Ekonomi dönüşümünde kim kazandı, kim kaybetti?

Prof. Dr. Mete Gündoğan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Ekonomide enflasyon noktasında yaşanan düşüş eğilimleriyle adeta bir bahar havası oluşturulmaya çalışılıyor.

Şimdi, bundan önce bu köşeden Mehmet Şimşek tarzını anlatan, hatta "Ekonomide Üç Tarz-ı Siyaset" isimli bir makale yayımlamıştım.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bunun önemi neden?

Çünkü Mehmet Şimşek'ten önce Nureddin Nebati başka bir program uyguluyordu.

Bu iki program, bu iki tarz, Nebati ile Şimşek tarzları birbirlerine taban tabana zıt tarzlardı.

Onun için bunu sık sık hatırlatmakta fayda görüyorum.


İki farklı ekonomi tarzı: Şimşek ve Nebati

Sayın Şimşek tarzıyla, bizim dış borçlarımızın artacağını, faiz ödemelerinin artacağını ve enflasyonun da artacağını ifade etmiştik.

Şimdi, Sayın Şimşek Haziran 2023'ün başlarında, Nebati'den görevi devraldığı zaman enflasyon düşme eğilimindeydi; yüzde 38,21 idi.
 

Yıllık enflasyon
Yıllık enflasyon

 

Ne oldu?

Tam tahmin ettiğimiz gibi bir gelişim yaşadık.
 

Dış borçlar ve faiz ödemeleri
Dış borçlar ve faiz ödemeleri

 

Yani önce dış borçlarımız arttı, faiz ödemelerimiz arttı, enflasyon da arttı. 

1 yıl içerisinde, yani 2024'ün yazında, enflasyon yüzde 75,45'e kadar çıktı.
 


Enflasyon düşüşü: Ne pahasına?

Sonra ne yapıldı?

Sayın Şimşek'in talep kısma politikalarıyla faizler artırıldı.

Dolayısıyla krediye ulaşım zorlaştı çünkü faizler çok yüksek oldu.

Tasarruf tedbirleriyle kamu harcamaları kısıtlandı. Yatırımlar kısıtlandı.

Ücret artışları, özellikle asgari ücret artışlarında iyileştirmeler yapılmadı.

Dolayısıyla orta sınıf aslında çok zayıfladı, hatta çöktü diyebiliriz.

"Yok oldu" demesek de zor ekonomik koşullarla bu ana, yani 1 buçuk yıl sonrasına gelmiş olduk, Sayın Şimşek'in göreve başlamasından bu yana.


Sayılarla enflasyonun geri çekilmesi: Gerçekten iyi midir?

Şubat 2025 itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 39,05'e kadar geriledi.

Henüz Sayın Şimşek'in devraldığı rakama ulaşmadı ama 0,84 puanlık bir fark var.

Bu rakama iner; yani bu rakamdan bir puan, belki iki puan daha aşağıya iner.

Peki, ne pahasına indi?

Yani maliyetler ne oldu?

Kime ne yüklendi?


Dış borçlar ve faiz ödemeleri: Bedeli kimin sırtına yüklendi?

Dış borçlarımız bakınız, 550 milyar doları aştı bu süre içerisinde.

Yıllık faiz ödemelerimiz 1 trilyon 312 milyar lirayı aştı.

Yani 1 buçuk yıl daha başa döndük ama borç faiz bedeli, yani bu program dönüşümünün bedeli kimin sırtına yüklendi?


Kim korundu, kim ödedi?

Öncelikle baktığımızda esnaf, yani tüccarlar, enflasyon ve maliyet enflasyonlarından dolayı verdikleri malların fiyatlarını istedikleri gibi ve sürekli artırdılar.

Yani enflasyon arttı ve onlar maliyetlerini vatandaşa yansıttılar.

Başka?

Büyük sanayiciler mesela, TÜSİAD 13 Şubat'ta bir açıklama yaptı: "İhracatçımız kan ağlıyor" dedi.

Bunun üzerine TÜSİAD'ın başkanı sorgulandı.

Ancak bu açıklamadan yaklaşık 15 gün sonra Birmak'ta yeni bir kredi hacmi için yeni kefalet paketi, hazine destekli yeni kefalet paketi açıklandı.

Yani KGF büyütüldü ve ihracatçılara bu şekilde kolaylık sağlandı.


Sanayicilerin ve tüccarların korunması: Vatandaşlar ne oldu?

Buradan şunu anlıyoruz:

Bankaların normalde kredi vermediği, çünkü teminatları kefaletleri sıkıntılı olan ihracatçılara kamu kredi garanti fonu üzerinden kredi desteği sağlanmış oldu.

Peki, olan kime oldu?

Bakın, tüccarlar korundu, büyük sanayiciler korundu.

Ancak sabit ücretleri olanlar, yani bedeli bu dönüşümün bedelini ödeyenler kimlerdi?

İşte memurlar, işçiler, emekliler, dul ve yetim maaşı alanlar ve genel olarak da vatandaşlar.

Zanaatkarlar, el emekleriyle çalışanlar, emekçiler bunlar ödediler.

Vatandaşlar, bu garanti desteklerinin hazine üzerinden verildiği için, hazinenin borçlanması ekstra bir yük demektir, bu da vatandaşların sırtına yüklenmiştir.


Dönüşümün bedeli: Kimler ödedi, kimler kazandı?

Kısacası ne oldu?

Şöyle 1 buçuk yıla bakarsak:

Sayın Şimşek, dış rantiyecilere bir bakıma servet aktardı, tüccarları ve büyük sanayici iş adamlarını korudu.

Oluşan maliyetleri ise sabit gelirlerin üzerine, vatandaşların üzerine yıktı.

"Gitti" diyeceğim ama gitti kısmı tabii henüz söz konusu değil.

Ancak nisan-mayıs gibi, Sayın Şimşek'in devraldığı enflasyon oranlarına ulaşacağımızı ve hatta o oranlardan 1-2 puan daha aşağıya ineceğimizi düşünüyorum.

İşte o andan itibaren Sayın Şimşek rahatlıkla görevinden affını isteyebilir.

Çünkü daha önce görevden ayrılması adeta bir yuhalanma, bir kovulma şeklinde olmuştu.

Fakat bu sefer bir dönüşümü tamamlamış ve başarılı olmuş bir portre çizerek ayrılma ihtimali olabilir.

Bu da ihtimal dahilindedir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU