenmesi, olanı biteni açıklamaya yeter mi, o da şüpheli...

Unutmayalım ki:

Günah tek başına işlenmez.

(Kutsal Kitap)

 

(Devam edecek...)

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU