ABD'de siyasi kutuplaşmanın en belirgin olduğu başkanlık seçimleri süreçlerinden birisine tanıklık ediyoruz.
Benzer bir süreç en son 1968 başkanlık seçimlerinde yaşandı. Vietnam Savaşı ve Afro-Amerikalılara yönelik ayrımcılık nedeniyle siyasi gerilimin çok yüksek olduğu 1968 seçimlerinin öncesinde dönemin devlet başkanı Lyndon B. Johnson adaylıktan çekilmiş, Afro-Amerikan hareketinin önderi Martin Luther King suikasta kurban gitmiş ve ülkenin tamamına yayılan geniş çaplı savaş karşıtı protestolar düzenlenmişti.
1968 seçimleri öncesinde siyasi statükoya karşı toplumun çok farklı tabakaları tarafından desteklenen, Demokrat Parti'nin en güçlü başkan adayı olan Robert F. Kennedy'e düzenlenen suikast, Amerikan toplumunda derin bir karamsarlığa yol açarak siyasi seçimlerin ülkeyi daha iyiye götürebileceğine yönelik inancı büyük ölçüde yok etmişti.
2024 seçimlerinin arka planı incelendiğinde birçok noktada 1968 seçimleriyle benzer dinamiklerin etkili olduğu görülüyor.
Aşırılıkçı Netanyahu hükümetinin Gazze'de başlattığı soykırımın ve ırkçı politikalarının neden olduğu yıkımlar, Rusya-Ukrayna savaşının Birinci Dünya Savaşı'nın Batı Cephesi'ndeki siper savaşlarını andıran bir kilitlenmeye sürüklenmesi ve küresel düzeyde militarist eğilimlerin güçlenmesi, 2024 ABD başkanlık seçimlerinin önemini çok artırdı.
Ocak 2024'ten bu yana seçim rüzgarının birkaç defa yön değiştirdiğine tanık olduk.
Siyasi kutuplaşmanın gitgide derinleştiği bu düzlemde, kazanan tarafı küçük detayların belirleyeceği artık açıkça görülüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu karmaşanın ortasında siber alanın en mobilize ve dinamik çevrelerinden olan kripto ekosisteminin siyasi tavrı, kazananın belirlenmesinde önemli rol oynayacak.
Güncel araştırmalara göre ABD'de yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 21'inin kripto varlıklarına yatırım yaptığı tahmin ediliyor.
2010'lu yıllarla kıyaslandığında çok daha organize hareket eden; "X", "Telegram", "Reddit" ve "Discord" gibi platformlarda yoğunlaşan kripto yatırımcıları sosyal medyada etkili kamuoyu oluşturma gücüne sahipler.
Bu çevrelerin kripto endüstrisinin büyük şirketleri tarafından finansal boyutta desteklenmeleri, sistematik bir seçim kampanyası yürütmelerine fırsat tanıyor.
2009'dan bugüne kripto endüstrisinin gelişimini dönemlere ayırarak incelediğimizde, ABD'deki politika yapıcılarının tavırlarının kripto piyasalarının yükseliş ve duraklama dönemlerinin başlamasında önemli rol oynadığını görüyoruz.
2016 başkanlık seçimlerini kazanan Trump, başkanlık dönemi boyunca kripto endüstrisine karşı şüpheci bir tavır takınırken, bu ekosistemin gelişimini yavaşlatan politikalara öncelik verdi.
Trump hükümetinin Bitcoin'i ABD'nin ulusal para birimine karşı bir tehdit unsuru olarak görmesi ve blockchain teknolojilerinin potansiyelini göz ardı ederek bu sektörün gelişimini yavaşlatan regülasyonlara yönelmesi, 20 bin dolar seviyelerini test eden Bitcoin'in Aralık 2018'de 3 bin 200 dolar seviyelerine gerilemesinde etkili oldu.
2019-2020 dönemi boyunca dalgalı bir seyir izleyen Bitcoin ve altcoinlerin toparlanması zaman aldı.
Pandeminin küresel piyasalarda yol açtığı çöküş Bitcoin'in tekrar 4 bin dolar seviyelerinin altına gerilemesine ve bazı altcoinlerin yüzde 90'ı aşan değer kayıplarına uğramasına yol açtı.
2020 ABD başkanlık seçimleri öncesinde Bitcoin öncülüğünde altcoinler hızlı bir yükseliş trendine girdiler.
Bu dönemde kurumsal yatırımcıların kripto endüstrisine güveni güçlenirken, blockchain tabanlı araçların günlük yaşamda kullanım oranı çok arttı.
Bu geçiş sürecinde kripto ekosisteminde Demokratların başkanlık seçimlerini kazanması durumunda kripto yanlısı bazı bürokratlara ve teknokratlara hükümette yer vereceği algısı egemendi.
Dolayısıyla Biden hükümetinin gerçekleştireceği düzenlemelerin kripto ekosisteminin gelişimini hızlandıracağı ve blockchain endüstrilerine yatırımı teşvik edeceği düşünülüyordu.
Üniversitede blockchain üzerine dersler veren Gary Gensler'in Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) başkanlığına atanması, kripto çevreleri tarafından başlangıçta coşkuyla karşılandı.
Ancak Biden hükümetinin beklentinin aksi yönde hareket ederek kriptoya karşı tutumunu sertleştirmesi kripto piyasalarına olan güveni sarstı.
Hazine Bakanı Janet Yellen ve SEC Başkanı Gary Gensler'in periyodik olarak gerçekleştirdiği kripto piyasalarına ilişkin olumsuz açıklamalar ve kripto yatırımcılarına yönelik uyarılar, Çin'in kripto yasağı getirmesinin de etkisiyle kripto piyasalarında ayı sezonunun başlangıcını tetikleyen temel etmenler oldu.
2021-2023 dönemi, Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti içinde kripto ekosisteminin gelişimini destekleyen siyasetçiler bulunmasına karşın kripto karşıtı politikalara ağırlık verilen ve uzayan ayı sezonunun etkisiyle altcoinlere güvenin sarsıldığı bir dönem oldu.
Biden hükümetinin kripto endüstrisine karşı şüpheci tutumunu sürdürmesi ve geleneksel finans sermayesinin beklentileriyle uyuşan politikalara öncelik vererek blockchain teknolojilerinin potansiyelini göz ardı etmesi, kripto çevrelerinin hükümet karşıtı bir pozisyon almasına yol açtı.
Trump hükümetinin ardından Biden hükümeti de bu çevrelerin beklentilerine karşılık veremedi. Kriptonun yükselişini geleneksel finans sektörü için tehdit olarak görerek blockchain tabanlı inovasyon şirketlerini, kripto madencilerini ve kripto yatırımcılarını çepeçevre kuşatan regülasyonlara yöneldi.
Bu dönemde kripto endüstrisinin önde gelen isimleri, Senato ve Temsilciler Meclisi seçimlerinde kripto yanlısı adaylara oy verme çağrısı yaptılar.
Wyoming Senatörü Cynthia Lummis gibi siyasetçiler, seçim kampanyalarında kripto yatırımcılarından önemli düzeyde destek aldılar.
Kripto ekosistemini destekleyen senatörlerin ve Temsilciler Meclisi üyelerinin lobi faaliyetleri, kripto meselesinin periyodik olarak gündeme taşınmasında etkili oldu.
2024 ABD başkanlık seçimlerinin yaklaşmasının ve kripto çevrelerinden gelen büyük baskının etkisiyle 2024'ün ilk yarısında Biden hükümeti önce Bitcoin ETF'i, sonrasında ise Ethereum ETF'i onaylarak kriptonun kurumsallaşmasının önünü açtı.
Bu adımlar piyasada daha erken fiyatlandığı için halihazırda yükseliş eğiliminde olan Bitcoin, Mart 2024'te psikolojik bir eşik olan 70 bin dolar barajını aşarak tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı.
Ancak bu yükseliş, büyük altcoinler dışında kripto piyasasının geneline yansımadı.
ETH, BNB ve SOL gibi büyük altcoinler bu süreçte toparlanarak en yüksek değerlerine yaklaşırken, altcoinlerin büyük çoğunluğu 2021 dönemindeki seviyelerinin çok altında işlem görmeye devam ettiler.
Çünkü piyasada SEC ve hükümetin kripto piyasalarına karşı ikili bir tavra sahip olduğu düşüncesi egemendi.
Bu algıya göre BTC ve ETH piyasaya entegre edilirken, altcoinlere yönelik kısıtlayıcı politikaların devam edeceği düşünülüyordu.
SEC tarafından altcoinlere ve kripto borsalarına yönelik açılan davalar bu algıyı daha da güçlendirdi.
Bu nedenle geçmişte yaşanan boğa koşularının aksine Bitcoin ve Ethereum'un yükselişini altcoinler takip etmedi.
Kuşkusuz benzer işlevleri yerine getiren çok sayıda altcoinin aynı pastadan pay almaya çalışması ve scam projelerin uyandırdığı güvensizlik bu durumun yaşanmasında etkili oldu.
Bu nedenle yapay zeka, finans, bulut bilişim, oyun ve Web3 alanında etkinliğini sürdüren üretken altcoinler potansiyel değerlerinin çok altında kaldılar.
Altcoinlerin toparlanması ve kripto endüstrisinin gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için kripto ekosistemi, hükümetin daha somut adımlar atmasını bekliyordu.
Bu noktada sürdürülen lobi faaliyetlerinin etkisiyle Kamala Harris'e oranla daha pragmatik ilkelere dayalı bir seçim kampanyası yürüten Donald Trump, kısa süre önce açıkça kripto endüstrisine desteğini ilan etti.
Başkanlığa seçilmesi durumunda ABD'yi Bitcoin madenciliğinin ve kripto endüstrisinin merkezi haline getirme sözünü verdi.
Bu söylem, başkanlık dönemi boyunca kriptoya karşı şüpheci bir tutum alan ve uzun ayı sezonunu tetikleyen Trump'ın pozisyonunda önemli bir kırılmaya işaret ediyor.
Ulusalcı ekonomi politikalarını ve gümrük duvarlarının yükseltilmesini savunan Trump'ın ekonomi yaklaşımı, kripto endüstrisinin kurucu prensipleriyle uyuşmuyor.
Ne var ki Biden hükümetinin politikalarının kripto çevrelerinde neden olduğu hayal kırıklığı, seçim kampanyasında radikal bir dönüşümle kripto yanlısı bir pozisyon alan Trump'a önemli bir avantaj sağlıyor.
Kritik eyaletlerde iki aday arasındaki dengenin çok hassas olduğu göz önünde bulundurulursa kripto ekosisteminin desteklediği adayın bu seçim yarışında rüzgarı arkasına alacağı açık.
Sosyal medyadaki etki gücü ve organizasyon kabiliyeti nedeniyle kripto ekosistemi, kamuoyu nezdinde egemen söylemin şekillenmesinde önemli bir ağırlık merkezi haline geldi.
Demokrat Parti'ye mensup Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer'in de aralarında bulunduğu bazı senatörler, Harris'in seçim kampanyasında kripto yanlısı politikalara vurgu yapılması ve bu yönde regülasyonların gerçekleştirilmesi için girişimde bulundular. Ne var ki şu ana dek bu yönde henüz somut bir adım atılmadı.
Bugüne kadarki deneyimlerimizden, kripto piyasalarının iç siyasetteki gelişmeleri erken fiyatladığını biliyoruz.
Bu nedenle 5 Kasım 2024'te gerçekleşecek başkanlık seçimleri öncesinde Harris ve Trump arasındaki değişen dengeler, doğrudan kripto piyasalarına yansıyacak.
Kripto piyasalarındaki olası yükseliş ve düşüşlerin siyasi nedenlerini ancak süreç tamamlandıktan sonra öğrenebileceğiz.
Seçimin yaklaşmasıyla kripto çevrelerinin iki aday üzerindeki baskısı çok artacak.
Kripto ekosisteminin önde gelen bazı figürleri, siyasi tercihlerini adayların kriptoya yönelik tavrına göre koyacaklarını dile getirdiler.
Kuşkusuz Trump'ın kripto yanlısı yeni söyleminde samimi olduğu düşüncesi oluşursa veya Biden hükümetinin Bitcoin-Ethereum ETF onaylarıyla başlayan politika değişikliğinin Harris döneminde kripto ekosisteminin tamamını destekleme yönünde dönüşeceği algısı egemen olursa kripto piyasalarına ve altcoinlere olan güven güçlenecektir.
Ancak en iyi senaryoda dahi kripto ekosisteminde çok fazla işlevsiz-scam proje olduğu düşünüldüğünde, beklenen boğa koşusu kanlı olacaktır.
Yapay zeka, finans, metaverse ve Web3 gibi alanlarda çığır açan projeleri yürüten organizasyonlar ve onların desteklediği altcoinler güçlenirken, scam projeler zamanla yok olacaktır.
Bu ekosisteme yeni değerler ekleyen ve teknolojik inovasyona ağırlık veren projeler ise kalıcı hale gelecekler ve güçlenerek yollarına devam edecekler.
ABD başkanlık seçimleri merkezinde kilitlenen bu süreç, önümüzdeki 4 yılda kripto ekosisteminin geleceğini şekillendirecek.
Doların ve küresel bankacılık sektörünün hegemonyasını savunan geleneksel finans sermayesiyle yenilikçi kripto ekosistemi arasındaki mücadelenin siyasi düzlemdeki yansımalarına doğrudan tanıklık edeceğiz.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish